bugün

Belirli bir emek çaba sayesinde neden olmasın tabiki inanç boyutuda var hayal dünyasına kendini kaptırmadığın realiteden kopmadığın sürece umut etmek ümitvari olmak güzel şeyler ...
Çölü güzelleştiren, bir yerlerde bir kuyu saklıyor olmasıdır.
bu ülkede ya cahillik ya da birilerinin aptallığının neden olduğu inanç.

daha önce de yazdım...
bu ülkede 20-30 yaşında bir birey kendisinin ve kendisinden sonra çocuğunun güzel günler göreceğini sanması cehaletin eseridir.
belki torunu güzel günler görebilir ama bugünden itibaren gelecek için toplumsal dönüşüm başlatılırsa belki torunu güzel günler görebilir-yaşayabilir.

belki diyorum, çünkü; toplum ve kamu olarak nasıl bir çöküş içinde olduğumuzu göremiyoruz ve görsek bile idrak edemiyoruz, bir zarar analizi bile yapamayacak durumdayız.
sistemleri değil ilk önce insanları toplumu değiştirmeli-dönüştürmeliyiz.
bakıyorum da son tartışmalar yeni anayasa üzerine.
türkiye'de insanlar 20 yıldır yeni anayasa diye diye değiştirdikleri anayasayı yeniden değiştirmeye çalışıyor. cahilce sivil askeri anayasa tartışmaları yapıyor.
sorun anayasa (kanunlar yasalar) değil. tek bir sorunumuz var, bu yasalara uyan ve uygulayan insanlar bizim tek sorunumuz.
düşünsenize...
yasalara uyacağına namusu ve şerefi üzerine yemin ederek göreve gelmiş insanlar kalkıp namusu ve şerefi üzerine yemin ederek uyacağını söylediği yasaları çıkarına kazanımına ters geliyor diyerek istediği gibi değiştirmeye ve yasalara uymamaya tanımamaya başlıyor.
böyle bir ülkede senin ve çocuğunun güzel günler göreceğini mi sanıyorsunuz?
bunun için torunun belki güzel günler görebilir diyorum.

herkes Napolyon'un en meşhur sözünü "para para para" olduğunu sanar ama Napolyon'un en meşhur söylemi "dünya'da en mükemmel yasaları yapsanız bile bu yasaları işler ve adil yapan aynı zamanda da uygulanabilir yapan bu yasalara tabi olan insanların ahlakıdır. ahlakın, sorumluluğun olmadığı yerde yasalar işe yaramaz." demesidir.
Gözlerimin içinde başka hayal yok.
Napalım yani umut da mı etmeyelim arkadaşlar di mi?
Her insanın umudu. Evet.
pozitif bir bakış açısına sahip olmanın etkisiyle oluşan inanctir.
"Her şey güzel olacak, Olmalı. Aksi eşyanın tabiatına aykırı" diyerek arkadaşlarımı bu konuda gaz veririm. Ama kendim hiç inanmam.
Acaba kendimi avutuyor muyum.. Kandırıyor muyum..
Geleceği geçmişin merhametine bırakmamaktır. Sağlam irade gerektirir. Muhtemelen hepimizin yaşadığı kısa süreli "her şey çok mu güzel olacak lan yoksa" şeklinde ki serzenişleri ufacık bir problemle geçmişin giyotin kadar ağır giyotin kadar hafif tasarrufuna kalacaktır. Çok da şeyeetmeyin yani. Öyle bir şey yok.
Yaşadığın sürece umut hep vardır.
belki bugün değil ama elbet bir gün olacak.
Anlamsızdır. Beklemek yerine şuan bile kendiniz için keyifli birşeyler yapabilirsiniz.
Durmayın beklemeyin o gelmiyorsa siz onu bulup getirin.
Kendini kandırmaktan farksızdır.
inanmak başarmanın yarısıdır.

çalışmak başarmanın yarısıdır.

hep %50 de kalmak.
Yaşamaya devam edebilmenin tek yoludur..
insanın şu anki yaşamındaki mutsuzluğunu, gelecekteki mutluluk ümidi ile yer değiştirerek mutlu olma çabasıdır.

uzun vadeli kredi çekenler, güzel günlerin geleceğine inanan kişilerdir. kısa vadede ülkenin büyük bir buhrana gireceğine inanmıyorlardır.

o yüzden ki, uzun vadeli kredi miktarı artarsa anlayınız ki insanlar gelecekten umutlu.

ha onlar bunu fark etmezler, o ayrı. ama bilinç altları içten içten diyordur ki, "bak ilersi güzel, işsiz kalmayız, ülke de güzel işler yapacak, biz bu borcu bi şekilde öderiz"
30 yıldır yaptığımdır.