bugün

--spoiler--
finalinde namazında niyazında olan sayid'i kiliseye tıkıp oradan cennete uğurlamış dizidir. daha net bir mesaj verilemezdi eminim. teşekkürler lost...
--spoiler--
Beyaz duman ile siyah dumanın kapışması hayal kırıklıklarıyla sona ermiştir. Cevabı beklenen sorular yanıtlanmamış, "her cevap, cevaplanması beklenen yeni bir soru doğurur" ışığında bir final sahnelenmiştir.
hayranlarını tatmin etmekten uzak kalmış ve düş kırıcı olarak nitelendirilmiş bir finalle biten dizidir. ama zaten hayran olan kişiyi tatmin etmek zordur, çünkü hayranlık duydukları nesneden kendilerine asla veremeyeceği karşılıklar bekler, onunla ilgili gerçekleştirilmesi imkansız düşler kurarlar. anladığım kadarıyla şu iflah olmaz lost fanatikleri de, yıllar boyu bir camın gerisinden belden yukarıdaki kaslı gövdesini görüp nice erotik düşler kurguladığı yapılı erkekle evlendiğinde penis boyunun ereksiyon halinde ancak 10 cm olduğunu gören bir genç kızın durumuna düşmüşlerdir. Ondan sonra da demişlerdir ki : ahhh seni izleyerek geçirdiğimiz onca zamana yazıklar olsun! oysa biraz daha kültürlü olup zenon paradokslarını ve bu paradokslara gönderme yaparak jaques lacan teorilerini açıkayan slavoj zizek i bilmiş olsalardı o yılların hiç de kayıp olmadığı konusunda ikna olup gönül rahatlığıyla bir başka dizinin ardına takılır ve yaşamlarının geri kalanını mesut ve bahtiyar biçimde geçirebilirlerdi. olay şu ki: varolmanın temel paradoksu bir yokluğun arzusunu sürekli kılmakta yatar, önemli olan sürekli hedefe giden yolda olmaktır, hedefe varıldığı anda kişi arzu nesnesini kaybeder, buna da lacan dilinde kaybın kaybı denir. bunu konumuza uyarlayacak olursak, lost hayranları yıllarca adadaki o gizeme kafa yorup onun çözüleceği anı şehvetle beklemişlerdir, yani onları sürükleyen arzu adanın sırrının açığa çıkmasıydı. işin acımasız yanı ise, o sır kendilerine bir şekilde ifşa edildiğinde birdenbire kendilerini bir hiçliğin ortasında bulacaklarını hesap edememişlerdir. oysa onların en güzel zamanları, o sırrın sır olarak kaldığı, yani arzu nesnelerinin var olduğu dönemlerde yaptıkları o heyecan dolu seyirlerdir. dolayısıyla o yıllar kendi açılarından bir kayıp değildir, bu dizi hangi finalle biterse bitsin asla tatmin olmayacaklardı. Çünkü son kavramının kendisi bizzat boşluktur, arzunun ve keyfin kaybıdır. her filmin ve hayatın sonunda yaşanan da bu duygudur. ben mi? ben zaten bu dizinin hiç hayranı olmadım, kendime göre nedenlerim var tabii ama bu kadar yeter, roman yazmıyoruz burada!
bitmiş dizi.
--
--spoiler--
öyle ya da böyle bir şekilde bitti. ardından yaklaşık bir milyon altı yüz elli yedi bin sekiz yüz on iki tane cevapsız soru bıraksa da bugüne kadar izledik ettik, kah güldük, kah kederlendik, kah "vay alüminyum" dedik diye ses etmiyorum. büyük bir ağırbaşlılıkla karşılıyorum bu finali. senaryoda fiil in the blanks yapmakla meşgulüm şimdi. boş kalan kısımları kendim dolduruyorum. çok acayip oldu. zaten benden senarist olurdu da okutmadılar işte...

her şeye eyvallah dedim bu diziyle ilgili de... lan insafsızlar şu black smoke'un ismini niye söylemediniz? manyak mısınız oğlum? koskoca sezon boyunca "kara duman, duman canavarı, flocke, esau, mib, siyahlı abi..." gibi binlerce isimle seslenildi bu adama. gerçek ismi ne peki? unknown artist mi bu adam? herif öldü gitti hala kim olduğunu bilmiyoruz.

çoğu karakterle ilgili söyleyeceklerim var. ama diyeceklerimi bu başlık altında değil tek tek kendi başlıklarında söyleyeceğim. gargaraya gelmesin.
--spoiler--
--
velhasıl, güzel diziydi be! son sezon, bence, en başarısız sezonu olduğu için pek güzel bir veda olmadıysa da izleyicilerine yine de kaç senedir başka herhangi bir diziden alamadığımız tadı aldık. bizim yaşayamayacaklarımızı adadaki elemanlar yaşadıkları için, kendimizi onların yerine koyup biz de yaşayabildiğimiz için sevmiştik bu diziyi. eee, şimdi nolacak?

see you in another life, lost.
Senaristlerinden açıklama beklediğim dizidir.
internet ortamında dolaşan senaristlerin final hakkındaki açıklamaları fake tir. Öyle bir röportaj yada açıklama olmamıştır. Yanılgıya düşülmesin.
(bkz: fake)
"iyi Ki Vardı Lost"

