bugün

moleküler yoğunluğum içimden bir şey geçmesine müsait değil. bildiniz oda sıcaklığında katı halde bulunuyorum.
yenilenmeye ihtiyacım var.
Hava çok güzel, ağaçlar çiçek açmış. Bahar sadece buralara değil ruhuma da hoş gelmiş.
Bugün dışarda yürürken acayip güzel bir kedi gördüm. Tertemizdi zaten, sokak kedisi olmadığı belliydi. Açık gri tüyleri ve yeşil gözleri vardı. Önce bi baktım, neyse dedim yoluma devam ettim. Sonra dayanamadım geri döndüm biraz sevdim. O kadar içine kapanık duruyordu ki, bir derdi varmış da onu düşünüyormuş gibi asmıştı suratını hahahah. Sonra sahibi geldi istersen sana vereyim dedi. Gülümseyip yok dedim beyefendi, annem izin vermez ki hihihi diyip ağlayarak uzaklaştım.
Asla umudunuzu kaybetmeyin. Her an her şey olabilir.
Sanırım herkes bu başlığı gördükten sonra acaba içimden ne geçiyo diye düşündükten sonra bir şeyler yazıyor. Evet içimden geçen tam olarak budur.
içinden geleni söyle, masaldır benim için..
Hele bi gel.
Uzaklar sana gelir, sen hele bi gel bütün dertler bitiverir...

Hadi gel kurtar bizi...
şu son bir ay hayatımın en kötü dönemlerinden biriydi. Şu son iki gündür ise bu dönemin içinden çıkmaya çalışırken bugün yine çakıldım yere. Yarın yeniden başlayacağım mesela.
Hayatım ileri gitmek yerine, çakılmak ve yeniden başlamak üzerine kurulu. Bu döngü beni çok yordu artık. Yetmiyormuş gibi etrafımdaki insanların eleştirilerine maruz kalıyorum. Ve bunların çoğu ailemin içindeki insanlar.
Küçüklüğümden beri böyle aslında. Sevgiyle büyümediğim için hep kendimi aşağıda ve gereksiz hissettim. Çocukken bile kendi işlerimi kendim halletmeye çalıştım. Hiç anne baba diye koştuğumu hatırlamam. Okulda hep problemlerim olurdu, onları da kendim halletmeye çalışırdım. 9 10 yaşlarında bir kız çocuğu neyi ne kadar halledebilirse işte. Öğretmenlerimden sınıf arkadaşlarıma kadar hepsi kalbimi kırdı benim. Böyle büyüdüm ben. Daha doğrusu büyüyemedim. Şu an bulunduğum yerden ileri gidemememin, sürekli çakılıp yeniden başlamaya çalışmanın, sonra yeniden yeniden yeniden çakılmamın sebebi bu sanırım. Şimdi elimde hiçbir şey yok.
vizeler.

evet içimden geçtiler.
demin çay içtim. içimden geçiyor şuan. böbreklerden sonra mesanede son bulacak yolculuğu.
gitsem mutlu olurmuyum.
içimden hiçbir şey geçmiyor.

Sadece amk demek istedim.
Ocağım söndü, nasıl beladır?
Bırakıp gitti, bu ne devrandır?
Dünya gözümde, kerbeladır!

Allahtan bulasın...
Neden tezini yazmıyorsun kuzum?
Kolumdan çekmezsen bir dakika sonra elin olmayacak.
Adalet bir bulvar adı bile değil bizim memlekette.
ç a l ı ş m a k t a n sıkıldım.

Ameliyatla kadın olup zengin bir avukat kocayla evlenmek istiyorum.
iyice derbeder oldum.
Joshua: Köpekler ve Yahudiler giremez. Peki neden köpekler ve Yahudiler giremiyor baba.
Guido: Ee çünkü köpeklerin ve Yahudilerin girmesini istemiyorlar Joshua. Ee bildiğim başka bir toptancı dükkanına da atların ve ispanyolların girmesi yasak. Bak ilerde bir eczane var geçen gün kangurusu olan Çinli bir dostumla geziyorduk girebilir miyiz dedim yoo hayır kangurular ve Çinliler giremez dediler onları istemiyorlar.
Joshua: Biz dükkana herkesi sokuyoruz.
Guido: Yo yo bizde bir şeyler bulalım dimi sen nelerden hoşlanmıyorsun?
Joshua: Mesela örümcekler sen?
Guido: Ee ben vizigotlardan. Yarın bizde örümcekler ve vizigotlar giremez yazalım diymi. Evet vizigotlardan bıktım artık.
bu çekirdeği önüme koyanın allah bin belasını versin. mesai bitti çıkamıyorum.
Olmasaydı sonunuz böyle...
Ne sözelim,
Ne sayısalım
Sadece duygusalım...
bacagım koptu galiba aq.
Hangi ünlüsün ? ilişkide hangi taraf sensin ? Tarzı testlerin (saçma olsun yada olmasın) cevaplarını sebepsiz yere doldurmak ve benim hakkımda nasıl bir tahminde bulunmuş görmek istiyorum.
Ben iğrenç bi insanım.