bugün
- sigara içmenin insana verdiği zevk8
- icardi190527
- hamas bir terör örgütüdür15
- suriyeliler suriye'ye dönsün12
- vatandaşlık farkı alan otel24
- bir kadının yemek ısmarlaması15
- erkeğe ne hediye alınır34
- futbolcu ismiyle nick almak12
- 1 m dolara bu bebeğe sertçe tokat atar mısınız19
- anın görüntüsü13
- icardi1905 silik olsun kampanyası19
- şehirler arası aşk yaşamak9
- true'nin porno arşivi kaç gb8
- sözlükte ateist gibi takılan yahudiler10
- aleyna tilki10
- sözlük kızından gelin olmaz21
- herkes güncel fiyatını yazabilir mi9
- arkadaşlar sizden bir şey rica edebilir miyim22
- ağaç gövdesi gibi bacakları olan kadın14
- sözlük yazarlarının tatlıları8
- alınan en güzel iltifat14
- kızımın kiminle yatıp kalktığıyla ilgilenmezdim9
- cumaya gidenlerin çok azalması10
- bik bik'in balona binmesi34
- en yaşlı özelliğiniz9
- 170 boyunda olduğum için hep reddedildim23
- sabah aç karnına içilen bira13
- ideal duş alma sıklığı14
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi13
- artificialintelligence9
- kız mı erkek mi belli olmayan yazarlar8
- adanada polisin saldırganın ayağına sıkması14
- icardiyi tokat manyağı yapmak12
- sırtınızı bir sözlük kızına dayar mısınız9
- millet açsa neden kafeler tıklım tıklım15
- 27 nisan 2024 fenerbahçe beşiktaş maçı23
--spoiler--
Bugün ne?
Milli Egemenlik ve Çocuk Bayramı.
Acaip nutuk dinleyeceğiz.
Neyin nutkunu?
Egemenliğin.
Peki egemenlik ne?
Bırakın sokağı...
Üniversitelerde bile bir solukta egemenliğin tanımını yapacak birini bulacağınızdan çok şüpheliyim.
Bir çırpıda tanımlayamayacağımız kavramların bayramını kutlamakta mahir bir ülkeyiz doğrusu.
* * *
Devlet, insanların toplumsal hayatı kurarken başvurdukları bir örgütlenme biçimi.
insan yaşamının daha huzurlu, daha güvenli ve daha anlamlı hale getirmeyi amaçlayan bir hizmet örgütü.
Vatandaşa hizmet etmekle yükümlü olan" devlet, toplumdaki diğer sosyal kurumlara benzetilebilir.
Ama sadece benzetilebilir...
Çünkü devleti, diğer sosyal kurumlardan çok farklı kılan bir özelliği var: O da toplumdaki "silahlı güçlerin tekeline" sahip olması.
Polis, Jandarma, Ordu, Silahlı güçler, sadece devlet örgütünün emrinde. Devlet,silahlı güçler tekeline sahip olduğu için kimsede olmayan bir yaptırım gücünü de elinde tutuyor.
Devletin, ülke sınırları içinde, başka hiçbir otoriteyle kıyaslanmayacak olan bu gücüne "egemenlik" diyoruz.
Devlet, bu egemenlik hakkına dayanarak, toplumda hukuk kurallarına uymayanlara müdahale eder. Hukuka uyulmasını "zorla" sağlar.
* * *
Eğer Türkiye'de, egemenlik tanımını anlatıyorsanız. Bu noktada bir nefeslenmeniz lazım. Çünkü son cümle tashih istemektedir..
Şöyle yazılması icap eder:
Devletin "müdahale etmesi" ve "hukuka uyulmasını" sağlaması gerekir.
Peki, ya devlet örgütü içinde çöreklenmiş olan "hukuk tanımazlara" rastlanıyorsa;
O zaman da... Devletin kendi varlığını koruyabilmesi için, gene devletin hukuk anlayışına sığınarak "hukuksuzları" dışlaması ve cezalandırması gerekir.
