dağdaki çobanla benim oyum bir mi

ulan madem demokrasiye bu kadar düşmandınız niye yıllarca cumhuriyet şakşakçılığı yapıyordunuz. nesi vardı saltanatın. bi tane padişah vardı ne güzel. şimdi reisiyle vekiliyle il başkanıyla ilçe başkanıyla ayrı uğraş.

nasıl bir olsun mk, dağdaki çobana 1 koyun ver akşama 40 koyun yapar getirir, sizinkilere yüzde 1'i veriyorsun, 40 vekil gidiyor.

Değil tabi. Sana iki koyun versek akşama kadar kaybedersin.

Benim oyum kadın kılığına girenlerle bir mı diye sordurmuştur şüphesiz sjsj.

değil,
olmamalı.

bundan dolayı yunan rejimi demokrasiden iğreniyorum.

Bu söz Atatürkçülerin toplumun alt tabakasına yukarından baktığının kanıtlar mahiyette.

kendini dağdaki çobandan üstün gören zatın sorusu. dağdaki çobanla senin oyun bir. evet.

dosdoğru söylem amk. seçim yapmak bir şuur, bilgi birikim, muhakeme yeteneği gerektirir. sen boş tenekelerin önüne sandık koyup onlara seçme hakkı verirsen ülkeyi felakete götürdüğünle kalırsın.

eşitlik adaletsizdir, yanlıştır. doğrusu; adil olmaktır. demokrasi çok sıkıntılı bi sistem.

peki ya trabzonluyla, konyalıyla bir mi peki ?

mesele dağdaki çoban değil. üniversite mezunu bir çoban da olabilir. çobandan kasıt cahil ve yetersiz zekaya sahip insanlardır.

eski yunan polis'lerinde doğrudan demokrasi vardı. bir birey kendi düşüncelerini savunabilmek adına, dönemin parlamentosunda, birebir oy kullanma ve konuşma hakkına sahipti. demokrasiyi şimdi böyle ele alalım: bu parlamentoya ipini koparanın girmesi ve orada yalan yanlış konuşup yanlış kararlar alması doğru mudur? o parlamentoya girmesi gereken insanların belirli konularda kendisini ispatlamış, lisans ve üzeri bir diplomasının olması ve tüm vatandaşları ilgilendirecek konularda karar alabilecek zekaya sahip olmasını istemez miyiz? şimdi bizim cahil insanın gidip mecliste oy kullandığını düşün. düşündün mü? bunun sonuçlarını öngörebiliyorsan eğer türkiyenin içinde bulunduğu bu liyakatsiz ve perişan hale nasıl geldiğini görebilirsin. cahil insanlar, kendileri hakkında bile karar almakta zorlanırken ülkenin geleceğini kimlere emanet edeceğine hiç karar veremez. ve cahil insanların aldığı yanlış kararlar yüzünden koskoca ülke yanlış insanların ellerinde batar. çünkü bu insanlar sebepler ve sonuçlar hakkında muhakeme edemedikleri için sürekli kandırılıyorlar. ülkenin geleceğini kimlere emanet ettiği hakkında hiçbir fikirleri olmayan bu insanlar, resmen insanların kara kaşına/ gözüne uzun boyuna oy veriyorlar. şimdi bu insanla benim oyum bir mi? tabiki hayır!

edit: yazıyı kısalttım.

Demokrasi adil bir yönetim biçimi değildir. Niteliksiz çogunluk nitelikli azınlığı tahakküm altına alıp toplumu yozlaştırabilir. Bunu engelleyen, demokrasinin teminatı kurumlardır. Bu kurumların tamamı işgal altında olduğu için türkiye'de tam bir demokrasiden söz edilemez. Türkiye oligarşik bir yapı ile yönetilmektedir. Seçimleri kim kazanırsa kazansın ülkeyi gene oligarklar yönetecektir.

