bugün

Sen beni sevsen eminim ben daha iyi bir insan olurdum.

Sevmeni de beklemedim. Dinleseydin uzun uzun. Bir çay içseydik. Sonra yine gitseydin. Hiç gelmeseydin yine. Bana ait olmanı da beklemedim zaten. Ve inan hiçbir sorumluluğa mecalim yok. Kimseye yetebilecek halim de yok.

Benimle karşılaştığında bir merhaba deseydin. Gülümseyerek bir selam verseydin. Sert sert bakıpta kaçırmasan gözlerini yeterdi.

Sana karşı hep iyi niyetliydim. Hala öyleyim. Hakkında hiçbir zaman kötü bir şey düşünmedim. Senden hiçbir şey istemedim. Bunu okuyacağını bilsem şuan yazmazdım mesela. beklediğimi ifade ettiğim bu dostluğu da hiçbir zaman talep etmedim senden. Ama veda ederken de bu dostluğa imkan tanır mısın acaba diye nasıl da bekledim bilemezsin.

inanıyorum bir gün kalbin yumuşayacak. Bana bir sabah günaydın diyeceksin. Seninle bir çay içeceğiz. Kahve de içebilirsin. Belki sana bu yazıyı da okutacağım. inanıyorum.
içimde hep bir hayal kırıklığı olarak kalacaksın. ömrümün sonuna dek hemde. bunu biliyorum. 22 ekim 2021 itibariyle seni de daha görmeyeceğim. ve evet o gün gelip gideli 2 gün oldu bile. bir gün bir yerde karşılaşır mıyız Allah bilir ama çok yüksek ihtimalle bitti dahada yüzünü göremeyeceğim. yıl olacak 2025, yıl olacak 2030, 2035, 2040... ve artık 2021 itibariyle bitti bu. umarım hedeflerini gerçekleştirebilirsin, mutlu ol.
"O" diye kimse kalmayinca pek de anlam vermeyen olay.
Sana bu kadar yakınken uzak olmam, sana böyle yakınken uzak olman..
"kendine iyi bak. bir daha hiçbir ana doğurmaz seni. bir daha hiçbir cihan bulamaz seni."

-ahmed arif
imkansız bir aşktı bizimkisi..

Sen moda sokaklarında köpeğini gezdirir vayt çaklıt moka içerdin..

Ben kaçak çay, sigara eşliğinde refah partisini savunurdum.

Sen veganlık falan filan hayvan hakları.. ben et yiyemeyen halkımı düşünürüm.. evet. içli bir yazıyı daha kaleme döktük.
Seni tanıdığım için kendimi şanslı sayıyorum. Her veda nefretle gelmez. Ne kadar zaman geçerse geçsin seni hep güzel hatırlayacağım. Sen de beni güzel hatırla. Birlikte büyüdük. Birlikte öğrendik hayatı. Şimdi sensiz devam ediyorum yaşamaya. Ölmüyor insan. Değişiyor. içinde bir şeyler ölüyor. Ama kendisi ölmüyor. Değişiyor...
gece olunca mekanı kapatır kırmızı saraplarimizi açar Pink Floyd hey you eşliğinde içerdik sonra ben calardim sen dinlerdin. hep kalmanı isterdim Lapseki de ama 10 gün sürerdi. 11. gün belki de unuturdun ama ben 365 gün sonraki belki gelmeni beklemeye başlardım.
Okumasın ne o öyle sapık gibi her an takip.
olur da bir gün birini seversen, ona beni anlat. de ki, kahverengi gözleri vardı, sevgi dolu bakardı. yalnızca beni görürdü gözleri, başka herkese kördü. hep soğuk olan elleri yalnızca benim elimi tutunca ısınırdı. gülüşü vardı, baktıkça aşkı gördüğüm gülüşü. merhameti vardı de, bana bir şey olsa oturur ağlardı, benim üzülmeme asla dayanamazdı diye de ekle. saftı de, çok saftı. sonra yüreğimi anlat ona. benim seni nasıl sevdiğimi, senin için nelerden vazgeçtiğimi ve neleri göze aldığımı anlat. ben anlamasam da, ben sevmesem de o beni çok sevdi de. onu zerre kadar sevmediğim halde beni çok sevdi, benden, bizden bir an bile vazgeçmedi de. sonra de ki, ben onu sevmeyi beceremedim, sevgisini göremedim, onun yüreğini, yüreğinde benim için yanan sevgisini göremedim, onun benim için her şeyi göze almasını fark edemedim de. sonra sus. onun seni, benim seni sevdiğim gibi sevmesini bekle, ya da sevmeyişini. hiçbirini bekleyemezsen de, kaybettiğin kendini bekle. ve son olarak ona de ki, o başlangıcı olan, ama sonu olmayan güzel şeydi, sonunu ellerimle ben getirdim de ..
Üzgünüm. Ama sadece üzgünüm demekle yetinebiliyorum, mesela ağlamıyorum senin için, çıldırmıyorum deli gibi veyahut zarar vermiyorum kendime. Bitmiş diyorlar bizim için. Oysaki her zerremle hiçbir şeyin bitmeyeceğine inanmışken her zerremi yaktığımı hiçbir zaman fark etmemiştim. Bugün son bir kez senin için konuştum kendimle. Defalarca küfrettim varlığına, sonra üzülüp özür diledim senin için kendimden. Sahi, nasıl oldu her şey birdenbire çok güzelken? Daha birkaç gün öncesinde birkaç yıl sonramızı düşlemiyor muyduk biz? Yalan mıydı yoksa, ya da aslında bir başkasıyla düşlediklerini benimle diyalog hâline mi getirmiştin? Senden nefret etmemek için seninle yaşadıklarımdan, yaptıklarımdan nefret ettim. Çünkü bilirdim, nefret ettiğin için yaşarsın ve nefret ettiğinle de ölürsün. Başta insanları sevmedim, mavilerden nefret ettim seni hatırlatıyor diye. Uzun saçlarımı kestim, renkten renge soktum. Herkese acıdım senin acımasızlığından nefret edebilmek için, zaten bilirsin bu huyunu da sevmezdim. Sadece sen olduğun için kabullenirdim. Herkesi düşündüm senin düşünmediğin kadar. Neyi sevdiysen nefret edebilmek için hep tam tersini yaptım. Yaptım, yaptım. Sonra bir gün seni yavaş yavaş unuttuğumu fark ettim. ismin soluklaştı hatıramda, kimi unuttum ben dedim. ismin geldi anılarımızla gözümün önüne. Kokun gitti ilk önce, sonra bakışların. Sözlerin, ve yavaş yavaş anılarımız. Unutuyorum seni. ileride gülerek hatırlayacağım bu anılarda ağlıyorum. Vazgeçiyorum artık çünkü uğraştıkça kararıyorsun. Ben de senin gibi olmak istemiyorum. istediğin gibi kal artık, nasıl istiyorsan öyle kal. Ama "herkesin iyi olmasını istediğimi" bilirsin ya, işte sen de güzel kal.

Allahım affet ama bunları kimseye yazmıyorum, şizofrenlik ya işte.
Yazılanları okudum, üzüldüm. Yapmayın arkadaşlar, duygularınıza yazık, kimse vazgeçilmez değil.
Ben antimilitanist’e neler yaptım da beni yine bağrına bastı.
Yüreğime kazdım senin adını. Ben almadım alan alsan tadını.

