bugün

gereksizdir.
-how old are you?
+fine thanks and you?
-thanks, sit down.
mr. and mrs. brown'un sıkıcı ev içi diyaloglarıdır.
olay pratikte bitiyor. öğretmen derste türkçe konuşmamalı. jest mimik vs boşuna verilmedi bize.

çözüm basit aslında. sadece ama müfredat yhaa. konuları yetiştirmem lazım yhaa, bunları bırakmalıyız. kimse sana grammer öğret demiyor. kimse sana grammere 35 dakika, speakinge 5 dakika ayır demiyor.

yıl olmuş 2014 hala müfredat diyorlar. yahu sen sene başında verilen müfredata göre programını yaparsın. meb sana bunu silah zoruyla yaptırmıyor. esneklik tanıyor. ama sen suçu hala meb e atıyorsun. tamam kitaplar çok kötü olabilir ama sen koca bir yaz ne yaptın, kendini hazırladın mı? sadece meb in verdiği kitaba bakarak meb i suçluyor, kendini aklıyorsun.

biz ingilizceyi çok yanlış öğretiyoruz. önce konuşma yerine yazma öğretiyoruz. ana dil gibi öğretilmeli ingilizce. hangimiz ana dili öğrenirken yazmayı konuşmadan önce öğrendi. varsa kim o deha?

hiçbir şey bilmeyen çocuğa grammer pompalıyoruz. cümle yapılarını öğretiyoruz. çocuk oturtamıyor bu kuralları küçük yaşlarda. sonra da derse ve yabancı dile küsüyor.

ilköğretimde- yeni adı temel öğretim- konuşma ağırlıklı olmalı yabancı dil. sonra lise de formule eder onu öğrenci. olay basit. sadece biz zorlaştırıyoruz onu.

dediğim gibi iş önce öğretmende bitiyor. bana ingilizceyi hazırlık hocam sevdirdi. onun sayesinde iyi bir seviyeye geldim. soğutan da öğretmendir sevdiren de.
öğretmenlerin hiç birisinin bilmemesinden dolayıdır. hiç biri bilmez.