aslında düz mantık düşününce normal. koca ülkenin başkanını oyla seçiyoruz sonuçta...
nükleer tesisleri yönetecek kıdemli mühendisleri ve bilim insanlarını da oyla seçelim, bir menzilden, bir düz dünyacılardan adam koyalım ki adalet sağlansın!

sonra tanın ağırdığı vakitte kabak çiçeği gibi açan nükleer serpintiyle ananızın a... tersten görürsünüz! ciddiyim!
“bürokratik oligarşi” goygoyunun siyasete fazla alet edilmesi bürokrasinin önemini unutturmak bir yana, baya ‘vurun abalıya’ hali doğurdu.

Devletinin kurumsallığının ve bir ülkenin modernliğinin en belirgin ölçüsüdür bürokrasi. Savunma bürokrasi ise istisnasız her modern toplumda en katı, en keskin ve iç işleyişi siyasi/politik etkilerden en uzak tutulması gereken yerdir. Keza, hariciye bürokrasisi de bir diğeridir.

Dünyanın her (kaliteli) ordusu, kendi iç teamülleriyle devinerek gelişir. Marshallık (mareşal) geleneği ve savunma doktrinleri de böyle doğar ve bunun olması en az birkaç yüzyıl sürer. Doktriner anlamda dünyada, avusturya-almanya, türk, rus, ingiliz ve son dönemlerde amerikan doktrinleri dışında ciddi bir savunma geleneği sayamazsınız. Doktrin dışı bir napolyon dehası dışında fransız doktrini varsayılmaz ve bir ekol olarak görülmez mesela.

Türkiye’de bu durum hallaç pamuğuna döndüğü için zaten çok ciddi problemler ortaya çıktı. Bir de böyle bir şeyin olması (ne yazık ki, mevcut şartlarda imkansız diyemiyoruz) türk ekolünün musalla taşına yatırılması demek olur.
şimdi burada biri kalkıp sakın ha "senin demokrasine sokayım" diye entry girmesin.
hem ayıp hem yasak olduğunu hatırlatmak için iş bıu entry girilmiştir.
Astsubaylar falan deseydin bari.
general seçimi ve tayini yetkisi yüksek askeri şura başkanı başkomutanımız sayın recep tayyip erdoğan'a aittir.