bugün

yeni çorapla banyodaki ıslak terliğe basmak.
çerezini ve içeceğinizi yanınıza almış tam koltuğa kurulmuş keyifle film izlenecektir, da ki kumandanın karşıda ki kanepe de olduğunu görene kadar... en çok küfür edilen durum bu olsa gerek.
yağmur yağarken yeni yakılan sigaranın düşmesi.
ayak serçe parmağını sehpaya çarpmak.
pazartesi günü okula giderken , hocalar sözlü vermeyince.
aceleniz vardır ve yarım saatte bir gecen otobüsü saniye ile kaçırmışsınızdır.
istanbul trafiği.
kumandanın bir anda ortalıktan kaybolması ve banyo gibi gayet alâkasız bir yerden çıkması.
hamit altıntop topu her ayağına aldığında dayanamıyorum basıyorum küfrü.
her şeyi sonuna kadar kontrol edip evden çıkmam, tam saatinde yetişeğim randevu için en ideal otobüs kalkış saatini seçip duraklara yol almam, sonra birden cepleri yoklayıp akbili, evde unuttuğunu fark etmem, eve geçip oyalandığımda akbilin diğer cebimden çıkması, koşa koşa duraklara gitmem, otobüsün sadece götünü görebilmem.

buna da sövmezsem daha neye söveyim bu kadar.
Telefonun donması.
Yanlış mesaj atmak.
Suların kesilmesi*
tl yükleyince vergi kesilmesi sms yapamamak.
Hani bilgisayar donar, o sırada sevgilin yazar ve okuyamazsın ya..
yeşil yandıktan sonra arkadaki aracın şöförünün kornaya asılması arasında geçen o minisaniyelik süre, sanki bi' tarafımızın keyfine bekliyoruz anasını satayım.
otobus duragina kosarken o nefes nefese halinle otobusunun suzulerek gittigini gormek.
öncelikle yol ortasında duran insanlara(çekil kenara konuş yada bekle kardeşim, amacın ne),ayrıca spesifik bir bilgi, hayatımın en çok küfür ettiğim dönemi demons souls oynadığım günlere rast gelir galiba.
gecenin karanlığında son sigarayı tersten yakıp piç etmek.
okunmadan banka sözleşmesine atılan imzalara
bankadan istenmeden gelen kredi kartına (şimdi istediğim halde vermiyolar orospu çocukları)
444 lü nuramalardan telefonla işim varken aramalara
yapılan işi beğenmeyen amirlere (kendi istediğin gibi olmasını istiyosan kalk kendin yap götveren!)
verdiğin siparişin istediği gibi getirmeyen garsonlara
parayı çıkaran lidyalılara (her gün her anım da adamlara küfür ediyorum buna yaşam tarzı diyebilirsiniz)
acelen varken bindiğim dolmuşun tin tin gitmesi ( gün içerisinde binlerce kez kulağını çınlatırım şoförün)
tuvalete banyoya girdiğimde terliğin ıslak olması
oynadığım oyunda bi bölümde takılı kalmam
zorla mesaj atma durumu (ararım konuşacak durumda değilim mesaj at der kafayı yerim çok pis söverim)
birine açıldığımda egonun tavan yaptığı an ve hayır dediği an ( çok güzelsin senden hoşlanıyorum dersin böyle bi bunları zaten biliyorum bakışları vardır ya sonra malum soruyu sorduktan sonra üzülüyomuş numarası yapıp kırmadan hayır demeye çalışacağını sanır ya en çok sövdüğüm an o andır amk)

ne çok sövüyomuşum ben amk dedim şu anda... daha yazacaklarım vardı da yine uzatmış bu amk dersiniz diye yazmıyorum...
iddaa'nın tek maçtan yatması veya sadece tek maçın tutması.
Telefon şarjı bitmek üzere ama senin acil çıkman lazımdîr..
Eğer bir işi halletmek için birden fazla olasılık varsa ve bu olasılıklardan biri istenmeyen sonuçlar veya felaket doğuracaksa; kesinlikle bu olasılık gerçekleşecektir. kısacası "Ters gidebilecek her şey, ters gidecektir." murphy abimizin dediği durumlar olduğu zaman küfürün köklendiği anlardır.
sabahın köründe zar zor uyanıp gittiğin dersin, iptal olduğunu öğrenmek.
sabrinin topa vurduğu anların büyük çoğunluğudur.
Kaldırımda insan gibi yürürken yoldan geçen arabanın üstüne su sıçratması!*
hani tam hizli hizli yurursunde o an serce parmagin sehpaya carpar ya, heh iste o an cok kufur edersin.
Randevuya giderken çorap kaçması. Aynı durum spor klübü başkanı takımı ziyarete geldiğinde de olmuştu fena sövmüştüm.