bugün

sene 2013. üniversite okuduğum şehirden ailemin yanına tatile gelmiştim. 1 haftaya yakın kaldıktan sonra pazartesi gecesine biletim var istanbul'A döneceğim. akşam üzeri de anneme alışveriş için yardıma çıktım marketten eve yiyecek falan alıyoruz. neyse kasada bana bir hüzün çöktü ki anlatamam. o kadar haftalık alışveriş yaptık ama ben birkaç saat sonra istanbul'a gideceğim ve bir daha ne zaman dönerim belli değil. yaşamayana saçma gelebilir ama hayatımda belki ilk defa içimin burulduğunu hissetmiştim o an açık ve net.
Sizin hakkınızda sizin bilmediğiniz önemli sırları başkalarının biliyor olması.
Şöyle ki,
Geçen gün birinden öyle bir gerçek duydum ki insanlara, samimiyetlerine, yakınlık derecesine yeniden güncelleme yaptım.
Gittiğim sosyal etkinlikte tanıdığım iki hanım ve birinin kocası hakkında duydum bu gerçeği. Dedikodu demiyorum özellikle.
Efendim bu insanların güzide bir grubu var. Oldukça yakınlar. Dört, beş çift bunlar. içlerinden biri yıllanmış dul bir babaanne.
Bu babannenin bekar bir sevgilisi var iken bu arkadaş grubundan yakın arkadaşının kocası ile de güreş tutuyormuş. Sevgili temiz duyguların adamı bir sabah kahvaltıyı birlikte yapalım diye düşünüp bişeyler alıp geliyor. Tam kapıya gelivermişken kapısı açılıyor üzerinde şuh geceliği olan sevdiceğinin. Amanııın o da kim kapıdan çıkan, kapı karşı komşusu, yakın arkadaşının kocası.
Adam tam bağırırken zorla içeri alıyorlar, adam yalvarıyor karım duyarsa rezalet olur, yuvam yıkılır etme tutma. Kıyamıyor pislik herif in karısına çekip gidiyor. Ama bir yerde bu eski sevgili babanneyi görünce sinirine hakim olamayıp ortamdakilerin yanında bu olayı anlatıyor. Hâlâ herifin karısının yanında gezebiliyor, hâlâ yüzüne bakabiliyor. Hâlâ o herifin de olduğu ortamlarda, onun karısıyla arkadaş(!)lığını sürdürebiliyor.

işte pek çok kişi bu olayı bildiği halde o kadınceğiz kocasının karşısına oturttuğu ve abla dediği o geçgin babannenin gizli kuması olduğunu bilmiyor.
işte bu acı bence. ileri derece ishal olmuş gibi burkar içini.
hikayedeki kişi valla ben değilim. baştan söyleyeyim ehehe.
yalnız bir insan var. onunla iki dakika bir konu hakkında konuşan kişi ile arkadaş olduğunu düşünüyor ve yakın davranmaya çalışıyor. mesaj atıyor, selam veriyor, yolda görünce sohbet ediyor vb. ama karşısındaki kişi onunla arkadaş olmak istemiyor.
bir şekilde ısınamadı yani. bir süre onunla arkadaş gibi takılıyor ama sonradan çevresinden ayrılıp tekrar yalnız bırakıyor. hayatın acı bir gerçeği. bazen yalnızlık kader oluyor.
Hoşlandığınız kişi belki mesaj atmıştır diyip telefona sevinçle sarıldığınızda istediğinizi görememiş olmanız.
Bugün sabah koştum sana ben
Seni görebilmek için
1 gün bile görmemek yetmişti bile bana çoktan
Bir bakışın çok geldi sana bana vermeye halbuki
Bu umursamaz tavrın ile senden uzaklaşacağımı mi düşündün?
Senin gözlerinden içerisine akan duygularımı engelleyebileceğimi mi düşündün?
Elinin tersiyle bir kenara atmak mümkünmüydü beni
Aslında sadece daha değersiz hissettirmekten daha acıtmaktan öteye gitmedin sevgilim
Ne sen bende eksildin
Ne de görmezden gelip kin büyüttüm içimde
Bir başıma tüm tutkumla bıraktin öylecesine sensiz.
Bir sürü şey var aslında ama şimdilik duygularımı kontrol altına alan acı detay: özel günde beklediğiniz insandan hediye almamak.
Hayatın sizi yormuş bi anında neden herşey böyle kötü gidiyor nezaman düzelicek gibi şeylerden yakınarak somurtmuş, yüzünüz düşük, enerji sıfır bir halde yürürken yanınızdan elleri yada ayakları olmayan birisinin geçtigini ve ne kadar mutlu bir şekilde güldügünü yaşama tutunduğunu görürsünüz ya.orada durup bi düşünürsünüz dert diyerek kendinizi yiyip bitirdiginiz şeylerin aslında önemsiz olduğunu daha büyük sıkıntıları olanların bile hayata nasıl tutundugunu görürsünüz. Ve sıkıntım dedigüniz herşey yıkılıverir bir anda halinize şükredersiniz.
işte o detay aslında hayata dair içinizi burkan en önemli detaydır.
insanların çoğunun gerçekten kafayı sıyırmış olması. Acı çok acı.
Biz rahat yataklarımızdan yatarken, bir yerlerde kadınlar şiddet görüyor, hayvan üşüyor, çocuklar şiddet görüyor, sokak çocukları üşüyor. Hayata dair umutlu tek şey var mı?
Memleketim ile ilgili açılmış bir forum sayfası var. işte daha çok foto paylaşılan, yorum yapılan basit bir sayfa... uzun zamandır takip ediyorum. Binlerce sokak, mahalle fotoğrafı arasından ilk açtığım anda Çocukluğumun geçtiği evin fotosunu görünce resmen elim titredi. O kadar mahalle, sokak fotosu arasında ona denk gelmiş olmam da ayrı bir durum. O balkonA yaz günleri bir kova su döküp oturduğumuz günler geldi aklıma. Annemin kokusunu duydum burnumda. Ölüler de güzel kokabiliyormuş bunu anladım. Ve annem göçtü gitti belki ama birlikte özenle balkon demirine astığımız, bunun için saatlerce uğraştığımız saksı hala yerli yerinde duruyordu.

