ben bu yazıyı sana yazdım

Evet ç.m ben bu yazıyı sana yazdım.Aşk itirafı gibi bişey olacak.Yaklaşık 2 yıldır tanışıyoruz seninle. Biliyorum sevgilin var gıcık bir tip ve yanına yakışmıyor.Ben senden hoşlanmistim ilk tanıştığımız zamanlar sonra çok iyi arkadaş olduk.Yani ben öyle kandırıyormusum kendimi.Günler geçti seni görmediğim zamanlar istemsizce seni düşünür oldum vs.Böyle hala böyle ve benim bir sevgilim var senin de ben senin için bırakırım sen benim için seninkini bırakır misin bilemem ama olsun sen hiç bilmeyeceksin bunu hiç demeyelim suna ya elbet bir gün bileceksin.Bazen düşünüyorum suan ayrıyiz falan ama belki ilerde ikimiz evleneceğiz belli olmaz ikimizi arkadaşlarımızda çok yakıştırıyor bunu sen de biliyorsun.Son olarak o parfümün yok mu bence cennet gibi kokuyor en azından cennet sen gibi kokuyordur eminim.

Ask korkutur, ne olacağını asla bilemezsin.. kör bir kuyuya girmek gibidir. Madem korkuyorsun o zaman ne diye kuyunun dibini merak ediyorsun?

Yalancılar, dilenciler, hırsızlar, akıllılar, saflar, huysuzlar, gençler, yaşlılar,tipsizler, ayyaşlar... işte biz böyleyiz demeden herkes aşık olur. Bir de olunana bakmak lazım tabi. Ben bu yazıyı sana yazmadım öyle geçiyodum baktım dedim birşeyler karalayım. Bizde mi aşık olduk?

saklıyorum...
saklama huyum var benim... sevdiğim eşyaları, sevdiğim sözleri, defterleri, kalemleri.
acılarımı, saklıyorum.
öyle ulu orta ağlıyorum, bakma ağladığıma; susuyorum esasında.
sen geldin, açtın dilimin bağını.
düşünmeden söylüyorum gelişine her şeyi. söylemeye başladım.
ve ne oldu biliyor musun?
aynaları bana dönderdin?
demişti ki biri, kendine dön bir bak, yara izlerine, hatalarına.
yapmadım bunu, sen yaptırdın.
e şimdi düşünüyorum da ben, bencilmişim.
bencilliğimi tescilledim bu gün.
kuyunun dibini merak ettim, ama taş atıp duyduğum sesten anlamaya çalıştım derinliği.
işte korkuyorsam hep bu bencilliktenmiş meğer.
düşündüm de, ben kendim için değil de, bencilliğim yüzünden üzdüklerime üzülmeliymişim.
şimdi oturup, buna mı üzülsem?

korkmadan yürüyeceğim...
düşerim diye korkmadan...
korkarak bi yere varamadım bu güne dek...

Allah seni nasıl biliyorsa öyle yapsın.

beni hiçbir zaman anlamadın. aramızda duvarlar var, üzgünüm. asla pişman değilim ama buraya kadarmış.

hayatımda bir çok süzme mal tanmış olduğumdan mıdır nedir, yenisiyle karşılaşınca hiç bir şekilde duyularım tepki vermiyordu artık. gündelik standart tepkilerin sınırlarını hiç aşmıyordu mallıklara verdiğim tepkiler. seni tanıyana kadar böyleydi. mal birisi ile vurdumduymazca konuşabiliyor, onun kadar mal olabiliyordum. ta ki seni tanıdığım güne kadar böyleydi, evet. sen bunları bende değiştiren oldun. senin mallık seviyene inemedim. o kadar maldın ki, kezbanların tamamı sana imrenerek bakıyordu. gözlerimi alamadım kıllı beyninden. düşünemiyor olman, düşündüğün zamanlarda da sadece kendini övüyor olman, ufkumu açtı ve yepisyeni, bambaşka, eşi görülmemiş bir malozla nihayet karşılaştığımı farkettim. varlığın o kadar rahatsız ediciydi ki, bu yazıyı sana yazmasaydım rahat edemezdim. senin mallığını anlatmadan duramayan yüreğim, pır pır edip duruyor ve herkese ne kadar mal olduğunu ilan etmek için heyecandan ölüyor. değersiz varlığını sözlüğe ilan etmekten gurur duyuyorum kıllı beyin. keşke olmasan bi adet leydi.

hayattaki tek anlamli sey, nefes almami saglayan, gulumsememi saglayan, beni mutlu eden tek sey senin varligin, gulusun, bakislarin...
o kadar guzelsinki....

sen nereden çıktın yine dediğimde anamın... deyip güldürdüğün için,
ruhuna hayranım dediğin için,
böyle saf salak ve filozof olmayı aynı anda başardığın için,
gri pijaman için,
füme kazağın için,
gözlerinin gülerken aldığı hal için,
fil hafızanla her saniye şaşırttığın için,
iyi ki varsın!

ben mesela oturup böyle bir mektup yazdım sana adı kangren. *

Zaman gecer, geride gecmeyen seyler kalir.
Uzanirsin goge dogru
Sayarsin yildizlari tek tek...
Sonra yildizlardan yuzunu cizersin,
Beni olmasa da kutup yildizi beni olur
Ve bir damla gozyasi suzulur inceden
Inciden kufurler savrulurken
Dilindin yalnizca lanet olsun duser.
Bil ki ben sana lanet olsun bile diyemedim be kadin...