Vay be, sonunda bitti Lost; Hem de bizi olmaya alıştırdığı şekilde, oldukça gizemli bitti. Açıkçası böyle bir final beklemiyordum, çok şaşırdım. Fazla cevap alamayacağımızı biliyordum ama en azından Jacob ın ağzından çıkacak birkaç cümleyi duyarız diyordum. Ada nedir, kaynak nedir sorularına ufacık da olsa bir cevap gelir diyordum. Gerçi az çok belli artık, adanın ve kaynağın ne olduğunu hepimiz net olmasa da kestirebiliyoruz. Yaşamın kaynağı, iyiliğin simgesi, dünya üzerinde iyi-kötü arasındaki dengeyi sağlayan noktası Cevabın bunlara benzer bir şey olduğu belli. Ama yine de bölüme başlarken senaristlerin kafasındaki cevabı duyma ihtiyacı hissediyordum. Kesinlikle tatmin edici olmayacağından emindim bu cevabın. Ama artık söylerler diyordum. Fakat hiç beklemediğim şekilde davranıp vermediler bu cevabı. Bu kadar cesurca bir hareket yapabileceklerini beklemiyordum. Ve öyle güzel bir final hazırlamışlar ki, 6 yıldır insanları heyecandan çıldırtan, görmekten keyif aldıkları ama aslında pek farkında olmadıkları nedenleri öyle güzel bir araya getirmişler ki… Bunu gördükten sonra aslında adanın, kaynağın ne olduğunu söyleyecekleri o ufak cevabı duymaya ihtiyacım olmadığını anladım.

Buna isteyen züğürt tesellisi desin, isteyen Yediler olm işte 6 sene sizi desin, umrumda değil Dizinin bitmesine rağmen böylesine içime sinecek daha iyi bir final olamazdı. Şu finalde 2 saat boyunca en ufak cevaba kadar herşeyi açıklamış olsalardı bu kadar tatmin olamazdım. Ki beklenen oydu, herşey olmasa da birçok şeyin cevabını vererek bitireceklerini düşünüyordum ben de. Ama iyi ki beklediğim gibi olmadı, iyi ki böylesine cesur bir kararla, en önemli soru dahil, pek çok şeye tam olarak bir cevap vermeden bitirdiler diziyi. Lost artık gözümde tam anlamıyla efsane oldu.

"Salak mısın sen, neden cevapları istemiyorsun?" diyenlerin sayısı oldukça fazla olsa gerek(Aha Defected ı görüyorum arada =P). istemiyorum, daha doğrusu şu finalin üzerine farkettim istemediğimi çünkü ne cevap verirlerse versinler beğenmeyecektik, beğenmeyecektim; tatmin olmayacaktık, olmayacaktım. Mesela Ada iyiliğin kaynağı, yok olursa kötülük dünyayı ele geçirecek. deselerdi veya buna yakın kesin bir cevap verselerdi, bu kez “Bu ne lan, ne saçmaymış, 6 sene bunu mu izledik? denilecekti pek çok kişi tarafından. Ki cevap verselerdi verecekleri cevap aşağı yukarı böyle bir şey olacaktı, hepimiz farkındayız bunun.

Verilecek cevabın ne olursa olsun bizi tatmin etmeyeceğini farkettiğiniz anda aslında en güzel sonun bu şekilde ucu açık olan son olduğunu farkedeceksinizdir diye düşünüyorum ben. Hatta, cevaplar yerine 6 sezondur izlemeyi sevdiğimiz karakterlerin neredeyse tamamıyla müthiş bir nostalji yaparak, 6 sezondur bize hissettirdikleri müthiş duyguları son bir kez daha yoğun bir şekilde hissettirerek Lost'u bitirmenin, bu diziye uyan en iyi final olduğunu anlayacaksınızdır. Ha, hala .Banane arkadaş, adanın ne olduğunu açıklasınlar! Ada nasıl yer değiştiriyor açıklansın!” diyorsanız da bir şey diyemem, merak ediyor olmanızı gayet anlayabiliyorum. Ama ben şu anda artık bunların hiçbirini merak etmiyorum. Çekilebilecek o kadar final bölümü arasında içime en çok sineni çektikleri için gayet memnunum ben.

iyi ki vardı Lost.

alıntıdır.

hakkında düşündüğüm,hissettiğim şeyleri yazdığı için arkadaşıma çok teşekkür ediyorum.
benim öyle 6 yilimi filan almadi. ama rahat bir yilimi yedi namussuz!
aslinda ben de öyle iyimser entel ayaklar yapip "ya hayatin anlamini mi bekliyosunuz, keyfini cikarin gitsin" diye artislik yapmak isterdim ama final iyice kafami karistirdi be abi.

ne bilim mesela ilana öldükten sonra bitseydi "vay amisinaa" derdim ve iyi bir son olurdu belki.

ama cok mal bi sonla bitti ya. tamam simdi ortam jackin rüyasi degil onu anladim yada ona inandim diyelim, e peki gerisi?
ben acayip dharma manyagiydim benim abim. bütün sir o cinli profesörün iki dudagi arasinda saniyordum. yemisim jackobu, jacki, sawyeri ve bizatihi kate kahpesini. askim juliette düstü gözümden son bölümde.

bileydim o makinanin basinda nöbet tutardim o öpücügü almak icin. ama tabi gel görki sawyer iti her türlü kariyi götürdü. bize düsmez aq böylesi. gerci ilanada cok cekici bir kadi... dur lan dur.. sivamaya basladim bak simdi.

