bir kızınız olsaydı nasıl yetiştirirdiniz

Sokaklardan. Çocukken de olsa kendi ayakları üzerinde durabilen.

Kusura bakmayın da evden okula okuldan eve giden kızların geneli bu ikisi arasında araya merveleri de sıkıştırmayı ihmal etmiyor.

sevgiyle.

Kendini yetiştirmesini öğreterek.

batı anadolu'da bir ilimizde kendince.

Annemin beni yetiştirdiği gibi özgür ve kendi ayakları üzerinde durabilecek şekilde.

- Eline tablet telefon vermezdim.
- Evde televizyon izlenmezdi. izlense de bilgi içerikli programlar izlenirdi.
- bilgisayar kullanmasına sınırlayarak izin verirdim. Ona oyunlar ile kodlama yapmayı öğretirdim. Temelden girerdim.
- Hayatın içerisine sokarak, boş vakitlerde aktivitelere katarak onun sosyal medyaya ihtiyaç duymamasını sağlardım.
- dar, açık giyinmemesini sağlardım. Kusura bakmayın ama nasıl alışılırsa öyle devam etme ihtimali yüksek.
- liseye başladığında telefon alırdım kendisine.
- arkadaşlarını bana anlatmasını isterdim. Arkadaşlarını araştırırdım. Getirip tanıştırmasını isterdim. Gerekirse aileleriyle de tanışırdık.
- insanların menfaatci, iki yüzlü, yapmacık, orospu çocuğu olduğunu dolaylı yollar ile, örnekler ile anlatırdım.
- zamanı geldiğinde sevgilisi de olur. Gizli saklı buluşmaktan, gizlemektense getirip tanıştırmasını isterdim. Çocuğun analizini yapardım.
- insanlara inanmamasını, güvenmemesini örneklerle anlatırdım.
- tecrübe edindiğim çoğu şeyi ona aktarırdım.

Aklıma gelenler bunlar. Bu pis dünyaya çocuk getirmek zor. Kız çocuk getirmek daha zor.

Edit : mezhebi geniş, düşüncesiz, boş insanlar eksiliyor. inanın zerre sikimde değil. Benim kafamdan bir dişi bulup evlenirim. Düğün falan da yapmayı düşünmüyorum. Düğüne, kınaya, nişana, nikaha masraf yapıp ayrıca kafa sikmektense evi döşemek daha mantıklı.

karanlık bir odaya kilitler ve sadece kanlı çiğ et ile beslerdim.

muhtemelen çarşaflı olmadı kesin başı kapalı olurdu. evet..

Anadolu kültürü ile.

Korkarak.
En basitinden Şu ortamda kimlikleri gizli olduğu için kız çocuklarına, kadınlara yazılan bir çok yazıyı okuyunca daha çok korkuyorum. Bu insanlar dışarda aramızda dolaşıyor. Ve bu insanların arasında evli, çocuklu olan insanlar bile var. Kendinden çok küçük, saf gördükleri kızları kandıranlar, sapıkça yorumlar yapanlar neler neler...
Evet korkuyorum hem de çok. Ve daha kötüye giden bir devirdeyiz. gözünüzden sakındığınız yavrunuzu yemek için etrafta dolaşan kurtlar var.
Bu nedenle öncelikle, ne olursa olsun Allah'tan başka kimseye güvenmemesi gerektiğini sürekli vurgulardım. iyi bir insan olması için çabalar, imkanlarımı zorlar en iyi eğitimi alması için elimden geleni yapardım. Ama dedim ya; onun için korkuyla yaşardım, ki şimdiden içimi kaplayan bir korku bu.

iyi yetiştirirdim.

Asla yalan soylememesini ve kimsede kalmaması gerektiğini temiz ederdim.

Başıboş bırakacak kadar özgür öguvensiz bırakacak kadar da kısıtlamazdim onu.

Üniversiteyi de yanımda okuyacak tabi ki.

(bkz: Temiz arktan pis su akmaz) kayseri' lilerin meşhur lafıdır. anne baba temiz, ahlaklı ve dürüst ise onlardan doğacak çocukta öyle olacaktır. bir nevi armut dibine düşer atasözünün bir başka versiyonudur...

dinine bağlı , çok okuyan , insanlara ve hayvanlara karşı şefkatli. özellikle hayvan beslemeye teşvik ederdim.

Küçük yaştan itibaren jimnastiğe,voleybola ve basketbola gönderirdim.Ondan sonra çeşitli bilimsel aktivitilere yazdırırdım.Kültürlü ve bilgili birisi olmasını isterdim.Farklı görüşlere saygısı olan biri olarak yetiştirirdim.

insan gibi..

tamamen dinden ve türbandan uzak, mümkünse ataist bir şekilde yetiştirirdim.

arap geleneklerini öğrenmek yerine bireysel ve ahlaki anlamda gelişmiş bir insan olurdu.

Kesinlikle kızı fizikçi kuantumcu yapardım. Manyağım ben, çocuğum olursa yazık onlara.

sulak ve bol güneş gören yerde .

Kızım var ve dürüst, kul hakkına dikkat eden, Allah ile kul arasına girmeye çalışanlardan uzak durmasını öğütleyerek, cemaatlere hiç bir şekilde güvenmemesi gerektiğini öğütleyerek, yabancı dil öğreterek, beraber spor yaparak yetiştiriyorum.
Kız evlat cennettir, Allah size de nasip etsin...

tamamen kendim gibi yetiştirirdim.
ne şucu olsun ne bucu olsun diye karışmazdım. kendi kendini; okuyarak, düşünerek, sorgulayarak ve en önemlisi yaşayarak yetiştirmesi için elimden gelen tüm imkanları sağlardım. saygı, sevgi, vicdan, merhamet ve böyle muhtemel önemli insani değerlerin bilincinde olmasına özen gösterirdim. Ek olarak dine olan yaklaşımı, türbanı, giyimi, siyasi görüşü ya da saçının rengi vs. gibi etkenlerine de karışmazdım. çünkü böyle değerleri kendi oluşturduğu fikirlerle hayatına geçirmezse biliyorum ki bir noktadan sonra hayatta çeşitli sıkılmalar yaşar. Bu da günümüz toplumunda yaşanan bilinçsizlikten kaynaklı vakalarla oldukça göz önünde olan bir durum.
Eğitim, bilim, sanat, tarih ve kültürel ögelerin farkındalığı ile hayatta ilerlemesini isterdim.
her şeyden önce iyi bir insan olarak yetişmesi için çabalardım.

Bu başlığı her gece mi hortlatıyorsunuz siz?

Kimsenin lafına bakmayıp sadece kendi istediği gibi bir hayat yaşamasını, o ne der bu ne der korkusuyla hayallerinden vazgeçmemesini öğütlerdim. Ahlaklı, vicdanlı, merhametli, hayvanları seven, ihtiyacı olan insanlara yardım eden, tertemiz bir kalbi olması için önce kendi kalbimi temizlemeye başlardım. Beni örnek alacak çünkü kendim temiz değilken çocuğumun kalbinin temiz olmasını bekleyemem ondan.