insanın kopamadığı yer. eksikliğini hissettiği varlık
çocukluğum,oyuncağım,neşem,heyecanım...şehrim
tamamiyle eğlence için yaratılmış, sabahlara kadar insanların sokaklardan eksilmediği alkolün dozunun kaçırıldığı zaman, rock parçalarda kendinden geçerken, kafayı masaya koyup kaşını dahi yarabileceğin ama ona dahi gülümseye bilip arkadaşlarının haftalarca yarılmasına neden olabileceğin bir şehir.
yukarıdan bakıldığında sanki bir avrupa şehrine bakıyormuşsunuz hissi veren, çok güzel ve gelişmekte olan güzel ülkemin güzel şehri.
anadolu ve osmangazi üniversitesi çıkarıldığında geleneklerini kaybetmemiş küçük bir anadolu şehri olabilecekken, bu üniversiteler sayesinde bambaşka bir hava edinen, belediye başkanı yılmaz büyükerşen' in önemli katkılarıyla ışıl ışıl parlayan bir metropol olma yolunda ilerleyen, farklı bir anadolu şehri.
espark gibi büyük alışveriş merkezlerinin açılmasıyla birlikte küçük esnafın bir bir kepenklerini kapatmak zorunda kaldığı şehir.
türkiye'de insan haklari diye bir kavramdan söz etmenin imkansizliginin en buyuk kanitlarindan biri burasi. sabahin 7'sinde* kargalar bokunu yemeden firliyorum yataktan. mahallenin yarisi filan havaya uçtu diyorum uyku sersemligiyle. arabalarin alarmlari ötüyor. tüm sinirim altüst oluyor haliyle. nasil diyorum ya? bu kadar alcaktan bomba yüklü bir jet. dersime konsantre oldugum bir anda 5 tanesi ayni anda evimin tepesinden geçiyor. bir alisveris merkezine, bir pazara, bir fakülteye düsse bu uçaklar ne olacak? nispeten daha özgür bir yer burasi ve sanirim bazilarinin hiç hosuna gitmiyor bu durum.

(bkz: gözdagi vermek)
yarım saat otogarında beklemek zorunda kaldığım ve bu insanlar bu uçak sesinde nasıl yaşıyorlar diye merek ettiğim ve "insan bu..alışkan varlık" dediğim ama "insan bu gürültüye de alışır mı be" diye şaşırdığım şehir.
yasayanlar bilir. kediler damdam dama atlarken havada donup kalırlar soğuktan. uçak sesi kulaklarını patlatacak gibi yükselir bazen. porsuk ta sular çekilir, elalemin boku meydana çıkar falan...

ama kızı erkeği gecenin bir yarısı rahatça dışarı çıkıp dolanabilir, möğürebilir.
yerli holiganlar oldcity derler falan.

gecenin bir yarısı tantuni yemeğe cıktıgımızda hızımızı alamayıp ' uyaaaannn hadiii olddciittttyyyy ' diye bağırdıgımızda zopaynan kovalanmıştık o ayrı. eşşeklik bende. öküz müyüm neyim.
yılın bu mevsimleri her yeri gurbetçi kaynayan memlekettir.
(bkz: sözlükte toprak muhabbeti yapmak)
(bkz: seviyeli26m)*
kışın terkedilmesi gereken yer. düzlük araziye kurulduğu için öyle bir eser ki soğukta adeta kurursun. resmen sümüğün donuyo olm, bizzat yaşadım.

güzel kız sayısı izmir klişesini yıkacak derecede artış gösteriyor.
hamamyolu dışında doktorlar ve adalara hiç bir şekilde abazan tipler uğramıyor. uğrasa bile kızların 'ıyyy şuna bak' tepkilerine maruz kaldıkları için yuvalarına, hamamyollarına geri dönüyorlar bir bir.

doktorlarda gezmenin güzelliği paha biçilemez. köprübaşından boyner e hatta espark a uzanan o yol 45 defa dolaşılsa yine bıkılmaz.
oruç tutmayan insanların günlük yaşamlarını rahatça devam ettirebilecekleri, saygılı insanların yaşadığı ve yeni yeni alışmaya başladığım güzel şehir.
bıraktığım gibi bulmadığım şehir.
beni kendisine aşık etmiş şehirdir. konservatuarını da kazanırsam değme keyfime.
vakti zamanında gidip gördüğüm, sevdiğim güzel şehir.

- insanları çok sıcak ve candan.
- eskişehirspor süper ligden hiç düşmesin! seviyoruz onları.
- şehir güzel, günden güne daha da derli toplu oluyor.
- çiğ börek bir mucize.
- ya bana denk geldi, ya hep öyle ama bir hayli sanatçı vatandaşı var. sokakta gezen, çay içerken sohbetinize sokulan, sıradan insanlardan bahsediyorum. şehri güzel yapan en önemli etkenlerden birisi de bu.
- yerel basın, bundan 8-10 sene evvel, anadolu'nun diğer yerel basınlarına göre daha ilerideydi ve şehirde etkindi.
- yunus'un memleketi...
yaşanılası öğrenci şehiridir, ayrıca büyükşehir statüsüne sahip olmasına rağmen büyük şehirin dertlerini barındırmayandır.
yarın okuluma gitmek için ayrılacağım şehrim çok özliycem keratayı
Kıymeti bilinmesi gereken nadir şehirlerden biridir.
her gittiğimde oh be dünya varmış dedirtir bana.
anlamsız bir şekilde herkesin çok sevdiği,bir süre yaşadıktan sonra hayatın monotonlaştığı,gidilecek mekanın sürekli azaldığı şehir..
porsuğun kenarına yapay plaj yapılmış şehir. 350 metre boyunca bayağı bildiğin kumlu plaj. şezong da koymuşlar. belediye başkanını buradan tebrik ediyorum.

ayrıca içinden nehir geçen şehirlerin dönüp eskişehir'i incelemesi lazım. bundan 15 sene evvel buram buram pislik kokan porsuktan bugün ne duruma gelindi.

içinden nehir geçen şehirler diyorum, güzel şehirlerdir.
2009 yazında yıllar sonra ayak basacağım türkiye'nin en güzel şehirlerinden.
harika öğrenci mekanlarının bulunduğu şehir (bkz: varuna)
Şeker fabrikasından gelen bok kokusuna benzer kokusuna bile hasret kaldıgım, bi gitsem de götüm donsa, tirtir titresem dedigim memleketim.
güzel olduğunu umduğum ama hiç gitmediğim şehir.
gitmemi bekleyen şehir.
hayatında sadece iki gün duranların bile durduğu süreden daha fazla etrafa anlattığı fakat çocukluğundan beri orada yaşayanların hakkında tek kelime etmediği garip şehir. çok çabuk alışır, geç sıkılırsınız fakat sıkıldığınızda da görmek bile istemez hayatınızın hatasını yapıp başka şehire lisans eğitimi almaya gidersiniz. çok ararsınız, çok...