neyse ne diyordum mirim? hah;

ayip ettiler diyorum son bölümde ve cevaplanmamis, hos cevaplansa da iyice iq mun suyunu bosaltacak bir cok sir biraktilar geride. son sözüm;

lost benim icin artik bitmistir.
millet o kadar olumsuz entry girdikten sonra, "kesin güzel bitirdiler finali" diye düşündüm ve 4 gün rötarlı seyrettikten sonra diyebilirim ki, olmuştur, hem de çok güzel olmuştur. izleyicileri, muhtemelen hep jack gibi düşündüler, neden-sonuç ilişkisi aradılar. adadaki seslerin ruhlara ait olduğunu öğrenmelerine rağmen, ki bu metafizik bir olay, hala son bölümde olacak açıklamalara bel bağlamışlar. halbuki senaristler, jack'in babasının ağzından tüm olaylara cevap verdiler.
--spoiler--
let it go
--spoiler--
yani epokhe, yani salla gitsin .mina koyim.
bundan bir kac sezon öncesine kadar arkadaslar'la: "düsünsene dizi hede hödö seklinde bitiyormus! hahaha kikiki!" diye dalga gecerken, gercekten o sekilde biterek beni isyanlara sürüklemistir. benim bile aklima gelen en tırt cözümü bize sunmus, yüzlerce soruyu geride birakip ortadan kaybolmustur. uzadikca uzayan, sonu bi boka baglanmayan, anlatani bogma istegi uyandiran bir fikra gibi dizi.

ahan bu video her seyi özetliyor:

http://www.youtube.com/watch?v=MrtIkGRLEjQ

alternatif link:

http://www.izles.net/NigRpTIOVqJ/lost-dublaj.html

edit: imla
Kendini kaybetmiş insanların çevirdiği Film.
arkadaşlara beraber izleyeceğiz diye söz verdiğim için ancak yeni izleyebildiğim dizi.

herkes kötü kötü dedi sonu için. ben de haliyle kendimi kötü sona hazırladım da sonu mükemmel bitti be abi. zevkler ve renkler diyorum başka bir şey demiyorum.

çok güzeldi çok.

edit: kötü bitti diyenlerin bazılarını okudum da harbi anlamamışsınız lan. oturup sakin kafayla izleyin.
original dvd de ayrıca 15 dakikalık bölümü de var olan dizidir. dvd çıkıp son 15 dakikası da izlenilmesi gereken dizidir.

ayrıntılı bilgi ve spoiler için ;

http://www.ntvmsnbc.com/id/25100345/
bölüm sonunda gıcık bir şekilde herkesi memnun olmadan şekilde bırakan bir dizidir. Genel olarak iyi ama çıkmazları ve cevapsız soruları bulunan bir dizidir.
altı sezondur deli gibi izlemiş olanlar için asla bitmemiş ve bitmeyecek dizidir. hayatın herhangi bir anında karşımıza çıkabilir. dün, tüm günüm hastanede geçti. hastanenin her köşesinde jack shephard'ı gördüm. her beyaz önlüğün yakasında dharma logosunu gördüm. bir dizi insana bunları yaşatabiliyosa, ya izleyende ciddi problemler vardır ya da o dizi "olmuştur". bu arada jack son sözüm sana;
--spoiler--
jack ölmedin oğlum. kalbimizdesin.
--spoiler--
(bkz: ne ağlaması ya ben ağlamıyorum gözüme toz kaçtı)
(bkz: dağ fare doğurdu)
--spoiler--
finalin hayal kırıklığı olmasının en büyük nedeni yine yapımcılardır. Bu konular açıldığı zaman hep kesinlikle araf değil, yaptığımız gizemleri bilimsel açıdan açıklayacağız gibi açıklamalar yaptılar. Sonunu saçma sapan bağladılar.

"Biz ne yaparsak yapalım izleyiciler tatmin olmayacaktı" açıklamaları da sıvama bölümü bence. 6 senedir beğenen insanlar niye güzel bir iş yaptığınız zaman beğenmesinler???
--spoiler--
http://www.facebook.com/h.../video.php?v=398511481243

şöyle bir geyiği vardır ki öldürmüştür.
aslında lost yokmuş.hepsi cenabet jekin rüyasıymış.

(bkz: Hay amına koyıyım)
izlediğimiz finali akıllarımızdan silmeli, şu final ile bittiğine inanmamız gereken dizidir.

http://www.facebook.com/n....php?note_id=410490814296

Dünyayı kasıp kavuran LOST efsanesi, yapımcıların resmen izleyiciye hakaret ettiği bir finalle sona erdi. Merakları çuvallara sığmaz hale gelen, soru işaretlerini ceplerindeki boş yerlere biriktiren seyirciler şok bir finalle karşılaştı.

Hala bir çok seyirci finalin ne anlam ifade ettiğini anlamış değiller. Bir kısım izleyici "Olay Jack'in adaya ilk düştüğü anda ölmeden önce gözünü açıp kapamasıymış" derken diğer bir kısım izleyici de "olayların hepsi yaşanmış, ancak sonrasında adadan kurtulmaya çalışanlar bir şekilde ölüp arafta buluşmuşlar. Alternatif yaşam olarak gördüğümüz yer ise herkesin öldüğünü anlamasını sağlayan ana kadar geçen zaman" şeklinde nitelendiriyorlar hikayeyi.