* * *
Demokrasilerin geliştiği ülkelerde bu daha çabuk ve kolay başarılıyor.
Az gelişmiş ülkelerde daha zor... Öyle ülkelerde devletin sahip olduğu egemenlik hukukun uygulanması için değil, genellikle uygulanmaması için kullanılıyor.
"Silahlı güç tekeli" hukukun değil hukuksuzluğun emrine veriliyor.
Sadece bir tek örnek gösterelim yeter. Savunma sanayii ile ilgili Lockheed rüşvet skandalı bütün dünya ülkelerinde sonuçlandırıldı. Norveç'ten Japonya'ya devletin içindeki rüşvetçi çeteler adalete teslim edildi..
Bir tek Türkiye hariç..
Tersi olsa Susurluk'tan Malatya'ya uzanan kara çizgi yaşanır mıydı?
Çok şüpheliyim.
* * *
Türkiye'de devlet, kendi içinde yuvalanma eğilimi gösteren çetelere karşı hukukun üstünlüğünü kolayca işletemiyor.
Hukuk, demokrasilerdeki gibi devletin berraklığını sağlayamayınca, ben devletim diyen zorba anlayış etrafa yayılmaya başlıyor.
Eğer hukukun üstünlüğünü işletemiyorsan
Eğer gerçek bir demokrasi yoksa..
iç egemenlik...
Halkın lehine işleyen bir mekanizma olmaktan çıkıyor.
Hep Güney Afrika örneğini veririm...
Orası da egemendi ama zenciler yakın zamana kadar köle muamelesi görüyordu.
* * *
Tabii artık.
Sanayi döneminin egemenlik anlayışı aşıldı.
Egemenlik adı altında, yönetimlerin kendi halkına eskisi gibi zulmetmesi kolay değil işte Miloseviç örneği.
insanların "kim" tarafından değil.
"Nasıl" yönetildiği daha önemli günümüzde.
Çünkü artık insan önemli.
O nedenle "ulusüstü egemenlik" kavramına geçildi.
izbe karanlıklarda insanlara idi Amin gibi zulmedenlere karşı, evrensel hukukun ve demokratik ilkelerin geçerli olduğu evrensel bir sistem devrede.
Egemenlik, yönetilenleri, yönetenlerin keyfi uygulamasına yem eden bir kavram ve avlanma sahası olmaktan çıkıyor.
* * *
Egemenlik bayramı söz konusu olunca rahmetli karikatürist Ferruh Doğan'ın karikatüründeki soruyu hatırlarım:
-Egemenlik ulusun peki paralar kimin?
Hukukun üstünlüğü ve demokrasi yoksa, para içerdeki zorba çetelerin.
Ulusal egemenlik bayramınız hayırlı olsun...
--spoiler--
Gazetem.net/mehmet altan
23/04/2007
Bugün ne?
Milli Egemenlik ve Çocuk Bayramı.
Acaip nutuk dinleyeceğiz.
Neyin nutkunu?
Egemenliğin.
Peki egemenlik ne?
Bırakın sokağı...
Üniversitelerde bile bir solukta egemenliğin tanımını yapacak birini bulacağınızdan çok şüpheliyim.
Bir çırpıda tanımlayamayacağımız kavramların bayramını kutlamakta mahir bir ülkeyiz doğrusu.
* * *
Devlet, insanların toplumsal hayatı kurarken başvurdukları bir örgütlenme biçimi.
insan yaşamının daha huzurlu, daha güvenli ve daha anlamlı hale getirmeyi amaçlayan bir hizmet örgütü.
Vatandaşa hizmet etmekle yükümlü olan" devlet, toplumdaki diğer sosyal kurumlara benzetilebilir.
Ama sadece benzetilebilir...
Çünkü devleti, diğer sosyal kurumlardan çok farklı kılan bir özelliği var: O da toplumdaki "silahlı güçlerin tekeline" sahip olması.
