bugün

nihayet açıklanmış kararlardır. kararın ilk 3 maddesi şöyle;

şike davasının gerekçeli kararından 1: mahkememizce yapılan yargılama ve verilen hüküm; spor kulüpleri ve yönetimleri değil, tüm spor camiasına yönelik suç işleyen sanıklar ve onlara yüklenen teşvik ve şike suçlarına yöneliktir.

şike davasının gerekçeli kararından 2: şike suçunun oluşması için, faillerin amacına ulaşmaları gerekmez. önemli olan müsabakanın sonucunu etkilemek amacıyla menfaatin sağlanması veya bu hususta anlaşmaya varılmış olmasıdır.

şike davasının gerekçeli kararından 3;telefon görüşmeleri tek başına delil olamaz ancak dosyada sadece telefon görüşmeleri bulunmamaktadır. şike ve teşvik girişimlerine ilişkin telefon görüşmeleri, buluşmalar ve para nakli sözkonusudur.

kaynak: http://www.hurriyet.com.tr/spor/futbol/21200052.asp

-2. ve 3. madde her şeyi ortaya koyuyor. diyecek laf yok.
Varsayımlara dayalı olduğundan büyük başkan'ın beraatini tasdiklemiş karar. Hesapları 2 bilirkişi 1 avukat inceledi açık bulamadı, öpücükle şikiştiysek başka. *

edit:

elinizi vicdanınıza koyup yorum yapın. kasımpaşa kalecisi daha 2 ay önce bu kararda kendisine şikeye karışmış diyen mahkemece beraat ettirilmedi mi? umut fakirin ekmeği anasını satayım.
Şike davasının gerekçeli kararından 5;

Bir kısım sanığın savunmaları, spor kulübünün temsil ettiği büyük toplumsal kitlenin desteğini almaya ve tümüyle kendilerini suçtan kurtarmaya dönük çaba olarak değerlendirilmiştir.

aziz yıldırım'a fener taraftarının arkasına saklandın ama sobe demiş mahkeme.
word dosyası ile 565 sayfalık mahkeme kararıdır. ciltlettirilip her fenerlinin kütüphanesine koyması gereken kararlardır. hayırlı olsun.
götümüzle güldüğümüz, hiç bir boka yaramayan kararlardır. tescilli şikeciler falan filan deyip orgazm olmanızdan başka bir işe yaramıyor işte bebişler.
şikenin sahaya da yansıdığını göstermiş gerekçeli karara göre, fener şu andaki yönetmeliklerle bile küme düşürülmesi gereken bir takımdır.

ancak transfer şikesi yapan takımın başkanı şu anda federasyon başkanı olduğundan...

vicdanı rahat olanı eşşekler bippppppppppppppppppppppp...
sonunda aziz yıldırım ve çetesinin türk futbolunun içinden defolup gideceğini gösteren karardır.

istediğiniz yerinizle gülün, sonun da tescillendi şikeciliğiniz.
http://dosyalar.hurriyet....tr/...gerekceli_karar.doc

türk futbolunun anasını s.kenlerin şikesinin tescili olan karardır..

hadi başkanın ofisine gidin omuzlara alın, adam sahtekarlık, illegalite yaptıkça buyutuluyor..
sizi bundan sonra tüpkafa da kurtaramayacak. az kaldı.

(bkz: gerçekten de sabrın sonu selametmiş)
şike tescillendi diyenlerin hukuktan anlamadığının kanıtı olan kararımsı. sadece varsayımlardan, duygusal kararlardan ve "gevşek örgüt" "oynak teşvik" gibi türkiye'nin gördüğü en büyük davaya yakışmayacak üslup kullanımı mahkemenin elinde yeterli delil olmadığını ve tribünlere oynadığını kanıtlıyor zaten. aziz başkanımızın aklandığının resmi belgesidir.
hakkındaki tüm dosyaların girdiği kurumlar şikeyi kabul ettiği halde embesil taklidi yapanların şikeci aziz yıldırım'ı savunmaya devam ederek kendilerini kepaze ettiği karardır.

bu ne kadar büyük bir omurgasızlıktır ki, kulübünün ismini beş paralık eden, şampiyonlar ligi'nden men eden, daha da men edilme riskiyle karşı karşıya bırakan şahısın arkasından gitmek, o'nu kutsal ilan etmek çok büyük bir meziyettir.

"bu bizim iç meselemiz sizene" kıvırmaları da oldu...

gece yarıları bu ülkede küme düşme maddeleri değiştirildi, bize ne diye bir şey yok yani artık...

tff'nin kurumları oyun yapıyor, savcı oyun yapıyor, mahkeme heyeti oyun yapıyor, uefa zaten oyun yapıyor, yarın öbür gün yargıtay oyun yapacak ama tek oyun yapmayan pür-ü pak aziz efendi...

sahi, ne zaman gözünüz açılacak? sahi, siz kulübünüzün belli sayıdan oluşan yönetim kurulundan ibaret olmadığını ne zaman anlayacaksınız ve itaat etmeyeceksiniz?

sahi, bunlar ne?

https://p.twimg.com/Az8Lh4fCQAAUDtu.jpg:large
mahkemenin şike suçundan ceza verdiği aziz başkanın, gerekçeler açıklanınca aklandığının anlaşılması gereken belgelerdir.

aziz temiz lan. atatürk'ü de ben öldürdüm!
hala aziz yıldırım aklandı diyen mallar var. türkçeniz kıt değilse açın okuyun 682 sayfayı neler yazıyor. işte size karardan ispat. aşağıdaki ispatın üzerine hala şike ve teşvik yok diyenler varsa türkçe okuduğunu anlama ile ilgili ciddi sıkıntıları var demektir;

21.02.2011 günü saat:21.54;de (maç sonrası) AZiZ Yıldırım'ın, ilhan Yüksel Ekşioğlu'nu aradığı görüşme(tape:1444);

AZiZ:Bunlar söylememişler mi bir şey o Semih öyle söyledi,Semih bana söyledi şimdi sen söylemişsin ona bir şey bir şey söylememişler diye, ilhan: Bizimki aradı başkanım,bu şey onun var ya orada işçileri bir tane bir iki tane ,dedi ki yalnız tarladaki işçilerin dedi eğer bir şey yaptıysanız bir ekim yaptıysanız dedi hiçbir şeyden haberi yok dedi bak ben söyleyeyim size dedi,dedim şimdi o da şeyde bugün gelecekti yanıma da yarın sabah bir gel bir bakarız dedim, Aziz: Öğren bir bakayım da çok kötü oynadılar ya, Ömer Aysan o Diksın tamam mı o Kahe, ilhan:Sanki atılmak için oynadılar birde, Aziz: O Kahe bilhassa kendini attırmak için, Hikmet hoca da iyi bir maç Makakula'yı alıyor ha s.r lan, ilhan: Bir şey var başkanım bunda normal değil yani, ne zaman böyle dikim yapsak olmuyor;ben yarın bunu bir tam öğreneceğim başkanım söyleyeceğim, Aziz: Bunlarla Beşiktaş maçlarını şey yapmaları lazım yani konuşmamız lazım, ilhan:Yarın çağıracağım onu diyorum ofiste bir konuşacağım ben,;hatta yanımdan da bir şey yaptıracağım, Aziz: gel bir 15-20 dakika konuşalım ...,
Sanık ilhan Ekşioğlu kendi savunmalarında da belirttiği üzere tarım değil inşaat sektöründe faaliyet yürütmektedir. Oysa görüşmede ;tarladaki işçilerden;, üstelik ŞUBAT ayında ekim yapıldığından söz edilmektedir. Söz konusu konuşmaların bir tarımsal faaliyete ilişkin olmadığı ortadadır. Nitekim sanık Aziz Yıldırım;ın sonraki cümlede ;Öğren bir bakayım da çok kötü oynadılar ya,; Ömer Aysan o Diksın tamam mı o Kahe; sözleri, tarladaki işçilerin, boş zamanlarında tarım işçiliği yapmıyor iseler Manisasporlu futbolcular olduğunu göstermektedir. Sanık ilhan ise, bu defa ekim değil ;dikimden; söz etmektedir. Yapılanın;ekim mi yoksa dikim mi; olduğuna bir türlü karar veremeyen sanık ilhan ;ne zaman böyle dikim yapsak olmuyor; diyerek, Trabzonspor;un Manisaspor;u 2-1 yenmesi nedeniyle, yapılan teşvik girişiminin sonuç vermediğini sanık Aziz;e iletmektedir.

