bugün

Tuhaf... Öyle bir an gelir ki geriye dönüp bakarsın hayatına, geçmişin derinliklerine gidersin. Geçmişindeki insanlara, gidenlere ve hala kalanlara sakince bakarsın. Onlardan bazıları çok uzun süre hayatında kalmış, bazılarının farkına bile varmamışsın. Geçmişe baktığında ne kadar doğru ve adil olmaya çalışsan da farkında olmadan, bazen de isteyerek birinin kalbini kırdığını fark edersin. Gözlerini kapatır ve utanırsın. Artık bazı insanlarla mutluluğunu paylaşmak istersin, ama istemezler. Halbuki, bir zamanlar bunun için hayatını feda edebilecek insanlar vardı, ama sen istememiştin. Bazı zamanlar ağlamak istersin, yalnız başına değil. Sana yakın olduğunu düşündüğün birinin yanında, ama o insanlar gözlerinin doluşunu görünce "ağlama, sen güçlüsün" derler. Ağlamayı zayıflık olarak nitelendirirler. Halbuki, bunu sadece rahatlamak için istersin. Çok garip.. Geçmişe baktığında anlıyorsun ki, çevrendeki insanların çoğu sana yalan söylemiş ve bazıları bu yalanı gözlerinin içine bakarak söylemekten çekinmemiş. Garip, evet.. geçmişe bakarak anlıyorsun ki, "insanları tanıyorum" düşüncesi seni ne kadar yanıltmış. "Ömür boyu yanımda olacak" dediğin insanlar zamanla uzaklaşırken, hayatında geçici kalacaklarını sandığın insanlar hâlâ seninle.
Geçmişte kalmıştır
Bizim geleceğe odaklanmamız lazım.
olup bitmiş olayları içinde barındırmış olsa da aslında pek de geçmiş değildir çünkü yaşanan birçok olayın etkisi şimdiyi ve geleceği şekillendirir. Olayları ve sonuçları değiştirememek konusunda geçmiş gitmiştir, yapacak bir şey yoktur. Değiştirmek imkansızdır onu ancak domino taşı gibi geleceği de etkiler. Bundan dolayı daima bir ayağımız geçmişte bir ayağımız gelecektedir. Bir türlü şimdiye iki ayağımız ile basamayız ve anda kalamayız. Geçmiş geçmişte kalmaz. Onun gölgesi peşimizden ayrılmaz bir türlü, evet.
hatıralar geçmişin işaret taşlarıdır.
insan hatıralarının zenginliğince yaşamış demektir.

salih mirzabeyoğlu
üç türden ibarettir: di'li, miş'li ve geçmemişli.
En güzeli bazen.
Aslında bir noktada gelecektir. Geleceği oluşturan en küçük yapıtaşlarından birisidir.
Geçmekten geliyor. Geç fiil kökü.
kalplerin korkudan sımsıkı kapalı, yatakların ise ardına kadar açık olduğu bir dönemden geçtiğimiz dillendiriliyor diye biliyorum.
istiyorum demek yetmez. bazen ne kadar uğraşırsan uğraş olmuyor işte.
geçmişse güzeldir. geçmişin güzel anılarını hatırlayıp gülümsemek bile bir şeydir. şükredip inansan da ne intihar edebildiğin ne de hayattan heyecan alabildiğin bir hayat yaşıyorsan geçmiş gülümsetir.
şimdiki zamandan bir şey anlayamıyorum. en azından bir kadının kalbine ve yatağına girmesinin bu kadar zor olduğu bir dünyayı sevmiyorum. eski heyecan yok artık.
Üzerinden zamanın tozlu rüzgarlarının esmiş olduğu dönem.

Değerliyse hatırlanır, değerler hiç edildiyse anımsanır.
Geçmişte bırakılmayan ve bu nedenle yalnızca bir sözcük olarak gördüğümdür.
öğrenilmesi çok güzel olan şey. üstelik ders de çıkarabiliyorsun.
ya içindeyiz, ya dışında. ortası yok açıkçası. bir takıldığın zaman yakanı kurtaramıyorsun. en iyisi hiç takılmamak. ancak başarabilene aşk olsun.
bir daha gelmeyecek olan.
Artık normalleşmeyle birlikte çok şükür ki kafaya takılmamaya başlamış olan şey. Yaşanmış bir zaman tekrardan nasıl yaşansın? Zaten yaşanmış.
Göreceli olarak, Bitmiş zaman dilimi.
En sevdiğim kelimelerden biridir. Geçmişi üzülerek değil güzelce hatırlayarak, geçmişi anlayarak düşünmek çok zevkli bir eylem.
Geçmişe mazi derler diye bir şey kalmış zihinde.
nostaji hastalarının ve belki de ben de dahil özlenilebilen bir şeydir ancak geçmiş geride kalmıştır ve bir daha o zamanlara dönüş yoktur çünkü yaşanmış ve bitmiştir tıpkı dün gibi. o yüzden geçmişimizle yüzleşip geleceğe olumlu bir şekilde bakmamız gerekir bence.
insanoğlunun var olmayan şeylere karşı tutkusunu açığa çıkaran bir diğer kavram geçmiş.
şuandan önce yaşanan herşey.
ekşi sözlükten esinlendiğim ve şimdi de paylaşmak istediğim bir entry şu şekilde;
beraber yaşanılmaması ve asla düşünülmemesi gereken, adı üstünde olan... geçmiş, gitmiş, bitmiş.
insan geçmişi ne kadar unutmak istese de geçmişte gördüklerini yeniden görebilir.
Bir şiirin dizelerinde, bir pencere kenarında, bir şarkının nağmesinde, bir sigara külünde, bir mürekkebin lekesinde... Geçmiş peşimizde...