bugün
- her çarşamba 20 lik çıtır için aynı otele gitmek10
- karınız istese sözlüğü bırakır mısınız14
- kedi besleyen kızların ortak özellikleri9
- kisinin 17 yasina verecegi ogut13
- gulmekicinyaratilmis16
- aykolik'in akbilini doldurmak11
- ekrem imamoğlu74
- kasko fiyatları8
- anın görüntüsü15
- yola saçılan içkileri talan eden izmirliler11
- espressolab22
- aykolik masklavi buluşması8
- galatasaray lı olmanın çok masraflı olması27
- erdoğan sonrası hükümet32
- fay hattına kazıp kontrollü kırmak27
- bantla bantla da nereye kadar12
- fay hatlarını çimentoyla doldurursak deprem olmaz12
- gezi parkını yakmak8
- okunan kitabı anlatamamak9
- asya'nın en iyi 100 üniversitesinin 4'ü türkiye de20
- pakistan ve hindistan denze düşse kimi kurtarırsın14
- en uzun bekletilmiş erkek16
- akpli arkadaşınızı banyoda yıkar mısınız8
- ermeni soykırımı için özür dileyelim kampanyası12
- deprem oldu19
- aykolik yetkili olsun kampanyası35
- 4 hak mezhep9
- aşağılık insanlar11
- yolda namaz kılan davarlar16
- sırrı süreyya önder28
- fotokopici bi erkek39
- kendisinden ayrılan kadını rahatsız eden erkek15
- kabataş yalanı17
- 27 nisan 2025 eyüpspor galatasaray maçı29
- aknaz beyaz peynir11
- bir erkeğe alınacak en güzel hediye20
- erdoğan ikinci atatürk'tür13
- allah ı niçin göremiyoruz14
- papa francis'in serveti9
- kanal istanbul9
- yazarların ölüme en çok yaklaştıkları an16
- zina çoğalınca deprem olur10
- bik bik'in mutfağına konuk olmak18
- cuma gitmeyen erkeğe kadınların bakışı9
- nervio'nun evleneceği adam16
- köpeğe dokunanlar değdiği kısmı 7 kez yıkamalıdır18
aylık bir aktüel dergidir aynı zamanda. başyazısını da osman tanburacı yazmaktadır.
mercyful fate'in 1994 yılında yayınlanmış time albümünden güzel bir parçası.
sözleri de şöyle:
The girl in the mirror, she's not really there
Only I can see her, in all her misery
The girl in the mirror, she's caught in a spell
The girl in the mirror, between Heaven and Hell
Can't you feel it, those haunting eyes
She's so devine, could be magic of a kind
Take a look in the mirror
Deep inside there's a world of its own
Take a look in the mirror
See what you might find
Try to reach my hand
Try to reach through the glass... Try... Try...
'Cause the longest journey is the one on your own
If we break the mirror, do you think they'll let you go
sözleri de şöyle:
The girl in the mirror, she's not really there
Only I can see her, in all her misery
The girl in the mirror, she's caught in a spell
The girl in the mirror, between Heaven and Hell
Can't you feel it, those haunting eyes
She's so devine, could be magic of a kind
Take a look in the mirror
Deep inside there's a world of its own
Take a look in the mirror
See what you might find
Try to reach my hand
Try to reach through the glass... Try... Try...
'Cause the longest journey is the one on your own
If we break the mirror, do you think they'll let you go
suadiye de bulunan, insanların azıcık şık giyindiği bi restoran. yaş aralığı 20-40 olmakla birlikte ana yemek fiyatlarıda 20-30 ytl civarı. 836276 tane garsonu, temiz tuvaletleri olan bi yer.
bilinen tanımı: ing. ayna.
pek de aşinası olunmayan bir tanımı: rdram lerde karşılıklı bir çalışma sistemi vardır. anakartın üzerindeki ram slotları daima çift sayıda dolu olmalıdır. bir rdram taktığınızda karşısına aynı mhz değerinde rdram takmanız gerekir. aynı marka olması ayrıca önerilir. işte bu olaya mirror/image denilir.
pek de aşinası olunmayan bir tanımı: rdram lerde karşılıklı bir çalışma sistemi vardır. anakartın üzerindeki ram slotları daima çift sayıda dolu olmalıdır. bir rdram taktığınızda karşısına aynı mhz değerinde rdram takmanız gerekir. aynı marka olması ayrıca önerilir. işte bu olaya mirror/image denilir.