dipnot: hiçbirşey olmamış gibi davranan sözde istifacı aykut kocaman, şike varsa bir daha yorum yapmam dediği halde bugün bile tvde olan rıdvan dilmen, ne mahkeme kararı ile ilgili ne de gerekçeli kararla ilgili bir açıklama yapmayıp 3 maymunu oynayan federasyon başkanı yıldırım demirören, körler sağırlar birbirini ağırlar adlı tiyatroyu oynayan bu güzide insanlar vicdanlarınızı nereye koydunuz?
--spoiler--
Aziz Yıldırım liderliğindeki suç örgütünün Fenerbahçe futbol takımının Süper Toto Süper Lig 2010-2011 sezonunda şampiyon olabilmesi amacıyla futbol müsabakalarının sonuçlarını Fenerbahçe lehine sonlandırabilmek amacıyla teşvik ve şike faaliyetleri içerisinde bulundukları,

Süper Lig 2010-2011 sezonunun 22. haftasına gelindiğinde; Trabzonspor’un 47 puanla lig birincisi olduğu, Fenerbahçe’nin 45 puanla ve averaj üstünlüğü ile lig ikincisi olduğu ve Bursaspor’un da 45 puanla lig üçüncüsü olduğu,
Fenerbahçe'nin liderliğe yükselebilmesi için, Trabzonspor’un 21.02.2011 günü oynanacak Manisaspor – Trabzonspor müsabakasında puan kaybetmesinin gerektiği, bu nedenle örgütün; müsabakanın sonucunu etkilemeye yönelik girişimlerde bulunduğu,

Bu bağlamda; Aziz Yıldırım’ın talimatıyla Fenerbahçe klubü yöneticisi Serkan Acar ile Altyapı sorumlusu Cemil Turhan’ın Manisaspor teknik direktörü Hikmet Karaman ile görüşerek şahsa Trabzonspor müsabakasının sonucunu Fenerbahçe lehine etkileyebilmek için teşvik primi vermeyi teklif ettikleri, bu amaçla maçtan 3 gün önce Manisa’ya Teknik Direktör Hikmet Karaman’ın yanına gittikleri, Hikmet Karaman’ın bu teklifi kabul ettiği, örgütün Hikmet Karaman vasıtasıyla bazı Manisasporlu futbolculara da teşvik primi vermeyi planladığı, bu görüşmede Hikmet Karaman’ın, Aziz Yıldırım’ın Manisaspor kulübü başkanı Kenan Yaralı ile de görüşmesi gerektiğini belirttiği, Aziz Yıldırım’ın da bunu kabul ederek Kenan Yaralı ile teşvik pirimi verilmesi amaçlı irtibat kurup 500.000 dolar karşılığında anlaşma yaptığı, anlaşma uyarınca bu meblağın 10.02.2011 günü Kenan Şehirli isimli üçüncü şahıs tarafından banka yoluyla Kenan Yaralı’ya gönderildiği
--spoiler--
--spoiler--
4-) 07.03.2011 GÜNÜ ANKARA’DA OYNANAN GENÇLERBiRLiĞi – FENERBAHÇE FUTBOL MÜSABAKASINDA ŞiKE YAPILMASI

07.03.2011 günü Ankara’da oynanan Gençlerbirliği - Fenerbahçe futbol müsabakası öncesi örgüt lideri Aziz Yıldırım’ın, bir yandan Fenerbahçe yöneticisi ilhan Yüksel Ekşioğlu’na, bir yandan da menajer Mehmet Şen’e Fenerbahçe’nin Gençlerbirliği ile yapacağı müsabakada Gençlerbirliği teknik heyetindeki bazı şahıslar ve bazı Gençlerbirliği futbolcuları üzerinden şike yapılması için talimat verdiği,

Bu çalışmalar kapsamında; i.Ekşioğlu’nun menajer Doğan Ercan vasıtası ile bazı Gençlerbirliği futbolcuları ile irtibata geçerek müsabakada kötü oynayıp müsabakanın Fenerbahçe lehine sonlanması, bunun karşılığında da para almaları konusunda anlaştıkları,

01.03.2011 günü Doğan Ercan ile i.Ekşioğlu’nun bahse konu olayla ilgili başbaşa konuşmak için i.Ekşioğlu’nun Kadıköy’de bulunan ofisinde buluştukları, bu buluşmada Doğan Ercan’ın, i.Ekşioğlu’na; Hurşut Meriç, Serkan Çalık, Mehmet Akgün, Murat Kalkan, Orhan Şam, Labinot Harbuzi, Aykut Demir, Michael Jedinak ve Randall Azofeifa Corrales isimli Gençlerbirliği futbolcuları ile konuşup anlaştığını aktardığı, 02.03.2011 günü i.Ekşioğlu’nun bu isimleri Aziz Yıldırım’a bildirmek üzere kendisiyle yüzyüze görüştüğü,

05.03.2011 günü i.Ekşioğlu’nun Beykoz Kandilli iskelesinde Doğan Ercan’a şike konusunda anlaşma sağlanan futbolculara ilk taksit olarak müsabakadan sonra dağıtılması için 100.000 dolar parayı teslim ettiği ve bahse konu şike parasını şahsa teslim ettiğine dair Aziz Yıldırım’a bilgi verdiği, Doğan Ercan’ın da Zafer Önder ipek ile irtibata geçtiği,
Diğer yandan yine Aziz Yıldırım’ın talimatı ile Gençlerbirliği – Fenerbahçe müsabakasında şike yapabilmek için faaliyetlerde bulunan Mehmet Şen’in; Gençlerbirliği yardımcı antrenörü Cengiz Demirel ve Gençlerbirliği klüp müdürlüğü görevini yürüten eski hakemlerden Zafer Önder ipek vasıtasıyla Gençlerbirliği kalecisi Serdar Kulbilge’ye ulaşarak şahısla bahse konu müsabakayı Fenerbahçe’nin lehine sonuçlandıracak şekilde oynaması için para karşılığı anlaştığı, ayrıca müsabakadan önce kaleci Serdar Kulbilge’ye sezon sonunda Fenerbahçe’ye transfer edileceği de vaat edilerek aynı zamanda transfer şikesi yapıldığı, Mehmet Şen’in, Aziz Yıldırım’ın talimatıyla şike faaliyetlerine devam ettiği esnada Aziz Yıldırım’ın Mehmet Şen’in yaptığı çalışmaları i.Ekşioğlu’na bildirerek birlikte hareket etmelerini istediği, Mehmet Şen’in; müsabakadan önce Gençlerbirliği takım kadrosunu i.Ekşioğlu’na bildirdiği, i.Ekşioğlu’nun da kadroyu Doğan Ercan’a bildirerek şike çalışmalarının bu şahıslar üzerinde yoğunlaştırılmasını istediği ve faaliyetlerin bu şekilde devam ettirildiği,

07.03.2011 günü saat:20.00’de Gençlerbirliği – Fenerbahçe müsabakasının başladığı, müsabakanın ilk yarı sonucunun 2-2 berabere tamamlanması üzerine i.Ekşioğlu’nun Doğan Ercan ve Mehmet Şen’i arayarak Gençlerbirliği futbolcularının beklenenden daha iyi oynadıklarını söyleyip şahısları uyardığı,

Müsabakanın Gençlerbirliği:2-Fenerbahçe:4 şeklinde sonuçlandığı, Gençlerbirliği kalecisi Serdar Kulbilge’nin müsabakada Gençlerbirliği kalecisi olarak görev yaptığı,

Müsabaka sonunda Aziz Yıldırım’ın, yapılan şikeye rağmen Gençlerbirliği futbolcularının iyi oynadığını düşünerek i.Ekşioğlu’nu azarladığı ve ilk taksit olarak futbolculara dağıtılmak üzere Doğan Ercan’a verilen 100.000 doların geri alınması talimatını verdiği, i.Ekşioğlu’nun da aynı tepkiyi Doğan Ercan’a yansıtarak şahıstan 100.000 doları geri istediği, Doğan Ercan’ın da bahse konu parayı Tuğrul Çağrı Üzer aracılığı ile i.Ekşioğlu’nun çalışanı Halil Köntek’e teslim ettiği,

Gençlerbirliği futbolcularına verilmesi için anlaşılan paranın futbolcuların müsabakadaki oyunlarından memnun kalınmadığı için verilmediği, bu hususta oluşan anlaşmazlığı çözmek ve ayrıca 20.03.2011 günü Gençlerbirliği’nin Trabzonspor ile yapacağı müsabaka ile ilgili anlaşma sağlayabilmek için Cengiz Demirel ve i.Ekşioğlu’nun 16.03.2011 günü istanbul’da buluştukları, bu buluşmada Cengiz Demirel’in Fenerbahçe müsabakası ile ilgili ödeme yapılmaması durumunu kabullendiği sadece takım kalecisi Serdar Kulbilge’ye yapılacak ödemenin miktarını arttırarak şahsa ödeme yapmak konusunda anlaştıkları, Serdar Kulbilge’nin hesabına Fenerbahçe kaleci antrenörü Murat Öztürk vasıtası ile vaat edilen paranın bir kısmının yatırılması suretiyle Serdar Kulbilge’ye şike parasının verildiği, geçen zaman içerisinde kaleci Serdar Kulbilge’ye yapılan Fenerbahçe’ye transfer edilme vaadinin ise yerine getirilmediği belirlenmiştir.
Gençler Birliği Spor Kulübü ile yapılan yazışmada 2010-2011 futbol sezonu içerisinde Serdar Kulbilge isimli futbolcunun transferi için Fenerbahçe Spor Kulübü tarafından kendilerine iletilmiş herhangi bir transfer girişiminin bulunmadığı, adı geçen futbolcuyla görüşme yapmak için Fenerbahçe SK tarafından kulüpten yazılı izin talep edilmediği ve kulüp tarafından Fenerbahçe SK bu şekilde yazılı izin verilmediği bildirilmiştir
--spoiler--
--spoiler--
20.03.2011 GÜNÜ ANKARA’DA OYNANAN GENÇLERBiRLiĞi - TRABZONSPOR MÜSABAKASINDA TEŞViK PRiMi VERiLMESi

Süper Lig 2010-2011 sezonunun 26. haftasına gelindiğinde; Fenerbahçe’nin 57 puanla ve averaj üstünlüğü ile lig birincisi olduğu, Trabzonspor’un da 57 puanla lig ikincisi olduğu,

Fenerbahçe’nin lig birinciliğini koruyarak ligin zirvesinde yalnız kalabilmesi için rakibi durumundaki Trabzonspor’un ligin 26. haftasında Gençlerbirliği ile yapacağı müsabakada puan kaybetmesinin gerektiği, bu nedenle Aziz Yıldırım liderliğindeki suç örgütünün bahse konu müsabakanın sonucunu etkilemeye yönelik girişimlerde bulunduğu,
Bu bağlamda; müsabaka öncesi Aziz Yıldırım’ın, ilhan Ekşioğlu’na; bazı Gençlerbirliği futbolcularına teşvik primi verilmesi için talimat verdiği,

ilhan Ekşioğlu’nun yürüttüğü çalışmalar kapsamında; 07.03.2011 günü oynanan Gençlerbirliği – Fenerbahçe müsabakasında da birlikte şike yaptıkları Mehmet Şen, Cengiz Demirel ve Gençlerbirliği genel müdürü Zafer Önder ipek üzerinden Gençlerbirliği futbolcuları Serdar Kulbilge ve Mahmut Boz’a ulaşarak şahıslarla Trabzonspor’a karşı iyi oynamaları, karşılığında teşvik primi verilmesi konusunda anlaştıkları,
Bu süreçte;

-14.03.2011 günü Ankara’da; Mehmet Şen, Cengiz Demirel ve Serdar Kulbilge’nin;
-16.03.2011 günü istanbul’da; Cengiz Demirel ile ilhan Ekşioğlu’nun;
-17.03.2011 günü istanbul’da; Cengiz Demirel ile Serdar Kulbilge’nin; başbaşa görüştükleri,

Bahse konu görüşmelerde; hem 20.03.2011 günü oynanacak Gençlerbirliği – Trabzon spor müsabakasına dönük teşvik primi verilmesi, hem de 07.03.2011 günü Ankara’da oynanan Gençlerbirliği – Fenerbahçe müsabakasında yapılan şike eyleminden ötürü şike parasının ödemesinde yaşanan sıkıntıların konuşulduğu, bu durumun ilhan Ekşioğlu’nun 17.03.2011 günü yaptığı bir telefon görüşmesinde Tamer Yelkovan’a hitaben sarfettiği “O dünki arkadaşlarla ilgili birisiyle konuştuk şimdi de, (Serdar Kulbilge’yi kastederek) ona bir 50 daha artıracağız ha işçiyi, o geçmiş yaptığı hakedişle ilgili” şeklindeki sözlerle şifreli olarak dile getirildiği, ayrıca müsabakadan önce Serdar Kulbilge’ye sezon sonunda Fenerbahçe’ye transfer edileceğinin vaat edildiği,

Ayrıca; Fenerbahçe profesyonel futbol takımı idari menajeri Hasan Çetinkaya’nın da müsabaka günü Ankara’da Serdar Kulbilge ve tespit edilemeyen bazı Gençlerbirliği futbolcuları ile görüştüğü,