Cevap demokratik parlamenter sistemde kuvvetler ayrılığı sistemi anayasal teminat altına alınıp kurumlar dış
Müdahalelere kapalı olarak görev yapıyorlarsa eşittir. Öbür türlüsü niteliksiz çoğunluktan dolayı oligarşik bir yapılanmadır.

ben de farklı birşey söyliyim 65 yaş üstü nasıl oy kullanıyor ya da siyasetçi oluyor günü birlik akıl sağlığı yerinde rapor alması lazım bence. mesala tapuya gitsen rapor istiyorlar.

bir de şöyle bir durum var. en basit muhtar seçilirken bile aday adayı sözü geçenlere para erzak vb vererek oy satın alıyor.
mesela aile de sözü geçen birini kafalıyorlar o akrabalara baskı yapıyor a partisine vereceksiniz hasana vereceksiniz. yarın bir işimiz düşer aramızdan işe felan sokar diye . geleceği, ülke menfaatini değil şahsi menfaatini düşünüyor. aday da siyasi gücünü kullanarak kendi çıkar ve cebini düşünüyor.

ya da sırf kendi görüşünden diye oy veriyor. mesela x partisine verecem, abi o adam tekin değilmiş eli uzun işte yapmaz banane w partisine gıcığım adayı çalışsa da vermem.

parti de aynı şekil efendim iki aday adayı var hangisini seçelim aday gösterelim efendim profesör mehmet bey çok düzgün biri ama oy toplayamaz pasif, müteahhit hasan ise üç kağıtçı fırıldak bir tip ama çevresi çok oy potansiyeli iyi, o zaman hasan beyi aday gösterelim bize seçilmesi önemli.

--spoiler--
dağdaki çoban'dan vergi alıyorsan, onun da fikrini almak zorundasındır.
--spoiler--

Bilgi olmadan fikir olmaz.
Sen ekonomiden, siyasetten bi haber birine sırf oda vergi veriyor diye sorup, ona göre ülke yönetirsen, koyun gibi yaşayıp yönetilirkende şikayet etmeyeceksin.

dağdaki çoban konyalı şakirtlerden bin kat zekidir.

Öyle fakat olmaması gerekiyor.

Lise mezunundan daha düşük seviyede eğitim alanların oy kullanmaması lazım bence.

(bkz: 1)

çoban bu bağlam içerisinde sembolik aslında, yani ben öyle umuyorum. bir insanı olduğu kişi için ezmek çok yanlış bir davranış onu kabul ediyorum ama bir şeyler hakkında bilgisi olan insanla bilgisi olmayan insanın eşit kabul edilmesi de saçma geliyor bana. burda yanlış bulduğum tek önerme çoban diye nitelendirilmesi çünkü belki o çoban dediğimiz kişi içinde neleri barındırıyordur kim bilir? belki de bizim hiç bilmediğimiz kadar bilgi sahibidir ve ne bileyim ihtimaller çok yani..
dediğim gibi haklı bir isyan ama ifade ediliş biçimi ve verilen örnek yanlış

Bu ülkede iki kişi haklıydı, birisi Aziz NESiN diğeri Aysun KAYACI.

Eşitlikten bahseden, eşitlik isteyen solcuların eşitsizlik barındıran sözü. Bence de herkes oy kullanamamalı lakin bunu savunan da eşitlik diye ortalıkta gezmesin bir zahmet. Bir kısım kişiler bilgisiyle, yeteneğiyle, aklıyla çoğu sıradan insandan üstün. O yüzden bu bir kısım kişilerin, sıradan insanlarla aynı oranda değerli sayılması, benzer gelirlere eşitlenmeye çalışılması vs. eşitliği sağlayabilir ama adaletli olmaz.

Yolda görsem bu sözü eden Aysun kayacı dan ona tepki gösterdiğim için özür dileyerek elini öpeceğim.
Anlatmak istediği bir meslek-il grubundan bahsederek o grubu aşağılama amacı değildi.
Peynir ekmek gibi akademik sıfat dağıtılan ülkede bazı sanatçıları siyasetçileri bilim adamları gazeteci vb insanlara bakınca ne demek istediğini anlıyorum.

Yüzyıllar sonra bile gençlerimize ışık tutacak unutulmaz bir atasöZüdür.

Birde ne kadar ayıplamıştık söZün sahibini.

Hakkını helal etsin, bilemedik, anlayamadık, demokrat yapım utancından kızardı.

Aysun Kayacı çok yanlış anlaşıldı..

bir olmadığı için oy kullanmıyorum.

Ah ah! Neler söylemiştik neler senin için Aysun kayacı. Son 10 senedir senin kadar haklı olan bir insan görülmedi şu Türkiye’de inan bana. Daha ezanın türkçe mi arapça mı okunduğunu ayırt edemeyen davarlar bizim geleceğimizi, çocukların istikbal’ini biçimlendiriyorlar. Keşke o zaman o çobanların gerçek çobanlar olmadığını, ordaki ironiyi bizlere anlatabilseydin.