görsel
google mapste bizim mahallenin fotosu yoktu.
Biriyle küs olursunuz ama içten içe özleyip bastırırsınız ya, rüyanıza girip sabah uyandığınızda aslında bir rüya olduğunu anladığınız an.
Güçsüzlerin acı çekmesi.
lise zamanlariydi, kuzenle facebook uzerinden okey oynuyoruz. daha dogrusu okeydeki masalara girip insanlari trolluyoruz. maksat zaman geçsin.
kuzenle benim adim ayni, ikimizin adi da 1450 yıl oncesinden suregelen bir sevgiden aliyor kaynağını. 3. imamın adi diyip ipucu verelim hatta *
ayni anda girdigimiz oda da fake sanmasinlar diye o adini mert yapti ve ayni anda bir odayaa girdik.
bosmu diye sorduk.
mert boş, xyz dolu dediler.
bende neden bana dolu dedim. biz mertle daha once oynadik filan yaptilar, yalan. baya bi baski uyguladik kufur ettik adamlar adımı begenmemisler, olum isim eski diye begenmemek nedir lan (:
zalimler ya (:
abi gerçekten bazen uzaktan birisi adimi seslenince bende boyle bi garip oluyorum (:

hayatim boyunca babam ne sevgisini ilgisini ne varlığını ne para mal mulk vermedi. tek bir sey verdi o da adım.
adam diger oglunun adini mukemmel guzel koymuş * bize gelince yine 8de8 kusurlu.

görsel
görsel
"beklemekte olduğun şey, ancak onu beklemeyi unuttuğunda gerçekleşir. bu, evrenin sen bakarken soyunamıyorum deme şeklidir.."
Sevginin ne olduğunun bilinmemesidir.Tüm mesele budur.
Dolar 5 oldu olacak.
istediklerimize kavuştuğumuz an bile bir eksiklik hissetme. bir hüzün halinin olması.
Yaklaşık bir ay önce, Sokakta gördüğüm bir adamın sokak kedisini severken ve ona gösterdiği aşırı sevgi karşısında etkilenmişken, birkaç dakika sonra yine aynı adamın sokaktaki bir çoçuğa ağza alınmayacak küfürler edip onu aşağılaması sonucunda hayal kırıklığına uğradığım, iç burkan bir detaydır.
tanık olduğum görme engelli bir çiftin buluşma çabası.

kadın otobüsten indi, eşini arıyor. yolun hangi tarafında olduklarını kendilerine has bir şekilde anlatıp anlaşıyorlar. cadde üzerinde, tam durakların arkasında buluşacaklar. duraklar arası topu topu 30 metre falan. kadın bastonuyla kaldırıma vuruyor, “sese gel sevgilim” diyerek. ana cadde kalabalık, sesi duyulmuyor ama gönlün sesi buluşturuyor ikisini. 
gördüğümüz ya da hissettiğimiz hep bir engel var hayatta, en kötüsü koşa koşa gidememek sevdiğine.
Gittiğin yolun yanlış olduğunu bile bile başka alternatifin olmadığı için o yoldan gitmeye devam etmeye mecbur kalmak.
insanların bencil ve çıkarcı olması kaçınılmaz gerçeklerden.
Şuan uykumun gelmemesi.
Hep yanlız kalacagını bilmektir. Ama hala bir bekleyiş içinde olmaktır kısaca aptal oldugununu bilmektir.