bugün

Burada olsa babayla birlikte satarlardı.
daha fazlaya okuturum diye çakallık yapan filistinli şakirttir. ayırca kapitalizm senin eskimiş dükkanını tek bir şey için alır, o da yıkmak için. oraya avm diker çünkü. kapitalistler paraya bakar, para vermeye değil.
hacı al şu 10 bini, biz alıyoruz sen de satmiyorsun tamam mı? yoksa siker elinden alırım burayı ona göre.

---------------------------------------

gazeteciler dünya medyası gelin şu demokratik habere bakın. 24 milyon verdik yine satmadi amina goyim böyle işin ya.
O zaman dolar 4 lira değildi heralde şimdi olsa satar hemen.
Büyük ihtimalle terörist ilan edilip dükkanı elinden alınacaktır.
görsel

Fiyatın artmasını bekliyordur.
Atalarının israilé toprak satip başlarına bela ettiğini biliyor olmalıdır.
ecdadı ülkeyi sattı evet.
bildiğin sattı.
üstelik osmanlı'da yahudilere toprak satışı yasak olmasına rağmen, bu filistinli dingiller vatanlarını, topraklarını yahudilere sattı.

yukarıda hakaretamiz ifadeler kullanan beyinsiz, iyi oku bunları.

1837'de yapılan nüfus sayımına göre filistin bölgesinde yaşayan yahudi sayısı sadece 9000 idi ve osmanlı filistininde yahudilerin mülk edinmesi yasaktı.
filistinde 9000 yahudi yaşıyordu, ama bunların tapusu yoktu.

bütün bunlara rağmen filistin'e yahudi göçü başladı ve filistin'deki ilk yahudi yerleşimi 1860 yılında kuruldu.
yahudilerin ilk yerleşimi kurdukları tarihte de filistin'de yahudilere toprak satışı yasaktı.

yahudiler 1882'de filistin'deki 2. yerleşimlerini kurduklarında filistin'de yaşayan yahudi nüfus 45.000 olmuştu, bunların çoğu da rusya'dan göçen yahudilerdi.
bu yahudilere tam 30.000 dönüm toprak satıldı.(30 kilometre kare)

yahudiler bu toprakları yahudi kimlikleri ile değil, alman, ingiliz, avusturya macaristan vatandaşı kimlikleri ile aldılar.
tıpkı kuzey ırak ve güneydoğu anadolu bölgesinde bugün yaptıkları gibi Yahudiler satın aldıkları toprakları kendi adamları olan yerli halktan kimselerin üzerine tapu çıkararak alıyorlardı.

yahudilere toprak satışı yasak olmasına rağmen bir şekilde toprak almaları, bu alımlarda rayiç bedelin çok üzerinde paralar ödemeleri filistinli arapları iştahlandırdı.
öyle ki araziler ederinin 2-3 misline alıcı buluyordu.

Yüksek fiyatları gören arap toprak sahipleri ve şeyhleri hızla toprak satmaya başladılar.
Arap toprak sahipler aldıkları parayı yahudilerin açtıkları bar, pavyon gibi eğlence yerlerinde yahudi kızları ile yediler.
Yahudilerin parası böylece yeniden yahudilere dönüyordu.

abdülhamit han bu geçen yıllar içinde her ne kadar yahudi yerleşimine izin vermiyor görünse de, "tavşana kaç tazıya tut" politikası izliyordu.

zaten bugünkü israil'in kemik nüfusu ve israil ordusu'nun temelini oluşturan haganah birlikleri hep abdülhamid'in döneminde yeşerdi.

1908'de abdülhamid'in son döneminde filistin'deki yahudi nüfus 100 bini aşmıştı.
1. dünya savaşı'nın neticesinde filistin'i kaybettiğimizde ise yahudiler filistin'de 480.000 dönüm (480 kilometrekare) toprağa sahipti artık...bu satın alınan toprakların çoğu da filistinli arapların üzerine kayıtlıydı...

Filistin ingilizlerin idaresine geçince Yahudilere arazi satış yasağı kaldırıldı.
Toprakların tapusunu artık kendi üzerlerine alabilirlerdi. ingilizlerin de yardımı ile yahudiler arapların üzerinde tapu kaydı bulunan bu toprakları kendi üzerlerine geçirdiler.

