bugün

efendim bu "kütüphaneli masa" olarak az önce ismini uydurduğum eşyayı hepiniz biliyorsunuz aslında. 90lı yılların başında "genç odası" furyası ile her eve giren o heyhulalardan bahsediyorum. yine de bilmeyenler için tanımalamaya çalışalım:

kütüphaneli masa, ahşap ve ayaksız bir masası olan ve üzerinde o masaya çakılı olarak raflar bulunan ev eşyasıdır.(öeeh)

isminin "kütüphaneli masa" olup olmadığı konusunda emin değilim, dedim ya az önce uydurdum. yani birileri çıkıp da "kardeşim sen kırk yıllık helezoganantal firülülsiyensiyal masayı tarif etmişsin. adını doğru kullan" derse şaşırmam da. gerçi gugılda yaptığım arama sonuçlarında yalnızca bir forumda kullanıldığını gördüm, demek ki aklın yolu bir.(sayıyla da 1) http://www.google.com.tr/...Cphaneli+masa%22&meta=

neyse biz kütüphaneli masaya dönelim. bu rezalet eşyalar bir şekilde 90ların başı ve ortası arasında evlere girdi. gerekçesi de "gençlerin kitabı defteri oluyor. kullanımda büyük kolaylık" idi. oysa evlerdeki bu hesap çarşıya uymadı, kütüphaneli masalar gençleri boğmaya başladı. bu noktada yalnızca kendi tecrübelerimi anlatsam insanların gözleri dolar ve bu heyhulayı pazarlayan zihniyete lanet eder.

ben çocukken, ablama bu masalardan alınıyor. tabi büyük heves büyük merak var bende. neyse efendim gel zaman git zaman bu masa iki sene içinde şahsıma hibe ediliyor. ben de zevkle kuruluyorum masama. lakin öyle böyle değil bilader, ödev yapmak imkansız(ödev vardı dimi eskiden). söylüyorum aile büyüklerine tınlanmıyorum. bir müddet böyle yatakta/yerde bi şekilde idare ettim. ama ortaokula gelip de cüsse büyümeye başlayınca artık işler kontrolünden çıktı. bir gün boyum uzarken(evet benim boyum göstere göstere uzadı) bu kütüphaneli masanın arasına fare gibi kısılıverdim. boynum dönmez oldu. sıkıştım kaldım. yani abartıyorum tabi ama artık bırakın ödev yapmayı, nefes alamaz hale gelmiştim. ve masanın kütüphanesini kırdım. o günü hala hatırlarım çünkü kendimi spartaaakis(bir demet tiyatrodaki vedat, iyice 90lar muhabbeti oldu) gibi hissedebildiğim ilk (ve belki de tek) gündür. işte o tepesi eksik, çivileri çıkmış masanın aynısından dün bir arkadaşımın da evinde gördüm ve bu satırları yazma gereği hissettim. kahrolsun genç odası diyerek gençleri sakat bırakan mobilyacı tahakkümü!