bugün

tom hanks'in harikalar yarattığı ve gerizekalı insan rolünün hakkını fazlasıyla verdiği aşk ve savaş filmidir. filmde tom hanks'in ses tonuna özellikle dikkat çekmek istiyorum.
hiç bir filmde ağlamayan beni son sahnesiyle ağlatmış filmdir. bu tom hanks hakketen yetenekli dedirtir. filmin şarkısını da eski dove reklamlarından hatırlayabilirsiniz.
2. kez izleyerek yine kötü oldum lan sözlük.

ağlattı beni bu sefer.

psikoloji iyi değilken seyretmek pek de iyi değil. ilk dakikalar güldüren, sonralarında ağlatan harika bir film.
10 numara filmdir. zaten sinema dergisinin en son yaptığı en iyiler anketinde de 10. sırada yer almaktadır;ama bence ilk beşi hakediyordu. yani 3 numaradaki matrix yerine forest gelebilirdi.öyle değil mi neo?... yönetmen robert zemeckis'in komediden ziyade drma ağırlık verdiği film,seyirci tarafından da beğeniyle karşılanmış,akademi de bu güzel filmi 6 oscarla taçlandırmıştır.
kimi zaman gülmekten yaran, kimi zaman ağlatan, kimi zaman hayata dair dersler veren, kimi zaman genel kültür bankası gibi bir film olan bir başyapıttır. tom hanks'in performansı okulların tiyatro bölümlerinde ders olarak okutulmalıdır. ayrıca bu film izledikten sonra pek az film film olarak görülür izleyen tarafından. ne titanic, ne cesur yürek ne diğer multi oskarlı filmler forrest gumpkadar başarılı değildir.
matrix: arçelik
titanic: vestel
forrest gump: sony
aptaldır kendileri. ancak nasıl bir aptaldır ki çok başarılı yerlere geliyor. enteresan bir film.

bu arada film boyunca kaç kere amerika devlet başkanı değişti sayabilen var mı? *
titanic gibi yeşil yol gibi hayatın herhangi bir anında izlenebilecek filmlerdendir. sıkılmadan ara ara izlenebilir olmasında tom hanks'in katkısı ise sonsuzdur.
tom hanks'in yardirdigi, amerikanin geride alan 60 yilini muhtesem anlatan, soundtracki yine son 60 yilin en iyi parcalari ile dolu film.
10 numara film diye tabir edilen filmlerden birisidir .
ben koşarken forrest gump diye dalga geçti bi grup insan. bende nedir yahu bu forrest gump dedim kendi kendime. araştırdım didindim falan izledim sonunda .iyiki öyle abuk bi koşuşum var. vesile-i hayırlı oldu. iyi ki koşmuşum iyi ki izlemişim yani.
run forest run repliğinin hafızalardan çıkartmayan filmdir. ağlatır. ****
Kitabı daha bir etkileyicidir.
izlemekten bıkmadığım,kaç defa izlediğimi de bilmediğim şahane film.
bir insanın hayatı boyunca izlemesi gereken birkaç filmden biridir. Filmde o kadar çok şey anlatılıyor ki siz ne tarafa çekerseniz o tarafa gidiyor ve ne kadar çok izlerseniz bir o kadar detay filmde gözünüze çarpıyor.
hikayesiyle, olay örgüsüyle, duyguları aktarış biçimiyle çok güzel bir film.

Ayrıca cd'cilerde 'forrest gump var mı?' diye sorunca 'türkçesi ne?' sorusu gelir.
çok, çok iyi; yapıldığı zamanın ötesinde bir filmdir*. ayrıca tom hanks'e filmdeki performansı ile oscar ödülü kazandırmıştır.

90'lardan başlayarak en iyi erkek oyuncu ödüllerine aday olan filmlere şöyle bir baktığımda benim kanaatimce kesinlikle roberto benigni* ve russel crowe* ile birlikte bu ödülü hak eden performanslardan biridir.
zayıf olan zekasıyla; kimseden şüphe duymadan, yaşamayı abartmadan, içinden gelerek yaşayıp mutlu olan bir insan.
forrest ın aşık olduğu kadına söylediği içime işleyen bir repliği;
--spoiler--
"aptal olabilirim ama aşkın ne olduğunu biliyorum."
--spoiler--
--spoiler--
Herkesin bir kaderi var mı bilemiyorum,

yoksa rüzgara kapılmış gibi tesadüfen
oraya, buraya mı sürükleniyoruz?
ama Bence her ikisi de doğru.

Belki ikisi de aynı anda oluyor...
--spoiler--
run forest run diye bilinen koşulası filmdir benliktir.
tamamen tom hanks'in üzerine kurgulanmış olan ve hanks'in de rolünün hakkını fazlasıyla verdiği filmdir. güldürür, düşündürür, hüzünlendirir, oscarlı efsanedir.
izlemeden önce "bir kutu çikolatanın içinden ne çıkacağını her zaman iliriz" dememe sebep olsa da izledikten sonra hoşuma giden bir film. ben ağlamam öngörülürken ağlayamadım ama Gary Sinise 'ın nasıl bedensel engelli hale getirilebildiğine çok şaşırdım. sanırım gerçekte öyle ama CSI' da protez takıyor. imkansız yoksa bazı sahnelerde...
özetle insanı zaman zaman gülümseten zaman zaman da içini burkan bir film. izlemeyenler mutlaka izlemeli derim ben.
ahh o otobüs durağı!!!

oradan dünyaya açılmak...

"life is like a box of chocolates, you never know what you're gonna get!" cümlesiyle beni bitirmiştir. herkesin kendisine bir pay çıkarabileceği bir başyapıt. ayrıca beyaz saraydaki o havuzda buluşma sahnesi...

+ forrest!!! forrest!!!
= jenny!!

20. yy ikinci yarısının amerika'sı, suikastler, politikalar ve bilinç-altının bir yansıması da güzeldi....

run forrest run!!!

hayatın farklı bir döngüsü gump. ayrıca gump'ın yavrucağını görünce "ahahaa lan bu haley joel osment" dedim, güldüm, hüzünlendim...

tom hanks, bu film ile gözümdeki derecesi the green mile ile birlikte nirvana'ya ulaşmıştır. haley joel osment da pay it forward'dan sonra...

+ neden ölüyorsun anne?
= vaktim doldu, sıram geldi.
+ ahhh hayır,
= sakın korkma bitanem ölüm de hayatın bir parçası...

"dear god, make me a bird so i can fly far, far, far away from here. dear god, make me a bird so i can fly far, far, far away from here." jenny & forrest
izlenmesi gereken güzel filmlerden sadece biridir.
(bkz: run forrest run)