bugün

Entelektüel, zekâsını ve analitik düşünme yetisini mesleği gereği ya da şahsî amaçlarına erişmekte kullanan kişi. Entelektüel kelimesinin kökeni Latince intellectus (anlamak) sözcüğüne dayanır ve günümüzde genellikle şu anlamlardan birinde kullanılır: Kapsamlı bilgi ve birikim gerektiren soyut konularla derinlemesine ilgilenen kişi. Mesleği, mal ve hizmet üreten diğer meslek gruplarından farklı olarak, fikir ve bilgiüretmek ve/veya yaymak olan kişi (akademisyenler, bilim insanları vb)
herkes hazırsa artık başlayabiliriz diye düşünüyorum.
Beyler kuantum mekanikli bilgisayarların çalışma prensibi ile alakalı hazırladığım tezime kaynakça gerekiyor çünkü ben araştırmadan kendim yazdım.Önerebileceğiniz kaynak var mıdır acep?
arkadaşlar yeni tasarladığım nano fizyolojik gastro vasküler boşluk tespitinin, yapay zeka ve genetik algoritmalar ile kuramsal yaklaşımı ile ilgili yazılımdaki sonuçları uygun koşullar altında incelenmesi için hibe edebileceğim önerebileceğiniz muhasır medeniyetler seviyesinde Üniversite var mı?
etnik kökenli bazı unsurların beni etkilemesi sebebiyle sizlere futbol konusunda bazen kötü sözler söyledim arkadaşlar. ama küçük ölçekli ticaret odaklarının üzerimde yarattığı baskı artık dayanılamayacak bir hale gelmişti. bir trabzandan aşağı kaymaya çalışan bir kedi gibiydim. ve inanın, o sözleri sizlere yüreğimden değil, böbreğimden söyledim.
Evet baylar. Öncelikle iyi geceler kardeşlerim.

Substantia prior est natura suis affectionibus.
-Töz doğası gereği hallerinden öncedir.

Duae substantiae diversa attributa habentes, nihil inter se commune habent.
-farklı sıfatlara sahip iki tözün arasında hiçbir ortaklık yoktur.

Bu gece bu önermelerin kanıtlarını istiyorum.
Bir antik yunan şairinin deyişi de benden o halde.

Migedis helos barbedüs eu temas kes eros

Hızlı koşan atın boku seyrek düşer.
Bu entryi Attila ilhan'ı getirdi aklıma.
görsel
Kızlar yatmış, çoluk çocuk telaşı yok, troller yatmış sözlük kütüphane ile huzurevi arasında bir yer konumunda.
Kafa dinleme mekânı.
Şimdi düşünebilir ve bizim bir taş ile aramızda ne fark var diye kafa yorabiliriz.
Öyle ya, havaya atılan bir taş yerçekimi gereği yere düşer.
Eğer bu taş düşünürse (doğası gereği kendi iradesi ile olduğuna da hükmedebilir) bu benim özgün iradem mi yoksa kader diye veya olması gereken şey olur diye vb yaklaşımla bir din veya felsefe düşünce mi geliştirir?
Taşın bu düşüncesinin kaynağı yere düşmek mi, düşünebilmesi mi?
Düşünce ve sonunda gelişen inanç...
Seks (kızlar uyuduğuna göre) olduğu için mi aşk var? Aşk olduğu için mi seks var? ikisi de ayrı şey ise nasıl bir arada oluyor? Bir birini tamamlayan bir şey ise hangisi hangisini var etti veya yansıması.
Din (troller uyuduğuna göre) ölüm olduğu için mi var, ölüm var diye mi din var? Öyle ya, düşen bir uçak da ateist bulmamız zor olacağını varsayarak bu sonuç üzerine de düşünüyorum.
Düşünüyorum, çünkü; düşünce eylemin basit halidir.
Din de düşünce olamaz, birini öldürmeyi düşünüp vazgeçmek, birine tecavüz etmeyi düşünüp vazgeçmek ile bu düşünceleri eyleme geçirmek arasında ki fark cennet ile cehennem olduğuna göre din bir düşünce inanç değil eylem davranış biçimidir.
Sınav da okudun mu diye soran öğrenciye okudum cevabını alan öğretmen sana 10 puan vermez.
Okuduğun konuda sorulan doğru cevaba puan verir.
Birini sevdiğiniz değer verdiğiniz söylem ile değil, eylem ile belli olur.
Kısacası; yaşam pratik olduğuna göre...
Ooof ya...
Uyandırın kızları çocukları trolleri başım ağrıdı.
Entelektüelleştiremediklerimizden misiniz?
hadi görelim sizi.

Edit medit: aaa düştük oltaya görüyon mu :(
Yok yok burdayız abazanlaşın.
Lanet stalin kızıl orduyu berlin surlarına çektiğinde, hepiniz pianist filmini seyir eyler gibi izlediniz.

Peki ya postmodernist algının yaratılışına ne demeli? Aah baylar baylar.. 20. Yy' da felsefe bitti. 18. Yüzyıl fiziği ile gelmeyiniz şimdi de.
Entellektüel kelimesini daha dilleriyle telaffuz edemeyenler var. Kaldı elit olalım. bu halimizle nasil.
Biraz önce saturn yeni yılına girdi

Mars’tan sonra Jüpiter’e kadar gezegen yoktur. Fakat bu arada “asteroid kuşağı” denilen ve çok sayıda küçük göktaşını içeren bir bölge bulunur. Bu bölge Güneş Sistemi’ni iki bölüme ayırır.

Mars’tan sonraki gezegenler Güneş’ten oldukça uzak olduklarından yıl uzunlukları giderek artar. Jüpiter’de bir gün 9 saat 50 dakika iken bir yıl 4332 gündür. Satürn’de gün uzunluğu 10 saat 14 dakika iken yıl uzunluğu 10759 güne yani yaklaşık 29,5 yıla tekabül eder. Uranüs’ün bir günü 17 saat 14 dakika, bir yılı 30681 gün, yani 84 yıldır. Bundan anlaşılan gezegenin görüldüğü noktada tekrar görülebilmesi için 84 yıl beklemek gerekir.
şu entelektüelleşmeyi yapmamız için kızların uyumasını beklemeye gerek yok beyler.
Oh dedirten müjde.

0:00 0:09


Edit: taklit yapan hsjshsjshs. Off
Neyse yarın entellektüelleşin.
0:00 0:06
Napıyoruz kırbaç var mı bugün?
ben her türlü varım ama özel mesajdan gülücük, emoji falan atmak yok o konuda anlaşalım.
oportünistliği bir kenara bırakalım.
Küresel ısınma yüzünden dünyanın gelmiş olduğu hal ortada. Bireysel olarak yapabileceğimiz şeyler olsa da sınırlı. Budan sonraki günler daha iyiye gitmeyecek ne yazık ki. Devletlerin bu komu ile ciddi anlamda uğraşması gerektiğini düşünmekteyim.
(bkz: ütopya)
uyumayanlar olabilir. gizli gizli belgesel izliyorum