Bu iki fikirden hangisi doğru olursa olsun inanılmaz bir hayal kırıklığı, cevaplanmayan zibilyon soru, 6 senenin verdiği müthiş bir zaman kaybı hissi LOST severleri tabiri caizse harap etmiş durumda. ilk gece şokunun ardından ikinci günde her LOST severin rüyasında "olması gereken final" ile ilgili rüyalar gördüğünü öğrendim. Evet… Çok acı, ancak bir çok insan günlük hayatından sıyrılmasını sağlayan bir dizinin bitişinin travmasını maalesef üstlerinden atabilmiş değil.

Sizler gibi bir LOSTsever olan bendeniz Çağlar Kulaksız, nacizane bir Alternatif LOST finali dizayn etmeye çalıştım. Bu sonu ise senelerdir ürettiğimiz teorilerin, olmasını istediğimiz heyecan fırtınasının bir ürünü olarak görmenizi istiyorum. Zira izleyicinin hayal gücü zaman zaman yapımcılarınkini aşabiliyor.
Bu yazıyı okuduktan sonra "yok bu da olmamış" diyecek olanlara Cem Yılmaz'ın bir sözüyle karşılık vermek isterim : "Tamam bizim senaryo olmamış da bu dizi finali olmuş mu? Allahını seversen olmuş mu?"
Evet… Başlıyoruz… Okumaya vakit ayıran güzel beyinler ve insanlar - şimdiden hepinize çok teşekkür ediyor, sabrınıza ve hoşgörünüze sığınıyorum. Emin olunuz J.J ve Lindelof kadar sinirlerinizi hoplatmam mümkün değil…

LOST FINAL

Dizinin bu kısmı tarihi bilimsel videolarla ve Maya uygarlığıyla başlıyor.
Manyetizmanın bilimsel etkileri daha önce Nicola Tesla ve Albert Einstein gibi bilim adamlarınca senelerce araştırılmıştı. MR deneyleri pratikte olmasa da teorikte şu 3 sonucu çıkarıyordu;

1- Yüksek manyetik titreşime maruz kalan bir cisim tıpkı hızla dönen bir cant kapağı gibi görünmez hale gelebilir
2- Yüksek manyetik titreşime sahip bir cisim maddesel fazını kaybedip ışıma yapabilir, ışınlanma mümkün hale gelebilir
3- Yüksek manyetik titreşime sahip bir cisim uzay zamanda kırılmaya neden olarak zamanda farklı bir lokasyona sıçrama yapabilir - Karadelik teorisi

Tüm bu teoriler aslında sadece bilim çağının geliştiği 19.yüzyılda değil antik çağlar kabul edilen milat öncesinde de fark edilmişti. Zamanından daha ileri teknolojiye sahip olan, güneş ve galaksi rehberleri çıkarmış olan Maya kabilelerince de benzer çalışmalar yapılmıştı. O dönemin şartlarına rağmen bunu yapabilmelerinin sebebi ise o zamanlarda çok daha saf halde erozyona uğramamış olan dünya da farklı noktalarda çok yüksek manyetik enerji içeren toprakların bulunmasıydı.
Özellikle bazı adalarda suyun yalıtma etkisi ile merkezdeki manyetizma, dünyanın ilk kurulduğu günden bu yana var olduğu şekliyle muhafaza edilebilmişti. Kimi insanlar bu manyetik etkiden dolayı hayatını kaybederken kimi insanlar ise bu etkiye bağışıklık kazanmış, bu bağışıklığın etkisiyle manyetik alanları araştırmaya başlamıştı.

Maya kabilelerinin en büyük amacı bu manyetik etkiyi inançlarındaki tanrılara ulaşmak için kullanmakta yatıyordu. Öyle ki tanrılarının büyük heykellerini manyetik alanı kuvvetli olan diğer coğrafyalara tek tek dikmeye başlamışlardı. Orta Amerika'daki bu heykellerin ellerinde cennete girişi simgeleyen anahtar şeklinde simgeler mevcuttu.

Bugün aynı heykelleri ve simgeleri antik Mısır uygarlığının kalıntılarında da görmek mümkün. Dahası dünyanın bilimsel ve mistik kökenlerinin en büyük örneklerinden olan piramitlerin varlığı şaşırtıcı. Bu piramitler hem Mısır'da hem Maya'larda benzer şekilde inşa edilmiş.
O dönemlerde gemicilik ve deniz aşırı seyahatin var olmayışı ise şunu kanıtlıyordu.
"Adadaki manyetik alan - MR teoremlerinin ikincisi olan -Işınlanma- prosedürünü gerçekleştirmişti."
Tanrıya ulaşmak için manyetik alanı kullanan Maya'lar dünya haritasında tam zıt noktalarında bulunan Mısır bölgesine ve dünyanın farklı lokasyonlarına, hatta ve hatta kutuplara kadar ışınlanmayı başarabilmişlerdi.

Bu aslında şunu gösteriyordu. Bugün antik Mısır'da başladığına inanılan uygarlık tarihi aslında Mısır'a da antik Amerika uygarlığı olan Mayalar'dan gelmişti.

Manyetik alan deneylerinde ileri giden Maya uygarlığı dünyanın bu açıdan en zengin yerini araştırmaya başladılar. Buldukları en yüksek Manyetik alana sahip yer o kadar yüksek radyoaktiviteye sahipti ki Manyetik alanlar teoreminin 1. Yasası olan "Cant kapağı örneğindeki" görünmezlik yetisine sahipti. Dahası yüksek titreşmesinin etkisiyle kendisini ışınlama ve kontrolsüz olarak zamanda da kırılmaya yol açma özelliklerine sahipti.

