bugün

nasıl komunist olunur başlığı ile örtüşür.
- ben bugün ormanda gargamel'i gördüm aşkım!
- şirinleri de görebildin mi peki?
- yok... onları da başka bi arkadaş gördü.
- kimmiş o arkadaş?
- oğuz. çok efendi bi çocuktur.
- kız arkadaşı var mı bu oğuz'un?
- hayır. hiç olmadı ki zaten.
- normal.
bir cami yaptırmak ya da
körü karşıda karşıya geçirmek demek
yağmurlu bir havada
şemsiyeni çok ıslanmışa vermek.

tabağında ağlayan lokmayı da yemek
şirine ve şirinlerle ilgili fantezi üretmemek
işte tüm bunları yaptın mı
o kadar iyi bir insan olabilmek demek.

ama şu da var görsen ne fark eder
bana homer simpsonı görmem yeter,
bir ömür şirinlerle mi geçer
çünkü bilirsin ki
kör karşıdan karşıya da geçer
yağmur da ıslanan ıslansın aman değil ki şeker.

dütdürüdüt *
nirvana'nın sana ulaşmasıdır. o derece.
o kadar iyi insan olduktan sonra neyleyim şirinleri melekleri görürüm...

(bkz: melekleri görecek kadar iyi insan olmak)
(bkz: iyiliğin yanlızca müslümanlık ile olduğunu sanmak)
-rahmetli çok iyi adamdı. onca yıl sonra şirin baba'yı görünce kalbi dayanmamış.
hacca giderken rüyada olabilir.
-abi bende tuhaf şeyler oldu geçen gün.
-nasıl yani ?
-şirinlerden sinirliyi gördüm sanki.
-abi ben kesin bir eksiklik vaar diyoruum anlataamıyoorum sana yahu.
-haklısın kardeşim.yardım paralarını faize yatırmamalıydık.
gargamel gibi olursanız görebilirsiniz.
şirinlerin yeni versiyonu için (bkz: eyvah laik gargamel geliyor)
'' gargamel bile şirinleri görebiliyorsa biz gargamelden daha mı kötüyüz? '' gibisinden soruları akla getirir.
cennetin 8. katına çıkmaktır. yersen.
gargamel onları nasıl görüyor hala anlamış değilim.
doğru bir söylem ise garagamelde çok iyi bir insan olmalı.*
o zaman peygamberler ve ermişlerin görmüş olması lazım.