bugün

görsel
baksan görürsün beni
ama mutlak sükûtta
dikkat keskin buutta
pırıltım tanır seni.

salih mirzabeyoğlu
görsel
Ben bugün mutluyum.Şiir mi bilmem ahada söylüyorum.
Kaldır kolları hop hop şinanay şinanay şinanay.
Ne hasta bekler sabahı,
Ne taze ölüyü mezar.
Ne de şeytan bir günahı
Seni beklediğim kadar.

Geçti istemem gelmeni,
Yokluğunda buldum seni;
Bırak vehmimde gölgeni
Gelme artık, neye yarar?
gecekondu yapısı, bir üfürüklük eser...
elbet beklenen rüzgâr bir gün kıbleden eser!..

necip fazıl kısakürek -1972
Şiir yazacak kadar entelsiniz yani.
--spoiler--
sayendedir ki hala ben,
ayağı yere basan ve solmuş defneler peşinde koşmayan,
biri olduğumun bilincindeyim.
sende yalnızlığımı buldum,
herkesten uzak ve gururlu olmayı.
--spoiler--

(bkz: yenilgi)
(bkz: halil cibran)
hayâl ufkunu yırtan gerçek-
engeller -önünde- tül gibi ince
dizginliyor başıboş gidişi:
-bu adalet
bu da kuvvet
-bu tek doğru tek gerçek
buda köre, sağıra
haramiye yumruk-
belki hakikat olacak belki…
sonra dualar döküldü ağzından
-ya rab… sen ümitlerimi kayır.
(...)
salih mirzabeyoğlu- aydınlık savaşçıları
geçti, geçti mevsimler...
süpürüldü takvimler.
gidenlerden kalan şey;
duvarlarda resimler,
mezarlarda isimler...

necip fazıl kısakürek
Hasretle bekliyorduk
Geldi sonunda o an
Milletin meydanlarda
Çık balkona Erdoğan

Kararımız açık net
Verdiğimiz oy Senet
En az bir dönem daha
Saray sana emanet.
görsel
.... mektup

dünya değişti
artık hiçbirimiz, hepimiz için değiliz
rüzgarlarımız ayrı
tek tek de bir hiçiz
dalgalar ayırırken beni bizden,
hepimiz <insana> yabancı..

çürüyor dökülüyor gibi bir hal içindeyim,
senin iyi olmanı dileyerek gözlerinden öperim..

salih mirzabeyoğlu
görsel
bir ayak sesi, bir fısıltı bile yok şimdilerde
nerede karşılaşmıştık seninle
hiç bilmiyorum bile
hatıralar eskir
aramak acayipleşir
bulamamak yiter
hani hep bekleme eğilimi insanın içinde
hep bir ses kulaklarında
artık beklemek tuhaflaşır
nerede karşılaşmıştık seninle bilmiyorum bile
saçların dağınık
kaşların çatık
ellerinde taşlar mı vardı neydi
sesin çekiliyor kulaklarımdan
sen göğün mavi sesi
uzaklaşma benden...

yusuf çatal.
hırsız değilseniz şairini yazın, kendinizin ise, "yazdığım şiir" diye belirtin.
"Benim söylemek için çırpındığım gecelerde,
Siz yoktunuz."

(bkz: altıncı gün)
aynı gece koğuşun penceresinden
baktım görünen ev damlarına
ve gökyüzüne yaslanmış
kara kara ağaçlara
damların üstünde tek yıldız vardı
ama kocaman ve çok güzel
geçmiş yıllarımı düşündüm
tâ çocukluk evimi
yeni yetmelikten bugüne
dostum'u -sevgilim'i
illâ çocuk hasreti
illâ evimi özledim evimi!

salih mirzabeyoğlu
bir sen anlamıyorsun arsız politikacı esnafı
onların içinden çıkmış olsan bile
-gemisini kurtaran kaptan!-
uzlaşmacı ve hoşgörülü pezevenk
namussuzla hırsızla zorbayla
bir yatakta koyun koyuna -saltanat!

salih mirzabeyoğlu
asrın yeni bir umdesi var, hak kapanındır.
söz haykıranın, mantık ise şarlatanındır.
geçmez ele bir paye, kavuk sallamayınca,
kürsî-i liyâkat, pezevenk puşt olanındır!

neyzen tevfik
bir şey dinleme artık, artık bir şey dinleme,
çağır, bütün günahkar ruhları cehenneme!

necip fazıl kısakürek
Yağmuru seviyorum diyorsun,
yağmur yağınca şemsiyeni açıyorsun...
Güneşi seviyorum diyorsun,
güneş açınca gölgeye kaçıyorsun...
Rüzgarı seviyorum diyorsun,
rüzgar çıkınca pencereni kapatıyorsun...
işte,bunun için korkuyorum;
Beni de sevdiğini söylüyorsun...
"Beni bulamazsan üzülme,
Eşyalarımı bulacaksın.
Kestiğim taşları, açtığım yolları, işlediğim heykelleri bulacaksın.
Ve göreceksin ki binlerce yıl öteden, parmak izlerimiz değecek birbirine."

(bkz: likya şiiri)
Bakakalırım giden geminin ardından;
Atamam kendimi denize, dünya güzel;
Serde erkeklik var, ağlayamam.

Ayrılış
Orhan Veli
ülkemin hali ayna
yüzünü gör gerçeğin.

salih mirzabeyoğlu