Yani özetle - Dünyanın Manyetik alan açısından en zengin yeri olan bir adacık - yüksek manyetik alan etkilerinin tümünü gösteriyor, hem görünmez, hem ışıyabilir, hem de zamanda kayabilir özellik gösteriyordu.

Maya bilimcileri yüksek matematik ve astrofizik yetilerini adanın yerini ve zamanını tespit etmek için kullandı. Çok uzun yıllar, hatta asırlar sonrasında bu adaya ulaşmayı başardılar. Belli koordinatları ve yaylım düzeylerini kullanarak adaya ulaşmayı başardılar.

Adanın durağanlığının sağlanamaması adaya ulaşanlarla dış dünyadakiler arasında bağlantı kurulmasın engelliyordu. Bu nedenle adanın kaynağına ulaşılmaya çalışıldı. Bir dizi fiziksel etkiyle adanın gücünün kontrol altına alınması planlanıyordu.

Ancak bu hiç kolay olmadı. Zamanda ve mekanda sürekli atlama yapan ada ve içindekiler zamanın farklı yerlerinde farklı olaylara şahit oldular. Milattan önce 1500 yılında var olması gereken bir adanın 2000'li yıllarda üstünden geçen bir uçağı da manyetik alanına çekebileceğini kim tahmin edebilirdi?

Dizinin ikinci kısmı Jacob ve Kara Duman olarak adlandırılan kişinin adayla bağına dair

Adanın yerlileri olan Maya kabileleri adayı bir şekilde stabile edecek düzeneği kurmayı sağlamışlardı. Ancak adanın içinde yer alan ve dışarıyla bağlantı kurabilen kişiler aslında adadan her dışarı çıkışlarında adanın düzenini bozduklarını çünkü uzay zamanda kırılmalara yol açtıklarını fark ettiler.
Öyle ki - Adanın 6 aylık bir sapma yapması, bir kişinin kendisinin 6 ay önceki haliyle yüzyüze gelmesine neden oluyordu ki bu hem o kişinin hem de an itibariyle tarihin değişmesine, ada dışındaki sistemin yerle bir olmasına neden oluyordu.

Birkaç büyük felaket sonrasında Maya kabileleri adanın içine girenlerin adadan çıkmasının, felaketlere yol açabileceğini gördüler. Adanın zamanının farklı karakterlere bürünmesi kötüye kullanılmaya başlanmıştı. Ada zamanı gerçek dünya zamanından farklı olduğundan yapılabileceklerin sınırı yoktu. Gerçek dünyada ölmüş olan bir kişi, ada zamanı gerçek zamandan geride olduğunda adaya gönderilerek diriltilebiliyordu. Öyle ki hamile bir kadın dışarıdan adaya girdiğinde adanın zamanın farklı olmasından dolayı doğum yapamıyordu. Bebek, henüz gelmediği dünyanın kendisinin varlığından önce mi yoksa sonra mı olduğunu kaldırabilecek olgunlukta değildi.

Maya yasaları adaya giriş çıkışlarla ilgili en önemli kuralı koymaya karar verdi. Adaya giren, zamanın durağanlığından kopan bir kişi, asla adadan çıkmayacağına yemin ederek girecekti. Ve adada var olanlar ada adanın zaman bütünlüğüne etki etmesini engellemek için adadakilerin dışarı çıkmasına izin vermeyecek, gerekirse bunun için canını feda edecekti.

Zamanla adaya gidip görev yapacak, hayatını bunun için feda edecek kişi sayısı azalmaya başladı. Gönüllü sayısı çok az oluyor, adada çocuk doğmadığından adada bir nesil de yetişemiyordu. Görevi babadan oğla devredecek bir nesil olmadığından, adada yer almak için gönüllü olacak kişi de kalmadığından kabile şefleri bir karar aldı.

Ada, gelecekteki bir zamana taşınacak, bu zamanda doğmuş olan ve "Bekçi" kimliğine bürünebilecek olan insanlar adaya alınıp, ada tekrar milattan önceki tarihe taşınacaktı.

Böylece adaya gelecekten dahil edilen insanlar, doğdukları tarihten önce ölemeyecekleri için binlerce yıl adaya bekçilik edebileceklerdi. Ada, konseyin kararıyla yüzlerce yıl öteye taşındı. Milattan önce 1500'lü yıllarda var olan ada, milattan sonra 1500'lü yılların zamanındaydı artık.

Kurban belirlenmişti. Adaya alabora olmuş bir gemiden hamile bir kadın düştü. Ada konseyinin yetkili isimlerinden bir kadın bu kadını yanına aldı. Doğan çocuğuna el koyup adayı geçmişe taşıyacaktı. Ancak doğum anında hiç hesapta olmayan bir şey oldu. Kadın ikiz çocuk doğurdu. Adanın bekçiliğini yapması için seçilecek olan kişi artık tek kişi değildi.

Çocuklar doğduktan sonra kadın annelerini öldürdü. Sonrasında adayı geçmişteki zamanına geri taşıdı. Artık adanın kendisine ait binlerce yıl ölmemesi garanti olan 2 bekçi çocuğu vardı. Öyle iki bekçi ki birbirilerini öldürmeleri bile mümkün değildi. Ve çocukluktan itibaren adaya sahip çıkmaları için eğitilebilirlerdi.