20.03.2011 günü oynanan müsabakanın Gençlerbirliği:1 - Trabzonspor:2 şeklinde sonuçlandığı, müsabakada ilk 11’de sahaya çıkan kaleci Serdar Kulbilge’nin sakatlanarak maçtan çıkmasından sonra yedek kalecinin son dakikalarda gol yediği ve müsabakanın örgütün hedeflediği şekilde sonuçlanmadığı, bu duruma sinirlenen örgüt lideri Aziz Yıldırım’ın, ilhan Ekşioğlu’nu aradığı, ilhan Ekşioğlu’nun Aziz Yıldırım’ın azarlamasından çekinerek telefonu açmadığı, ilhan Ekşioğlu’nun bu durumu aktardığı Faruk Yaşar’ın da sinirlenip “yedekleri de mi şey yapacağız” diyerek tepki gösterdiği, bahse konu görüşmenin örgütün Gençlerbirliği kalecisi Serdar Kulbilge ile Trabzonspor karşısında iyi oynaması karşılığında teşvik primi verilmesi konusunda anlaştığını net bir şekilde gösterdiği,

Müsabaka sonrası örgütün Gençlerbirliği futbolcularına vaad ettiği teşvik priminin ödenmesinde gecikme yaşandığı, bunun üzerine Cengiz Demirel’in de ilhan Ekşioğlu’nu arayarak; futbolcuların, ödeme sürecinin uzaması ve Fenerbahçe müsabakasında da vaat edilen parayı alamamalarıyla ilgili kendi aralarında konuşmaya başladıklarını söyleyip ödemenin bir an önce yapılması gerektiği konusunda şahsı uyardığı, ilhan Ekşioğlu’nun da ödemenin Mayıs ayı sonunda yani lig bitiminde yapılacağını söyleyerek ödemeyi ertelediği, Cengiz Demirel’in de bu durumu Gençlerbirliği futbolcuları Mahmut Boz ve Serdar Kulbilge’ye haber verdiği, şahısların da teşvik primine konu parayı alabilmek için ligin bitişini beklemeye başladıkları,

Geçen zaman içerisinde Gençlerbirliği yöneticilerinin; Cengiz Demirel ve Zafer Önder ipek’in; Gençlerbirliği takımı ile ilgili bazı illegal faaliyetlerde bulunduklarından haberdar oldukları ve şahısları Gençlerbirliği kulübünden kovdukları, Serdar Kulbilge’nin Fenerbahçe’ye transfer edilme vaadinin yerine getirilmediği ve transferden vazgeçildiği

--spoiler--
oo yes, ama adam hala dısarıda.
--spoiler--
09.04.2011 GÜNÜ OYNANAN ESKiŞEHiRSPOR - FENERBAHÇE MÜSABAKASINDA ŞiKE YAPILMASI

Süper Ligin 27. hafta maçları sonunda Trabzonspor'un 63 puan ve 2 puanlık farkla Fenerbahçe'nin önünde lider durumda olduğu, Trabzon ve Fenerbahçe futbol takımlarının şampiyonluk adayı olarak yalnız kaldıkları, her iki takımın da sonraki maçlarının çok fazla önem arz ettiği, Fenerbahçe takımının puan kaybetmesi durumunda şampiyonluk şansının azalacağı biçimde ligin şekillendiği,

Bu nedenle; 28. haftada 09.04.2011 günü oynanacak Eskişehirspor-Fenerbahçe maçından önce, Aziz Yıldırım'ın talimatıyla; Eskişehirspor teknik direktörü Bülent Uygun ve Eskişehirspor futbolcularından Ümit Karan ile şike amaçlı olarak irtibata geçildiği, Bülent Uygun'un maçtan bir hafta önce Şükrü Saraçoğlu stadına gelerek Fenerbahçe maçını izlediği
Ardından verilecek şike parası için finans arayışına giren Aziz Yıldırım'ın TFF'den para almak için girişimde bulunduğu, 05.04.2011 günü TFF yöneticisi Mehmet Levent Kızıl’la görüştüğü, bu görüşmede paranın ertesi gün Fenerbahçe kulübüne verileceğinin söylendiği, bunun üzerine Aziz Yıldırım'ın kulübün mali işlerine bakan Tamer Yelkovan'ı aradığı ve "1,5 trilyonu takip et sen, oradan 200’ü ayır şeye yanlız ilhan" diyerek talimat verdiği,

Bu arada ilhan Yüksel Ekşioğlu'nun Aziz Yıldırım'dan aldığı talimat doğrultusunda Ali Kıratlı'ya talimat vererek, Eskişehir'e gidip Ümit Karan ve Bülent Uygun’la görüşmesini, maçın Fenerbahçe lehine sonuçlanması konusunda herhangi bir sorun yaşanmamasını istediği, yapacakları anlaşma karşılığında ödenecek şike parası hakkında "250 gram" (250.000 dolar olduğu değerlendirilmektedir.) şeklinde şifreli sözler kullandıkları, ilhan'ın ödenecek para konusunda herhangi bir sorun olmayacağını "Hiç gecikme bilmem ne olmayacak, anında, ikisine de aynı anda söyle" diyerek Ali Kıratlı'ya ilettiği ve Bülent Uygun ile Ümit Karan'a bu doğrultuda teminat verebileceğini aktardığı, Ali Kıratlı'nın da Ümit Karan'ın diğer oyuncularla görüştüğünü kastederek "Yani çokuz diyor herkeste bekliyor diyor aşırı şekilde diyor…ikincisi (Trabzonspor maçı için alınacak teşvik primi kastediliyor) için 300 gram alırız…mühim olan birincisi…biraz bi yükselttim o kadar ben sana sormadan..50’şer 50 şer YEŞiL ZAM YAPTIM” diyerek yapılan şike faaliyeti hakkında Ekşioğlu'na bilgi aktardığı,
TFF tarafından Fenerbahçe kulübüne alacaklarına mahsuben avans olarak 1 500 000 TL para yatırıldığı gün (06.04.2011) Aziz Yıldırım'ın Tamer Yelkovan'ı arayıp "Bir buçuk geldi mi" diye sorduğu, Tamer’in de bir sorun olmadığını belirterek "Geldi geldi başkanım,…bir de ilhan beyin emaneti vardı onu da hallediyoruz yarına” şeklinde bilgi verdiği,

Görüşmelerden bir gün sonra Ekşioğlu'nun Ali Kıratlı'yı aradığı, paranın hazır olduğunu ve göndereceğini söyleyip Eskişehir'e gitmesi için talimat verdiği, Ali Kıratlı'nın "Bize biraz şey bıraksaydın ya örtülüden yol harçlığı" diyerek Eskişehir'de yapacağı masraflar için para istediği, bu durumun da Ali Kıratlı'nın ilhan Ekşioğlu'nun talimatı ile hareket ettiğini açıkça gösterdiği,

Daha sonra ilhan Ekşioğlu'nun, çalışanı Halil Köntek aracılığıyla (200.000 dolar) şike parasını Ali Kıratlı'ya ulaştırdığı, Ali Kıratlı'nın da Mustafa Anlı ile birlikte 07.04.2011 günü Eskişehir’e gittiğii,
Aynı gün akşam Ali Kıratlı'nın kaldığı otele yakın bir kafeteryada Bülent Uygun, Ali Kıratlı, Muhammet Şenyüz ve Mustafa Anlı'nın buluştukları, bu buluşma sırasında Ali Kıratlı ve Bülent Uygun'un kafeterya dışına çıkarak bir süre başbaşa görüştükleri, daha sonra şahısların ayrıldıkları,

