bugün

Pendikspor’ u tarihi boyunca yenememiş olanların hatırladığı maç.
kocaelispor'un ali samiyen'de şov yapıp 5-2 kazandığı maç. evet.
26 Ağustos 1990 Fenerbahçe aydınspor maçını asla geçemeyecek maç.
büyük takım farkıdır, böyle yenilgilerden dönen ve şampiyonluklar yaşayan takım büyük takımdır. cimboma 5 atan Kocaeli nerde fenere 6 atan aydın nerede hatta real madridi yıllarca yenen teneriffe nerede 18 yıl real madride galibiyet göstermeyen deportivo nerede.
Yamulmuyorsam Taner gülleri 4 gol atmıştı bu maçta, diğer golü de eski Fenerli Murat hacıoğlu atmıştı. Lise 2 ye gidiyordum sağlam taşak geçmiştim Galatasaraylı arklarla.
18 temmuz 1997 beşiktaş galatasaray maçının yanında önem ifade etmeyen maçtır. kendi sahanda derbide 6 tane yemek mi ? yok artık.
Galatasaray ın 5 likler hanesine yazılmış bir başka karşılaşma.
küme düşen kocaeli'nin galatasaray'ı 5lediği maç.
skorundan çok bence maçın en ilginç yanı galatasaray'ın küfreder gibi, dalga geçer gibi vergi vurgusu yapan bir pankartla sahaya çıkmasaydı.

futbol kulüpleri içerisinde türk maliyesi'nin sırtındaki en büyük kambur yapıyor bu işi düşünebiliyor musunuz?

sonuç olarak körfez galatasaray'a uzun yıllar unutumayacağı bir ders verdi.
sonuc itibari ile fenerbahce arsenal macina benzemistir. fener arsenalden bes yerken galatasay da arsenal ayarinda bir takimdan(!) bes yemistir. gayet normaldir.
skibbe'nin gidişiyle galatasaray'ın 15 haftalik bir umut kazandığı maç olmuştur. hele ki büyük kaptanın takımının başına geçmesiyle çok şık olmuştur.

son sözüm sana taner gülleri: gol atan ayakların dert görmesin!

(bkz: herkese benden çay)
mustafa denizli'nin uzanarak izlediği maçtır.

http://www.milliyet.com.t...arak%20izledim&ver=46
kocaelispor'un mükemmele yakın bir futbol oynadığı karşılaşmadır.

özellikle defans oyuncularını, kılıçarslan'ı ve tabii ki taner'i bu kadar üst düzey ve seyir zevki yüksek maç çıkardıkları için canı gönülden kutluyorum.

teknik ekibi ve kulüp yönetimini de ayrıca takdir ediyorum. takıma sihirli değnek değmiş gibi, o ilk devrenin kocaelispor'u gitmiş yerine bambaşka bir takım gelmiş...

herşey için çok teşekkürler çocuklar! umarım alt lige düşmezsiniz, bir zamanlar çok şamar yediğimiz koca eli'ni ve güzel futbolunu çok özlemişiz...

galatasaray taraftarı bir dost...
körfezimizin sadece yapılması gerekeni yaptığı maçtır.

(bkz: biz daha ölmedik)
koca eli ağır olurmuş...

gerçekten de dün gece galatasaray kocaeli karşısında erkek (cinsi bir gönderme değildir.)
gibi bir futbol oynayamadı ve sonunda olan oldu.

kewell ve arda takımda iken, sabri'yi sol kanatta izledik, ki aslında maç eleştirisi yapmadan sadece bu bile gecenin ne kadar korkunç geçtiğini ifade edebilir.

sezon başından beri bas bas bağırdığım herşey geldi ve kayaya çarptı. özellikle aylardır altını çizdiğim galatasaray'ın defansif anlamda yerden toplara karşı zaafı, servet'in fundemental eksikliği, sabri'nin sol kanat performansı, emre güngör'ün sağ bek performansı, herkes, herşey tam bir komedi filmi gibiydi!

galatasaray defansı 40 metreye atılan yerden topları geçiriyor diyordum...
servet'in yanına futbolu bilen bir adam lazım, tek başına veya kendisi gibi futbolcularla bu işi kotaramaz diyordum... peki benim, küçük yeğenimin dahi gördüğü bu zaafları, amatör takımların dahi yapmayacağı bu hataları neden farkedemedi skibbe, neden aylardır bu sorunları çözmek için bir hamle dahi yapılmadı?

neden sabri hem de 2 as futbolcu (mevkilerinin türkiye'deki en iyi isimleri) kadrodayken sol kanatta oynatıldı. sabri 4 gol asisti yaptı maç boyunca... oysa yerinde oynadığı dakikalarda sabri takımın en verimli ismiydi. çok sayıda isabetli orta yaptı, neden bu çocuk aslanların önüne atılıyor her seferinde? neden nonda yerine haftalardır ümit düşünülmüyor?

servet ağır bir sakatlık yaşadı herşeyden kötüsü, son yenilen iki gol servet'in yokluğundan (takım 10 kişi kaldı) yenilmiş, eksik defans ve kötü takım savunması ile birleşen moral bozukluğunun etkileri.

