bugün
- epeydir sozluge fotomu atmamis olmam9
- anın görüntüsü14
- özge özacar'ın memeleri11
- zall'ın yapacağı sözlüğe sokayım sorunsalı10
- gideon reid morgan jj33
- bir kızın sizi sevip sevmediğini anlama yöntemleri14
- tüm sözlük kölemdir25
- arap milliyetçiliği22
- memati192324
- manyak olmaya karar verdim12
- erkeklerin çoğunun yalnız olması15
- aydinoglu bombala27
- magnum un 2 tl olduğu yıllar19
- bizi tanrı değil bilim kurtaracak8
- neden fenerbahçeliyim11
- yazarlardan akıl almak19
- bamya seven insan20
- memati1923'ün gelişiyle başlayan süreç14
- yetkili yapsanız da yeter9
- gideon reid morgan jj silik yesin kampanyası14
- tayyip erdoğan gazilik ünvanını nereden aldı12
- siradansiradisibiri12
- yazarlarin orgazm olurken kurduklari cumleler10
- dünyanın en güzel kızlarının olduğu ülkeler17
- travesti ile evlenmenin avantajları10
- ayet ile hadis çelişirse hadisten hüküm alırım14
- jose mourinho39
- artık kadınlardan uzak duruyorum11
- hiç kavga oluyormu sözlükte8
- türk kızlarının türk erkeklerinden nefret etmesi15
- sözlük yazarlarının kaç flörtü var11
- kel kadın olmaması9
- true'ya vurmak isteyen sözlük erkekleri tam liste8
- dinsiz kitapsız kafir ve küresel ıkınma ilişkisi8
- dolar neden düşmüyor avradnı sikiyim8
- insanlara nasıl faydalı olurum8
- sözlük erkeklerinin fotoğraf atmaması35
- 12 haziran 2024 istanbul sıcağı13
- eşcinsel bir erkeğe küresel'in fotosunu göstermek16
- yeşil pasaportlu koca arayan hanım abla16
- bik bik kiraz yerken siz fakirler ne yapıyorsunuz15
- hakemlerle şampiyon olmak12
- kuresele yavsayan gotler tam liste19
- küresel ısınmanın erkek kökünü kurutacak olması11
- sözlükten hatun kaldırmak13
- üstteki yazar sevdiği ve sevmediği iki şey10
- allah'ı seven insan8
- vatanınızın kıymetini bilen diyen gurbetçi16
- ramazanda anne sütü içmeyen oruçlu bebek8
- 3 çarpı 3 çarpı 38
bir köpek vardı, dayımla birlikte sahiplendiğimiz. fakat bizim için bir köpekten fazlasıydı.
ilk olarak aylar önce annesini, anneannemlerin yan komşusunun eşi yokuştan çıkarken yaralı bir halde bulmuş ve onun o haline üzülerek eve getirmiş. bahçeye yatırmış, yaralarını temizlemeye çalışmış, yemek ve su vermiş ve onu da bahçenin bir misafiri olarak görmeye başlamışlar. bu sayede köpek iyileşmiş fakat aile bireyleri ile arasında duygusal bir bağ oluştuğu için sokağa geri salmaya da razı olmamışlar ve o evin "yarı köpeği" gibi bir şey olmuş. gündüzleyin oradan ayrılsa da akşam evi bulup geri dönmeye ve bahçede yatmaya başlamış ve onlar da sofra, kuru ekmek ve kemik artıklarıyla köpeği doyurmayı alışkanlık haline getirmişler. bir gün köpeğin hamile olduğunu fark etmişler ve bir gün de 4 yavru dünyaya getirmiş fakat kısa bir süre sonra da hastalanarak ölmüş. yavrulara da güçlerinin yettiğince bakmışlar fakat çevreden, çoluk çocuk sahiplenmek isteyince tek tek verip dağıtmışlar fakat bir tanesini vermemişler ve bu, onların köpeği olmuş.
başlangıçta onu da dayıma vermek istemişler fakat dayım, alıp almamakta tereddütte kalmış ve bir süre sonra da "bu da bizim köpeğimiz olsun." da karar kılmışlar. ve ona bir isim vermişler.
fakat o ki, çok akıllı ve hisli bir köpekti. ev köpeği mi, sokak köpeği mi olduğu belirsizdi. bazen komşuların, bazen anneannemlerin bahçesinde yatıyordu. bir defasında sokak köpekleri tarafından saldırıya uğrayıp dişlenmiş ve o günden sonra kapı önünde yatmaya başlamış.
dayımla, ona artık yemek ve ekmek götürüyorduk. kek, pasta vs. de yiyordu. anneannemlerin yan komşusunun eşi eliyle yediriyordu. ben de yedirmek istemiştim fakat kazayla elimi dişler diye çekinmiştim. fakat son derece akıllı bir köpekti ki kendisine "bittiii." denildiği vakit, kalkıp köşeye kıvrılıyordu.
bir gün, orada onu göremeyince dayıma nerede olduğunu sordum; dedi ki "onu barınağa götürdüler. benim yüzümden."
nasıl ki ? diye sordum.
"son zamanlarda agresifleşmişti. bu bölgede çocuklar, genel olarak köpeklere taş vs. attığı için onlar da çocukları gördükleri yerde havlamaya başlıyorlardı. buradan da araç geçiyordu, köpekleri barınağa götürüp kısırlaştırıp sonrasında geri salmak üzere topluyorlarmış. ben de ona "sus oğlum." diye talimat vermiştim fakat çocukları gördüğü yerde havlamaya ve agresifleşmeye devam etti. ben de bir anlık sinirle, geçen araca bıraktım. pişmanım.."
birkaç hafta sonrasında ise ne olduğunu sordum.
"öldü, dedi. barınaktan hastalık kapmış. biraz uzağa bırakmışlar o da yokuştan çıkarak gelmiş fakat çok bitkin ve kötüydü, üç gün sonra da öldü. benim yüzümden..
ilk olarak aylar önce annesini, anneannemlerin yan komşusunun eşi yokuştan çıkarken yaralı bir halde bulmuş ve onun o haline üzülerek eve getirmiş. bahçeye yatırmış, yaralarını temizlemeye çalışmış, yemek ve su vermiş ve onu da bahçenin bir misafiri olarak görmeye başlamışlar. bu sayede köpek iyileşmiş fakat aile bireyleri ile arasında duygusal bir bağ oluştuğu için sokağa geri salmaya da razı olmamışlar ve o evin "yarı köpeği" gibi bir şey olmuş. gündüzleyin oradan ayrılsa da akşam evi bulup geri dönmeye ve bahçede yatmaya başlamış ve onlar da sofra, kuru ekmek ve kemik artıklarıyla köpeği doyurmayı alışkanlık haline getirmişler. bir gün köpeğin hamile olduğunu fark etmişler ve bir gün de 4 yavru dünyaya getirmiş fakat kısa bir süre sonra da hastalanarak ölmüş. yavrulara da güçlerinin yettiğince bakmışlar fakat çevreden, çoluk çocuk sahiplenmek isteyince tek tek verip dağıtmışlar fakat bir tanesini vermemişler ve bu, onların köpeği olmuş.
başlangıçta onu da dayıma vermek istemişler fakat dayım, alıp almamakta tereddütte kalmış ve bir süre sonra da "bu da bizim köpeğimiz olsun." da karar kılmışlar. ve ona bir isim vermişler.
fakat o ki, çok akıllı ve hisli bir köpekti. ev köpeği mi, sokak köpeği mi olduğu belirsizdi. bazen komşuların, bazen anneannemlerin bahçesinde yatıyordu. bir defasında sokak köpekleri tarafından saldırıya uğrayıp dişlenmiş ve o günden sonra kapı önünde yatmaya başlamış.
dayımla, ona artık yemek ve ekmek götürüyorduk. kek, pasta vs. de yiyordu. anneannemlerin yan komşusunun eşi eliyle yediriyordu. ben de yedirmek istemiştim fakat kazayla elimi dişler diye çekinmiştim. fakat son derece akıllı bir köpekti ki kendisine "bittiii." denildiği vakit, kalkıp köşeye kıvrılıyordu.
bir gün, orada onu göremeyince dayıma nerede olduğunu sordum; dedi ki "onu barınağa götürdüler. benim yüzümden."
nasıl ki ? diye sordum.
"son zamanlarda agresifleşmişti. bu bölgede çocuklar, genel olarak köpeklere taş vs. attığı için onlar da çocukları gördükleri yerde havlamaya başlıyorlardı. buradan da araç geçiyordu, köpekleri barınağa götürüp kısırlaştırıp sonrasında geri salmak üzere topluyorlarmış. ben de ona "sus oğlum." diye talimat vermiştim fakat çocukları gördüğü yerde havlamaya ve agresifleşmeye devam etti. ben de bir anlık sinirle, geçen araca bıraktım. pişmanım.."
birkaç hafta sonrasında ise ne olduğunu sordum.
"öldü, dedi. barınaktan hastalık kapmış. biraz uzağa bırakmışlar o da yokuştan çıkarak gelmiş fakat çok bitkin ve kötüydü, üç gün sonra da öldü. benim yüzümden..
O geminin limana gelmeyeceğini hepimiz biliyoruz.
Eski sevgilim benden zengin. Uyan dünya!
evet, ama hangisini?
Ayak serçe parmağını yatağın kenarına vurmak. Evet.
iyi gecelersiz bir gece daha. Daha da kötüsü ne biliyor musunuz? Günaydını sadece alarmın aptal sesinden duymak.
nickini okşadım da yattım.
izmir’de bir çocuğa ameliyatta oksijen yerine azot vermişler. Mini minicik bir yavru oksijen yetersizliğinden dolayı bitkisel hayattan hallice yaşıyor ve acı olanı bilirkişi kimsede kusur bulamamış!
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar