bugün

ak siklerden fırlamış badem bıyık şakirt 1453 kartallar denen sikko oluşumun bir an önce tribünlerinden temizlenmesi gerekir.

bu tezgahı planlayanlar ne kadar orospu çocuğuysa bu halimize karşıdan gülüp eğlenen amına kodumun ibnesaraylılarıda bir o kadar orospu çocuğudur. bakın hepsi demiyorum şu halde bile taşak geçen ibnesaraylılara diyorum. üstüne alınan alınsın. malum sözlükte çok var.
Tayyip Erdoğan'ın bu kadar gözüne batan, bu kadar rahatsız eden, bu kadar dünya ve ülke kamuoyunda rezil rüsva eden bir taraftar kitlesine sahip olan taraftar grubudur. Elbette ki bu karşı çıkmaya ve devrim ruhuna bir ceza kesilecekti. Düşünün ki 110 yıllık bir kulübe alternatif bir taraftar grubu tam da gezi olayları sonrasında kuruluyor. Hatta Kazlıbahçe mitinginde kürsü önünde çarşı bayrakları dalgalandırdılar ama baktılar olmadı bu 1453 kartallarını çıkardılar ortaya. Ne idüğü belirsiz bu insanlar sahaya dalarken bile tekbir getirerek çıkmışlar. Bu olaylar çarşı'ya mal edilmesin, yeter.

Başlıkta yeri yok ama söylemeden de geçemeyeceğim. Bu olaya mantıklı yaklaşan tüm Galatasaraylıları ayrı ayrı tebrik ederim. Sonuçta biz 100 yıllık rakibimize yenildik. Ne ilk defa yenildik ne de son olacak. Ama burada kaybettirilmek istenen 3 puan değil, çok daha büyük şeyler. Melo'yu bir oyuncu olarak hiç sevmem. Ama dün onun kırmızı kartlık olayı olmasa da o seyirciler sahaya dalacaktı. Hatta Beşiktaş maçı kazansa bile dalacaktı. O yüzden Melo'nun üzerine gereğinden fazla da gidilmemeli.
dün akşam ki olaylar sayesinde şampiyonluğa giden yolda önü kesilen takım. bizi öldürmeyen şey güçlendirir. beşiktaş bunun da altından kalkacaktır ve dirayetini sürdürerek şampiyonluğa er ya da geç ulaşacaktır buda böyle biline. fikret orman adam gibi adam hani insan evladı olsa bu kadar uğraşmaz belki takıma babalık yapıyor bildiğin koruyor kolluyor her zaman takımının arkasında onun çektiği bu cefaya karşılık bu sezon beşiktaş şampiyon olarak vefa borcunu ödeyecektir.
bize komplo kuruyorlar diye ağlaşan dandik taraftara sahip olan o duruşu nasıl bir duruş olduğu belli olmayan taraftara sahip takım.. muslera'nın olayında topu geri vermemeyi bile eleştiren yok bunlar arasında.. o duruş nasıl bir duruşsa, o duruşa vurup 100 doları masanın üzerine bıraktı galatasaray. bozdura bozdura harcayın. *
iyi gittiği için gs lobisi tarafından durdurulan takım.

ölmedik. bu çıkışımız sürecek.
galatasaray'la şaka olmayacağını fenerden sonra öğrenen ikinci kuş sembollü takım..

(bkz: hear me roar)
(bkz: bir galatasaraylı olarak beşiktaşı affetmek)
2 gün önce 102 puanla şampiyon olacağı konuşulurken, seyircisi önünde ölü galatasaray tarafından tecavüze uğrayınca yok lig tv yok tff yok feda yok eda diyen camia.

hassiktirin ordan.

herkes rütbesini bilecek.

senin teknik adamın hakeme gözlük işareti yapsın trübüne atılınca suç olsun. Terim atılınca gülüyodunuz?

senin sazan taraftarın kendi arasında kavga edip sahaya inip polis kovalasın sonra tff suçlu de.

yav he he denilesi melankolik bağnaz bir oluşumdur.

komünistiz derler işçi emekçi adamın ekmek teknesine kamerasına saldırırlar.

Her neyse ne demiştik?

herkes rütbesini bilecek.
galatasaray tarafından affedilmesi yakın takımdır.. günahları bir kereye mahsus bağışlanacaktır, yine aynı hatayı işlerlerse bir daha ettikleri tövbe bile onları kurtaramaz..
Turkiyenin ucuncu buyuk takimidir. Ve hep oyle kalacaktir. Galatasaray ve fbyle boy olcusemez yani. Turkiyenin en buyugu olamama duygusunu hep icinde bir yerlerde barindiracaktir. Ve hic bir zaman turkiyenin en buyuk iki takimina rakip olamayacaktir. Hele de yillardir sisirilmis, gaz verilmis bir avuc taraftarla isleri zor. Ha turkiyenin en buyuk iki takimi dediysem tabiki de en buyugu galatasaray. Sikeci takimi da dost eyledik sanmasin kimse. Sadece onlarla hesap daha tam kapanmadi.
tecrübesiz takımdır. bilmiyorlar..

şunu asla unutmasın! türkiye'de galatasaray'a yanlış yapıp da bozguna uğramayan hiç kimse, hiç bir grup yoktur.. yeri geldi tayyibe korku salıp stattan kaçırmış takımdır cimbom.. şahane bir stada rağmen.. bozguna uğramamak için galatasaraya biat edin, haddinizi aşmayın.
umudunu kaybetmemesi gereken taraftarlara sahip takım, kulüp,yaşam sevincimiz.

şu an ülkenin en doğru yapılanmasını yerleştirmeye çalışmaktadır. önder özen-slaven bilic'li üst katmanın yanı sıra edin terzic'li,miljenko rak'lı, jose sambade'li alt katman, saha içine karışmayan yönetim. oyuncu transferlerinde gözetilen politika.

şu an borussia dortmund'un birkaç sürüm önceki halidir. borussia'nın ligi 4. bitirdiği dönem hatta. biraz sabır gerekiyor. her şey iyi ilerliyor, maç kaybedilebilir ama gelişim sürecektir. bilic'in elinde henüz kullan(a)madığı oyuncular var, onlar da rotasyonda aktif rol alır hale gelince işler değişecek.

rakiplerine bakarsak, galatasaray planını sürdürülebilir başarı üzerine kurmuş durumda. başarılı oldukları sürece gelir sıkıntısı çekmeyecekler, o gelirle sneijder-drogba gibi oyuncuları transfer edebilecekler. mantıklı, ancak nba'deki şampiyonluk adayı takım kurma gibi bir plan bu, ayrıca hiçbir takım sonsuza dek başarılı kalamaz. yaşlanmakta olan, yerli kalitesi düşük bir kadro ileriki zamanlarda başlarına bela olabilir.

fenerbahçe'deyse planın p'si yok. orta sahasında aynı tip 283462389 adam bulunduran, stoperden devşirilmiş sol bek olan kadlec'i aldıktan sonra "ya bu kadlec çok defansif" diyen adamlar var kulüpte.lan kadlec o kadlec... çek milli takımında sivok'la tandem oynayan adam. madem hücumcu sol bek istiyorsun,almazsın. her neyse, dediğim gibi orada aziz yıldırım durduğu sürece gerçek bir yapılanma olmayacak.

beşiktaş bu sezonu şampiyonlar ligi biletiyle kapatırsa büyük başarı olacaktır, hele yeni stada şampiyonlar ligi heyecanı taşırsa yeni sponsorluk anlaşmaları, gelişen genç kadro ve bilic'in takıma hakimiyeti derken dönüşümüz muhteşem olacak. goygoy yapmıyorum, şu an ileriki dönemleri domine edebilecek bir yapı var beşiktaş'ta. yeter ki taraftar sabırlı olsun, şampiyonluk baskısı gibi gündelik şeylerle ileriki yılları baltalamasın.

edit: eksilenmiş. "excellent smithers" hehehe. aşağılamak için bu başlıkta dolanıp dururken gerçekleri gözünüze sokmayı istemezdim sevgili galatasaraylılar ama durum bu. sorry.
fazla kalkan götü aslan tarafından indirilmiştir.
1 hafta önce şampiyonlar ligi arenasında 6 yemiş iken,

moral olarak çökük,

motivasyon olarak yıkık,

yönetim olarak sikik halimizle

kısaca

ölü halimizle koyduğumuz takımdır.
kendisini yenme başarısını gösteren takımın taraftarını gururlandırmış takımdır. biz ise iyi oynadığımız maçta alalade bir 3 puan kaybettik. mühim değil.
borsada işlem gören hisseleri 53 milyon değer kaybetmiştir. ve sebebi büyük taraftarıdır!
lider takım.

haftaya antalya ile deplasmanda oynayacak, bir sonraki hafta eskişehirle deplasmanda, ertesi hafta tayyipin takımı rizeyle recep tayyip erdoğan stadında. sadece yazılı düşünüyorum, çarşıdan korkan tir tir titreyen tayyip kendi adını taşıyan stadyumda "çıldırt bizi çıldırt bizi kartalım, recep tayyip erdoğaı başlarına yıkalım" tezahüratı duymak istermi? istemez. ozaman şöyle bir dümenler çevirip 5-6 maç seyircisiz oynama cezası yapıştırmak lazım. o yeah.

20000 kisi besiktas taraftarinin. Recep tayyip erdogan stadindan taksime yurudugunu dusunsenize.
maalesef tribünlerine siyaset bulamış takımdır. olmaz arkadaş tribünde siyaset olmaz şimdi 34. dakikayı da, gezi parkını da taksimi de 1453'ü de götünüze sokun.

çarşı denen topluluk sen yoktun hatta türkiye cumhuriyeti yoktu beşiktaş vardı. beşiktaş'ı bir siyasi görüş ile bağdaştırmaya çalışanları allah nasıl biliyorsa öyle yapsın.
an itibariyle aslan tarafından tüyleri yolunmuş kargadır..
aşktır.
ego törpüsü güzel takımım.
borsa manipülecisi, dilenci Galatasaray'ın eline şeref konusunda verecek takım.
sonuna kadar destek verdiğim takım. ulan mallar ben ki çarşıyı sevmem ancak bir maç vardır 2004-2005 sezonu Beşiktaş-Fenerbahçe idi yanılmıyorsam. kleberson 90+2 de 1-1 yaptı skoru tuncay 90+3 te gol atıp maçı kazandırdı. gidip tüm tribünlere sus işareti yaptı. bu taraftar ona kışkırmadı da buna mı sinirlenip sahaya inecek bir düşünün bakalım. bunun tek açıklaması var çarşıyı karalama.
umuyorum ki sezon sonuna kadar seyircisiz oynama cezası lacak takımım. seyirci takımı ateşler ama bizimikler yangın yerine çeviriyor. taraftar baskısı beşiktaşın en büyük kamburudur. bu takım taraftar baskısından çok çekti geçmişte hala çekiyor. bi siktirin gidin siyasetinizi sokakta yapın. meydanlarda yaptınız yetmedi stada taşıdınız. heryerinizin amına koyim spora siyaseti bulaştırmayın. maç öncesi böğür sonrası böğür ama stadda böğürme arkadaşım. slogan dinlemeye mecbur değiliz biz. en büyük zararı takımına veriyorsun farket artık şunu. yürüdük çatıştık bitti gitti bokunu çıkarmayın.
sık takip ettiğim sevgili mustafa demirtaş'ın * * blog'unda bir yorumda bahsedilen klubüm.

--spoiler--

ancak meseleyi sadece hakemin bir iki bariz hatasına indirgersek takıma haksızlık etmiş oluruz. maçı ince ince, adım adım kıydı fırat aydınus..psikolojik olarak beşiktaş'lı futbolcuları çökertti ve o saha işgali zırvalığına bilerek veya bilmeyerek zemin hazırladı diyebilirim. tıpkı iki sene önceki play-off maçında hüseyin göcek'in yaptığı gibi. o maçta da beşiktaş'ın belki kazanma umudu yoktu ama hilbert'i topu yan hakeme atacak hale getirmişti. bunda da aynısı oldu. 1-2'ye kadar tüm düdükler gs'den yanaydı, sürekli duran top kullandırmaya çalıştı, atağımızı kesti vs. sonrasında ise artık eyyamcılığı abartıp sürekli lehimize etkisiz düdükler çalmaya başladı.

bu ülkede digitürk, teleon, cine 5 varsa ve lig artık '3.sayfaların 3.büyüğü' tarafından domine edilebilecek haldeyse, prens takım sefilleri oynuyorsa ve lig kopmak üzereyse, biliç'in ya da serdar'ın ya da almeida'nın hataları benim için tali unsurlardır.

daha da uzatmayayım ama turkkant'ın da anıları ve 101.yıl doğrultusunda baktığımızda fırat aydınus'un kurgulanmış bir maçı yönettiği aşikar. konsorsiyum var ve işin bir tarafı 'futbol mafyası' ise diğer tarafı da siyasi iktidardır.

haziran ayaklanmasının baş rolünde sembolleşmiş bir taraftar grubu, her maç sloganlar tezahüratlar, yaklaşan siyasi ve iktisadi buhranın sorumluluğunu yükleyebileceği bir günah keçisi arayan, bunun için durduk yere toplumu tahrik eden bir siyasi iktidar, ligi bu sene olmasa bile kazandığı tecrübeyle ve 5+0+3 kuralı ile birkaç yıl domine edebilecek gençleşmiş ve futbol aklıyla donatılmaya başlamış beşiktaş, 'sosyalist bir takım yaratıyorum' diyen ve o sembolleşmiş taraftar topluluğu ile bütünleşebilecek bir teknik direktör...

takım genç, stad yok. en az beş maç seyircisiz oynama cezası ve hakemlere karşı yaşanacak ciddi bir güven sorununun beşiktaş'ı ne hale getirebileceğini varın siz düşünün..özür dilerim ama ucuz, ahmakça, sekizinci sınıf çadır tiyatrolarında bile göremeyeceğiniz kalitede bir mizansendi. hakemiyle, federasyonuyla, siyasi iktidarıyla...

sevgili mustafa ve blogu takip eden dostlar, siyasete girdiğim filan yok, ama isterseniz karamsarlığıma isterseniz tiksinti duyguma verin, kanımca bu sene beşiktaş için bitti..takıma ve teknik ekibe güvenim tam ama bizi 3.lükte tutmaya kararlı gibiler..umarım yanılırım..

--spoiler--