bugün

Güzellik denen şeyin gülümsemede saklı olduğuna inanıyorum. Eğer gülümseme bir yüzü güzelleştiriyorsa, o yüz gerçekten güzeldir. Gülümsemesi görünüşüne bir şey katmıyorsa, o yüz herhangi bir yüzdür. Eğer gülümserken çirkinleşiyorsa, işte o yüz de kesinlikle çirkin bir yüzdür...

Lev nikolayeviç tolstoy-çocukluğum
insanlar yavaş yavaş inanmamayı, güvenmemeyi, sevmemeyi ve kronik şüpheci olmayı öğrenir. Bu gerçekleştiğinde artık ne yazık ki çok geçtir. insanların ''Tecrübe'' dediği şey budur. Kalbiyle bağlantısını kesmiş bir insana ''Tecrübeli'' denir.

Freud
suskunluğun siyah okyanusundaki cam fanuslu bir dalgıç gibi yaşıyordu insan, kendisini dış dünyaya bağlayan halatın kopmuş olduğunu ve o sessiz derinlikten hiçbir zaman yukarı çekilmeyeceğini ayrımsayan bir dalgıç gibi hatta.

Satranç - stefan zweig
Göz göre yok olmuştu o; kendi görünürlüğünün derinliklerine çekilmişti. Her gün her yerde karşılaşılacaktı eskisi gibi, sesi işitilip kokusu duyulacak, ama asla ona ulaşılamayacaktı.
Herhalde kendi varlığına karışarak yok olmak en akıllıca yöntemdi. Belki de bu yüzden delirmişti Cennet'in oğlu; kendini kendine gömebilmesi için delirmesi, delirmesi için de herkesten akıllı davranması gerekmişti.

Hasan Ali toptaş/gölgesizler
denge insanoğlunun icat ettiği en vahşi kavramdır. ip cambazının kendinien iyi hissettiği an, kendini ağa bıraktığı andır oysa. sırat köprüsünden, beslenmeye kadar denge her yerdedir. dünyanın en sağlam alarm sistemi. bütün dengesizlere karşı. en ufak harekete, yanlışa duyarlı...oysa hayatlarının belli dönemlerinin her saniyesini aşka verebilenlerse gerçekten yaşarlar. sadecesevgileri ve kendileri. başka bir şeyle ilgilenmezler. yüzde yüz aşk! dengesizlik, gerçek duygusunun ve gerçeğin tek kapısıdır. dengeyle hiçbir yere varılmaz. ancak düşmeyi bilenler köprüden, karşıya yüzerek de geçilebileceğini öğrenir. belki cennete, belki ipin gerildiği karşı tarafa varılır dengenin sonucunda, kabul ediyorum. ama düşmemek için verilmiş mücadelerin acısı ve tedirginliğiyle...
“Beni kendime ördüğüm kozanın dışına çıkarmaya çalışıyordun, farkındaydım. Ben de sana en sevdiğin yazarların dünyalarına kapanmamanı, diyelim Memduh Şevket’i de okumanı öneriyordum, farkındaydın. Senin çabanın işe yaradığı kuşkusuz da benimkinden o kadar emin değilim. Belki bazı kişilikler, kozadan çıkmak istemiyorlardır; o ölüm kozası bile olsa. Kimin hakkı vardı kişiyi kozasından çıkarmaya?”
Ne çok şey biliyor bu insanlar olric?
Herkes işine geleni biliyor efendimiz.
Oğuz Atay/Tutunamayanlar
"şimdi sakinim, her şey bitti, tamamen bitti. Müdürün ziyaretinin yarattığı korkunç kaygılardan kurtuldum. Çünkü, itiraf edeyim, hâlâ umutluydum. Şimdi Tanrı’ya şükür, hiç umudum kalmadı."
Bir idam Mahkumunun Son Günü, Victor Hugo
Şimdiden pişmanım istanbul'a geldiğime. Medeniyetten daha kötü bir şey varsa,o da medeni olmaya çalışan bir medeniyetsizlik...
ancak bilirsin duyguların yaşı yoktur.
-dostoyevski
Yaşamasını izledim: hakkındaki fikirlerim sürekli değişiyordu ve bu ancak insanın çok yakın bağı olduğu kişiler için böyledir ;başkaları hakkında daha genel ve bir seferde karar veririz.
(bkz: hadrianus un anilari)
”Dünyanın en basit, en zavallı, hatta en ahmak adamı bile, insanı hayretten hayrete düşürecek ne müthiş ve karışık bir ruha maliktir! Niçin bunu anlamaktan bu kadar kaçıyor ve insan dedikleri mahluku anlaşılması ve hakkında hüküm verilmesi en kolay şeylerden biri zannediyoruz?”
Kürk Mantolu Madonna - Sabahattin Ali
"Birden bütün neşemin bir camın kırılışı kadar ses ve şangırtı çıkararak düşüp kırıldığını gördüm.
(bkz: semaver)
'' muhtar, avluyu yeniden taradı gözleriyle. o her şeyin mutlaka bir iz bırakacağına inanıyordu, izsiz şey olamazdı; kuşların bile izi vardı gökyüzünde, sözcüklerin dişte, bakışların yüzde.”

