bugün

erkende yaşlansan geçte yaşlansan her türlü ölüyorsun amk.
insanı sadece kötü alışkanlıklar yıkmaz. insanı asıl yıkan derttir, DERT!..
Genetik olarak yatkınlığınızın yanında bunu alkol, sigara dert ve stresle harmanlarsanız iki katı hıza ulaşacak erken yaşlanmadır.
başlıca nedeni, her şeyden şikayet etmek ve eldekinin sevincini paylaşamamaktır.
olduğundan yaşlı göstermek, çökkün görünmek.
(bkz: hayat şartları)
sabah kalkmak net. tek sebebi bu.
çok sigara ve alkol tüketmekten kaynaklanabilir. çok üzüntü ve stres de yaşlandırır. Gülümsemek bile kırışık yapıyorsa, ölelim erkenden.
insan bedeninin en büyük düşmanı stresdir.cok stres=erken yaşlanmak.o zaman içelim güzelleşelim?
çok şeyler yaşamaktır.
stresmiş bir nedenide.
şimdi anladım bendeki değişiklikliğin (bkz: çirkinliğin) sebebini.
nerde o stressiz geçen sıkı cilde sahip olduğum zamnlar. gerçi stressiz pek yaşamım olmadı ama en azından üniversitede geçirdiğim yaklaşık 4 yıl kadar stres yapmamıştım sanırım.
orantısal hesapladığım zaman ellimi bile göremeyeceğim durum. eh bunada şükür demekten başka birşey kalmıyor sanırım geriye.
her sene düzenli bir hastalık geçirmekten de olunabilinen durumdur. yirmi yaşındayım dört senedir düzenli hastalıklar geçiriyorum. hayat acımasız oluyor bazen.
(bkz: benjamin button)
sinir, stres, uykusuzluk, dengesiz beslenme ve bakımsızlık.. kısacası düzensiz bir hayat sürmek neticesinde, ruhun ve vücudun olduğundan daha yaşlı görünmesi, akranlarına oranla daha erken yıpranması durumudur.

yirmi beş yaşındayken, elli yaşındaymış gibi hissetmek, kimileri için imrenilecek bir tecrübe ve birikim anlamına gelse de, yaşayan bilir; göz altlarındaki azap torbalarının silme keder taşıdığını, bilen bilir, çocuk düşlerinin hangi uzak dağlarda üşüdüğünü...