bugün

28 şubatçıların, kemalistlerin işkenceleri sonucu aklı başından gitmiş bir insandır. bir hasan mezarcıyı delirttiler de ellerine ne geçti? bu soruya cevap vermek incicilere kalsın.
tahminimce necmettin erbakan için zamanında tayyip erdoğan'ın alternatifi.
başörtüsü yasaksa ,şapka takmayanlara dava açacağım ! kim takmıyorsa şikayet edin karakola !

lafını söyleyebilme cesaretini göstermiş nadir insanlardan biri.

allahsızlar tarafından delirtilmiş de olsa allah var ve olan biteni görüyor.
bir zamanlar bir de böyle biri vardı dediğim ünlü ajan provakatör. 28 şubat ortamını hazırlayabilmek için elinden geleni ardına koymamıştır.
son şekli çok şemal oldu bunun, sarılara büründü falan. mahallecek hayranıyız.
kafayı çizmek deyiminin bir örneğidir.
reha muhtarın canlı yayına çıkarıp:
Reha: efendim PEygamber olmak isteyen gençlere tavsiyeleriniz nelerdir?
hasan: kapat kamerayı kapat.

diyerek 2 gün boyunca güldüğüm üfürükçü.
R.T'nin bir zamanlar Kankasi Çakma Sarışın Mesih. zamanında reha muhtar iyi taşşak geçmişti bununla
refah partili bir şeriatçı olduğu zamanlar gerçekten çok iyi bir hatip iken, şeriatçılarda görülen peygambercilik hastalığına yakalanmış ve eline yüzüne bulaştırınca ait olduğu çevreden de dışlanmış sıyırmış kişiliktir.
devlet bahçeliden önce algoritmayı kullanana türk mesihi.
-''benim adım ne hasan. baş harfi ne h. at diğer harfleri ne kaldı h. soyadım ne mezarcı. baş harfi ne m. at diğer harfleri ne kaldı m. bunları birleştirip tersten okuyunca nolur mh. yani ben mesih'im.''
bu manyak ayda silüetimi görüyorum derdi.bide müridi bi sakallı adam vardı.sizde silüeti görüyormusunuz?sorusuna.''yok ben sadece efendimizin yüzünü görüyorum'' gibi bir cevap vermişti.enteresan bi adamdı.
kendisine yürekten bağlılığımı sunduğum iman insanı.
nerelerde ne yapmaktadır diye merak ederken google amcaya bir sorayım dedim. meğer kendisi 11 yıllık inzivadan çıkmış bir de kitap inmiş (!) kendisine kuran-ı mecid diye. yetmemiş bir de havari bulmuş.

http://www.mesih.de/
atatürk'e küfür eden vatan haini, bir babası belirsizdi.
karşı devrimcilerin hepsi mi şizofren, yoksa şizofrenler mi karşı devrimci belli değil.
kur'an-ı mecid yazarı yüce mesih.

görsel
hatırlar mısınız, hasan mezarcı diye birisi vardı.

milletvekiliydi.
yakışıklı bir adamdı.
hitabeti güzeldi. fikirlerini net bir biçimde kısa cümlelerle, takiye yapmadan, açıkça ifade ettiği için kemalistler kendisinden nefret ederdi.
"ali şükrü bey cinayeti" konusunda meclis'e bir araştırması önergesi verdi.
ali şükrü bey de milletvekiliydi ve atatürk tarafından topal osman'a boğdurulduğunu iddia ediyordu.
bu konuyla ilgili olarak da faili meçhul bir cinayete kurban giden uğur mumcu ile televizyonda tartışmış ve o programda ali şükrü bey'in boğulmuş haldeki fotoğrafını uğur mumcu'ya göstermişti. ne ilginçtir ki bu programdan birkaç gün sonra uğur mumcu öldürüldü.
aslında hasan mezarcı'nın uğur mumcu ile o süreçte 6 televizyon tartışması oldu.
zeki adamdı hasan mezarcı.

atatürk babamız

atatürk hakkında ettiği sözlerden dolayı medyada kendisine çok küfredildi. özellikle hürriyet gazetesi nasıl ahmet kaya'yı, hrant dink'i linç ettiyse hasan mezarcı'yı da öyle linç etti.
o zaman hürriyet gazetesi her gün hasan mezarcı'ya manşetten küfrediyordu. sonunda hasan mezarcı 5816'dan, atatürk'ün manevi şahsiyetine hakaretten cezaevine kondu.
suçu neydi peki?
mandela, atatürk barış ödülü'ne layık görülmüş ama ödülü almak istememişti. mezarcı da 13 mayıs 92 günü mandela'ya gönderdiği telgrafta "insanlık tarihinin sayılı diktatörlerinden olan mustafa kemal adına barış ödülünü reddetmeniz sebebiyle sizi tebrik ediyorum" diyordu. bu sözlerin karşılığı bir yıl cezaeviydi.
hasan mezarcı cezaevinden çıktıktan sonra kendisinin mesih olduğunu iddia etmeye başladı.
birçok defa hakim karşısına çıktı. hakim kendisine "atatürk bizim babamız, sen bizim babamıza hakaret edemezsin" diye çıkışmıştı. o da "atatürk babanızsa siz bu davaya bakamazsınız" demişti.
bence söylediklerinde ve yaptıklarında samimiydi. ama o dönemde onun çıkışları türkiye'yi polarize etmeye çalışanlar tarafından kullanıldı. mezarcı'nın sözleri köpürtüldü. bu konuda da her zaman olduğu gibi hürriyet gazetesi önderlik etti.
aslında türkiye bugünlerde dersim tartışmaları üzerinden benzeri bir dönem yaşıyor.
dersim katliamı her yönüyle işleniyor, devlet adına başbakan özür diliyor. atatürk için televizyon ekranlarında "diktatör" ifadesi kullanılıyor. yakın tarih bütün yönleri ile tartışılabiliyor.
ama dikkat ederseniz, kimse türkiye'yi polarize edebilmek, insanları birbirine kırdırmak için bu tartışmaları kullanamıyor.
"o zaman öyle oluyordu da şimdi niçin böyle" sorusunu ciddi biçimde sormalı, sorgulamalıyız.
bugün atatürk hakkında söylenen her şey hasan mezarcı'nın söylediklerinden çok çok ileridedir ve çok şükür ki kimseye bir şey olmamaktadır!
"aleviler'in kemalizm ile imtihanı" adlı kitabın yazarı cafer solgun'un neşe düzel'e söyledikleri, türkiye'nin fikir özgürlüğü konusunda çok önemli mesafeler aldığını da gösteriyor.
cafer solgun diyor ki:
"aleviler atatürk'ü sevmez, atatürk'ün resimleri cemevlerinden kalkacak. hepsi gerçeği bilir. yıllardır takiye yapıyorlar. bizim büyüklerimiz ölmemek için, çocuklarını korumak için onların adını kemal, ismet koydular..."

takiye sahtekârlık değil

demek ki bu ülkede her dinden, her kesimden, her görüşten insan, rejimden dolayı takiye yapmak zorunda kalmış!
özal'a 'takiyeci" denildiği günlerde türkiye cumhuriyeti için "takiye cumhuriyeti" başlıklı bir yazı yazdığımı hatırlarım.
hayır takiye sahtekârlık değildir.
sahtekârlık kabul edilirse o zaman "insanların dini, siyasi, kültürel, tarihsel düşüncelerini açıkça söylemesini engelleyen düzenin adı nedir" diye sormak gerekir.
böylesi bir düzen dünyanın her yerinde "faşizm" diye adlandırılır.
o halde bir ülkede vatandaşlar sisteme, rejime karşı takiye yapmak zorunda kalıyorsa o ülkeye faşist ülke diyebiliriz.
insanların hiç takiye ihtiyacı hissetmeden düşüncelerini açıkça ifade edebildiği ülkelere de demokratik ülke denir. çünkü takiyenin kralı faşist rejimlerde olur!
türkiye mesafe alıyor beyler, takiye cumhuriyetinden türkiye cumhuriyeti'ne doğru hem de..
http://www.bugun.com.tr/k...huriyeti-ne-makalesi.aspx
28 şubat.

göz göre delirtirilen insandır. atatürk için söylediği cümle ile zamanında çok küfür yemiştir. aşırı sivri dilli idi.
vaktiyle uğur mumcu öldüğünde mezarında mum yakanların olduğu dönemlerde bu zatın ölümü halinde mezarının mı yakılacağı sorunsalı ortalarda dolanır dururdu.
delirtildiği söylentileri ciddi ciddi tartışılan kişidir.

http://www.youtube.com/watch?v=9OkTJehT2J4&feature=endscreen&NR=1
bir zamanlar müftüyken, daha sonra mesih olduğunu iddia eden garip kişilik.
adam illumunati beyler.
allanıp pullanıp ilaçlanıp mesih edilen adam. ama hasan mezarcı'nın asıl bilinmesi gereken dönemi mesihlik iddialarından önceki dönemidir. o dönemi bilmeye de götü yemez kiminin.
--spoiler--
-benim adım isa, bana kısaca hazreti isa diyebilirsiniz.
--spoiler--

(bkz: reyting hamdi)
cumhurbaşkanı ve başbakan'a mektup yollamış eski milletvekili.

http://mesih.de/
birandın bu konuyu belgeselinde salt bi delirmeyle geçiştirmesi bile durumun iğrençliği göstermiştir

iki uç isim ateist aziz nesin ve en sivri dilli islamcılardan hasan mezarcı. millet aziz nesini yakmak istedi,devlet mezarcıyı delirtti. neden?

nasıl geldi devlet ve millet bu psikolojiye? kimler getirtti?
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar