George Orwell - 1984
sözlük yazarlarının çoğunun portakalda vitamin olduğu yıldır.
çin hükumeti tarafından internette araştırılması hayvan çiftliği ile birlikte yasaklanan kitap.

https://www.posta.com.tr/...harfini-yasakladi-1388098

neden acaba...

(bkz: sosyal kredi sistemi)
Yaşadığımız bazı olayların bu kitapla bağlantısı olduğunu her fark edişimde hala ürperiyorum. Ya evde yoksan?!!
Askeriyede bu kitqbi okuyup bitirdim. Askerlik gibi bir ortamda bu kitabi okumak kitabi daha da hissetmemi sagladi. Askerlik bittiginde de kitabi askeriyenin kitapligina bırakmis olmam cabasi sanirim. Umarim okuyan askerler kafalarinda birkac aydinlanma yasarlar.
Gerizekalı teyze oğlumun doğduğu yıl.
geleceğe ilişkin bir kâbus senaryosudur. Bireyselliğin yok edildiği, zihnin kontrol altına alındığı, insanların makineleşmiş kitlelere dönüştürüldüğü totaliter bir dünya düzeni kâbusu.
görsel
bilim kurgunun kutsal kitabıdır.
Yazıldığı tarihte geleceğe öykünmüş bilim kurgu romanıdır.
Sovyetler'i sevmeyen Orwell bunu kendi ülkesi üzerinden anlatmıştır.
benim gözümde yazılan en iyi distopyalardan birisidir. Okurken sıkmayan, içine çeken bir hikayesi de vardır.

Kitap kısaca olsa nasıl olurdu denilen bombok bir dünyanın efkar-i tasviridir.
1984 yılında sinemaya uyarlanan distopik roman.
Okuduğum açık ara en kötü kitap. Bunu övenlerin genelde sosyalist tipler olması ayrı komedi açık ve net.
Izlemenizi kessinlikle önermem. Hani kitapla film arasında cok fazla fark vardir ya heh o fark burada çığa dönüşmüş. Ben böyle kitaptan uyarlama rezil bir film gormedim. Tabii merak ediyorsanız izleyin.
kardeşim olacak miras ortağının dünyaya gediği sene...
Okuyalı 6 7 sene oluyor. Okunması gereken bir kitap olsa da biraz fazla abartıldığı kanaatindeyim. Konusu zaten klişe -e bir zahmet olsun-, tahmin edilebilir ilerliyor buna ilaveten. Fakat Orwell'in okuduğum diğer kitaplarında olduğu gibi o satırlardaki betimlemeler zihninizde birer fotoğrafa dönüşüyor. Bu açıdan da keyifli.
george orwell'i tanıdığım kitap. okuduktan sonra bir süre ekranlara bakamadığım kitap.
görsel
Özellikle bu bölümü AKP nin çıkarttığı sosyal medya yasasının özeti durumundadır.
AKP ye göre feto ile hiç aynı yolda yurunmemistir, dostum esat diye bir ifade kullanılmamıştir, çözüm sürecinde teroristler ile masaya oturulmamistir. Tüm bunları sosyal medyadan sansurlerseniz hiç yaşanmamış demektir.
sovyet sosyalist cumhuriyet birliğini eleştirmek için yazılmış bir kitap.
1949'da totalitarizm'e karşı yazılmış bir kitaptır ( bu yüzden sadece 3 ülke var). nazizm ve stalinizm'e karşı yazılmıştır zira bu iki ideolojide insanlar sürekli gözetim altında tutulmuş ve parti propagandası her zaman devam etmiştir. zira bu propaganda ve partinin eylemleri sayesinde savaş devam etmiş, savaş devam ettikçe yöneten sınıf her zaman yönetici, ezilen sınıf da her zaman proleter olarak kalmıştır. burada diğer önemli bir nokta ise hobbes'ın görüşünün direkt olarak bir romanda vuku bulması. sürekli savaş ve bir yerlerde bomba patlaması insanların özgürlüklerinden feragat edip güvenliklerini düşünmelerine sebep olmuştur.

kitabı uzun zaman önce okuduğum için biraz karışık olabilir bilgiler, maruz görün ama hazırlıklı değil, doğaçlama yazıyorum.

şimdi burada aynı zamanda bir psikolojik manipülasyon var. insanların evlerinde bulunan dev ekranlar, partinin hatalarını da zafer ya da başarı olarak göstermiş, kavramlar sürekli değişmiş, her yaptıkları bir başarı hikayesine dönmüştür sonuçlarına bakılmaksızın. buradan ufak bir örnek vermek istiyorum yakın tarihimizle ilgili. afrin harekatı sırasında, harekat başlayınca kazanmış, durunca kazanmış ve geri çekilince de kazanmıştık, ne tesadüf ama!

tabi manipülasyon sadece psikolojik değil, burada fiziksle bir manipülasyon da var. örneğin insanlar sabahları topluca egzersiz yapıyor ve çok uzun süreler çalışıyor taaa ki yorgunluktan ölene kadar. ekranlar da sürekli insanları izliyor ve en ufak bir mimik bile insanların hapse girmesine yol açabiliyor. bakın burada diğer bir önemli nokta ise yine hala günümüzde bulunan partiye karşı gelenleri yeniden eğitme sistemi. bunu şu an çin yapıyor ve ekstrem düşünceleri olanları başta uygurlar olmak üzere okullarda eğitiyor.

çin'in beyin yıkama okulları

insanları her zaman unutkanlıkla suçlarlar. özellikle de siyasiler ve akademisyenler yapar bunu. mesela din değil, dün dersi vermeliyiz demişti ortaylı ancak sınırsız enformasyonun olduğu bir yerde insanların bu kadar bilgiyi aklında tutması çok zor, özellikle de 84'teki gibi kayıt tutmuyorlarsa. parti geçmişe dair her şeyi değiştirip, istediğini yazdığı için ve insanlar arşiv tutamadığı için partinin söylediği her şeye inanmak zorunda kalıyorlar.

yine komunist bir ülke olan çin'den yola çıkarak 84'ü değerlendirelim. winston'ın gittiği yerlerde elektrikler yok, asansörler çalışmıyorlar, şehir iğrenç bir halde iken nasıl oluyor da parti insanları sürekli izleyecek sistemlere sahip olabiliyor? işte bu da yine çin gibi komünist ülkelerin her zaman parti ideolojisine önem verdiğini, insanları önemsemediğini öne sürüyor. teknik gelişmişlik evet var, ancak insani gelişmişlik ne yazık ki henüz zühur etmemiş.

hiç karanlık olmayan yerde o'brien ile buluşma fikri. bu herhalde beklediğim en son şeydi. hiç karanlık olmayan yerin bir hapis olması. ben bunu aydınlık olarak, rasyonelizm ve entelektüelism olarak düşünmüştüm oysa hiç ışığın sönmediği yer bir hapishane çıktı. işin kötü tarafı da bu şunu düşünmemi sağlıyor. aydınlık bir geleceği düşleyen rasyonel insanlar hapislerde çürüyor ve onlara istedikleri düşünsel aydınlık elektrik yoluyla veriliyor. insanların aydınları hapse atmasının tek bir gerekçesi var benim nezdimde: kötü olmaları. çünkü sadece kötüler aydınlıktan korkar.
Geleceği anlatan ve yavaş yavaş dünyanın gittiği iğrenç sondur. Yaşadığınıza şükredin yeter standartı.
Hayal kırıklığı ile biten romandır. Benim gibi sistemi bozuk bulan birinin en azından romanlarda bir şeyler değiştiğini görmek istiyor olması doğaldır. Dünya işleyişini çok güzel özetliyor.
milli piyango yılbaşı özel çekilişinde büyük ikramiyenin 100 milyon lira olduğu yıl.
kitapta devrim öncesi ve devrim sonrası diye iki dönem vardır. devrim öncesinde herkes çok fakir, mutsuz falanmış ama büyük biraderin devrimiyle herkes mutlu, zengin falan olmuş. ayrıca tarihi olaylar propaganda yoluyla halka yanlış ve yalan bir şekilde anlatılır. haber olarak ise ülkenin her daim ileri gittiği, girilen her savaşın kazanıldığı, düşman ülkelerin kendilerinden çok korktuğu falan anlatılır.
(bkz: nineteen eighty four#44220706)