bugün

Friends'deki karakterleri sentezleyip oluşturulan dizi. Chandler'ın ailevi problemleri ve joey'nin çapkınlığını birleştirip barney'i oluşturmuşlar. Rachel'ın iş bilmezliğini robin'e vermişler. Ted ile ross zaten klasik aşk adamları, evlenip yuva kurmaktan başka istekleri yok. Falan filan.
Ve Friends'deki karakterlerin tepkileri çok daha gerçekçi, mesela rachel'ın klasik tepkisi "ı know", monica'nın "no". Himym'da da lily'ye "you son of a bitch" vermeye çalışmışlar ama bence olmamış.
Çok yerdim diziyi ama aslında severim yani kötü dizi değil. Sadece insanlar bu diziyi babasıyla kıyaslıyor. O saçma.
son sezonlarına doğru character development adı altında bütün ana karakterlerin kişiliklerini 180 derece döndürmesiyle tadını kaçırdığını düşündüğüm dizi.

-marshall'ın herkesin sahip olmak istediği en yakın dost iken birden ağaçlarla kafayı bozmuş klişe bir adalet savaşçısı olması,
-robin'in ulaşılması zor, gizemli kadın iken son sezonlara doğru birden bağıra bağıra buz hokeyi maçı izleyen kız oğlan kız olması,
-barney'nin çapkın ve komik kişiliğinin yerini bir aşk böcüğünün alması,
-ted'in bütün gün sızlanmaktan başka bir şey yapmaması,
-lily'nin sempatik ve neşeli tavırlarının ortadan kaybolup astığı astık kestiği kestik mahalle kabadayısına dönüşmesi

fikrimce bütün dizinin içine, dışına, gözle görülecek her tarafına etmiştir. yine de ilk sezonları için izlemeye fazlasıyla değerdir, friends'i önce izlemiş birisi olarak bayıla bayıla izledim. "fürönds dönyönün ön güzöl dözösö, himym fürönds köpyösö" mentalitesine kapılmadan, açık görüşlü bir şekilde izlediğiniz takdirde beğenme olasılığınız astronomik derecede artacaktır.
Bir boşluğa düşme hissi vardır ya adamı ense kökünden yakalayan işte bu diziyi bitirince ben de o hissi yaşayacakmışım gibi hissediyorum. Tek talihim bunu bazıları gibi 9 seneye yayıp rutinimin bir parçası haline getirmek yerine birkaç aya sığdırmış olmam. Bu boşluğa düşme, asılı kalma hissini Samurai Champloo’da Mugen, Jin ve adı pek de önemli olmayan kızın en sonda 3 ayrı yola gitmelerinde, Trigun’da Nicholas D. Wolfwood’un haçına dayanıp kan kusarak öldüğü sahnede, Spartacus’te Gannicus’un çarmıha gerildiği sahnede, Edmond Dantes’in eski hücresine dönüp duvardaki her gün okuduğu “ Tanrım bana aklımı bağışla. “ dediği kısımda, ve en önemlisi Joe Yabuki’nin ringte ölüp arkada Joe’s Whistle’ın çaldığı sahnede iliklerime kadar hissetmiştim. Buruk, sevinç serpiştirilmiş bir tatmin bu ve ben bu tatmini şu anda bu dizide hissediyorum.
başlıyorum lan yeniden.
netflix platformunda hala gösterilen, yedikleri içtikleri, gündüzleri geceleri ayrı gitmeyen 5 iyi dostun aşk ve dostluk ilişkilerini anlatmış, milyonlarca izleyici kitlesine ulaşmış komedi dizisi. aynı sex and the city gibi, ted mosby sayesinde, farklı ilişki deneyimleri sunan, mosby' nin yıllar boyunca ruh eşini aradığı, hem güldüren hem de 20' li yaşları özletip hüzünlendiren bir yapımdır.
Finali ile hayal kırıklığına uğratmış dizidir.