Ali Kıratlı'nın, Bülent Uygun'la buluşmasının ardından Ümit Karan’la telefonla görüştüğü ve buluşmak istediği ancak Ümit Karan'ın dışarıda buluşmak istemediği, evine davet ettiği, bunun üzerine Ali Kıratlı'nın Muhammet Şenyüz ve Mustafa Anlı ile birlikte otele gittiği, bir süre sonra elinde çanta ile dışarıya çıktığı ve yanında bulunan şahıslarla birlikte eğlence yerine gittikleri,

Ümit Karan'ın Ali Kıratlı'yı almak üzere şoförü Mustafa Efe’yi gönderdiği, Ali Kıratlı'nın şoförün geldiği araca bindiği ve Ümit Karan'ın evine gitmek üzere Efe ile buluşmasının ardından tekrar otele döndüğü, otelden çıktığı sırada elinde bulunan çantanın tekrar otele geldiğinde elinde bulunmadığı, Ümit Karan'ın Ali Kıratlı'yı aldırmak için Efe'yle gönderdiği aracın daha sonra Ümit Karan'ın ikametinin önünde park halinde olduğu (Ali Kıratlı'nın ilhan Ekşioğlu'ndan aldığı parayı Ümit Karan'ın evine götürerek teslim ettiği anlaşılmıştır.), bu buluşmaların yapılan fiziki takip çalışmaları ile tespit edildiği,

Ali Kıratlı'nın Eskişehirspor'lu futbolcu ve teknik adamlarla görüşmelerinin ardından 09.04.2011 günü oynanan maçın Fenerbahçe'nin 3-1 galibiyeti ile sonuçlandığı, Ümit Karan'ın maçın ikinci yarısında oyuna girdiği, maçın hemen ardından ilhan Ekşioğlu'nun Ali Kıratlı'yı aradığı "Alicim tebrikler, pazartesi sabah ofiste buluşana kadar bişey bırakma orada" şeklinde talimat verdiği, şahısların aralarında yaptıkları telefon görüşmelerinde maçın kazanılmasında rakip takım teknik direktörü Bülent Uygun'un büyük payı olduğunu kastederek "Bir de tabi şeyden de Allah razı olsun…Bülent’ten…teknik direktör…. evet gerekeni yaptı o” şeklinde konuştukları,

11.04.2011 günü i.Ekşioğlu'nun Ali Kıratlı'yı aradığı ve Bülent Uygun’u yanına getirmesini istediği, Ali Kıratlı'nın bu görüşmeyi geç saatlerde yapmak istediği, bunun üzerine i.Ekşioğlu'nun şahısları gece saatlerinde evine çağırdığı, aynı günün sabahı i. Ekşioğlu'nun, FB'nin mali işler sorumlusu Tamer Yelkovan'ı aradığı ve Tamer'in "Olmazsa ben dövizciden bi 100 bin buldurtayım olmazsa, evet, o 100 bini verelim biz haftaya, tamam 200 - 300 veririz" dediği, bu görüşmelerin ardından Bülent Uygun ve Ali Kıratlı'nın, Sivasspor Başkanı Mecnun Odyakmaz'ın ofisinde buluştukları ve birlikte i.Ekşioğlu'nun evine gittikleri, bu durumun yapılan fiziki takip çalışmaları neticesinde tespit edildiği,
Bülent Uygun ve Ali Kıratlı'nın birlikte ilhan Ekşioğlu'nun evine gittikleri sırada, bazı spor programlarında Bülent Uygun'un söz konusu maçta şike yaptığına ve bilerek yenildiğine dair konuşmaların yapıldığı, haber alması üzerine Bülent Uygun'un canlı yayına bağlandığı ve spor yorumcusu Erman Toroğlu ile tartıştığı, bu sırada ilhan Ekşioğlu'nun Ali Kıratlı'yı arayarak Bülent Uygun'un yanında olup olmadığını sorduğu ve fazla konuşmaması konusunda uyardığı, yapılan iletişim tespit çalışmalarına göre Bülent Uygun'un canlı bağlantı sırasında Ali Kıratlı'nın yanında bu görüşmeleri yaptığı, bu durumun da şike konusunda şahısların kamuoyunu yanlış yönlendirme çabası içerisinde bulunduğunu gösterdiği (Kl:28, Dizi:333-347 arası) açıkça anlaşılmıştır.
--spoiler--
(bkz: olaylar olaylar olaylar)

--spoiler--
01.05.2011 GÜNÜ iSTANBUL’DA OYNANAN FENERBAHÇE – iSTANBUL BÜYÜKŞEHiR BELEDiYESPOR MÜSABAKASINDA ŞiKE YAPILMASI

Süper Ligin 30. hafta maçları sonunda Fenerbahçe ve Trabzonspor'un 72 puanının bulunduğu,ikili averaj sistemine göre Fenerbahçe'nin lig lideri olduğu, 3.sıradaki Bursaspor’un şampiyonluk ümidinin kalmadığı, Fenerbahçe ve Trabzonspor takımlarının şampiyonluk yarışında yalnız kaldıkları, geriye kalan 4 karşılaşmada Fenerbahçe'nin puan kaybetmesi, Trabzonspor'un tüm maçlarını kazanması durumunda Trabzonspor'un şampiyon olacağı,

Bu nedenle, işi sıkı tutma düşüncesinde olan Aziz Yıldırım’ın; ligin 31. hafta maçı olan (01.05.2011 günü oynanacak) Fenerbahçe-istanbul Büyükşehir Belediye Spor maçı öncesinde 26.04.2011 günü Bülent ibrahim işçen'i, Ahmet Çelebi ile birlikte, i.B.B. maçında yapılacak şike faaliyetlerinin talimatını vermek amacıyla yanına çağırdığı, Bülent işçen ve Ahmet Çelebi'nin, Abdullah Başak ile birlikte Fenerbahçe kulübüne giderek Aziz Yıldırım ile görüştükleri, iletişim tespit çalışmalarına göre ilhan Yüksel Ekşioğlu'nun da bu görüşme sırasında şahısların yanında bulunduğu,

Ahmet Çelebi'nin, Aziz Yıldırım ile yapılan toplantının hemen ardından Yusuf Turanlı'yı aradığı ve acele olarak buluşmak istediği, aynı gün Yusuf Turanlı ve Abdullah Başak'ın Suadiye Cafe isimli işyerinde buluştukları,

Şahısların ayrılmalarının ardından Yusuf Turanlı'nın i.B.B.sporlu futbolcu iskender Alın'ı arayarak, Fenerbahçe maçı kadrosu hakkında bilgi aldığı, daha sonra yine i.B.B.Sporlu futbolcu ibrahim Akın’la irtibata geçerek buluşmak için yanına çağırdığı, aynı günün gecesinde ibrahim Akın ve Yusuf TuranIı’nn buluştukları,

Buluşmanın hemen ardından Yusuf Turanlı'nın Ahmet Çelebi'yi aradığı ve durum hakkında bilgi verdiği, ibrahim Akın'ın ise dinen saygı duyduğu bir şahsı arayarak "Hocam bir şey sormam lazım sana ya şimdi bizim hafta sonu Fener’le maçımız var ya, demişler ki ibo gol atmasın, 100 000 dolar para verelim ona diye" şike karşılığında para almasının sakıncasının olup olmadığını sorduğu, görüşme yaptığı şahsın sakınca olmadığını söylemesi üzerine ibrahim Akın'ın Yusuf Turanlı'yı arayarak teklifi kabul ettiğini söylediği, bunun üzerine Yusuf Turanlı'nın Ahmet Çelebi'ye durumu aktardığı tespit edilmiş, sonuç itibarı ile Aziz Yıldırım ve diğer şahısların Ahmet Çelebi'ye ibrahim Akın ile görüşülmesi ve şike karşılığında para teklif edilmesi yönünde talimat verdikleri, Ahmet Çelebi'nin de Yusuf Turanlı aracılığı ile bu teklifi ibrahim Akın'a ilettiği ve şike konusunda mutabakat sağladıkları anlaşılmıştır.