Satın aldıkları toprak miktarı 1925 te 944.000 dönüme, 1927 de 1.124.000 dönüme ve 1930 da 1.700.000 dönüme çıktı.
Toprak almaya devam ettiler..

1920-1936 yılları arasında ingilizler 290.000 yahudinin Filistine göçüne yardımcı oldular.
1932 de Hitler’in iktdara gelmesi ile göçler hızlandı.
Hitler'i iktidar yolunda finanse edenlerle yahudilere toprak satın alınması ve göç için yardım edenler aynı bankerlerdi.

1917’de Filistin’de 156.000 Yahudi, 644.000 Filistinli Arap vardı.
1922’de 185.000 Yahudi, 663.000 Arap vardı.
1931’de ise Yahudilerin sayısı 274.616, Araplarınki 750.000 idi....

filistin'de yahudiler sadece toprak satın almıyor, aynı zamanda sanayi kuruluşları, şirketler, ticarethaneler kuruyorlar, bölge ekonomisini tamamen ele geçiriyorlardı.

bütün bunları da o acıdığınız, üzüldüğünüz arapların yardımlarıyla, onları kullanarak yapıyorlardı.

araplar kolay paraya alışmıştı artık.
filistin'de kurulan yahudi banker firmalarından kolayca kredi, borç para da alıyorlardı.
e haliyle bu borçlar ödenmedikçe ellerindeki yegane servet olan topraklarını ufak ufak ipotek ederek yahudilere devrediyorlardı.

neticede 1948'de gelinen noktada israil'in kuruluşu tamamen arapların bilinçsizliği, para sevdasının ürünüdür.

bugün yukarıda kahramanlık methiyeleri düzdüğünüz bakkalın bir servet karşılığı dükkanını satmıyor olması filistin için de israil için de sembolik de olsa bir anlam içermemektedir artık.
iş işten çoktan geçmiştir.
Ya kendisi yada sevdikleri öldürülecek olan filistinli.

Birileri sana sahip olduğun şeyi satın almak için ederinden kat kat fazla teklif ediyorsa sadece bu pislik için bile sat çünkü işin içinde iş var. 24 Milyom dolar bence abartı bir israilli bir filistinliye herhangi bir şeyi satması için kat be kat fazla teklif edecek ve hayır cevabını saygıyla karşılayacak öyle mi? hiç sanmıyorum.

Uzaktan tanıdığımız gitti kafkasya da bir yere bir işyeri açtı. işler güzel gitti iyi kazandı. Tabi hemen adama iş yerini bize devret diye teklif geldi. Bu kadar uçuk rakam olmasada ederinden fazlaydı. Adam reddetti. Adamın iş yerinde çalışan 4 kişiyi öldürdüler ertesi gün. Adam pılını pırtısını topladı para falan almadan türkiye ye döndü.
filistinlilerin yahudilere toprak sattığına dair somut belge isteyen arap sevici için bir de somut belge göstereyim.

belge: Başbakanlık Osmanlı Arşivi, Y.PRK.AZJ. 27/39

içerik;

15 Ağustos 1893′de üç Filistinli yöneticinin gönderdiği bir rapor, Filistin’de yaşananları, ihanet ve gafletleri bir bir ortaya koyuyordu.
Raporu, Akkâ’nın eski Umumî Müdürü Nabluslu Muhammed Tevfik, Bihke’nin eski Reji Müdürü Muhammed Said ve Bihke’ye bağlı Bihar Nahiye Müdürü Beyrutlu Suphi Efendiler hazırlamışlardı.
Bu iki sayfalık önemli raporu sadeleştirerek ve kısaltarak Filistin’i kimlerin sattığını merak edenlerin dikkatlerine sunuyorum.

“Romanya ve Rusya göçmeni Yahudilerin Osmanlı ülkesinde, özellikle Filistin’de iskanları, Filistin’e girmeleri ve burada arazi satın almalarının padişahın yüce emri ile yasaklandığı herkesçe bilindiği halde, bazıları özel çıkar ve menfaatleri, bazıları da bozguncu, zararlı fikir ve düşüncelerinin etkisiyle bu emre uymamışlardır.