maçın kırılma noktaları şunlardı;
sabri'nin sol kanatta üst üste yaptığı hatalar sonucu takım motivasyonunun düşmesi ve önemli pozisyonlar verilmesi;

servet'in salakça kullandığı tacı sabri ve mehmet topal'ın seyretmesi, akabinde bütün defansın murat hacıoğlu'nu seyretmesi;

barış'ın kendisini olmadığı bir yerde görmesi ve lakayt bir tavırla varyete denemesi sonucu yenilen gol;

baroş'un mükemmel bir şekilde önüne aldığı topu gol ile neticelendirememesi ve akabinde penaltı kaçırması;

ve servet'in sakatlığı...

neticede skibbe gitti... gitmeli miydi? bence bu karar alınmakta çok geç kalındı ve galatasaray tarihinin belki de en iyi kadrosuna yazık edildi. belki de bükreş maçının ardından alınması gereken bir karardı.
en komiği de bu olmalı:

http://fanatik.ekolay.net...'_3_HDetail_32_126402.htm
(bkz: msn deki hehe smileyi)
3-5-2'yi oturtma sevdasına verilmiş maçtır. defansında hızlı adam yokken sırf bunu da oynayalım diye oyn arsan olacağı bu. ki kanatların defans yapması gerekir kewell'da bu özellik hele şu sakat haliyle maalesef yok zaten olsaydı bizde ne arayacaktı.

neyse olan oldu. bu olanlar hep gerets'in ahı. şu takımı vereceklerdi adam şimdi bambaşka olurdu ama inat işte. skibbe arkasında duruldukça alman cengaverliği ile farklı şeyler deniyor. ama bu takım deneme zamanını geçti onları ilk aylarda yapsa kimse gık demezdi ama sezon ortasında zorunlu olmadıkça sisten değişikliği kasar be aslanım.

ha aynı sezon içinde lig takımlarından herhangi birinden 5 tane yiyenler de gelip ahkam kesiyor ya işte ben ona yanarım. (bkz: tencere dibin kara seninki benden kara)
şu hafta itibariyle sadece sivasspor'lu arkadaşlar konuşsun bence!
kocaelispor un mükemmel futbol oynayarak kazandığı maçtır. sahada bir zlatan vardı umarım sinyor terim de görmüştür bunu. ama sanmıyorum, o sabri ve emre ile yoluna devam eder.
Kocaeli kalmasın
nezaman kalkar
otur 5 dakikaya kalmaz kalkar.
hakkında bu kadar entry girilince öldüğünü pardon iptal edildiğini sandığım maç.*
(bkz: facia)
bildiğim bi üfürükçü var kardeşler başka bi çözümü ya da açıklaması yok bunun. toplaşın gidelim.
(bkz: batsın bu dünya)
bir galatasaraylı gözüyle seyretmeye çalıştım, o an gerçekten galatasaraylıymışım gibi düşündüm, içim acıdı, bu senenin
en rezil durumu, hangi birine yansın insanlar, ligin en altındaki takımına yenildiklerine mi, 5 tane yediklerine mi, penaltıyı kaçırdıklarına mı, penaltıdan dönen topla yedikleri gole mi, hazır fener yenilmiş bunun avantajını kaçırdıklarına mı, yoksa tüm bunları ali sami yende yaşadıklarına mı?
bir fenerbağçeli olarak ben bile üzüldüm.
varın anlayın gari *
izlemez olaydim dedigim mac. skibbe evet istifa lan ciddiyim istifa et kardesim olmuyor seninle. ya türk futboluna alman teknik direktörler yakismiyor kardesim, koycaksin bastan iki güzel forvet baros ve ümit'i filan kocaeli gibi bir takimdan, sondan ikinci olan bir takimdan, 5 gol yemiyeceksin. sonra bu nasil bir seydir allah'im bir forvet bir penaltiyi bu kadar kötü mü atar? bir penaltiyi kacirir mi hic? hadi kacirdi diyelim direk kacirdiktan sonra gol mu yenilir kardesim? evet bu sezon basladiginda ortalara dogru dedim ne iyi takimiz lan bu sene yakip yikacagiz ortaligi, artik o düsüncemden hic bir sey kalmadi resmen öldürdüler düsünemiyorum artik. kadromuzu cok iyi buluyordum galatasaray ruhunu yasamayan bir kadrodan ne beklenir ki? özledim yenilince bile suratlarina bakipta en az benim kadar üzülen oyunculari özledim, hasan sas'in yenilince suratindaki üzüntüyü özledim bakinca hadi üzülme ya demek isterim.

galatasaray eski ruhunu özlüyoruz. geri dön!
eğer bu maçta galatasaray'ın rakibi bordeaux olsaydı; muhtemelen 15-16 tane yerdik biz. bu nasıl sikimsonik bi defans, bu ne dingil bir formasyon, bu ne yaman ruhsuzluk anlayamadım... hadi skibbe hatalı onbir çıkardı sahaya, yanlış dizilimle oynattı oyuncuları; ulan rakip kocaelispor be. yenilmenin de bi adabı var, kendi sahanda beş tane yiyorsun lan... ondan sonra sabri kadro dışı, karan yolcu, skibbe istifa...

kalanlara ne demeli?