Polis, Jandarma, Ordu, Silahlı güçler, sadece devlet örgütünün emrinde. Devlet,silahlı güçler tekeline sahip olduğu için kimsede olmayan bir yaptırım gücünü de elinde tutuyor.
Devletin, ülke sınırları içinde, başka hiçbir otoriteyle kıyaslanmayacak olan bu gücüne "egemenlik" diyoruz.
Devlet, bu egemenlik hakkına dayanarak, toplumda hukuk kurallarına uymayanlara müdahale eder. Hukuka uyulmasını "zorla" sağlar.
* * *
Eğer Türkiye'de, egemenlik tanımını anlatıyorsanız. Bu noktada bir nefeslenmeniz lazım. Çünkü son cümle tashih istemektedir..
Şöyle yazılması icap eder:
Devletin "müdahale etmesi" ve "hukuka uyulmasını" sağlaması gerekir.
Peki, ya devlet örgütü içinde çöreklenmiş olan "hukuk tanımazlara" rastlanıyorsa;
O zaman da... Devletin kendi varlığını koruyabilmesi için, gene devletin hukuk anlayışına sığınarak "hukuksuzları" dışlaması ve cezalandırması gerekir.
* * *
Demokrasilerin geliştiği ülkelerde bu daha çabuk ve kolay başarılıyor.
Az gelişmiş ülkelerde daha zor... Öyle ülkelerde devletin sahip olduğu egemenlik hukukun uygulanması için değil, genellikle uygulanmaması için kullanılıyor.
"Silahlı güç tekeli" hukukun değil hukuksuzluğun emrine veriliyor.
Sadece bir tek örnek gösterelim yeter. Savunma sanayii ile ilgili Lockheed rüşvet skandalı bütün dünya ülkelerinde sonuçlandırıldı. Norveç'ten Japonya'ya devletin içindeki rüşvetçi çeteler adalete teslim edildi..
Bir tek Türkiye hariç..
Tersi olsa Susurluk'tan Malatya'ya uzanan kara çizgi yaşanır mıydı?
Çok şüpheliyim.
* * *
Türkiye'de devlet, kendi içinde yuvalanma eğilimi gösteren çetelere karşı hukukun üstünlüğünü kolayca işletemiyor.
Hukuk, demokrasilerdeki gibi devletin berraklığını sağlayamayınca, ben devletim diyen zorba anlayış etrafa yayılmaya başlıyor.
Eğer hukukun üstünlüğünü işletemiyorsan
Eğer gerçek bir demokrasi yoksa..
iç egemenlik...
Halkın lehine işleyen bir mekanizma olmaktan çıkıyor.
Hep Güney Afrika örneğini veririm...
Orası da egemendi ama zenciler yakın zamana kadar köle muamelesi görüyordu.
* * *
Tabii artık.
Sanayi döneminin egemenlik anlayışı aşıldı.
Egemenlik adı altında, yönetimlerin kendi halkına eskisi gibi zulmetmesi kolay değil işte Miloseviç örneği.
insanların "kim" tarafından değil.
"Nasıl" yönetildiği daha önemli günümüzde.
Çünkü artık insan önemli.
O nedenle "ulusüstü egemenlik" kavramına geçildi.
izbe karanlıklarda insanlara idi Amin gibi zulmedenlere karşı, evrensel hukukun ve demokratik ilkelerin geçerli olduğu evrensel bir sistem devrede.
Egemenlik, yönetilenleri, yönetenlerin keyfi uygulamasına yem eden bir kavram ve avlanma sahası olmaktan çıkıyor.
* * *
Egemenlik bayramı söz konusu olunca rahmetli karikatürist Ferruh Doğan'ın karikatüründeki soruyu hatırlarım:
-Egemenlik ulusun peki paralar kimin?
Hukukun üstünlüğü ve demokrasi yoksa, para içerdeki zorba çetelerin.
Ulusal egemenlik bayramınız hayırlı olsun...
--spoiler--
Gazetem.net/mehmet altan
23/04/2007
güncel Önemli Başlıklar