bugün

atatürkçü deniz gezmiş

babasına yazdığı son mektupta bile ona "kendisini kemalist düşünceyle yetiştirdiği için teşekkür eden" bir insan için bu konunun tartışılmasına gerek dahi yoktur. o, bir kemalist olarak ölmüştür. zira ölümden öte yol yoktur. yargılandığı davada mahkemeye sunduğu savunmada bile kemalistlik vurgusu ve atatürk'ün izinden gittiğini söylemesi bu konuyu tartışılmaya yer bırakmaz boyuta getirir.

tabi günümüzün kamyon devirmekten başka bir halta yaramayan, kılavuzu ufuk uras murat belge gibi kargalar olan kolpa devrimcilerle, deniz gezmiş gibi ulusal devrimcilerilerin sosyalizme bakış açılarındaki çukurla- dağ kadar olan farkı anlamak için türkiye'de sosyalizmin 60'lardaki gelişim sürecini, kadro hareketini, doğan avcıoğluönderliğinde çıkan yön dergisini, devrimci-milliyetçilik konularını iyi bilmek, anlamak gerekir. yoksa emperyalist çıkarların küçük oyuncağı olduklarının farkında olmatan, ulusal her değeri düşman gören saros soslu soyalistlerle, deniz gezmiş'i aynı kategoriye koymak ikl başta deniz gezmiş'e hakaretttir.

sağ veya sol fraksiyonlardan birini savunun, deniz gezmiş'ten ister nefret edin, ister sevin, eylemlerinin doğruluğu tartışılır ona da tamam ama günümüzle kıyaslandığında şüphe götürmez bir gerçek var ki "bu adam" saygı duyulması gereken bir insandır. çünkü "bu adam" , emperyalizme savaşmayı kaldırım taşlarını kaldırıp esnafın camlarını kırmak sanan , kendi halkına saldırıp, havai fişekle polis helikopteri düşürebileciğine inanan günümüz ebleh sosyalistlerinden çok farklı bir "adam"dı. bu dönemde aynı görüşlerle yaşamış olsaydı bu gereksiz kesim tarafından ya sosyal faşist diye dışlanacaktı ya da ergenekon'un bilmem kaçıncı dalgasında gözaltına alınarak yargılanacaktı.

deniz gezmiş bu ülkeyi ve halkını gerçekten çok sevmişti. onu bu kadar kolay harcayarak sosyalizmi türk düşmanlığı yapmak sanan "adam olmayan" birkaç çapulcunun aşına ekmek olarak doğramayın, gözünüzü seveyim.