bugün

mardinli ilyas- ı habır adlı ömründe hiç güngörmemiş bir vatandaştır, çalışmak için gittiği roma da bir mezarlıkta ki yaşlar dikkatini çekince bekçiyle arasında böyle bir dialog yaşanmış:

" burası özel bir mezarlıktır. " demiş bekçi. " buraya gömülen insanlar mezar taşlarının üstüne gerçek yaşlarını değil, hayatta mutlu oldukları günleri yazarlar. kimi 21 gün mutlu olmuş, kimi 37 gün. 52' yi geçen çıkmadı daha. "
bekçiye teşekkür edip ayrılmışlar. ilyas-ı habır bir süre sonra mardin' e dönmüş. uzun bir ömür sürmüş, sonra bir gün hastalanmış. ölüm döşeğinde oğullarını başına toplamış ve demiş ki :

" size bir vasiyetim var. mezar taşıma aynen şöyle yazacaksınız. : " ilyas-ı habır bitti. anasından doğru kabre gitti. "
görsel
yâri yar olanın yâri sarar yarasını,
yâri yar olmayanın felek siker anasını.
Yakın dönem Osmanlı mezar taşları üzerinde çalışan bir arkadaşım, yıllar önce bir mezar taşı göstermişti..
"karı dırdırından öldü" yazıyordu osmanlıca.. adam ne çektiyse artık. o aklıma geldi şimdi.

benimkinde sadece adım yazsın. soyadıma da lüzum yok. altına da, bir de ölüm günüm. mesela 14 Aralık.

şöyle minimalist bir şey olsun.

o kadar.
Katrandan olur mu şeker? Cinsini siktiğim cinsine çeker.
"Nasıl unuturum güzeldi yaşamak".
hayırlısı olsun.
ne kadar şad olda alemde şenın
akibet iki taş olur nişanın.
Bizde gezerdik siz gibi sizde geleceksiniz biz gibi.
(bkz: işte bunlar hep seks)
ben öldüm sizde ölün.
aynen şöyle: ''mezarda bari rahat bırakın lan, siktir git, siktir..''
ooo kimler gelmiş ? klişe ama güzel olur.
ölüm şu dünyada adil olan , herkesin hakkı olan tek şeydir.
Seveni üzerler üzeni severler.
Aşk bir sabunsa köpürt beni pakize. Degildir tabiki.
En iyisi siz yazın da ben okuyayım. insanların göz zevkini daha fazla bozmayalım de mi.
Eklediğim görseldeki en kötü örnektir. "Ne yazılmaması lazım"'ın cevabı diyebiliriz hatta. Gerçi acı insanda mantıksız davranma isteği oluşturabiliyor. Babamın mezarına giderken altta fakat okunacak bir yerde bulunan bi mezar taşı ama pembe dizi misali,mezar taşına bunları yazmamak lazım. Gerçi geçtiğimiz ay muhtemelen ölünün mantık sahibi bir yakını tarafından kaldırtılmıştır.
görsel
bak bakalım gidenlerden kalan şey neymiş elde?
Bir rüzgarlık ömrüm kalmıştı,rüzgar esti can kırıldı.
- Sizi ayakta karşılayamadığım için özür dilerim.
- Tıbba inanmıyorum.
- 2005′te öldüm. Bu durumda kaç yıldır sigara içmiyorum?
- Kurtuluşu için savaştığım ülkeye yeni yeni adapte oluyorum.
- Nutella’nın tadı hala damağımda.
- Tehditler bana sökmez.
- Benim için de dua et Barbie.
- Barbaros Hayrettin Paşa’nın ne hissettiğini şimdi daha iyi anlıyorum.
- Uykum eskisinden de ağır.
- Yaşamak ölülerin de hakkı.
- Ölü canlar bir olalım.
- Bu taş başka mezara ait, fakat elden ne gelir?
- Kız olsaydım Avni Vav’la yatardım.
- Yalnızca geceleri dışarı çıkmama müsade var.
- Yaşamak bir ayrıcalıktı!
ölüm ölüm dediğin nedir ki gülüm ben senin için yaşamayı göze almışım.
Kral olsan ne yazar gireceğin iki metre mezar.
(bkz: hastayım dedim dedim inanmadınız bak ne oldu şimdi)
bu dünya ebedi olsaydı çocuklar olmazdı.
Ölüm ölene bayram bayram da sevinmek var.:)
iki ekmek bir maltepe.