Bu görüşmelerden bir gün sonra ibrahim Akın'ın; Yusuf Turanlı'yı arayarak daha önce anlaştıkları 100.000 doları 100.000 euro olarak kabul edeceğini söylediği, Yusuf Turanlı'nın da Ahmet Çelebi'ye durumu aktardığı ve şahısların Ahmet Çelebi'nin işyerinde buluştukları, ardından Ahmet Çelebi'nin Bülent ibrahim işçen'i aradığı ve gelişmeler hakkında bilgi aktarmak için ertesi gün buluşmak üzere randevulaştıkları, bu gelişmelerden bir gün sonra (29.04.2011) Aziz Yıldırım'ın, şike faaliyetlerini takip eden Bülent işçen ve Ahmet Çelebi'yi kulübe çağırdığı, bu buluşma sırasında FB'nin mali işlerini takip eden Tamer Yelkovan'ın ve diğer şike faaliyetlerini takip eden ilhan Ekşioğlu ve Ali Kıratlı’nın da bulunduğu,
Ahmet Çelebi'nin Aziz Yıldırım ve diğer şahıslarla görüşmesinin hemen ardından Yusuf Turanlı'yı aradığı ve yanına çağırdığı, şahısların cafeteryada buluştukları, şahısların ayrılmasından hemen sonra Yusuf Turanlı'nın ibrahim Akın'ı aradığı ve buluşmak için randevulaştıkları, aynı gün saat:22:00 sıralarında şahısların buluştuğu,

Bu gelişmelerin yanı sıra ,Cemil Turhan'ın da i.B.B.spor'lu futbolcular iskender Alın ve Can Arat'la irtibat kurduğu, tüm bu süreci Aziz Yıldırım'ın yakından takip ettiği ve Cemil Turhan'ın koordine ettiği şike faaliyetleri hakkında Serkan Acar aracılığı ile bilgi aldığı, Cemil Turhan'ın; Can Arat ve iskender Alın ile görüştüklerini ve sorun olmadığını ilettiği, ancak Can Arat'ın yaptığı görüşmelerde duyduğu rahatsızlığı dile getirdiği, bu arada Tamer Yelkovan'ın da iskender Alın'a ulaşmaya çalıştığı,

Maçtan bir gün önce Aziz Yıldırım'ın şike faaliyetlerini takip eden ilhan Ekşioğlu ve Cemil Turhan'ı yanına çağırdığı, bu sırada ibrahim Akın'ın Yusuf Turanlı'yı arayarak şike parasının ne olduğunu sorduğu, bunun üzerine Yusuf Turanlı'nın Ahmet Çelebi ile buluşmak için randevulaştıkları ve hemen ardından ibrahim Akın'ı arayarak "Cuma günü şey yapacağız halledeceğiz" ( 06.05.2011 günü kastedilmektedir.) dediği,

Bu gelişmelerden bir gün sonra (01.05.2011) oynanan maçın Fenerbahçe'nin 2-0 galibiyeti ile sonuçlandığı, ibrahim Akın’ın karşılaşmada oynadığı, ilerleyen süreçte ibrahim Akın'ın Fahri Tatan isimli futbolcuyla görüştüğü ve Yusuf Turanlı'dan cuma günü para alacağını söylediği, daha sonra Yusuf Turanlı ile yaptığı telefon görüşmelerinde paranın gelip gelmeyeceğini sorduğu, 06.05.2011 cuma günü Ahmet Çelebi'nin Bülent işçen'i aradığı, Bülent işçen'in hallettiğini söylediği ve şahısların buluşmak üzere randevulaştıkları, bu görüşmelerinin ardından Yusuf Turanlı'nın ibrahim Akın'ı aradığı ve 100.000 euronun geldiğini belirttiği, ibrahim Akın'ın uçağa bineceğini belirterek parayı bankaya yatırmasını istediği ancak Yusuf Turanlı'nın bunu kabul etmediği, daha sonra ibrahim Akın'ın Yusuf Turanlı'dan paranın 14.000 lirasını kumar borcu için göndermesini, 16.000 lirasını almasını istediği, ilerleyen saatlerde ibrahim Akın'ın uçağı kaçırdığı ve Yusuf Turanlı'yı arayarak parayı almaya gelebileceğini aktardığı, bunun üzerine şahısların Big Chefs isimli restaurantta buluştukları, bu buluşmaya Yusuf Turanlı'nın restauranta önce geldiği ve yanında siyah renkli bir poşetle beklediği, daha sonra ibrahim Akın'ın geldiği, şahısların bir süre görüştükleri, daha sonra ayrıldıkları, Yusuf Turanlı'dan poşeti alan ibrahim Akın'ın poşetle birlikte kendi aracına binerek ayrıldığı, bu durumun yapılan fiziki takiplerde kayıt altına alındığı,

ibrahim Akın'ın Yusuf Turanlı ile buluşmasının ardından yaptığı telefon görüşmelerinde "Para da cebimde..balyalar" dediği, şahsın bu beyanlarının da Yusuf Turanlı'dan aldığı poşetin içerisinde şike parasının olduğunu doğruladığı, ayrıca Yusuf Turanlı'nın ibrahim Akın'ın Kıbrıs'ta oynadığı kumar borcunun ödenmesi için para gönderdiği yönünde görüşmeler yaptığı tespit edilmiştir.

istanbul Büyükşehir Belediye Spor Kulübü Başkanı Göksel Gömüşdağ’ın; 3106, 1520 ve 3549 kayıt sıra nolu tapelerden de açıkça anlaşılacağı üzere; Federasyon Başkanlığına adaylığı sürecinde, aynı zamanda Kulüpler Birliği Başkanlığı yapan Aziz Yıldırım’ın desteğini alabilmek için; Aziz Yıldırım liderliğinde hareket eden suç örgütü tarafından başkanlığını yaptığı futbol takımında top oynayan ibrahim Akın ve bazı futbolculara yönelik şike girişimlerine göz yumduğu, 11.05.2011 günü oynanacak kupa final maçını bahane ederek bu maça fazla asılmamaları, kendilerini kupa maçına saklamaları, sakatlanmamaları yönünde futbolcuları uyardığı, bu surette anılan şike eylemine göz yummak suretiyle destekte bulunduğu anlaşılmıştır.

Soruşturma kapsamında elde edilen tüm deliller birlikte ele alındığında; 01.05.2011 günü istanbul’da oynanan i.B.B.Spor-Fenerbahçe karşılaşmasının, Fenerbahçe'nin lehine sonuçlanması amacıyla; Aziz Yıldırım'ın, ilhan Yüksel Ekşioğlu, Bülent ibrahim işçen ve Cemil Turhan’a talimat verdiği, Bülent i.işçen'in Ahmet Çelebi'ye gerekli talimatları aktardığı, Ahmet Çelebi'nin Yusuf Turanlı aracılığı ile i.B.B.Sporda futbol oynayan ibrahim Akın'a ulaştığı, ibrahim Akın’ın 100 000 euro karşılığında şike yapmayı kabul ettiği, maçın örgüt üyesi şüphelilerin beklentilerine uygun şekilde neticelendiği, şike için Aziz Yıldırım'dan alınan 100.000 euro paranın maçtan sonra ibrahim Akın’a verildiği, diğer yandan Cemil Turhan'ın Can Arat ve iskender Alın'la şikeye yönelik irtibat kurduğu ve şike faaliyeti yürüttüğü, bu konuda Aziz Yıldırım ile irtibatı ilhan Ekşioğlu'nun sağladığı, sonuç olarak Aziz Yıldırım liderliğindeki çıkar amaçlı suç örgütünün söz konusu maçta şike faaliyeti yürüterek karşılaşmanın Fenerbahçe lehine sonuçlanmasını sağladığı, şüphelilerden Abdullah Başak, Tamer Yelkovan, Ali Kıratlı ve Serkan Acar’ın da aktif şekilde şike eyleminin içinde bulundukları, iBB Spor Kulüp başkanı Göksel Gümüşdağ’ın futbolcularına yapılan şike teklifini bilerek eyleme göz yumduğu, ayrıca maçtan önce futbolculara daha sonra oynanacak kupa final maçını bahane ederek; maça fazla asılmamaları, kart görmemeleri, sakatlık yaşamamaları yönünde talimat vererek eyleme katıldığı belirlenmiştir. (i.B.B.Sporlu futbolculardan iskender Alın ve Can Arat’a; maçtan önce şike amaçlı ulaşılmış, kendilerinden maçta kötü oynamaları ve diğer futbolcuların kötü oynamalarını, maça asılmamalarını sağlamaya yönelik faaliyet yürütmeleri istenmiş, ancak bu futbolculara “kazanç veya sair menfaatin verildiği / vaadedildiği / teklif edildiği” belirlenememiş olup 6222 sayılı yasanın 11. Maddesinin unsurları oluşmadığından bu şahıslara yönelik anılan maçtan ötürü işlem yapılmamıştır.
--spoiler--
--spoiler--
5-) 15.05.2011 GÜNÜ iSTANBUL’DA OYNANAN FENERBAHÇE – ANKARAGÜCÜ FUTBOL MÜSABAKASINDA ŞiKE YAPILMASI

15.05.2011 günü istanbul’da oynanan Fenerbahçe - M.K.E. Ankaragücü futbol müsabakası öncesi Aziz Yıldırım’ın, ilhan Yüksel Ekşioğlu’na Fenerbahçe’nin Ankaragücü ile yapacağı maçta bazı Ankaragücü futbolcuları üzerinden şike yapılması için talimat verdiği, bu çalışmalar kapsamında; ilhan Ekşioğlu’nun Cemil Turhan, Yavuz Ağırgöl ve Mehmet Yenice vasıtasıyla Yadigar Boğa isimli şahıs üzerinden bazı Ankaragücülü futbolcularla irtibata geçerek müsabakada kötü oynayarak müsabakanın Fenerbahçe lehine sonlanması, bunun karşılığında da para almaları konusunda anlaştıkları,
Bu süreçte; 22.04.2011 günü akşam saatlerinde Aziz Yıldırım’ın; i. Ekşioğlu’na Ankaragücü müsabakası ile ilgili şike çalışmalarının ne durumda olduğunu sorduğu, 23.04.2011 günü sabah saatlerinde ilhan Ekşioğlu’nun konuyla ilgili olarak Cemil Turhan ve Yavuz Ağırgöl ile yüzyüze görüştüğü ve aynı gün Mehmet Yenice’ye telefonla, konuyla ilgili çalışmalarını hızlandırması yönünde talimat verdiği, Aziz Yıldırım’a, Cemil Turhan aracılığıyla, yapılan çalışmalar hakkında bilgi verildiği, Mehmet Yenice’nin, Cemil Turhan ve Yavuz Ağırgöl ile birlikte hareket etmeye başladığı, çalışmalara bu şahıslar tarafından devam edildiği,

29.04.2011 ve 10.05.2011 tarihlerinde Mehmet Yenice ve Yavuz Ağırgöl’ün bizzat Ankara’da çalışmalarda bulunarak Ankaragücü futbolcularına ulaşabilmek için çaba sarfettikleri, Yavuz Ağırgöl’ün 29.04.2011 günü Ankara’da yaptığı faaliyetleri bildirmek üzere 02.05.2011 günü ilhan Ekşioğlu’nun ofisine giderek yüzyüze görüştüğü, şahısların Kasımpaşa kalecisi Murat Şahin aracılığıyla bir Ankaragücü futbolcusuna ulaşmayı hedefledikleri, Murat Şahin’in; ilk anda bu teklife sıcak baktığı ancak daha sonra eşinin telkinleri sonucu teklifi reddettiği,

Geçen süreç içerisinde şahısların, Yadigar Boğa üzerinden bazı Ankaragücü’lü futbolculara ulaştıkları, 13.05.2011 günü Yavuz Ağırgöl’ün; ilhan Ekşioğlu’nun talimatı ile Yadigar Boğa’nın irtibatlı olduğu futbolculara müsabaka sonrası verilmek üzere 400.000 doları aldığı, Cemil Turhan, Yavuz Ağırgöl ve Mehmet Yenice’nin; bu 400.000 dolardan 100.000’inin Cemil Turhan ve Yavuz Ağırgöl’de kalması, bundan ilhan Ekşioğlu’nun haberinin olmaması, geri kalan 300.000 doların Yadigar Boğa ile birlikte istanbul’a gelen Mehmet Yenice’ye verilerek bu şahıs tarafından müsabaka sonrası Ankara’da Yadigar Boğa ve bu şahsın irtibatlı olduğu Ankaragücü futbolcularına verilmesinin planlandığı, 300.000 doların 13.05.2011 günü Yadigar Boğa ile birlikte Ankara’dan Fenerbahçe Dereağzı tesislerine gelen Mehmet Yenice’ye, müsabaka sonrası Yadigar Boğa’ya verilmek üzere teslim edildiği,

ilhan Ekşioğlu’nun bir yandan bu şahıslar aracılığıyla bazı Ankaragücü’lü futbolcularla irtibat kurarken bir yandan da Bülent ibrahim işçen ve Abdullah Başak vasıtasıyla Yusuf Turanlı üzerinden Ankaragücü’lü futbolculara ulaşmaya çalıştığı, bu çalışmalar kapsamında; Yusuf Turanlı’nın Ankaragücü futbolcusu Turgut Doğan Şahin ile irtibat kurduğu, konuyla ilgili 09.05.2011 günü Abdullah Başak ve Yusuf Turanlı’nın öğlen saatlerinde yüzyüze görüştükleri, bu buluşmada Abdullah Başak ve Yusuf Turanlı’nın; ayrıca Ankaragücülü futbolcu Uğur Uçar’a şahsın menajeri Ümit Aydın üzerinden müsabakada şike yapılması teklifinde bulunulması konusunun da konuşulduğu, Yusuf Turanlı ile Ümit Aydın’ın; aynı gün akşam saatlerinde şike teklifi ile ilgili buluştukları, Ümit Aydın’ın; Uğur Uçar’a şike teklifi yapmayı kabul ettiği ve 10.05.2011 günü; Uğur Uçar ve beraberindeki bazı Ankaragücülü futbolculara Aziz Yıldırım liderliğindeki suç örgütünün şike teklifini ilettiği, futbolcuların bu teklifi reddettikleri, bu durumun Yusuf Turanlı tarafından Abdullah Başak’a "Abi olumsuz, korkuyorlar yok diyorlar, çok mücadele oldu ama olumsuz, öbüründe problem yok hafta sonu tamam ya, sen onu şey yap abi konuş yani… bana haber ver abi" şeklinde sözlerle iletildiği,