Çocuklardan küçük olanı hayaller görmeye başladı. Bir kadın onlara annelerinin kendisi olduğunu, öldürüldüğünü anlatmaya çalışıyordu. Aslında bu bir hayal değildi. Var olmayan bir zamanda öldürülen kadın, aslında milattan bin yıl önce var olan adada yaşamak zorundaydı ancak bir bedeni yoktu. Bu nedenle bedensiz de olsa çocuklarıyla iletişim kurabilmekteydi.

Ada ihlal edilen kurallarını yerine oturtmakta gecikmemişti. Ve ada konseyi, adanın dengesini sağlamak için koydukları kuralın neyi ihlal ettiğini görmekte ihmalkar davranmıştı. Gelecekte öldürülen birisi ada geçmişe taşındığında ölü olamazdı.

Siyah çocuk annesinin intikamını almaya ve adadan kaçmaya yeminliydi. Beyaz çocuk ise adada kalmaya ve adayı korumaya. Adadan çıkmanın tüm zaman mekan kavramlarını bozacağını bilen Jacob kardeşini bundan vazgeçirmeye ve onun adadan çıkmasını engellemeye kendini adamıştı. Siyah çocuk ise adanın dışındaki dünyayı ölümüne merak ediyor, neden oraya kısılıp kaldığının sırrını çözmeyi, gerçek ailesini bulmayı umuyordu. Öyle olmadı, Jacob, kardeşini, annesini öldürdüğü için adanın kaynağındaki yüksek manyetik alana attı. Bedeni olmayan siyah duman, kardeşiyle mücadeleye böyle devam edecekti.
Yüzlerce yıl bu mücadele devam etti. Siyah, Jacob'u öldürmeden bu adadan çıkmanın imkansız olduğunu anlamıştı. Jacob'u öldüremiyordu çünkü ada, Jacob'un ölmesini sağlayacak olan zamandan çok daha uzaktaydı.

Bunun için tek bir yol vardı, o da Jacob'un adadan çıkmasını sağlayacak bir oyun tertip etmekte yatıyordu. Ve zamanı, adanın olması gerenden daha ileri bir tarihe almakta.

Geçen yıllar boyunca kara duman adanın zamanını bir çarkla ileri alabileceğini keşfetti. Kurduğu düzenekle adanın zamanını ve mekanını oynatabildiğini bilincine vardı. Gerçek zamanda 1900'lü yıllara geldiklerinde ada bilimsel çalışmalar yapan ve manyetik alanları keşfetmeye çalışan Dharma adlı bir bilimsel çalışma grubunca keşfedildi. Bu keşif Siyah Duman'ın işine geliyordu. Adanın kontrol mekanizmasının sağlanması ve gücün sabitlenmesi, Siyah dumanın adadan çıkışı ve zamana dahil oluşu anlamına geliyordu.
Ve siyah dumanın zamana dahil olması da gerçek zamanda birden fazla kendisinden olmasını sağlayacaktı. Var olmayan bir zamanda kendi benliğini oluşturup bütün tarihi geriye almayı bile sağlayabilirdi. Siyah dumanın bedensel olarak adadan dışarı çıkmasının sonuçlarının neye mal olacağını kimse bilemezdi. Bilinen tek şey, kaosa izin verilmemesi gerektiğiydi.

Dharma adaya geldiğinde Jacob adanın kontrolünün sağlanması için adanın yerlilerinden bir grup insanı ada güvenliği için göreve atadı. Adlarına "Diğerleri" denen bu kişiler de tıpkı Jacob ve siyah duman gibi gelecekte doğup adaya dahil olan kimselerdi. Adayı korumaya sebep sormaksızın and içen gönüllüler. Richard Alpert da bunlardan birsiydi. Eski bir idam yükümlüsü.

Dharma'nın varlığını içten çökertmek için Benjamin'i diğerlerinin safına çeken ve tüm Dharma'lıların ölümüne neden olan genç katil. Dharma'da Doktor Marvin Candle'ın yaptığı deneylerde birbirinin aynısı olan iki tavşan birbirini gördüğünde bunun felakete neden olduğu söylenip kamera kapatılıyordu. Dharma araştırmacıları da zamanda kaymanın yaratacağı felaketi keşfetmişlerdi.

Dharma yok edilmeden önce adanın manyetik alanını kontrol altında tutan bir sistem geliştirmişti. Adına Hatch denen sistem, adanın 108 dakikada bir sıçramasını sağlayan sistemi koordinat numaralarını girdirerek sabitlemeyi sağlıyordu. Her 108 dakikada bir aynı koordinat düzlemine oturan ada hareket etmiyor ve aynı zamanda sabit kalıyordu.

4 8 15 16 23 42… Adanın var olduğu zaman ve mekan sabitesi.

Tıpkı adanın korunmasını sağlayan sistem gibi Hatch'in de yürürde olmasını sağlayan sistem için bir gönüllü gerekiyordu. Dharma varken bu işi yapan görevliler vardiyalı çalışıyorlardı. Ancak Dharma yok edilince bu görev, adaya şans eseri düşen bir kurban, (hatta Widmore tarafından kızının peşini bırakması için kurban edilmiş birisi) Desmond Hume'a kalmıştı.

