bugün

seçmen olabilme yetisinden mahrum olmaları durumudur.

bir seçmen düşünün ki o yerel seçimlerde oy veriyor ve belediye başkanının kim olduğunu dahi biliyor. abdullah gül'ü, recep tayyip erdoğan'ın atadığını zannediyor. demirel'i hala aktif siyaset alanında zannediyor.

en önemlisi de seçtiği kişinin ilk ve en önemli görevini suistimal etmesini onda bir hak olarak görüyor. evet beyler, merkez sağ seçmenine göre yolsuzluk ayıp değil. onlara göre oy verdikleri adamın paraları götürmesi bir hak.
"seçmen değildir, hatta insan bile değildir, asmalı bunları" diye devam edecek aşağılayıcı tespit. hep böyle devam. azalarak bitersiniz inşallah!
bir zamanlar, tutuklanan çete reislerinin, katliam sanıklarının alkışlandığı bir ülkede yaşıyoruz. polat alemdar isimli dizi karakterinin kahraman sanıldığı bir ülkede yaşıyoruz. bazı şeyler bizim ülke için çok normal malesef.
kesinlikle aşağılama değildir. bir gerçektir. kendi hakkını korumaktan aciz bir topluluk var ortada, bu durum eğitimle falan açıklanmaz, sorun sosyolojik ve dogmatik.
mazeret üretmede üstüne olmayan muhalefet söylemidir. önce kendilerine gelen oyların nitelik ve nicelikleri sorgulamalıdırlar. beş seçimdir sandık başkanlığı(1 inde memur üye) yapan biri olarak söylüyorum kimin bilinçli kimin bilinçsiz seçmen olduğu, hangi partinin seçim esnasında düzenli çalıştığı vs. konularda tecrubelerimiz fazlaca oldu. (bkz: kedi ulaşamadığı ciğere mundar dermiş) misali bir zaman böyle mesnetsiz bahanelerin muhalefet tarafından dillendirileceğine alıştık.