1890 senesinde Yafa ve Hayfa kasabalarında Baron Hirsch’in adamları Mösyö Henger ve Mayer Zelyan aracılığı ile Yahudiler için toprak satın alınmış, Rus tebaası 140 aile Hayfa havalisine yerleştirilmişti.
Bu işte onlara Akka Mutasarrıfı Sadık Paşa, eski Hayfa Kaymakamı Mustafa Efendi Kanevetti, yeni Hayfa Kaymakamı Ahmed Şükrü, Akka Müftüsü Ali, Hayfa Belediye Reisi Mustafa ve Hayfa idare Meclisi Azasından Necip Efendi aracılık yapmışlardı.
Bu ekip, düzenledikleri sahte mukavele ve belgelerle eski Adana Mutasarrıfı Şakir Paşa ve Cebel’i Lübnan ahalisinden Selim ve Nasrullahi’l-Havari’nin vaktiyle 800 liraya aldıkları Hayfa yakınlarındaki mülkleri; Hazire, Dordore ve Nefbate çiftliklerini 18.000 liraya satmış, ayrıca kendileri de 2.000 lira aracılık parası almışlardı.

Bu satış sonrası bir gece içinde Hayfa Polis Memuru Aziz ve Zabıta Memuru Yüzbaşı Ali Ağaların marifetiyle Rus göçmeni 140 aile Hayfa sahillerindeki bu araziye yerleştirilmişlerdi.

Padişahın emri nedeniyle arazi satışının yasak olduğunu çok iyi bilen Hayfa Belediye Başkanı Mustafa Efendi, selahiyetini kullanarak sahte ve kadim tarihli bir ruhsatname ile burada 140 haneli yeni bir Yahudi köyü kurmuş, onlardan bir de vergi alarak yıllardır Osmanlı vatandaşı olduklarını belgelemeye çalışmıştır.

Bununla da yetinmeyen Mustafa Efendi güya bunların yıllarca Safed ve Taberiyye kazaları arasında bulunan “Mizrate’l-Hafize” köyünde asırlardır yaşadıklarını, ama nüfuslarının unutularak kaydedilmediklerini ileri sürerek onları Osmanlı nüfusuna kaydetmiş, 140 fakir Yahudi ailesinin altısından, birer mecidiye, toplam altı mecidiye, “nüfusa geç kaydolma” cezası almıştı.

Böylece, bir gecede 140 Yahudi aileye Osmanlı vatandaşı olarak fakirlik ilmuhaberi verilip, birçok devlet hizmetinden bedava yararlanmaları sağlanmıştı.”

Şikâyetçilere göre Hayfa ve Akka’da bu yolla, Yahudilerin iskânı sürekli hale ettirilmiştir.
Bundan başka, Baron Bilavaroş’un vefatıyla sahipsiz kalan Zemarin köyüne Yahudi koloniciler el koymuş, Baron Roşeyle yönetimindeki 700 hane Yahudi bu köye yerleştirilmişti.
Daha sonra da her ne yapılmışsa yapılmış bu arazi Yahudilere Padişahın emrine aykırı olarak satılmıştı.

Bu köyün çevresindeki Eşfiya, Emma’l-Altun ve Emma’l-Cemal adlı üç köy de bu arazinin içinde gösterilmiştir. 2-3 bin kuruş kıymetinde harap bir arazi, Akka Mutasarrıfı Sadık Paşa tarafından 2.000 liraya Yahudilere satılmıştır.

Hayfa ve Yafa arasında bulunan Hazine-i Hassa ile bitişik, dönümü bir kuruştan alınan Haşmezrezzake adlı 30 dönüm arazi, 30 bin liraya Yahudilere satılmıştı.
Yine dönümü 3 kuruşa alınan beşbin dönümlük arazi de 15.000 liraya Yahudilere satılmıştı. Bu, şebekenin faaliyetlerini bütün bütün ortaya çıkarmıştı.

Yahudîlerin maddî fedakarlıkları sonucu onlarla iyi geçinen yerel yöneticiler genelde onlara itibar etmiş, Müslümanlara fazla yakınlık göstermemişlerdir.
Bunlardan biri olan Maykeri Nahiyesi Müdürü Çerkes Ali Ağa, Yahudilerin kalp akça bastıkları ihbarı üzerine, Yahudi köylerine gidip soruşturma yapmak isteyince tahkir ve saldırıya uğramış, daha sonra da onların girişimleriyle azledilmişti. Onun gönderilmesinden cesaret alan Yahudîler, bir takım silah ve mühimmat depolamaya, gizli eğitim kurumları açmaya ve kendilerini engelleyebilecek kişileri hapis ve işkence ile yıldırmaya başlamışlardı.

