bugün

insanlara güvenme. Kendine güven.
(#41077034) kardeş niye kendini bu kadar ezdirdin ki? Tamam realist ol da bu ne? Daha çok üzülürsün sen diyim ben.

Kendime de notum şudur; sni svyrm.
hiç bir şeye yüzde yüz güvenme. şüphe ateş gibidir, güven su gibidir, gereğinden fazla olursa kendi içinde boğar seni. güven ve şüphe dengesini iyi kur.

engellere karşı yırtıcı ol, yıkıcı ol. kendi bildiğin yolda dur ve ilerle. harekete geç. yavaşlama, geç kalma, üşenme, erteleme ve vazgeçme. hayatla şakalaşma. işini yap ve geç.

çekinme, çekimser olma, her zaman bir fikrin ve bilgin olsun. bilmiyorsan sus. biliyorsan susma. bilgi tek başına en büyük güçtür. her şeyi bil ama bildiğin her şeyi uygulama.

bilmesi gerekene bilinmesi gerekeni söyle ve geç. sade ol. süslü laflar ile zihin karıştırma. her zaman açık ol, kendin ol, olduğun gibi görün, şeffaf ol.

hakkını yedirme, hak da yeme. haksızlık varsa söyle. haksızlık yaptıysan af dile. kimsenin kul hakkına girme.

ve kimseye öğüt verme. çuvaldızı kendine, iğneyi sevdiklerine batır.

verdiğin sözleri, kendine yazdığın notları dinleyecek kadar da irade sahibi ol.
zerrece tamahın olmasın şu dünyanın varına.
Sanki burada bir çelişki söz konusu. kendine yazılan notun özel olmaması durumu. hani kendineydi? umuma açık cümleler. diğerleri neden biliyor yazılanları? bilmesi ne kazandıracak? muallak. kendin için yazılan not olmaktan çıkıp kendini tanıtan, yüksek not bekleyen yazılar oluyor sanki. ses getiren reklamlar prime time'a. kendim, sana söylüyorum, x yazar sen anla. itiraflara uğramak da fena değil aslında. Ya da ayrı mevzular altında sayıkla.
sözlük o kadar da matah bi yer değilmiş. uzun bir aradan sonra geldim ama zevk almıyorum. kısa zamanda tekrar izinli ol.
dürüst olacağım diye zayıf noktalarını söylemekten vazgeç artık. bi dur kızım ya!
kendine dert çıkarma.
Psikoloğa mı gitsem torbacıya mı ?

Kendime not : karar verdikten sonra dönerim sana .
şu insanları affetme huyundan vazgec diye bir not bıraksam kendime, o verdiğim nota da bir cevap yazıp sustururum o notu. Yani o derece bende ki duygular bedenimde yer almış.
Mutluyken söz verme,
Kızgınken cevap verme,
Üzgünken karar verme.
Kalk çalış sonra çok ağlarsın bak söylüyorum.Sınava da şunun şurasında ne kaldı ki...bak mezuna kalmayı falan düşünme şu sözlükten de birık amq telefonu da kapat git ders çalış.
Selam hüzün kovan kuşu, selam kendime not. Sana 3 ayda bir uğrar oldum,çünkü yazmaya değecek güzel şeyler olmadı, ve şu sıralarda yine olmuyor. Yine aynı güzel olmayan hisler,sinirler,ne istediğini bilememeler, kafa karışıkşıkları ve gündelik şeyler. Bu negatifler haller yıllardır üstüne oturdu ve bundan kurtulamıyorsun, bunu düzeltmek için ne yapılmalı, bu senin elinde midir? Yoksa senin kontrolünde olmayan sebeplerden dolayı mıdır? Kendini ifade etme konusunda da kendine bir şeyler katamamışsın, her neyse. Başka bir sıradan gereksiz konuşmada görüşmek üzere,kahrolsun bağzı şeyler.
Kocan emekçi kadınlar gününde sana ya da senin emeğine bir tek güzel söz söylemedi de, gitti başka bir kadına kutlama mesajı gönderdi. Unutma.
Dünya hiçbi emeğe layık değil.
neden böylesin?.
uykusuzsun ve biraz da şaşkın bu dünya için..
hayatın bilinmezlerle dolu,
anlamıyorsun hiçbir şeyi..
ve korkuyorsun, hem de çok korkuyorsun kaybetmekten..

