bugün

Kopeksiz sokak evet iyi olurdu. Şöyle iyi olurdu. Hepsinin yuvası olsa, karinlari doysa, usumeseler harika olurdu. Öyle olmadığına göre yine onlar sokakların kralı kafaniza sokun. Sizi gidi sarhoş ibneler.
sahiplendirelim o zaman seni.
sokağa çıkmayın o zaman.

edit: eksilemişsiniz de ben köpeğimi istediğim gibi gezdiririm köpek istemiyorsanız siz çıkmayın sokağa. hayvan eve mi sıçsın bu biiiiir.
ikincisi madem köpek istemiyorsunuz sokakta bahsettiğiniz köpekler sokak köpekleri o zaman o köpekleri alıp alıp sokağa salmayacaksınız arkadaşlar. ayrıca bir kere çiftleşsin o duyguyu tatsın kafasını da yaşamayın kısırlaştırın köpeklerinizi. böylece tek seferde en az 4 yavru sahibi olduğunuzda 1 tanesini sahiplendirip diğer üçünü sokağa salmaktan kurtulmuş olursunuz.
Bıktık bu başlıktan, kedili köpekli sokaklar olmamasını bende isterdim hayvanlar evlerde sıcacık yaşasınlar isterdim ama öyle olmuyor. Bu dünya hepimizin, o sokaklar da yalnız bize ait değil bencil ibneler. istediğiniz kadar hayvanları dışlayın, bizler onların yanındayız. Sizin gibi bencil vicdansızların dışında hala vicdanlı insanlar da var şükür.
Bu köpek meselesi de insan gibi...

ipsiz sapsız ve topluma zararlı insana nasıl sokakta tahammül etmiyorsak hayvana da etmek mümkün değil.

Kendi halinde, sevecen, ekmeğinin peşinde bir köpek zaten mahallenin sevgilisi oluyor.

Fakat 2 sene önce mahallede bir köpek vardı çocuklar okula gidemiyordu, bunu alıp götüreceksin belediye olarak...

insan da hayvan da huzuru bozuyorsa aynı şartlarda yargılanacak.
Hayvan severlerin sacma duyarlılığına yer edinen bir konudur köpekten korkan panik yaşayan insanlar var travmaya kadar gidiyor bunun yolu çoğunluğu saldırıyor öldürün demiyoruz ama sokaklarda olmasınlar insanlar rahat rahat dolaşsın.
Kimi pitbull güzellemesi yapar kimisi sokak köpekleri için onlar da can, insanlar yanlış davranıyor güzellemesi yapar. Köpek nüfusu denetim altında tutulmalı, sahiplenilmeli ve barınaklarda bakılmalı. Yoksa sokakta başı boş olan köpekler pek tekin değil.
(bkz: ladies first)
sahiplen o zaman göt dediğim kampanyadır.
tamam biraderim, isteyebilirsin.

ben de köpeklerin senle aynı yerde yaşamasını istemem normalde.

köpeğin de insana zararı olabiliyor, insanın da köpeğe.

ama bu 2 durumu da engellemek için hababam öldüremeyiz bu garibanları.

devlet işkencehaneler yerine şehre uzak, çok önemli olmayan arsaları alıp buralara büyük yaşam alanları koyacak, toplayacak, kısırlaştıracak, isteyene de çip sistemiyle sahiplendirecek.

patiliköy bu konuda en iyi model ama onlara bile yardım etmiyorlar.

zaten her şeyi devletten beklemeyin diyenler esasında hiçbir şeyi beklemeyin dememek için öyle söylüyorlar, çünkü insiyatif almaya çalışanlara da bir yardımları yok.

aslında bu konunun bu kadar kangren olacağı da bir şey yok.

piyasada ne kadar üretici veya distribütör varsa belli limitte mama ve kaynak sponsoru olacak, yok ben para mara vermem diyene türkiye'de iş yaptırmayacaksın.

yani istense herkesin mutlu olabileceği şekilde halledilebilecek ender konulardan biriyken, örnekleri de varken istenmediği için çözülmüyor.

sokaktaki adam hemen işveş mi burası gardaşım muhabbeti yapar söylesen.

