bugün
- türk polisinin güzel kızlara karşı olan nezaketi21
- türk kadınlarındaki en büyük sorun12
- havalar ısınınca orospu gibi giyinen kadınlar15
- merve boluğur11
- nude isteyen kız12
- güçlü kadınların ortak özellikleri17
- şanlıurfa da damattan istenilenler listesi13
- kocasına kahvaltı hazırlamayan kadın kusurludur27
- zalbert ramstein17
- sözlüğün en iyi iki erkek yazarı12
- gizli samyel15
- icardi190516
- sözlüğün bağımlılık yapması10
- kemalistlerin insanları atatürk ten soğutması20
- magicovento13
- sözlüğün en iyi iki kadın yazarı34
- jose mourinho34
- içinde hiç'a harfi geçmeyen bir cümle yazınü12
- liselilerin arkadaşına yaptığı doğum günü şakası9
- anın görüntüsü9
- yazarlar neden bu nickleri kullanıyor10
- sözlüğün en yaşlı yazarları8
- küçük memeli kadınlar9
- arkadaşlar bik bik geldi12
- heykel sanatını putla bağdaştıran yobaz14
- biz bu hayata çalışmaya mı geldik8
- uludağ sözlük'ün en çekici erkeği kim12
- insanoğlunu yerleşik hayata geçiren neydi14
- eşcinsellere hasta diyen hastalıklı insanlar21
- yazarların sevdiği şehirlerarası yollar8
- istan ekini türkçeden kaldırmak8
- albay kemal15
- 3 haziran 2024 hakkari'ye kayyum atanması16
- sözlükçü kemalistlerin mide bulandırması9
- hadise'nin parasız erkeklere tepkisi40
- yazdan nefret etmek10
- sokak ortasında ilişkiye giren muhafazakar çift14
- a haber için 3 kelime yakıştır9
- türklere peygamber gönderilmemiş olması9
- sözlükte artık yazılamayacağı gerçeği8
- erkeklerin meme tercihi11
- osman gökçek8
- üstteki yazarın sevdiği iki şey8
- mfö'nün en güzel şarkısı14
- kadınları öldüren bir virüs yaratıp dünyaya salmak20
- hazır olun yeni pandemi geliyor13
- 8 bin lira maaş teklif edilen öğretmen13
- evliliklerin çoğunun para yüzünden bitmesi10
- kadıköy de pidecide yediğimiz efsane kazik17
- kaç tane gerçek istanbullu tanıdınız14
elektronik ile klasik müziği geleneksel bir tarzda harmanlayan izlandalı müzisyen...
icra ettiği müzik, (bkz: post classical) şeklinde isimlendirilmektedir.
adını dahi bilmediğim ilk parçasını dinlemeye başladığımda tüylerim adeta diken diken oldu...
o denli yalnızdım ki ve yalnızlığımı ifade etmekten; kelimelere, sese, kağıda aktarmaktan o denli acizdim ki, (bkz: miracle mystery and authority) isimli parçasını hasbelkader dinlediğimde, adeta dağıldım. paramparça oldum... ruhumun kırıklıkları o kadar uzaklara dağıldı ki, o acının içinde hem batının nemli ve puslu azametini, hem de doğunun kavruk bozkırını duyumsayabiliyordum.
bir yanım sibiryanın felç eden soğuğu karşısında hayata tutunmaya çalışırken, bir yanım da tozlu sarı sıcağın altında bir damla su bulmak için aranıyordu.
yıkılan, dağılan, çelik parçalarına teslim olan şehirlerin toz bulutları ve yıkıntıları ve paramparça insan bedenleri, gönlüme gönlüme dökülüyordu...
ve beklediklerimi yitiriyordum düşlerimde, dönüp en ufak bir sitem dahi göstermeden...
en ağır acıya dahi metanet gösterecek bir boşlukta zamanı ve mekanı arkada bırakmak gibi birşeydi o meledinin tılsımına şahit olmak...
naif adam şeklinde nitelendiriyorlar bu müzisyeni...
fakat kanımca, pek öyle değil.
şırıngayı hastaya enjekte etmeden önce çocuğa tatlı masallar anlatan hemşire gibi birşey bu adam...
o naif tınılar insan ruhunu kuşatmaya görsün, en ağır darbeleri acımasızca indirmekten imtina etmiyor...
sarsıyor bu adam beni...
koşmam için, haykırmam için...
kendimi dahi ardımda bırakmam için...
icra ettiği müzik, (bkz: post classical) şeklinde isimlendirilmektedir.
adını dahi bilmediğim ilk parçasını dinlemeye başladığımda tüylerim adeta diken diken oldu...
o denli yalnızdım ki ve yalnızlığımı ifade etmekten; kelimelere, sese, kağıda aktarmaktan o denli acizdim ki, (bkz: miracle mystery and authority) isimli parçasını hasbelkader dinlediğimde, adeta dağıldım. paramparça oldum... ruhumun kırıklıkları o kadar uzaklara dağıldı ki, o acının içinde hem batının nemli ve puslu azametini, hem de doğunun kavruk bozkırını duyumsayabiliyordum.
bir yanım sibiryanın felç eden soğuğu karşısında hayata tutunmaya çalışırken, bir yanım da tozlu sarı sıcağın altında bir damla su bulmak için aranıyordu.
yıkılan, dağılan, çelik parçalarına teslim olan şehirlerin toz bulutları ve yıkıntıları ve paramparça insan bedenleri, gönlüme gönlüme dökülüyordu...
ve beklediklerimi yitiriyordum düşlerimde, dönüp en ufak bir sitem dahi göstermeden...
en ağır acıya dahi metanet gösterecek bir boşlukta zamanı ve mekanı arkada bırakmak gibi birşeydi o meledinin tılsımına şahit olmak...
naif adam şeklinde nitelendiriyorlar bu müzisyeni...
fakat kanımca, pek öyle değil.
şırıngayı hastaya enjekte etmeden önce çocuğa tatlı masallar anlatan hemşire gibi birşey bu adam...
o naif tınılar insan ruhunu kuşatmaya görsün, en ağır darbeleri acımasızca indirmekten imtina etmiyor...
sarsıyor bu adam beni...
koşmam için, haykırmam için...
kendimi dahi ardımda bırakmam için...
(bkz: jay jay johanson)
son dönemlerde filmlere yaptığı başarılı müzikler ile tanımıştım onu aramızdan ayrılmış üzüldük.
geçtiğimiz şubat ayında 48 yaşında vefat eden izlandalı müzisyen.
güncel Önemli Başlıklar