neyse sen yine de kendin ol, her nekadar sonunda korkup kaybetsen de..
Başkaları mutlu edemez be güzelim seni. Sen kendini mutlu et. Sen kendini sev. Hayallerinden vazgeçme. Başaracaksın. Gerçekten istersen olur unutma.
vazgeç. olmayacak.
Ah diyeceksin vah diyeceksin falan filan..
Kumar masasına oturan birinin asıl ne zaman kaybettiğini düşündüm bugün; Duracağı yeri bilmediği zaman.
şu anda, teknik olarak pazar, pratik olarak cumartesi gününden yazıyorum. yani toparlayayım, saat 01:13. cumartesi gecesi diyebileceğimiz şekilde yani. genel olarak, hayatı günümüz koşullarında 80 sene olarak baz alırsak(o da maksimum), hayatımda kendime oluşturacağım düşünsel,maddi,manevi, her alandaki temelin şu zamanlar tuğlalarını atığımı hissediyorum. günden güne fikirlerim, ideallerim ve perspektifim değişiyor, gelişiyor. mod olarak çok değişken bir grafiğim var-belki de içerisinde bulunduğum yaş grubunun(20-25) özelliğidir-. aynı gün içerisinde 2-3 saatlik periyodlar halinde çalışkan-salıvermiş-hayat dolu-pesimist-sevgi böceği-kötülere karşı kin dolu-batsın bu dünya gibi hashtagler arasında volta atıyorum. bu belki benim suçum, belki de olması gereken. çünkü dünya ve dünyanın barındırdığı oksijen varlığı sayesinde bizlere mümkün kıldığı hayat, çok karışık. amaan be ömer, sen mi kurtaracan dünyayı.. dediğini duyar gibiyim. ama olmuyor işte, kayıtsız kalamıyorum. çünkü dünyayı bok götürüyor, insanın insana tahammülü yok; tahammülü geç, yaşamak gibi basit bir faaliyette bile bu iki ayaklılar birbirine destek olacağına nasıl iyi bir çelmeyle diğerini düşürebilirim derdinde. birileri süt banyosu yapacak diye birileri aç kalmak, hadi o kadar da dramatize etmeyelim de yemek yiyebileceği, barınabileceği bir para karşılığında modern kölelik yapmak zorunda. ne bileyim, ülkede zihinsel engelli 22 yaşında bir kız 5 kişinin tecavüzüne uğruyor ve mahkeme, kızın bu esnada bağırmadığı gerekçesiyle rızası olduğuna kanaat getiriyor ve sanıklar salıveriliyor. umudum var mı? eh işte. en azından şunu söyleyebilirim, kafamın içinde bir senaryo var. bu senaryo ütopya olarak nitelendirilebilir ancak kavramsal olarak tam da öyle sayılmaz. çünkü alice harikalar diyarı hayal etmiyorum, sadece mümkün olanlar dahilinde en iyiye yakını hayal ediyorum. bunu gerçekleştirmek veya gerçekleşmesi yönünde 1 adım atabilmek için de en azından bir şeyler yapacağım. tek bildiğim bu.
edit: allah askina kim - ledi amk guzel guzel umut temali seyler yazmisim illa trolluk mu yapalim yani
geberemedim gitti gerizekalı işe yaramaz çirkin ucube pislik gereksiz varlık.
Sabah erken uyanmalısın.
Birine kızdıktan 5 dakika sonra gönlünü almaya çalışırsan daha çok kırarlar ponçik kalbini. Silkin, kendine gel. merhameti her zaman yanında taşı ama bunu kullanırken cömert davranma. Beklentini düşür ve hayatın yoğunluğu içinde kendine zaman ayır. Öpüldün canım kendim.