Desmond'un ise bir sefer tuşa basmaması felaketle sonuçlanacaktı. Bu felaketi ise en çok isteyen "Kara Duman" adı verilen siyah kardeşti. Çünkü ada tekrar yerinden oynadığında adanın dengeleri değişecek, dışarı çıkabileceği bir zaman sıçrama yapabilecekti. Kardeşi Jacob'u öldürebileceği bir alternatif zamana ulaşılabilecekti.

Jacob adanın geleceğindeki felaketi gördü. Bu nedenle kendisinin yok olması ihtimalini göze alarak, adanın yok olmasını engelleyecek bir senaryo geliştirdi. Adanın manyetik alanıyla geleceği görmek için çok eskiden inşa edilmiş bir deniz fenerinin içine girdi.

Ada dışındaki yaşamlardan bir seri insanı gözüne kestirdi. Hayatın farklı tecrübelerini yaşamış, birbirine sıkı sıkıya bağlı olabilecek, sahip oldukları bağ için adayı canları pahasına koruyabilecek bir dizi insan. Ve bunların arasından kendi ölümü durumunda adaya sahip çıkabilecek yeni bir nefer.
Jacob adadan kuralları bozarak çıkma kararı aldı. Dışarıda birilerinin hayatına küçük temaslarda bulunacak, bunların adaya gelmesini sağlayacak düzeneği kuracaktı. Hepsini aynı uçakta buluşturup Desmond Hume'un Hatch'daki tuşa basmasını unuttuğu anı eşleştirdi. Oceanic 815'in adaya düşüşü, bir tesadüf değil, tamamen bir planlamanın eseriydi.

6 numaradan oluşan koordinatlar ile adanın üzerinden geçen uçağın koordinatları çakıştırılmış, ada yeni uçak yolcularına kucak açmıştı.

Siyah duman adanın dışına çıkmasını sağlayacak kapının açıldığını zannederken Jacob, kardeşine adadan çıkmasını sonsuza kadar engelleyecek tuzağı kuruyordu. Dış dünyadan adaya inen ve dışarıdaki dünya ile bağlantısı kesilen, kendi yerini alabilecek ve öldürülmesi mümkün olmayacak yeni adaylar. (Candidates)
Adaylar öldürülemezdi, çünkü adadaki varlıkları ile gerçek varlıkları arasında yıllar vardı. Gerçek zamanda ölecekleri tarihe dek adada insan eliyle öldürülmeleri mümkün olmayacaktı. Bu nedenle her zaman güvende olan kişilerdi.

Ancak adada bir mucize gerçekleşti. Ada zamanı ile gerçek zamanın kesiştiği bir an. Ve o anda hamile olan bir kadın ilk defa bir çocuğu adada dünyaya getirdi. Bunun anlamış şuydu. Sürekli hareket halinde olan ada, çok küçük bir olasılığı gerçekleştirmişti. Dış dünya ile ada zamanının aynı zamana geldiği bir an yaşanmıştı. Aaron, adayla eş zamanlı doğduğu ve eş zamanlı yaşlanacağı için adada diğer insanlardan farklı bir yaşama sahip olacaktı.

Bu şu anlama geliyordu. Ada'da normal bir zamana bağlı hayat yaşayabilecek tek kişi. işte Aaron'u özel yapan buydu. Aaron, adada insanların birbirini öldüremediği düzene uymak zorunda değildi. Adanın normal zamanında yaşadığı için herhangi birinin öldürülmesine karar verebilecek yetiye sahipti.
Peki bu kim olacaktı? Jacob'un ölümünden sonra beden bulan yeni adaylar mı, yoksa Kara Duman mı?
Claire'a ısrarla "onu sen büyütmelisin" demelerinin sebebi buydu. Claire, anne sevgisiyle büyüttüğü bebeğine kimin tarafında olması gerektiğini söyleyebilecekti. Claire'ın abisi, adaylardan birisi ve en önemlisi olan Jack, Aaron'un dayısıydı.

Oceanic 6'lısı adadan kurtulduğunda Jack'in Aaron'a yaklaşamamasının sebebi buydu. Aaron, annesinden uzakta ve Kate ile birlikte büyüdüğü için annesinin zamanda varoluşundan bağımsız yaşıyor, karanlık tarafa yaklaşıyordu.

Bu nedenle annesi bulunmalıydı ve Aaron annesi ile büyüyüp Jacob'un adaylarının varlığına sadık biçimde büyümeliydi. Çünkü tarihte daha önce annesiyle büyüyemeyen Siyah kardeş, Kara Duman adadan çıkıp adanın düzenini yok etmeye karar vermişti. ikinci bir benzer karar adanın ve ada dışındaki tüm zamanın yok olmasına sebep olabilirdi.

Dizinin Son Kısmı

Çok uzatmadan özetle son bölümde neler olacağını açıklamaya çalışalım. Adadan çıkma konusunda Jacob'u da öldürerek büyük bir aşama kaydeden ve adanın kaynağından adadan çıkma yolunu arayan Kara Duman'ı durdurabilecek tek gücün Aaron olduğunu anlıyoruz.

Bir şekilde adada "Aday" haline gelen Jack ve arkadaşlarının adaya Aeron'u getirmek zorunda olduklarını da. Eğer Claire hala yaşıyorsa ve hamile değilse, bu demek oluyor ki adanın dışında bir yerlerde Aaron hala yaşamakta.

Jack, Kate ve diğerlerinin bir şekilde adadan dışarı çıkarak Aaron'u adaya getirmek zorunda oldukları bir dizi olay görüyoruz. Ve bunu da başarmalarını sağlayacak olan kişi, yüksek manyetik alana dayanıklılığı ile ada dışında da ada içinde de var olabilen Desmond.

Desmond dizinin ilerleyen dakikalarında Jack tarafından adanın kalbine ulaştırılıyor. Yüksek manyetik alan etkisiyle alternatif dünyada Aaron'u buluyor ve adaya getirmeyi başarıyor.

Dizinin son kısmında Ya Aaron, ya da Aaron'un bir damla kanıyla birlikte Jack, kurgunun şekline göre Kara Duman'ın öldürülmesini sağlıyor. Hatta burada Kara Duman'ın John Locke'un bedeninden dumanlar halinde çıkışı da söz konusu olabilir. Zira zamanla bütünlüğü olmayan bir Kara Duman'ın Aaron'un varlığın tahammül edemeyip John Locke'un kucağında duruşu buna sebep olabilir.

Sebep ne olursa olsun, adanın bütünlüğünü korumak adına yapılan bu hamle ile birlikte Kara Duman yok ediliyor. Ada sakinlerinin ada dışındaki alternatif hayatları devam ederken, adadakiler de adadan çıkmamalarının bilincinde olarak adada yaşamaya karar veriyorlar.

Ancak Jacob, adanın varlığının artık korunabilir bir değer olmadığına karar veriyor ve adayı yok etmesi halinde herkesin bu adada öleceğini, ancak alternatif yaşamda kendi hayatlarına dönebileceğini ifade ediyor.

Bir anlamda adadaki herkes, gerçek yaşama dönmek için adadaki yaşamlarını feda etmek durumunda kalıyorlar. Jacob, Aaron'u adanın kalbine doğru sürüklüyor, Ada, zamanda hareket eden yoğunluğuna rağmen, adanın zamanıyla eş doğmuş olan bu çocukla birleştiğinde büyük bir patlama meydana geliyor, adada var olan her şey büyük bir parlamayla siliniyor.

SON SAHNE

ispanya'nın bir kentinde bir mezar taşı görüyoruz. Üzerinde Richardus yazıyor. Richard Alpert'ın öldüğünü anlıyoruz. Ve tek tek tüm Lost karakterlerinin adadaki geçmişlerini hatırlarcasına kendilerine gelişlerini görüyoruz. Her biri, adadan dışarı çıktıklarının farkındalar, başardıklarının farkındalar, sadece farklı bir dünya, farklı bir zaman ve mekanda, normalde Oceanic 815'in Amerika'ya inmiş olması gereken zaman ve mekanda.

Ve o ana kadar birbirleriyle teknik olarak bir bağları olmayan Lost karakterlerinin birbirlerini bir telaş içinde arayıp buldukları sahneleri görüyoruz. Son sahnede de Kate ve Jack'in birbirlerine doğru koşuşlarını, arkalarında da henüz doğum yapmamış olan Claire'ı…
Ve dizi son buluyor.

MUTLU SON oluyor. Ve JJ'in yapamadığını biz seyirciler yapabilmiş olmanın gururu ve mutluluğuyla gözümüzde hafiften yaşlarla LOST'a veda ediyoruz.

Unutmayın, Gerçek son bizlere izletilen değil, bizlerin olmasını arzu ettiğidir. Eğer ben sizlere alternatif bir son sunabildiysem, kafanızdaki soru işaretlerine biraz cevap verebildiysem ne mutlu bana. Yok eğer hala kafanızda sorular var ise yahut eleştirmek isterseniz;

Caki101@gmail.com

Adresine sorularınızı atabilirsiniz. ilgili sorularla ilgili geliştirmeler senaryoya eklenecektir. Sonrasında bunu LOST senaristlerine postalamayı düşünüyorum çevirisini yaptırıp. Kendilerinden utansınlar diye...
Başka bir hayatta görüşmek üzere Kardeşlerim (See you in another life bratha!)

inciciler için özet:
(bkz: ccc lost ccc)
altı yıl boyunca hiç merak edip izlemediğim, altı yılın sonunda sonunu duyduğumda ise bunca zamanımı harcamadığıma çok sevindiğim yabancı dizi.
imdb puanı 9.1den 8.8e düşen dizi, kullanıcıların önceki verdikleri puanları geri alıp daha düşük puanlar vermesiyle puanın daha da azalması muhtemeldir.
--spoiler--
herkesin aklındaki soru "eee kutup ayısııııııı", halbüüse cevap basit ada insanlar için

ikinci bir şans. hataları düzeltmek, hayatı daha bi doru yaşamak için,

e kutup ayıları da hayatı hatalarla dolu olan yaratıklar değil mi?

birisi çıkıpta bahtsız bedevi nin hesabını sormayacak mıydı?!

işte bu yüzden demon lindelof, carlton cuse, ve j.j abrams bize bu yapıtı sundu.

özet geç lan piç: böyle final olmaz hani ne versen yer ama keşke daha iyi bişey vereydiniz.
--spoiler--
alternatif olarak çekilen son bile daha güzeldi.
hatta çok çok çok güzeldi. senin adadaki meşaleni söndürüyoruz (survivor).
bana herşey çok mantıklı geliyor dumandır, zaman yolculuğudur amma velakin ey Sawyer, final bölümünde o ebenin amı yüksekliğindeki kayalıktan nasıl balıklama atladın lan? Bir tek burda mantık hatası var sanırsam.
(bkz: 6 sene bir fiil izlemiş salaklar)
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar