ben bu yazıyı kendime yazdım

2014 te ben olacaksın!

hala mı o diyon lan mal ! oğlum 8 tane hatun eskittin 2 yılda hay kalbine sokayım ! sevme onu oğlum artık sevme.

yeni yılda bari içinde ki salaktan kurtul.

Dik dur.
Biliyorum bacaklarını tekmeliyorlar. Düşmen için müthiş çabalar sarfedilmekte ama vazgeçme yalvarırım. Biliyorum , neden ben diye soruyor insan.
SORMA yalvarırım.

Yalnızca dik durmaya çalış ya da tamam dik durma ama bir şekilde dur işte gitme yalvarırım.
Hayat böyle ne bekliyordun ki büyürken herkes sana pamuk prenses muamelesi mi çekecekti.
Yapma lütfen burası dünya, büyülü ormanlar, konuşan sevecen cüceler yok. Herkes insan burada insan taklidi bile yapamayan vicdansızlarla dolu burası.

Biliyorum.. Biliyorum yoruldun ama durup dinlenmeye vaktin yok. Geliyorlar..
Biliyorum her tarafta sis var.
Biliyorum ufku göremiyorsun.
Ağlama yalvarırım. Antidepresanlarını içmedin mi sen yine?
iç yalvarırım. Yoksa dayanamazsın bak işte boğuluyorsun kendi gözyaşlarında. Mona Rosa’yı arama sen.
Yalvarırım yapma.
Umut etme. Yok öyle biri.

çok çalışıyorsun kızım ya git biraz ortam yap insan içine karış.. Boyle bitmesin 2013..

Olm sen adam olmazsın lan.

Kendi kendini üzmekte üstüne yok. iradesiz herif. Muhtaç ezik.

Kimsenin kimseye faydasi yok ,akilli ol .

Lan olum bak adam gibi ders çalış.

yeni yılın kutlu olsun.

En basa geri dondun cok salaksin biliyordun boyle olacagini neden gittin ki oraya yeni yila yine uzgun umutsuz gir amk mali.

nefes alamaz duruma geldin artık sen de biliyorsun bunu. o beklediğin işaret de verilmedi tanrı tarafından ve artık bir şeylerin yoluna gireceğine olan inancını da kaybetmek üzeresin çünkü hiçbir acı geçmiyor, çünkü hayatına giren hiçbir insan unutulmuyor. yavaş yavaş ölüyorsun ama içinde ve umarım artık bir şeyler iyi gider hayatında. herhangi bir şey.

canın her sıkıldığında yemek yemez misin artık!! Kendine gel artık iyice asosyal oldun , deger mi ya gereksiz insanlar için üzülmeye boşverrrr.

çok şükür.

Aferin sana, seninle gurur duydum. Bitti demiştim, bir daha zor kalkarım ayağa, mutsuz, salya sümük sürer gider bu yol diye düşünmüştüm. Bıkkın, bezgin, gözlerin feri kaçmış bir halden hoooopp Şam Şeytanına dönüşüverdim. Mutluyum, huzurluyum, şahaneyim yahu! iyi ki varsın, seni seviyorum.

senden bi bok olmaz.. millette senden kaçıyor zaten kacmiyorsa da uzaklastiriyorsun kendinden. yalnız öleceksin.

içinden geleni yap yine düşünme!

ders çalış lan piç.

yarın iş görüşmen var hala sözlükte sürtüyosun, zaten bit kadar gözün var yarın uykusuzluktan iyice küçülsün çizgi gibi kalsın!!

yazamadı.

pink martini dinlerken yazıyorum. öyle bir ambiyans yarattım. mumlar yaktım ve pek tabii yerde oturuyorum. ambiyans da fransızca kökenli bir sözcük. cümlelerin arasına yabancı sözcükleri serpiştirerek dili bozuyorum malum. ve böyle içerisinde türkçe olmadığını belli eden kelimeleri görmek haz veriyor. neymiş, nerden gelmiş bu acaba? bir nevi, boş zaman faaliyeti. cümleler ardı sıra kurulurken iyi de, bir şekilde bağlamak lazım. okuyucuyu mutlu etmek için değil, duyguların da ışığa ihtiyacı var. bedenimiz kumbara değil ki önemsiz dediğimiz duyguları biriktirelim. her seferinde bir şekilde ihtiyacımız olur diye 'tak tak', içine düşürelim. ha dediğim şey, yaptığın şey de değil. duygularımız bizi yanıltabilir, kocaman bir hayal kırıklığının kucağına oturabiliriz. kısa bir sürede tüm kuvvetli bağları kurabiliriz. verilenden fazlasını hissedebiliriz. zincirleme bir hatanın içerisinde kopmayacakmış gibi durabiliriz. ve bunu bile bile yapabiliriz. bir yandan isteyerek, diğer yandan kaçarak... denge, tam tanımı bu. ölçü de derdim aslında, o da uydu buraya. hızlı hızlı geçiyor şu an zihnimden her şey. bir yandan sözcüklerin anlamları dışında takındığı tavır, diğer yandan sansürsüz bir samimiyet. hani dur bunu da demeyeyim demeden, sohbet üstüne sohbet. aha tekrar yazmadan geçemeyeceğim, iki lafın belini kırmak! nedir bunun sırrı? konuşmayı sevdiğimden midir? yoksa konuşarak sakladıklarım mı var? o kısmı biraz puslu... ama bir şekilde hoşlanıyorum, anlatmaktan. şekeri fazla gelmiş kahveden, durduk yere akan sudan, göz göre göre kaçan otobüsten, her akşam içilen rakıdan. tamam! sus! yeter! bu şekilde bağırıyor şu an biri bana. komutlara uyuyorum ama. tamam! sustum! yettim! ve evet, dili iyi kullandığımı biliyorum, bunun hoşa gittiğini. bu şekilde kafa karıştırıyorum bundan sonra da karıştıracağım. bilahare kelebeği rüyasından uyandırırım.
chasing pavements, mırıldanarak bitiriyorum. ben bu yazıyı kimseye yazmadım. sonuna kadar okuyana değil tabii, defalarca okuyana illet-i zillet. hadi allah'a emanet ol. her kimsen.

Düşlerine layık ol!

bi adam ol lan.valla bak.

kendine inancını yitirme.

Hadi üzülme, bak kardeşin iyi, yap bi keyif kahvesi de içelim...

son dakikaların kraliçesi olmaktan vazgeç canısı.