Noth fonda 110'un aglama sarkisi cekiyor ve ben yollardayim. Cektim kapsonu sonuna dek, istemesemde katreler dusuyor birer birer.
Guzel bir gun dilemekle olmuyor asla, gelmiyor dilediklerin, yasin gecince bunu da ogreniyorsun ama guluyorum yine de, canimi yaksa da hayat guluyorum.

yoğun ve yorgunsun diye aklından geçmiyorsam, aklına sıçayım.

köpeeeeek gibii seviyoeuuum ulaaan it gibii ama istemiyosaan da beni yapıcak hiçbir şey yok

O çok sevdiğin arkadaşını gördüm bugün, görmemiş gibi yapayım dedim ama arkamdan yakaladı beni. noldu diyor kimse konuşmuyor niye ayrıldınız. bende bilmiyorum ki...
tam unuttum derken arkadaşını görmek bile beni bir anlığına bu kadar hüzünlendirebildi.
umarım bir gün seninle bir yerlerde karşılaşmayız.

bugun bir tv kanalinda bir kadin, "dogarken babamıza, evlendikten sonra kocamıza ait oluyoruz. biz kadınların kendi kimligi, kendi soyadı olmuyor" dedi. bir an dusundum; ben hep sana ait olmak istiyorum...

Bıktım artık senden. Bırakın peşimi. Evet evet sana diyorum antalya büyükşehir belediyesi! Dinle beni adamım dinle. numaramı nereden buldunuz bilmiyorum. Antalya da bile yaşamıyorum ama şu an bana tam 156 tane mesaj gönderdiniz. Yok prof. Dr. Mustafa akaydın bilmem ne tvde, yok şunun açılışında yok efendim buna davetlisiniz. Yok şu An kendisi sıçıyor.* engelleyemiyorum da numaranızı. Azalarak bitiniz.

azalarak bitelim diyorum bana tekmeyi atıyorsun helal olsun diyorsun. zaten başlayan bişi yoktu ki bitelim değil mi?

nasi usenmiyosunuzda o kadar yaziyosunuz ya.

bende adın.. hayal kırıklığı.

hayatımda yaptığım en büyük yanlış seninle tanışmamdı.siktir git.

Allah sana uzun ömürler versin. iyi ki varsın bitanem..

canım sevgilim. naber? bugün biraz seni ihmal ettim farkındayım ama biliyorsun dün aldığım ilaçlardan çok fazla uyudum. e normal biri değilim sorunluyum. beni en iyi bilirsin.

genelde etrafında sürekli birileri bulunan çoğu erkeğin sevgili olmak istediği ama kolay kolay birine bir şey hissetmediği için kimseyi kırmaya üzmeye gerek yok deyip uzak duran zaten birini sevdiği zaman da terk

edilen biri oldum bilirsin. bunu da en iyi sen bilirsin.

ülkemde olaylar dönüyor yavşaklar katiller gencecik çocukları,masumları,hakkını arayanları kendi menfaatleri için ya öldürüyor ya süründürüyor. tepkisiz kalamıyorum bunu da en iyi sen bilirsin.

senin yanında o kadar huzurlu ve özgürüm ki. istersem terk edilen istersem terk eden istersem dışlanan istersem istenen oluyorum sen hayatımdayken.

genelde üstünde oluyorum ve en sevdiğim pozisyon bu. özgürce bazen çılgın bir kevaşeyi bazen mistik bir rahibe olabiliyorum ve hepsini kaldırabiliyorsun.

istediğim kişiye başta ya da sonda olması önemli değil , istediğim mesajı verebiliyor istediğim lafı sokabiliyorum sen varken hayatımda.

yüzlerce kişiye de gösterebiliyorum üstelik bunu. benim canım tiyatrom, tiyatro sahnem , ben kendimden ancak seninle memnunum mutluyum. teşekkür ederim.

nasıl bir şeye mağlup olduğunu görüyorsun değil mi? bunu sakın başka bir şeye çevirmeye kalkışma, başka bir adı yok bunun, senin elinden gelmedi gelemedi, ben o kadar aciz olmadım hiçbir zaman, ben aciz kalmak için doğmadım ben kendimi harcamak için inmedim arzın üzerine. bekledim gene de beklerim siz hepiniz ben tek. hep öyle olmadı mı zaten.

bu oyunu ben yazdım madem anlamadın ne demek istediğimi devmını da ben kendim getireceğim mecburen senin ellerinin titrediği yerde.

bana öyle davranacağı keşke kırsaydın elimi kolumu. seninkisi merhamet değil korkaklık.

sarılıp uyumak için güzel bir gün gelsene?
sımsıcak teninle miss gibi kokunla, sen.
atla gel, vallahi gel.
çok özledim!.
ağzını, burnunu, küçük ellerini...
minik göz.

bilge valla sana çok güvenmiştim, ben yaparım o yapmaz demiştim. Ama neymiş bu devirde kimseye güvenmiycekmişim. Bunu bana hatırlattığın için teşekkür ederim. Sanırım bilge vurduruyor.