Bir Sylvia Plath şiiridir:
MIRROR
by Sylvia Plath
I am silver and exact. I have no preconceptions.
Whatever I see, I swallow immediately.
Just as it is, unmisted by love or dislike
I am not cruel, only truthful –
The eye of a little god, four-cornered.
Most of the time I meditate on the opposite wall.
It is pink, with speckles. I have looked at it so long
I think it is a part of my heart. But it flickers.
Faces and darkness separate us over and over.
Now I am a lake. A woman bends over me.
Searching my reaches for what she really is.
Then she turns to those liars, the candles or the moon.
I see her back, and reflect it faithfully
She rewards me with tears and an agitation of hands.
I am important to her. She comes and goes.
Each morning it is her face that replaces the darkness.
In me she has drowned a young girl, and in me an old woman
Rises toward her day after day, like a terrible fish.
__________________________________________________________
Ayna
Gümüştenim ve hatasızım. Önyargısızım.
Gördüğümü anında yutarım.
Olduğum gibiyim, sevgiyle ya da sevgisizlikle puslanmadım.
Zalim değilim ben, yalnızca gerçekçiyim –
Dört köşeli, küçük bir Tanrı gözüyüm.
Çoğu zaman karşı duvarı düşünürüm.
Benekleriyle pembedir. Sanırım o denli baktığımdan
Yüreğimin bir parçasıdır. Fakat çırpınır.
Yüzler ve karanlık bizi tekrar tekrar ayırır.
Bir gölüm şimdi ben. Araştırarak
Kendisi olan ufuklarımı, eğilir üzerime bir kadın.
Sonra döner o yalancılara, mumlara ya da aya.
Sırtını görürüm, ve yansıtırım sadık bir şekilde.
Göz yaşlarıyla ve ellerin tahrikiyle ödüllendirir beni.
Onun için önemliyim. Gelir ve gider.
Yüzüdür her sabah karanlığın yerini alan.
içimde boğdu genç bir kızı, ve korkunç bir balık gibi
Yaşlı bir kadın doğrulur ona doğru içimde günden güne.
Sylvia Plath (1932-1963, ABD)
Çeviren: ismail Haydar Aksoy
MIRROR
by Sylvia Plath
I am silver and exact. I have no preconceptions.
Whatever I see, I swallow immediately.
Just as it is, unmisted by love or dislike
I am not cruel, only truthful –
The eye of a little god, four-cornered.
Most of the time I meditate on the opposite wall.
It is pink, with speckles. I have looked at it so long
I think it is a part of my heart. But it flickers.
Faces and darkness separate us over and over.
Now I am a lake. A woman bends over me.
Searching my reaches for what she really is.
Then she turns to those liars, the candles or the moon.
I see her back, and reflect it faithfully
She rewards me with tears and an agitation of hands.
I am important to her. She comes and goes.
Each morning it is her face that replaces the darkness.
In me she has drowned a young girl, and in me an old woman
Rises toward her day after day, like a terrible fish.
__________________________________________________________
Ayna
Gümüştenim ve hatasızım. Önyargısızım.
Gördüğümü anında yutarım.
Olduğum gibiyim, sevgiyle ya da sevgisizlikle puslanmadım.
Zalim değilim ben, yalnızca gerçekçiyim –
Dört köşeli, küçük bir Tanrı gözüyüm.
Çoğu zaman karşı duvarı düşünürüm.
Benekleriyle pembedir. Sanırım o denli baktığımdan
Yüreğimin bir parçasıdır. Fakat çırpınır.
Yüzler ve karanlık bizi tekrar tekrar ayırır.
Bir gölüm şimdi ben. Araştırarak
Kendisi olan ufuklarımı, eğilir üzerime bir kadın.
Sonra döner o yalancılara, mumlara ya da aya.
Sırtını görürüm, ve yansıtırım sadık bir şekilde.
Göz yaşlarıyla ve ellerin tahrikiyle ödüllendirir beni.
Onun için önemliyim. Gelir ve gider.
Yüzüdür her sabah karanlığın yerini alan.
içimde boğdu genç bir kızı, ve korkunç bir balık gibi
Yaşlı bir kadın doğrulur ona doğru içimde günden güne.
Sylvia Plath (1932-1963, ABD)
Çeviren: ismail Haydar Aksoy
seçilen öğeleri simetrik olarak aynalamaya yarayan bir autocad komutudur.
(#10476586)bu yazar beni güldürmüştür.
iş bankası kulelerinin altındaki güzel mekan...
(bkz: daily mirror)
şu lanet olası çikita muz'dan bir türlü kurtulamamış olan zavallı yazar.
kurtarın beni ahali! ben mecbur muyum ajdar'ı anımsayıp durmaya ya! eksiyse eksi. çıkarın beni burdan. *
(edit: allahım sana şükürler olsun)
kurtarın beni ahali! ben mecbur muyum ajdar'ı anımsayıp durmaya ya! eksiyse eksi. çıkarın beni burdan. *
(edit: allahım sana şükürler olsun)
lil wayne ile bruno mars'ın bir şarkısı. kesinlikle dinlenmeli.
bir andrei tarkovsky filmi.
mirror's edge adlı mükemmel oyunun ilk kelimesi
kanımca, bizleri güldürmeye çalışan çok sayıdaki yazardan, bunu gerçekten başarabilen, özgün, zekice diyaloglar kaleme alabilen nadir örneklerden biri.
lil wayne ve bruno mars'ın güzel şarkısı. çok güzel hatta.
lil wayne'in MJ'ye selam çaktığı çok güzel şarkı.
olmamış şarkıdır. beat olmamış.
lil wayne'in her seyi gordugu gozdur, pardon sarkidir.
turkce ceviriside mevcuttur
http://www.izlesene.com/v...azi-turkce-ceviri/5568231
02:58 dikkat.
turkce ceviriside mevcuttur
http://www.izlesene.com/v...azi-turkce-ceviri/5568231
02:58 dikkat.
delicesine güzel intro melodisi aynı zamanda nakaratın melodisi olan lil wayne & bruno mars şarkısı. ne kadar dinlense de az geliyor. keşke daha uzun olsaymış. o zaman ortalıkta ödül bırakmazdı diye düşünüyorum. şarkı çıkalı baya olmuş ama klibi yeni çıktığı için farketmek kötü tabi. illa klibi çekilmesi gerekmiyor güzel şarkıların.
hayatta hip-hop sevmem, hatta nefret ederim. lil wayne denen adamdan da pek hazzetmem. ama bu şarkıyı son bir haftadır milyon kez dinledim. cidden güzel bi ritmi, güzel bi klibi ve güzel sözleri var. bir de bruno mars olunca tadından yinmez olmuş kısaca. bir eminem-beautiful bir de bu şarkı sevebildiğim nadir hip-hop şarkılardır.
2012 yılının müzik adına ilk güzel şeyi. uzun zamandır bir şarkıyı bu kadar çok tekrar tekrar dinlemedim, bu kadar çok bağlanmadım bir şarkıya. elbette bruno mars faktörü gözden kaçırılamaz o ne yorumdur. lil wayne'nin konuşmaları nasıl sade ve etkileyicidir. böyle bir şeyi yaratanlara sadece teşekkür etmek gerekir.
şarkıdan etkilenmemek zor, çünkü şarkı herkesin hissettiği "kendiyle yüzleşme" duygusunu o kadar sade ve o kadar vurucu bir şekilde anlatıyor ki:
"you're looking at me but i'm looking through you"
sonuç; kendine aşık etti işte.
şarkıdan etkilenmemek zor, çünkü şarkı herkesin hissettiği "kendiyle yüzleşme" duygusunu o kadar sade ve o kadar vurucu bir şekilde anlatıyor ki:
"you're looking at me but i'm looking through you"
sonuç; kendine aşık etti işte.
şarkının çevirisi nacizane şöyledir;
bugün olan herşey
nereden geldiğini ve nereye gittiğini bilmezsin,
ama sen kendi yolunda olduğunu düşünürsün,
hayat çizgisi aynada darmadağın oldu, boşa harcama !
sana konuşurken bana bak,
sen bana bakıyorsun ama ben içini görüyorum
gözlerindeki kanı görüyorum,
saklı sevgiyi görüyorum
gururunda saklı acıyı görüyorum,
tatmin olmadığını görüyorum,
kimseyi değil sadece kendimi görüyorum,
duvardaki aynaya bakıyorum,
işte yine birlikteyiz,
iyi ve kötü günümde,
sen benim tek arkadaşımdın,
benim nasıl bir adam olduğumu anlayabileceklerini söylemiştin,
O zaman neden burda birbirimizle tekrar konuşuyoruz?
Gözlerinde gerçeği görüyorum,
yanında kimseyi görmüyorum,
ama sen yapayalnız olduğunda ben seninleyim,
hatalı olduğumda beni düzeltiyorusun,
utancın arkasındaki suçluluk duygusunu görüyorum,
pencerelerinin arkasından ruhunu görüyorum,
geriye kalan yaraları görüyorum,
wayne'i görüyorum,
duvardaki aynaya bakıyorum,
işte yine birlikteyiz,
iyi ve kötü günümde, sen benim tek arkadaşımdın,
benim nasıl bir adam olduğumu anlayabileceklerini söylemiştin,
O zaman neden burda birbirimizle tekrar konuşuyoruz?
Şimdi bana bak, geçmişimi görebiliyorum,
kahretsin tıpkı lanet olası babama benziyorum,
ışıkları aç, bu duman ve aynalar,
kırık bir aynada bile iyi görünüyorum,
annemin gülümseyişini görüyorum, bu bir lütuf,
değişimi görüyorum mesajı görüyorum
ve hiçbir mesaj daha açık olamaz bu yüzden ayndaki adamdan başlıyorum,
duvardaki ayna (bunu bana mj öğretti)
işte yine birlikteyiz,
iyi ve kötü günümde, sen benim tek arkadaşımdın, (sorusu olan?)
benim nasıl bir adam olduğumu anlayabileceklerini söylemiştin, (sana geldim)
O zaman neden burda birbirimizle tekrar konuşuyoruz?
bugün olan herşey
nereden geldiğini ve nereye gittiğini bilmezsin,
ama sen kendi yolunda olduğunu düşünürsün,
hayat çizgisi aynada darmadağın oldu, boşa harcama !
sana konuşurken bana bak,
sen bana bakıyorsun ama ben içini görüyorum
gözlerindeki kanı görüyorum,
saklı sevgiyi görüyorum
gururunda saklı acıyı görüyorum,
tatmin olmadığını görüyorum,
kimseyi değil sadece kendimi görüyorum,
duvardaki aynaya bakıyorum,
işte yine birlikteyiz,
iyi ve kötü günümde,
sen benim tek arkadaşımdın,
benim nasıl bir adam olduğumu anlayabileceklerini söylemiştin,
O zaman neden burda birbirimizle tekrar konuşuyoruz?
Gözlerinde gerçeği görüyorum,
yanında kimseyi görmüyorum,
ama sen yapayalnız olduğunda ben seninleyim,
hatalı olduğumda beni düzeltiyorusun,
utancın arkasındaki suçluluk duygusunu görüyorum,
pencerelerinin arkasından ruhunu görüyorum,
geriye kalan yaraları görüyorum,
wayne'i görüyorum,
duvardaki aynaya bakıyorum,
işte yine birlikteyiz,
iyi ve kötü günümde, sen benim tek arkadaşımdın,
benim nasıl bir adam olduğumu anlayabileceklerini söylemiştin,
O zaman neden burda birbirimizle tekrar konuşuyoruz?
Şimdi bana bak, geçmişimi görebiliyorum,
kahretsin tıpkı lanet olası babama benziyorum,
ışıkları aç, bu duman ve aynalar,
kırık bir aynada bile iyi görünüyorum,
annemin gülümseyişini görüyorum, bu bir lütuf,
değişimi görüyorum mesajı görüyorum
ve hiçbir mesaj daha açık olamaz bu yüzden ayndaki adamdan başlıyorum,
duvardaki ayna (bunu bana mj öğretti)
işte yine birlikteyiz,
iyi ve kötü günümde, sen benim tek arkadaşımdın, (sorusu olan?)
benim nasıl bir adam olduğumu anlayabileceklerini söylemiştin, (sana geldim)
O zaman neden burda birbirimizle tekrar konuşuyoruz?
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar