bugün

http://www.kulturvarlikla...869/konya---kilistra.html

Konya'nın meram ilçesi'nin hatunsaray Beldesi'nin gökyurt köyü'nde yer alan antik yapı.

volkanik birikimler snucu yığılan tabaka zamanla rüzgar ve su aşındırması ile şekillenmiş ve hıristiyan rumlar tarafından mabet olarak oyularak kullanılmışlar.
Kilistra antik kenti Konya'nin 49 km güneybatısında Konya Meram ilçesi, Hatunsaray beldesine bağlı Gökyurt köyündedir.

TARiHÇE
Yapılan arkeolojik çalışmalar sonucu Kilistra'da Hellenistik ve Roma çağında (i.Ö. 2. yy-i.S. 3. yy) yerleşimin başladığı tespit edilmiştir. Kazı esnasında doğu şırahanede eşik taşı olarak bulunan Roma devri bir devşirme mezar yazıtında Kilistra adının geçtiği görülmüştür. Kilistra Bizan devrinde (i.S. 8-13 yy) yoğun bir şekilde Kapadokya benzeri kaya oyuğu yerleşmelerine sahne olmuştur. incil'de söz edilen Aziz Paulos'un seyahatleri sırasında uğradığı Anadolu kentlerinden Lystra aynı zamanda ünlü Kral Yolu üzerinde olup ikonion (Konya)-Pisidia Antiocheia (Yalvaç) arasında bulunmaktadır. Listra'dan Yalvaç'a giden haberci Paulos Kilistra'ya da uğramıştır. Haberci Paulos'un mektuplar gönderdiği Timoteos da Lystralıdır.

Kazı çalışmaları esnasında temizliği yapılan Sümbül'ini Kilise'nin bulunduğu mevkiye halen yöre halkının "Paulönü" demesi Aziz Paulos'un adının yaşatıldığının kanıtıdır. Roma devrinde Hristiyanlığı kabul etmiş Lystra halkının Paganist (putperest) kitlelerin ve yağmacıların yoğun saldırılarına dayanamayarak çevresinde bulunan ve saklanmaya elverişli dağlık kesimler seçtikleri görülmektedir. Kurulan bu saklı kentlerden en önemlisi Kilistra'dır. Gökyurt köyünün halen yaşayan halkı Kilisra antik kenti üzerine yerleşmiştir. Bizans döneminde yerli halkla Anadolu'ya gelen Türk'lerin birlikte yaşadıkları bazı bulgularından anlaşılmaktadır. Osmanlı döneminde ise daha çok hayvancılıkla uğraşan konar-göçer aşiretlerin iskan edildiği etnolojik bulgulardan tesbit edilmiştir.

GÜNLÜK YAŞAM
Gökyurt köylüleri tarım ve hayvancılıkla uğraşmaktadır. Arazinin yapısal özellikleri nedeniyle tarım kısmen hayvan gücüyle sürdürülmektedir. Bu nedenle köyde katır, eşek ve at tarım ve hayvancılık amacıyla kullanılmaktadır. Köyde bol miktarda kabak yetiştirilmekte olup, düğünlerde kadın sofralarında kabak yemeği ikramı gelenek halinde devam etmektedir.

Yöre mutfağında alıç, yaban eriğinden turşu, ahlattan komposto, gılabbadan meşrubat yapılmaktadır. Bağcılık yaygın olup, yoğun pekmez üretimi vardır. Klasik yöntemle bal üretimi köy ekonomisinde önemli yer tutmaktadır. Üretimde kadınlar da tarlada, hayvan bakımında, ve ahır işlerinde katkıda bulunmaktadırlar. El ve örgü işlerinin köklü bir geçmişi vardır.

MiMARi
Kilistra antik kenti erken Bizans devrinde doğal kaya oluşumuna paralel beş ayrı mevkide kurulmuştur. Kaya oyuğu yerleşimi şeklindeki kentin kuruluşunda ve yapılaşmasında gizlilik esas alınmıştır. Geriden bakıldığında doğal bir kaya gibi görünen yerleşme yerlerinin iç kısımları geniş mekanlar halinde oyulmuş, aydınlatma ve havalandırma kamufle edilmiş mazgal açıklıklarla sağlanmıştır. Mimaride dini yapılara (şapel ve kilise) sosyal amaçlı yapılara (mesken, sarnıç, çeşme, şaraphane...) savunma ve güvenlik amaçlı yapılara (gözetleme kulesi, garnizon ve sığınaklar) rastlanmaktadır.

Yaşayan kentsel doku topoğrafik yapıya uygun olarak yamaç evler tarzındadır. Hal, mimaride hazır bulunduğu ana kayaya oyularak yapılan eski hacimleri fonksiyonunu değiştirerek kullanmaya devam ederken; kendi yaptıkları yapılarda ise kayadan keserek ve yontarak elde ettiği biçimle taşları ana malzeme olarak kullanılmıştır. Yapılan temelden çatıya taştan olup, geniş hacimli ve düz damdır.

DOĞAL GÜZELLiKLER
Volkanik tüf kayaların oluşturduğu peri bacalarını andıran kaya oluşum köyün yer aldığı vadi boyunca devam etmektedir. Vadi adeta bir taş ormanını andırmakta, yerleşim alanındaki seyir teraslarından panaromik görüntüler vermektedir. Yerel karakterdeki bitki örtüsü ile kaplı yörede yeşilin her tonu dört mevsim görülmektedir. Bu bitki dokusu Toros yamaçlarında görülen zengin maki türleridir. Dişbudak, alıç, ahlat, yaban eriği (Yonuz eriği) iğde ve kuşburnu ile yoğun meşe ormanları, ceviz, badem vb. meyve ağaçları harika bir doğal manzara sunmaktadır. Orman dokusunda yaban hayatı tüm çeşitliliğiyle sürmektedir.

Maki grubu içinde köylülerce "Gılabba" adı verilen taneli salkım halinde yetişen bodur ağaç tipinde yabani üzüm türü bir bitki de sağlık amaçlı tüketilmektedir. (Gilabori-Viburnum opulus).
*