bugün

ülkücülük

--alinti--
"... "Hücremize" başkaları da konuldu. Her fraksiyondan solcular... Bir ara 13 kişi olduk. Aralarında sert tartışmalar yapıyorlardı. Birbirlerini "goşist, pasifist" diye suçluyorlardı. Bir gün birisi bana döndü ve dedi ki: "içimizde tek ülkücü sizsiniz. Ülkücülük nedir, anlatır mısınız ?" Vakit çoktu... Saatlerce anlattım. Sözümü kesmeden dinlediler. "Bu kadar" deyince birisi dedi ki: "Hayır bu anlattıklarınız ülkücülük olamaz. Siz kendi görüşlerinizi anlatıyorsunuz. Bu görüşlere bizim itirazımız yok..." Ötekiler de benzeri sözlerle itirazlarını söylediler. Dedim ki: "Ama ben ülkücülerin eğitimcilerinin başkanıyım. Size anlattıklarımı onlara da anlatıyorum."

O işler yüzünden 12 Eylül 1980 öncesinde 5 bini aşan insanımız ölmüştü. Müsteşarlığını yaptığım benim değerli bakanım Gün Sazak da dahil olmak üzere. Bir kısmı sağdan, bir kısmı soldan, hepsi bizim halkımızdan...

12 Eylül 1980 öncesindeki olayları sadece sağcılığa, solculuğa bağlamak yanlıştır. Hele sadece "ülkücüler" yaptı demek ise akılla, bilimle, bilgiyle ve gerçeklerle bağdaşır bir iş değildir. Evet... Ben o zamanın ülkücü hareketinin içinden bakarak söylüyorum. Hareketi yönetenler "o işlerden" rahatsızdılar, rahatsızdık... Ülkücüleri sokaktan, kavgadan çekmek, bilime, okumaya, gelişmeye ve hareketi halkla bütünleştirecek çalışmalara yönlendirmek istiyorlardı, istiyorduk. En seçkinlerinden oluşan eğitimcilerin ana görevi buydu. Ama fırtına öyle şiddetli esiyordu ki... Ne yapılabilirse o yapıldı. Ama olanlar oldu.

12 Eylül mü?
Allah bu millete bir daha 12 Eylül öncesini göstermesin. Ama sonrasını da..."
--alinti--

( namık kemal zeybek'in radikal'deki bir yazısından alıntıdır. )