bugün

Annemle konuşamadık bugün. Sesini duyamadım, bir yanım eksik.
Beni bul, seninle rakı içmemiz gereken konular var.
Umarım mutlu değilsindir. Evet.
vakti gelmedi mi artık.
ananınki.
hala biraz eksiğim ama, yürüyorum yine hayatın gri sokaklarında. benim en sevdiğim renktir gri bana koymuyor. sende sevdiğin renkte yürü bu bana yeter.
buralara hakkında yüzlerce entry girdiğim hanım yok artık. onunla uyuyup onunla uyandığım günlerde yok artık. tek bir cümlem kaldı geriye. her insanı herşeyiniz yapmayın bir gün gider ortada piç gibi kalırsınız.
15 temmuz dan beri ortalık yavşaklara kaldı. Dün işi bırakacağım diye aradım üst yöneticiyi. izin vermedi. Ama benim üstümde ki yavşağa da tahammül edemiyorum artık. Tam bir yalaka ve piç. işimi de mesleğimi de seviyorum ama yalaka ve yavşak insanları sevmiyorum. Yavşak yahya.
o bu mesele değil, sözlük okuyor .

dostum flash tv deki oyuncular bile sizin aşklarınızdan daha gerçekçi. bu gece bunun ispatı net olarak yapıldı. eğlendik güldük, taşak geçtik falan ama gerçekten sevgi nedir, aşk nedir bir sikimden anlamıyormuşsunuz. aranızdan bir tane akıllı da çıkıp şu adamlara arkadaşı olarak sahip bile çıkamamış . gerçekten bu düşünce dünyası ile bu kadar zalim bir dünyada iyi hayatta kalıyorsunuz.
O gece seni bir rüya beklemiş ama sen sabaha kadar uyumamışsın.
Çok yorgunum ...
(bkz: okumalık entry)
Yaptıklarımdan pişman değilim, aklım hala yapamadıklarımda.
sen çok aptalsın kendini ne sanıyosun...
annemin yeleğini giydim oturuyorum. sigara içiyorum, kulaklığı taktım müzik dinliyorum. muhtemelen 1 saate yatarım. bu arada düşünüyorum konuştuğumuz şeyleri de kafama takılan birkaç şey oldu. soracaktım ama vazgeçtim. üzerimde biraz durgunluk var, bikararım. gündüz biraz okudum, şimdi odaya girince "acaba mai ve siyahı okumuş mudur? " diye bi ara aklımdan geçti. ama soracağım şey bu değildi. olsun, bu da bir soru. galiba ben sana soracağım soruları da zihnimin bir köşesine kilitledim. sana hep iyi şeyler yazmak geliyor içimden. seni düşünmek yetiyor fakat çoğu zaman. "azar azar yazarım" diye de şartlanıyorum plastik sandalyeye dirseğimi yaslayınca. okuyorum burada olmadığım zamanlar. araya ders notları felan giriyor ama her gün yeni bir kelime öğreniyorum. seni daha güzel yazabilmek için. öyle işte.
Beni bi sal.
Keşke okuduğunu anlayabilseydin.
Benim hayatımda o diye biri yok. Ben sadece kendi zihnimdeki birisine bir şey diyeceğim.

"bunu yaptığım için özür dilerim. Böyle olmalıydı."
Naber?
Mutlu musun?
Yalan da soylesen olur.
Sana benzeyen birini gördüm bu hafta. Her gün onu görmek istiyorum, sırf seni görüyormuşum gibi hissedeyim diye. Senin bakamadığım gözlerinin yerine onunkilere bakıyorum. Arada yakalanıyorum hatta... Seninle bir daha göz göze gelemeyecek olmamın acısını onun gözlerinden çıkartıyorum.
Olsun biz de mutsuz olalım. Herkes Mutlu oluyor da ne oluyor. Belki biz böyle anlaşıyoruzdur.
Sadece sevdiğim bir söz. Ama yazacak kişi yok..
ay gotum!
ben gelmeye üşeniyorum sen gelir misin lütfen?
nasılsın? vicdanın rahat mı?
Özledim...
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar