bugün

Biyoğrafide saçma bir uslüp kullanmış eleştiriler artınca özrü kabahatinden beter açıklama yapmış yayınevi rezaletidir.
görüldüğü üzere sözlükten kimsenin haberinin olmadığı edebiyat olayıdır.
Ekside gundem olmustur.lakin abartilacak bir sey goremedim ben.
saçma sapan bir üslup, lakayıt bir ergen dili ile gayet gündem olması gereken mevzu olup
asıl olay açıklamaları sonrasında patlamıştır.
az önce facebook'ta bir arkadaşımın küfürler savurarak yayın evini eleştirdiği olaydır.

oğlum bunda büyütecek bir şey yok. adamlar mizahi bir şekilde biyografi yazmış ki bence gayet de başarılı olmuş. yüz yıl önce ölen bir kadın hakkında yazılan bir yazı sizi bu kadar rahatsız etmesin. farkında olmadan sinir hastası olursunuz.

yazık, yapmayın bunu kendinize.
farklılık olsun diye biyografi kısmında farklı bir üslup kullanmayı yeğleyen yayınevinin rezaletidir.

biyografi kısmında şunları yazmışlar:

“virginia woolf: küçük yaşta yazarlığa, 59 yaşında mezarlığa adım attı. dalgalarla sörf yapıp nehir bile denemeyecek bir kaşık suda boğuldu. bilinç akışı mı nehrin akışı mı? Odalarda ışıksızdı. Paranoyaklığı zaten shakespeare’in olmayan kız kardeşi üzerine saatlerce konuşmasından belliydi. geri gelir mi? gelirse gelsin, kim korkar bakire kurttan? bkz. nicole kidman”

bu rezilliğin ortaya çıkmasından sonra da açıklama yapıp özür dilemişler. diğer yazarlar için hazırladıkları biyografiler de yine abuk sabuk bu yayınevinin.
Yayınevinin Yayınladığı esere, yazarına, kitaplara ve dolayısıyla okuruna saygı duymadığını, sadece ticari kaygılarla hareket ettiğini gösteren rezalettir.
Ancak "Üç malzemeyle 10 dakikada muhteşem yemekler" ya da "peygamber gösteren terlik yapımı" tarzı kitaplardan anlayacak düzeyde editörleri olan bir yayınevi, virginia woolf'a bulaşmayı nasıl düşünmüş. Sadece iş ahlakı değil, ticari kafa da yok demek ki.