çünkü bu memlekette her şey kendi kendini halletmeli. kimsenin sorumluluk alması mümkün değil.

doğal olarak el mahkum göt gardiyan, hiçbir sorun da çözülmemeye mahkum.
köpekler de insansız bir dünya istiyordur belki?!
Onlarda bir canlıdır kimsenin kimseden üstünlüğü yoktur bu zamana kadar hiç köpek saldırısına uğramadım( yaşadığım yerde adım başı köpek var) köpeğe durduk yere hoşt kışt eğeğğeve hebe hübe yaparsanız ısırır vurursanız ısırır hayvana kötü bir şey yapmaya yeltendiyseniz az bile yapıyorlar...
Tamam onlarında mekanı onlarında doğası eyvallah'ta sabah akşam saldırıyorlar. insan hayatı mı önemli hayvan hayatı mı. Köpeklerin sokaklarda çete halinde dolaşmalarının önüne geçilmeli. Bizde hayvanları seviyoruz ama insanları daha çok.
Sokağa çıkma o zaman.

dipnot: çift anlam oldu şairler görse şairliklerinden utanır.
entel dantel kaprisler ve fanatik korumacılık yapılmadan dikkate alınması gereken bir çığlıktır. uygar dünyada köpek ancak evde beslenen ve sahibi tarafından tasmayla gezdirilen bir kardeşimiz olduğu halde ülkemizde durum farklı ve vahimdir. Uygar ülke kentlerinde gece yarısında bile tenha sokaklarda köpek çeteleriyle karşılaşma korkusu olmadan gönlünüzce yürüyebilirken istanbul'da günün en işlek saatlerinde ve en işlek caddelerde bir köpek tarafından ısırılabilirsiniz. Şimdi o ülkeler enayi de bir biz mi akıllıyız? Sokak köpekleri yüzünden çocukların okula insanların akşam işten eve gidemediği bir ülke olmak niye kaderimiz olsun? Bu soruna kimseye zarar vermeyecek en adil ve mantıklı çözümü bulmak merkezi ve yerel yönetimlerin ortak görevi olmalıdır.
nefret ettim su hayvansever boş kutulardan.

kardeşim yollarin her tarafı köpek dışkısı. her yer mama. kopekler obez. ayrica can güvenliğimiz yok. heryerde cocuklara saldiriyorlar. kaçıncı ölen insan bu hayvanlar yuzunden. avrupada itlaf ediliyor bu hayvanlar. sokaktaki varlıkları ortadan kalkiyor. ureyemiyorlar bu sebepten. sizin mantığıniz daha cok insan ölsün baska bisey degil.
Diyen insana "o zaman sokağa çıkma krdş." demek isterim.
kısmen katılıyorum ewed.
bende çomarsız köpekler istiyorum ama ne yazık ki her istek olmuyor sokak akp li du bunlar toplanıp barınaklara kapatılmalı.
biz biliyoruz sizin derdinizi.
ne yaparsanız yapın reisinizin ölmesine sebep olduğu 36 şehit askerimizin ardından güldüğünü unutturamayacaksınız.
katıldığım kampanyadır.

kardeşim, hangi gelişmiş ülkede sokaklar kedi, köpek kaynıyor? sokakta gördüğünü tüm kediler, köpekler sahipli, yanlarında sahipleri de var. peki sahipsiz hayvan bulurlarsa ne yapıyorlar? barınağa alıp, belirli bir süre sahip bulmaya çalışıyorlar. bulamazlarsa vuruyorlar iğneyi, hayvana eziyet etmeden bu dünyanın derdinden kurtarıyorlar.

bizde ise belediyeler sözde hayvanseverlerimizin şirretliğinden korktukları için böyle yapamıyorlar. ondan sonra gelsin kırkbin çeşit facia görüntüsü. köpekler sadece barınaklarda değil, sokaklarda bile birbirini parçalıyor.

efendim ısırmazlarmış! mesele bir tek insanların ısırılması mı? sen krakeri verdin, o hayvanın derdi bitti mi? bu işleri, ne yapılması gerektiğini siz çok iyi biliyorsunuz da, şunca zenginliği, imkanı olan gelişmiş ülkeler mi bilmiyor?
Barınaklarda düzgünce muamele edilse iyi olur. Sokaklarda çile çekiyorlar hem aç kalıyorlar hem soğuk etkiliyor.
muhalefet edenleri afrika yaban köpeklerinin arasına bırakmak lazım gelen kampanyadır.

"onlar en iyi dostlarımız" diye yavşak yavşak konuşanlar görürler en iyi dost nasıl olur. "köpeksiz sokak olacağına, insansız olsun" diye abartan eblehler bile var. len sen doğanın nasıl işlediğini sanıyorsun? o masum masum bakan hayvanlar bir aç kalsınlar, görürsün ebeninkini... daha bir kaç yıl önce boş arazide yaşayan köpekler, kendilerine mama getiren sözde hayvanseveri parçalamışlardı.

köpekleri de severim, kedileri de... fakat modern toplumlarda başıboş bırakılması uygun olan hayvanlar değildirler. şehirlerimizde bizden fazla hakları filan da yok. şehir diktik de kır mı bırakmadık? sorun şu ki kıra gitseler yiyeceği doğa yasalarına uygun bulmak zorundalar, o da çok zor, acılı bir hayat...

barınaklara gelince... işte gelişmiş ülkeler bile yiyecek yetiştiremiyor olsalar gerek ki, barınakta bir süre tutup, sahip çıkan olmazsa öldürüyorlar. özellikle uyutuyorlar demedim ki önerdiği çözümün ağırlığını örtbas etmeye çalışan, böyle lafların arkasına saklanıp, vicdan mastürbasyonu yapan insan konumuna düşmeyeyim. diyelim ki yiyecek sağladın. barınaktaki hayat bu hayvanların doğasına uygun mu? o da eziyet değil mi?
çoğu insanlardan ciddi kelekler yemiş kişilerin muhalefet ettiği kampanyadır. itiraf etmezler ama uğradıkları hayalkırıklıkları kimisini neredeyse insan düşmanı yapacak noktaya getirmiştir.

evet, hayvanlar insanlardan çok daha düz, dolaysız ve güvenilirdir. bu konuda haklılar... böyledirler çünkü beklentileri insanlardan çok daha azdır.

fakat sıkıntı insanlardan kelek yemekse, sayısız kelek yemiş birisi olarak şunu söyleyeyim ki bu sebeple insanlardan soğumak doğru değildir. böyle yapmak insanın hala çocuk kaldığına, hayalkırıklığını atlatacak, kendisini üzen olayların sebeplerini anlayıp, sindirecek olgunluğa sahip olmadığını gösterir. bir de kendisini yeteri kadar sorgulamadığına... benzer davranışları sen hiç yapmadın mı? bir çok gerekçe ileri sürsen, gör ki sana yapanların da haklı haksız bir takım gerekçeleri vardır ve belki o gerekçelerden kısmen sen de sorumlusun.

yaşam hakkı felsefesine gelince... yaban köpeği bir avlanırken "yahu ben ne yapıyorum? şunun yaşam hakkına saygı göstersem" demez. sanılanın aksine sadece beslenmek için de avlanmazlar. eğer bir keçi ağılına girmeyi başarırlarsa içeride ne kadar keçi varsa öldürmeden bırakmazlar. o sevimli kedilerimiz bir kuş veya fare yuvasına girsinler, seyredin bakın neler yapıyorlar.

doğa böyledir ve biz de doğanın bir parçasıyız. üstelik kahir ekseriyetimiz sırf içgüdüleri tetikliyor diye öldürmeyecek kadar da akıllı ve vicdanlıdır. fakat öldürmekten başka çare kalmayan durumlarda öldürmekte bir sakınca yoktur; doğa yasalarına gayet uygundur.

bunları sözde spor amaçlı avcılığa karşı olan birisi olarak yazıyorum.
"köpekler suç işlememişlerdir" gerekçesiyle muhalefet edilen kampanyadır.

tabi ki işlemediler, çünkü yaptıklarından sorumlu tutulacak seviyede bilinçleri yok. bu anlamda, akıl hastası insanlar da işledikleri suçlardan sorumlu tutulmazlar ama akıl hastasına nasıl davranılması gerekiyorsa, öyle muamele görürler.

aklı hastası olmayıp, birbirinden iğrenç suçlar işleyen insanlar var mı? onlar da var ve yakalandıklarında gerekli cezalar veriliyor.

"suç" gibi insanlar alemine ait bir kavramı hayvanlara yansıtmak ne olumlu, ne de olumsuz anlamda doğru değildir.

elbette ki hiç biri "suç" değil ama şartlara bağlı olarak hayvanların nasıl davrandığına da örnekler verdim. benzer davranışları insanlarla birlikteyken de yapıyorlar. bir çok insanı parçalıyorlar veya yaralıyorlar. buradan hareketle hayvan düşmanı olmak yanlış olduğu gibi, hitler şunu yaptı diye insan düşmanı olmak da yanlıştır.

fakat bu kampanyaya sadece bir kaç insanın parçalanması veya binlerce insanın yaralanması hoşuma gitmediği için katılmadım ki katılmak için bu bile yeterli sebeptir. sokak hayvanlarının ve barınaklardaki hayvanların yaşam koşullarının kendileri için de iyi olmadığını ve yeterince iyileştirme imkanı olmadığını bildiğim için katıldım.

hak tartışması olayına girersek, neye dayanarak bir tek yaşam hakkıyla sınırlayacağız? ya üreme hakkı? o çok sevdiğiniz kedilerinizi, köpeklerinizi kısırlaştırmıyor musunuz? hangi hakla? kendi hallerine bıraksanız neler olacağını çok iyi biliyorsunuz da ondan kısırlaştırıyorsunuz hiç hak hukuk olayına girmeden. şahsen ben insanların bile üreme hakkının lazım gelen yerlerde kısıtlanması taraftarıyım. çin bu konuda gayet başarılı bir örnektir.