Yüzlerini bile bile unuttum, unuttum adına bir cızık çektim.
Sana adanan zamana yazık.
Senin evin yok mu hep aklımdasın.
Ara ara aklıma düşüp senin özlemini çektiğimi biliyor muydun? sen bilmezsin hem de hiç bir şeyi.. en çok da bir zamanlar seni ne kadar sevdiğimi.
seni çok özlüyorum seviyorum sevdiğim. umarım sevgilinle mutlusundur. umarım seni hiç üzmez senin tek bir gözyaşına kıyamam ben. bir gün seni unutucam seni içimde öldürcem. umarım o gün çabuk gelir.
ilk defa birisine yazılmış olan yazılar bunlar,

Şu anda nasıl olduğunu bilmiyorum, ismini bilmiyorum; hayatını, sakladıklarını, zaaflarının tam olarak ne olduğunu bilmiyorum mesela, ben hiçbir şeyini bilmiyorum. (:
Ama bilmek de istemiyorum. ilkler unutulmaz derler ya hani, ben de unutamıyorum. Bazı şeyleri ilk defa rahatça, öyle ya da böyle konuştum, kendimi geçtim, düşünmek istedim seninle. Artık bir ilk olmanı istemiyorum. ismini de öğrenmek istemiyorum. Olur ya, konuşmayız belki. :’ ismini hatırlayıp kendime senin için kin gütmek de istemiyorum. Artık yeni şeyler de yapmak istemiyorum.
Seninle konuşurken güzel ve mayhoş hissediyorum ama bir yandan da üzülüyorum. Çünkü biliyorum, bir gün konuşmayı bırakacağız. Ben seni acı bir tebessüm alarak hatırlamak istemiyorum. Ben bir insanın ilk defa verdiği sözü tutmasını da istemiyorum, lütfen o sözünü de tutma. Bunları belki görür de okursun ya, bu yazdıklarımla ilgili hiçbir şeyi konuşmanı da istemiyorum, bunları sen okumamış ve ben yazmamış olayım son bir defa. Alışmak istemiyorum çoğu şeye, aynı zamanda bir çok şeyi de hissedebiliyorum senin sayende. ilk defa üşümeyi istemiyormuş gibi davranmak istedim bazı şeyler için, sonra vazgeçtim bambaşka şeylerden ötürü. :’ hakkında tek bildiğim beni mutlu hissettirdiğin.
Aklıma geliyorsun olur olmaz yerlerde ama bu tehlikeli, bunu da biliyorum. Senden nefret etmeye de çalıştım senden habersiz, ama başaramadım da dakikasında. Konuşmak istiyorum, konuşmak istiyorum seninle her defasında, son olacakmış gibi hissetsem de istiyorum. Çünkü seninle konuşmadığımda seninle olan saçma ilişkimizde bir hiç oluyorum. :’ Aşık değilim, zaten böyle düşünmezsin de. (: Aşk tam bir saçmalık. Ben sadece seviyorum ve alışık değilim bu durumlara. Sen de beni bilmiyorsun ki. Belki oturduğum yeri, belki ismimi, anlattığım şeyleri, huylarımı vesaire biliyorsundur en fazla. Senin dışında birisiyle konuşurken kötü hissediyorum kendimi, rahat hissedemiyorum saçma bir şekilde.
Hiçbir şeyi merak etmek istemedim, dedim ya bilirsin. Bunları yazıyorum, evet ama hiçbir şey bitmeyecekmiş gibicesine. Neyse, seni gerçekten seviyorum, hep güzel kal.*
Sesini duymamama, adını bilmememe rağmen, seninle iki çift laf edemememe rağmen buraya katlanmamı sağlayan nedensin. Buradan gitmiyorsam eğer senin varlığın nedeniyle. Sensiz burası zindan olur bana. Herkes gitsin bir tek sen kal. Beni sevme ama yeter ki yokluğunu yaşatma bana.
Pişmanim.
Arkadaşlar öyle uzun uzun ne yazıyorsunuz hep aynı cümleler laf kalabalığı ne lan bu eveleyip geveliyorsunuz.

Boş yabmayın.
Umarım ayrılmayız lan. O kadar çaba o kadar emek o kadar sevgi boşa gitmesin. Şaka maka istemiyorum hatta bekle uyuma sana geliyorum 20 dk ya ordayım.
onun bunu okumayacağını biliyorum, o yüzden bir şey yazmaya gerek görmüyorum.
Yazdıklarımı gerçekten görüyor olsaydı bana çoktan birşeyler yazardı ama görmüyor işte. Akılda yer etmek önemli unsur.