bugün

yarın veda edeceğimiz turnuva, umarım yanılırım.
Halen büyük takım olamadığımızın göstergesi olan bir turnuva. Evet çok kaliteli bir kadromuz var ve kaybettiğimiz maçların tümünü rakiplerle çok başa baş oynayarak şanssızca kaybettik. Buna fransa ve litvanya maçları dahil ama kötü günümüzde maç kazanmasını bilmiyoruz. Büyük mücadele sonrası baştan sona önde götürdüğümüz litvanya maçını son anda kaybetmemiz üzerine hazırlık maçında dahi bize rakip olamayacak polonyaya yenildik. Büyük takımlar böylesi durumlarda duygularına yenilmez ve kötü gününde olsa da maçı alır. Milli takımın maçları kazanmasında duygusal dinamikler faktörü halen ilk sırada geliyor.Çünkü Türk milli takımları sporun her branşında sağlam motivasyonla büyük süprizlere imza atabilecek bir yapı gösteriyor. Elbette sırp maçını kazanmak ço büyük bir süpriz olarak nitelendirilemez ama oyuncu performansları ve şut istatiskleri düşünüldüğünde ibrelerin sırplardan yana olduğu açık. Yine de bugünkü son şansımız olan sırbistan maçında iyi bir performans sergileyerek maçı alacaklarına inanıyorum....Ancak şunu unutmamak gerekir: Milli takım bugün büyük fark yese de rakibi yense de şaşırılmayacak bir durum. Çünkü böyle bir milli takımımız var. Buradan çıkıp şampiyon da olabilir sırplardan tarihi fark yiyip havlu da atabilir...
ispanya'nın şampiyonluğu ile sona ermiş olan turnuva. ispanya bu şampiyonluğa uzanırken 10 galibiyet ve 1 mağlubiyet aldı. aldığı tek mağlubiyeti de grup maçları sonunda türkiye'ye karşı almıştı. zaman zaman maç içinde inişler ve çıkışlar yaşasalar da şampiyonluğu hak ettikleri söylenebilir. buna rağmen eurobasket 2011 dendiği zaman akıllara gelecek ilk takım belki de makedonya olacak. turnuva başlamadan önce makedonya'nın gruplardan bile çıkması başarı sayılabilirdi. ancak onlar yarı finale kadar gittiler ve şampiyon ispanya'ya elendiler. üçüncülük-dördüncülük maçında da rusya'ya mağlup olup turnuvayı dördüncü sırada tamamladılar. kuşkusuz makedonya'nın bu sürpriz performansında başrolü bo mccalebb oynadı. ama pero antic ve vlado ilievski de çok önemli katkılar yaptılar.

turnuvanın en değerli oyuncusu:

juan carlos navarro (ispanya)

turnuvanın en iyi beşi:

bo mccalebb (makedonya)
tony parker (fransa)
juan carlos navarro (ispanya)
andrei kirilenko (rusya)
pau gasol (ispanya)

turnuvanın sıralaması:

1- ispanya
2- fransa
3- rusya
4- makedonya
5- litvanya
6- yunanistan
7- slovenya
8- sırbistan
"avrupa basketbolu daha kaliteli, avrupa'da takım oyunu konuşur bireysellik değil" diyenlerin en büyük hayal kırıklığı olmuştur bu turnuva. fransa 3 tane nba oyuncusunun kucağında finale kadar çıktı. ispanya'nın oyunu takımcak iyi olsa da işin final kısmında navarro psikopata bağlamasa işleri çok daha zor olacaktı. 3. sıradaki rusya'da her haltı yapan bir kirilenko gerçeği vardı. turnuvanın sürprizi makedonya'da bir amerikalı gerçeği vardı ki bireysel performansıyla turnuvayı domine etti. litvanya'nın takım mücadelesi ona karşı pes etti, tıpkı yunanistan'ın takım oyununun fransa'nın bireysel oyunlarına pes ettiği gibi. sırbistan desen ünlü takım oyunu bu turnuvada hiçbir işe yaramadı, teodosic'in sırtında çeyrek finale kadar çıktılar ve orada teodosic sıçınca tükendiler.

bu turnuvayı bireysel yetenekler ve oyunlar domine etti kısacası.
ispanya'nın şampiyonluğu sonuna kadar hak ettiği; ancak makedonya'nın da gönüllerin şampiyonu olduğu turnuvadır.