hasan ali toptaş-gölgesizler
görsel

biz çocukken saklambaç oynardık.
gizlenirdik, saklanırdık sonra bulurduk birbirimizi...
ama saklamazdık başkasından insanlığımızı.

biz çocukken yakan top oynardık,
top kime değerse o ebe olurdu.
kimse şikayetçi değildi, çünkü oyundu.
ama kimsenin canını yakmazdık,
topla oynar ama kimsenin gururuyla oynamazdık.

biz çocukken birbirimizi kovalardık, elim sende oynardık.
dokunurduk birbirimizin sırtına elimizle.
kimseyi itmezdik ama sırtından,
yere düşürmezdik sonra.
yağ satarım, bal satarım oynardık,
ustamız ölürdü biz satardık.

yağ satardık, bal satardık ama hiç kimseyi satmazdık.
çocukluğumuzda öldü şimdilerde,
yağ da satıyoruz, bal da.
ve tabi, insan da...

-bazı yalnızlıklar iyidir / tolga akpınar
... Zaten anlatmak istediğim bir şey var, bin bir şekle sokup söylemek arzusuyla yandığım tek bir şey: o da sizi sevdiğim ... Nasıl muhtaç olduğumuz havayı istemem demeye, mekan içinde bir yer işgal etmekten vazgeçmeye kuvvetimiz yoksa, bize verilen bir aşkı almamaya da iktidarımız yoktur. Sizi seviyorum...

içimizdeki şeytan - Sabahattin ali
"...elleri boştu gene de, yüzü boştu, sessizliği, hatta gözlerinin içi ve yüreği boştu... Belki de bu yüzden, boş bir çuvala benziyordu sokaklarda yürürken, boş bir çuval gibi duvar diplerine yığılıp yığılıp kalıyordu. Giderek azalıyordu sanki, giderek yollara, kırlara, kayalıklara ve gecelere bölünüp ufalanıyordu."

Hasan Ali toptaş/gölgesizler.
görsel
"insanları genel anlamda seviyorum ama kimseye tahammülüm yok"
(bkz: tutunamayanlar)
görsel
"beni rahatsız etmiyorsunuz," dedi acı bir sesle, "tam tersine bazen yalnız olmadığıma seviniyorum. on gündür tek bir kelime bile konuşmadım... aslında yıllardır...
artık o kadar zor geliyor ki bu, belki de insan her şeyi içine atmaktan boğuluyor zamanla..."

stefan zweig - amok koşucusu
Belki de kararlı oluşuydu. yersiz bir güven duygusu .yürüyüşünde görünen. başını tutuş biçiminde. kendisine sorulmadan dingince önerilerde bulunmasında. ya da karşı koyar görünmeden önerilere dingince boş vermesinde.
(bkz: küçük şeylerin tanrısı)
“Siz benden hiç özür dilediniz mi? Onca kavgada hiç mi haklı olmadım, haklı çıkmadım? Kimsenin benden özür dilediğini hatırlamıyorum. Yapmayın n'olur, denge demiyorum… Hiçbir şey yoktan var olmaz, vardan yok olmaz diyorum. Yani en azından müdahale edip hayatımı yalnış yönlendirdiğiniz için özür dilemeliydiniz diyorum.”
Eroin güncesi - kanat güner
“Sevenler tehlikelidir. Korku nedir bilmezler. Kendi kurallarına uyarlar.”
En başta zordur.

Her şey;
En başta,
Her zaman,
Zordur.

(bkz: beş çember kitabı)