bir yazarın troll oluş öyküsü

hep yedinci nesil işte.

(bkz: koyver gitsin)

(bkz: yaşanmış gerçek hikayeler)

(bkz: troll olunca geçmişini unutan yazar)
+ benim gibi popüler bir yazar sizi muhattap almaz efendim! demesi muhtemeldir.

bazen zamanında kaliteli entryler girdiği halde kıymeti bilinmemiş yazarlarda da görülebilen, ama genelde kifayetsiz muhteris yazarlarda tipik olan öyküdür.

(bkz: çakma kernel sendromu)
(bkz: eksilenme sonrası feveranı) vs vs.

farkedilememiş bir yazardır. nick altına sadece hoşgeldinler, koştursun efenim sözlükteler yazılmıştır. olumlu veya olumsuz bir eleştiriye marus kalmadığı gibi özel msj de almamıştır. her özel msj butonuna tıkladığında uludagsozluktan gelen hoşgeldini görmekten sıkılmıştır.

sonraları trolleri görür ve o da bir troll olmaya karar verir. hemen yeni bir msn alıp üye olur sözlüğe. hızla çaylaklıktan kurtulacağı günü sabırsızlıkla bekler. bekler de bekler...

işte, yazar olmuştur. hızla başlık sıçmaya, entry kusmaya başlar. artık nick altı 5 10 sayfa olmuştur. özel msj'lar havada uçuşmaktadır. karması eksilere düşmüştür. konu kısmına kendi nickini yazıp arattığında bir sürü başlık çıkmaktadır.

(bkz: yaşamadım ordan biliyorum)

yazarın troll olmayışına pişman olduğu hali. bin entryi geçtiği halde casper modunda kalmak yazdırır adama böyle entryler herhalde.

(bkz: maldanadam)
(bkz: bluevelve)
(bkz: hiçbirşeyeboşunaiçlenmeyenadam)

gibi troll'lerin hayat öykülerini de içerir bu.

(bkz: can sıkıntısı)

(bkz: mahsun kırmızıgül iftiharla sunar)
(bkz: pek yakında sinemalarda)