Oyuncularının “teenager” dediğimiz yaş gruplarındaki hali geçenlerde karşıma çıktı paylaşmak istedim.
görsel
görsel
görsel
görsel
görsel

alyson hannigan senin bu tatlılığını ne yapacağız?
görsel
Gece gece sinirlendiren görsel. TED ve Robin zerre kadar uyumlu değildi ayrıca robin böyle bir adamı asla hak etmiyordu nasıl olabiliyor da hayatının aşkı diye tasvir edilebiliyor orada mis gibi ruh eşi dururken?
Mağaradan yeni çıkanların izlediği sit-com dur. Finali hariç güzeldir, gerçek hayatla da alakası yoktur boş hayallere kapılmayın arkadaşlar.
Dokuz sezonluk dev dizi. Finali hariç oldukça iyiydi, zaten finali seven ya da beğenen yok. Hepimiz bazen oyuncuların arkadaş ortamlarında kendini bulduk. Barney gibi olmak isterken, TED olduğumuzu farkettik. Duygusal sahneleri de çokça bulunuyor.

Favori bölüm: the naked man

Ha bir de barney sitcom aleminin allahıdır.
ilk bölümden anladığım kadarıyla çoook mezhebi geniş bir film.
ilk sezonunu bir çırpıda bitirdim. Biraz sonra ikincisine başlıcam.
Lisede yeni yeni yabancı dizi izlemeye başladığım dönemde çok severek bir çırpıda bitirdiğim sitcom. Yeri bende ayrı olsa da yıllar sonra bir bölümünü yarıya kadar zor izleyebildim. Vasat bir yapım değil ama başıma bir şey gelmeyecekse overrated olduğunu düşünüyorum.
hemen hemen herkes bu dizinin finaline sallar ama bana göre finali müthiştir.
olması gereken final budur dizinin ilk bölümünden itibaren seyirciye bunu vermişlerdir zaten. her sezonu güzel , komik ve eğlenceli bir dizidir.
ben karantinada başlayıp geçen hafta bitirdim. daha önce friends'i izlemiştim ve karşılaştırılamayacak kadar farklı olduklarını düşünüyorum öncelikle bunu söyleyeyim. güzel bir sitcom'du, bu fazla popülerliğin getirdiği bir iticilikle ben izlememiştim bunca zaman ki iyi ki izlememişim çünkü hayatımın ted'in fazlasıyla yaşadığı ama benim ilk defa yaşadığım bir döneminde izledim: kimseyi sevemeyeceğim, beni hep üzen kullanan birine aşık oldum ve atlatamıyorum başkalarıyla asla olmayacak umutsuzluğunu yaşadığım bir dönemdi. bir çok bölümde beni ağlattı, ted karakteriyle fazlasıyla özleştim; gereksiz yerde ortaya çıkan entelektüelliği, hemen umutsuzluğa kapılıp hemen kedni kendini gaza getirmesi ve özellikle hep heveslerinin olması. eksi olarak belki final sezonu biraz sıkıcı ve yorucuydu diyebilirim.
marshall'ın övüldüğü dizi. adamın boynuna bir köpek tasması takılmadığı kaldı resmen.
bünyesinde barney stinson gibi müthiş bir karakter barındıran dizi. her bölüm en az bir kahkahayı garanti eden bu yapımda en üzücü kısım ted ile tracy çiftini çok hızlı işlemeleridir. favori çiftimdir ayrıca kendileri.

not: sevgilisine sarı şemsiye alanlar el kaldırabilir mi?
3 kere başlayıp bitirdim. Üniversite yıllarında yemek yerken rastgele bir sezon ve bölüm sallayarak açıp izledigimiz ve her defasında kendisine bağlayan bir dizidir. Barney replikleri aylarca akılda kalır.
(bkz: boobs on the bus up and down up and down)
Arkadaşlarımla beraber başladık. Hepsi izleyip 2 haftada bitirdiler, ben aylardır 6. Sezona yeni geldim. Haftada 1 bölüm izlerim. Hepsi pişman, ben keyifliyim.
defalarca izlediğim hâlâ izlemeye doyamadığım favori dizilerimden.
Mezhebi genis, ahlaksiz dizi. Abi bi taksici niye karisini millete gosterir amk. Ne kadar sacma gavatlik iceren bir sey.
gece annem tarafından basılıp "kız neye gülüp duruyon kıkır kıkır" diye azar yedirten cağnım dizi.
Bir bölüm açam da izlerken uyuyakalam. Kötü diyenlere de haydi oradan diyorum. Hepiniz oradaydınız be.
Sanat tarihinin en iyi eseeridir.
finali bok gibi olsa da bittiği için şimdi ne yapacağım düşüncesine girdiğim dizidir.9 sezon sonra bağlandığımı hissediyorum sanki sevgilimden ayrılmış gibiyim.
görsel