--------------------------
bu filistin'de yahudilere nasıl toprak satıldığının ufak bir örneği.
geneli filistinli-arap olan yerel idarecilerin, yahudilere toprak satışı padişahın emri ile yasak olmasına rağmen nasıl rüşvet ve yolsuzluk çarkına girip filistin'i sattıklarının türk devleti'nin arşivlerinde kayıtlı olan belgesidir.
Yakinda cesedi bir çöp konteyner inde bulunacak filistinlidir. O satmazsa eşi çocukları falan silke silke satarlar nasılsa.

Büyük israil in önünde duramazsin lan bakkal parçası.
bakkalın getirisiyle iyi geçiniyor olabilir. çoluğu çocuğu satar ilerde, hem daha da değerlenir
Aferin ona... Gerçekten değer verdiği için bu tutumu gösteriyorsa.

Ülkemizdeki sikik sözde muhafazakâr kitle boş hamaset gösterip yahudilere arazi satanların peşinde koşarken buradan pay kapmaya sikik ideolojisine propoganda sahası yaratmaya çalışmış ve yine hakaret ederek sözde kutsal özde kapital davasını savunmuş.

Filistine kafam girsin bu arada!

Şalom aleyke!
DEDELERI SATACAGINI SATMIS, BU BAKAL SATSA NE SATMASA NE.
Adı üstünde filistinlidir. Türk olsa, o paraya sülalesini bile satardı.
çünkü bugün 24 veren yarın 34 de verir diye düşünmüştür.
Adamlığın vücut bulmuş halidir.itrail yıllardır bu gücü yenemiyor , yenemeyecekte ...onların anlamadıkları birşey var.imanı yenemezsin!!!
Abi işte zeka bunu gerektirir.. Ya sen 24 milyon dolarla ki bu yaklaşık 80 milyon lira şuan,zor durumdaki filistinli kardeşlerine müthiş yardımlar yapabilirdin, emin ol senin bakklındaki pisküitten daha işlevsel olurdu. Bizimkiler de hala filistine yardım, çok sıkıntıdalar diye ağlaşsın.
aptaldır. o paraya satsa 7 sülalesiyle isviçreye amerikaya veyahut başka bi ülkeye göç etse düzenini kurar üstüne o parayı bankaya yatırır hiçbirşey yapmasa bile aylık faiziyle bile 7 sülalesine bakar o bataklıktan kurtulur.
israil vatandaşlığı +24 milyon dolar + holosko ile dükkanın yanından geçmemeye bile yemin etmesi gerekirken yaptığı hareketlere bak. iki gün sonra kör bir kurşuna gider ne olduğunu anlamaz. parayı alıp tatlı tatlı çözmek var iken...

dipnot: mevzu islam yada vatanseverlik değil, satan dedesi satmış zaten son halifeleri. filistin ne lan ahahahah
bu dünyada her şey paradır açısıyla bakarsanız adamın yaptığı hareket tabii mantıksız gelir. herkes g*tünden element uydurmasın.
Gerçek değil gibi geldi bana. Sanki halk kahramanı hikayesi olarak uydurulmuş gibi. Çünkü şöyle bir şey var israil en ufak pankart açana ateş açıyor. O dükkanı istese ve adam vermese adamın tüm sülalesini idam ederler öyle büyük bi bela bu bi israil. Yani tüm bu ihtimallere rağmen bırakın adamın 24 milyonu gerçi çevrimesini israilin para teklif ettiğini bile sanmıyorum. Tabi eğer bunu israil değil de israilli bir iş adamı falan teklif ettiyse durum farklı.
gerçekse banyosunda ölü bulunacak bakkaldır.
Davası uğruna her şeyden vazgeçen bir narodnik olsa överdiniz ama.
Binyılın gördüğü en büyük salaktur.
O parayla market zinciri açardın kardeş. Ne bu şimdi?