bugün

''Bu ülke bir adam çıkarabildi, o da dinci çıktı. ''sözünün sahibi.
bahsettiği adam da erbakan zaten. ehe.
ailelere, çocuk sayısının üçten az olmamasını tavsiye ederdi.
tarihin görüp görebileceği en azılı islam düşmanlarından biri. o kadar basiretsizdir ki artık bir noktadan sonra kadim dostu kemal paşa dahi kendisinden tiksinmiştir. sırf gavurluk olsun diye ingilizce bilmediği dönemde biliyormuş gibi yapıp cebinde ingiliz baskısı taşımıştır.
(bkz: milli diktatör)
şehit başbakanımız adnan menderes'in şehadet yıldönümünde kendisini ve yandaşlarını yine yeni yeniden lanetle andığımız diktatör kişi.
mustafa kemal atatürk'ün 1934 yılında kapattırdığı mason localarını 1948'de celal bayar ile birlikte tekrar açtırmıştır. kendisi de derecesi yüksek masonlardandır.
Boraltan köprüsü katliamının tarihsel hükümlüsü, türk milliyetçilerinin vicdanında infazı gerçekleşen "küçüm adam" ve küçük siyasetçi...
bilindiği üzere adnan menderes' evlilik dışı gönül ilişkilerine başbakan olduktan sonrada devam eden, hatta bu ilşkilerinden gayri meşru çocukları olan, odunu gösterse vekil yapan pek muhafazakar bir liderdir.


neyse efendim, chp' liler gelir ismet inönü' ye, adnan menderes' in bu yasadışı ilişkilerini kullanalım, fotoğraflarını basına verelim derler..

ismet inönü' kabul etmez, özel hayatıdır' der.

bu derece kişilik sahibi bir liderdir.

alın size karakter, alın size insanlıktır.


menderes başbakanlıkta kalır..

bugün menderes' in devamı olduğunu okuyan zihniyet ise rakiplerini gizli kasetler, yasadışı dinlemeler ile bertaraf etmektedir.

(bkz: deniz baykal)
bize gösterilen kısıtlı tarih bilgisine göre mason olması yüksek ihtimal olan milli şef.
ezanın türkçe okunmasına karar vermesiyle herkesin nefretini kazanmıştır.
"haklılarda haklarını haksızlar kadar arasalar, haksızlık kalmazdı" benzeri güzel sözleri olan değerli lider. türkiyenin ikinci dünya savaşına girmesini önleyen lider gibi lider. aile babası, örnek insan ve gelmiş geçmiş en iyi asker siyasetçilere örnektir.
ezanın türkçe okunmasına karar vermemiş önder.
paranın üzerinden atatürk resmini kaldırıp kendi resmini koyan, atatürk düşmanı. ayrıca atatürkçüyüz diyen chplilerin milli şefi. çok ilginç. burda bir çelişki var galiba.
O kadar uğraştı, didindi, kendini yırttı, tarihe bende adımı yazmalıyım, ulu olmalıyım, benden de bahsedilsin banane, banane diye. ancak kimse onu anmaz karşısında saygı duruşunda bile durmaz. muhabbetlerde pek ismi geçmez. karşıt görüşlü insanlar bile onun muhabbeti açılınca tartışmaz ortak yönleri bu adam olmuştur. hep nefret edilen kişi olacaktır. hak yerini bulmuştur. anıt kabir de bile herkes ona arkasını döner. canım benim kimin çocuğuysa. neyse o şimdi toprak altında lebbeyk alla hümme leybeyk diyordur.* hee ama türkçe söylemek istiyorum diye teklif etmiştir.
ezanın türkçe okunmasına karar veren mecliste, ezanın türkçe okunması yönünde oy kullanan liderdir. şimdilerde düşünüldüğü gibi; bunu yaptığı için, herkesin nefretini kazanmamıştır. aksine halkın çok büyük bir kesimini mutlu etmiştir.

şu an, ezanın türkçe okunmasından nefret eden ve çoğunlukta olan güruh, o zamanların azınlıkta olan, ağır cahil halkının it gibi üremesinden doğmuş olabilir.
http://tr.wikipedia.org/wiki/T%C3%BCrk%C3%A7e_ezan
şu anda ülkeye ne olursa bunu başbakandan biliyorsunuz cumhurbaşkanından değil. dönemin başbakanı ismet inönü dür.
mustafa kemal'le birlikte şeflik yönetiminin başında bulunmuş ve despotizmin ve diktatörlüğün uç örneklerini vermiş siyaset adamı.
Atatürk'e dil uzatamayan insanların saldırılarına maruz kalan lider. Bir diğer üzücü nokta da Anıtkabir'de mezarının kıyıda köşede kalmış, terk edilmiş gibi duruyor olmasıdır.
atatürk'ü ev hapsine mahkum ettikten sonra adını kemalizm koyduğu ismetizm'i zorla herkese kabul ettirmeye çalışmıştır.

bazılarının düşündüğünün aksine son derece zeki bir adam.
mustafa kemal'den sonraki, türkiye cumhuriyeti'nin ikinci diktatörü.
kendisi o kadar mason ve yahudi dostuydu ki; 10 metre ilerisindeki 750 masum yahudiye yardım etmedi.yahudi kaynaklarına göre; en kötü biçimde ölüme terk etti.
ölen insanlar dünyada olabilecek en kötü şekilde ölmüştür.70 gün boyunca aç susuz kalıp, sonra 200 türk polisi tarafından güvertenin altına coplanarak indirilmiş, ardından bir denizaltı tarafından batırılmıştır.staline kalması ayrı komedidir.ben türkiyenin batırmış olabilme ihtimalinin yüksek olduğunu düşünüyorum.türkiye çok zor durumdaydı, türkiyede bu konuyla alakalı filmlerin yasaklanması da cabası.
iddialara göre parası yetmediği için sadece çocuklarına bilet alabilen aileler varmış.günahı boynuna...

(bkz: struma gemisi)
büyük bir itirafta bulunmuştur.

"Harf devriminin tek amacı ve hatta en önemli amacı okuma yazmanın yaygınlaşmasını sağlama değildir. Okur-yazar oranının düşük oluşunun yegane sebebi alfabenin öğrenilmesinin zor olması değildi.

Uzun yıllar devlet, eğitim sorununa eğilmemiş, kütlesel eğitime önem vermemişti. Devrimin temel gayelerinden biri yeni nesillere geçmişin kapılarını kapamak, Arap-islam dünyası ile bağları koparmak ve dinin toplum üzerindeki etkisini zayıflatmaktı.

Yeni nesiller, eski yazıyı öğrenemeyecekler, yeni yazı ile çıkan eserleri de biz denetleyecektik. Din eserleri eski yazıyla yazılmış olduğundan okunmayacak, dinin toplum üzerindeki etkisi azalacaktı."

inönü, Hatıralar

C.2 sf. 223
büyük bir tarihi karakter.

sonradan yaptıkları önceden yaptıklarını unutturmuş gibi... ama minnettarız.
1950 seçimlerinden hemen öncesinde, halkın demokrat partiye aşırı teveccühünü farkedip, 10 aylık kur'an kursları açarak demokrat partinin yükselişini durdurmaya çalışan kurt politikacı. tehlikeli iş yaptığını söyleyerek kendisini eleştiren chp'lilere "yeterki seçimi kazanalım, kurslar 10 ay açık kalacak, seçimi kazanalım 10 ay sonra kapatırız" diyerek chp'lilerin gönlünü ferahlatmıştır.

dini, siyasete alet etmek neymiş cümle aleme göstermiştir ama yine de başarılı olamamıştır.
komik adammış. oğlu erdal inönü olacak herhalde, yaramazlık yapınca hemen en yakın camiye kaçarmış. ismet inönü'nün camiye giremediğini bilen erdal inönü, babası sakinleşinceye kadar orada kalırmış.
ismet inönü de caminin avlusundan seslenirmiş, "erdal ! çabuk buraya gel ! beni bu yaştan sonra camiye mi sokacaksın?"