Ayrıca; örgüt yöneticisi M.Şekip Mosturoğlu’nun bilgisi ve talimatı ile örgüt üyesi Sami Dinç’in müsabakanın oynanacağı sabah Ankaragücü takımı kalecisi Stefan Senecky’nin menajeri Milan Lednicky isimli şahsa şike teklifinde bulunduğu ancak şahsın teklifi kabul etmediği,

15.05.2011 günü istanbul’da oynanan müsabakanın Ankaragücü:0-Fenerbahçe:6 şeklinde sonuçlandığı,
Müsabaka sonrası Aziz Yıldırım’ın, ilhan Ekşioğlu’na; Cemil Turhan, Yavuz Ağırgöl ve Mehmet Yenice kanadında yürütülen şike faaliyetlerinde aracı şahısların kendilerine anlaşıldığını söylediği futbolcuların yarısı ile anlaşıldığı bilgisinin geldiğini, Cemil Turhan ve beraberindeki şahısların ulaştığı şahıslara verilecek şike parasının yarısının verilmemesini istediği, ilhan Ekşioğlu’nun da buna istinaden 13.05.2011 günü şahıslara verilen 400.000 doların yarısının anlaşma sağlanan futbolculara verilmesini, kalan 200.000 doların kendisine iadesini istediği, 16.05.2011 günü Mehmet Yenice’nin; 300.000 doların 200.000 dolarını Ankara’da müsabaka öncesi anlaşma sağlanan futbolculara (yada aracı Yadigar Boğa’ya) verdiği ve 17.05.2011 günü elinde kalan 100.000 doları istanbul’a getirerek Yavuz Ağırgöl’e iade ettiği, şahısların birlikte ilhan Ekşioğlu’nun ofisine giderek bu parayı teslim ettikleri ancak i.Ekşioğlu’nun kalan 100.000 doları da şahıslardan ısrarla istemesi üzerine şahısların Cemil Turhan’da kalan 100.000 doların 90.000’i de 18.05.2011 günü i.Ekşioğlu’na teslim ettikleri,

Bu eylemde örgüt üyeleri arasında yaşanan güven bunalımının; örgüt üyelerinin birbirleri ile telefon iletişimi kurarken kullandıkları şifreleme sistemini terk etmelerine sebep olduğu ve bu suretle örgüt üyelerinin; yaptıkları illegal faaliyetlerin mahiyetlerini telefon iletişimleri esnasında hiç olmadığı kadar açıkça ifade ettikleri.
--spoiler--

not: yamulmuyorsam bu spoiler'da teknik takipte dolar desteleri görüntülenmiş ve "ev parası" denmişti, halbuki öyle bir ev alış satış olayı yoktu, zira ankara'ya gidiş amacı farklıydı.
--spoiler--
22.05.2011 GÜNÜ SiVAS’TA OYNANAN SiVASSPOR - FENERBAHÇE FUTBOL MÜSABAKASINDA ŞiKE YAPILMASI

Süper Lig 2010-2011 sezonunun 34. (son) haftasına gelindiğinde; Fenerbahçe’nin; 79 puan ve averaj üstünlüğü ile lig birincisi olduğu, Trabzonspor’un 79 puanla lig ikincisi olduğu, her iki takımın da ligi şampiyonlukla bitirme ihtimalinin olduğu,

Fenerbahçe’nin; lig birinciliğini koruyarak lig şampiyonluğunu kazanabilmesi için son hafta Sivasspor’a karşı oynadığı müsabakayı kazanmasının hayati önem arzettiği, bu nedenle Aziz Yıldırım liderliğindeki suç örgütünün ligin son haftasında Fenerbahçe’nin yapacağı Sivasspor müsabakasının sonucunu Fenerbahçe lehine etkilemeye yönelik şike faaliyetlerinde bulunduğu,

Bu bağlamda; 22.05.2011 günü Sivas’ta oynanacak Sivasspor – Fenerbahçe futbol müsabakası öncesi örgüt lideri Aziz Yıldırım’ın, ilhan Ekşioğlu’na; bazı Sivasspor futbolcuları üzerinden şike yapılması için talimat verdiği, kendisinin de Sivasspor kulübü başkanı ve yöneticileri ile şike amaçlı görüşerek Sivasspor futbol takımının müsabakanın Fenerbahçe lehine sonuçlanabileceği şekilde oynamaları karşılığında anlaştığı,

Örgütün müsabakalarda yaptığı şike faaliyetlerinin en önemli aktörü durumundaki ilhan Ekşioğlu’nun bir telefon görüşmesinde sarfettiği; “iyi 3 dikiş, yani her koldan spor yapacağız, çok sağlam” ve bir başka görüşmede Aziz Yıldırım’ın; “Sen Sapancalıyla mı Şekerliyle mi yapıyorsun" sorusuna verdiği "Üçüyle yaptım Başkanım” sözlerinden de anlaşılacağı üzere; Sivasspor müsabakasına yönelik şike faaliyetlerinin üç farklı koldan yürütüldüğü (Ahmet Çelebi, Abdullah Başak ve Ali Kıratlı üzerinden),

Müsabakada örgütün yürüttüğü şike faaliyetleri bu bağlamda incelendiğinde;
Örgüt lideri Aziz Yıldırım’ın; müsabakadan haftalar önce muhtemelen son hafta şampiyonluk maçına çıkacakları Sivasspor takımının ligde düşme hattından kurtulması, bu sayede Fenerbahçe ile yapacağı müsabakada Sivasspor takımının rahat bir oyun sergilemesini amaçladığı, bu amaçla Sivasspor’un düşme hattından kurtulabilmesi için Sivasspor ile birlikte düşme hattında bulunan Bucaspor’un ligden düşmesinin kesinleşmesi amacıyla da bir takım faaliyetlerde bulunduğu,

Bucaspor - Fenerbahçe müsabakasında örgüt tarafından yürütülen şike faaliyetleri ile ilgili çalışmalarda da bu stratejinin yansımalarının görüldüğü, ligin 25. haftasına girilirken Aziz Yıldırım’ın; bir telefon görüşmesinde Mecnun Otyakmaz’a söylediği; “Biz tamam rakiplerini yeneceğiz hiç ondan rahat ol sen kesin yeneceğiz de ama sen bir 3 puan alabilsen” sözlerinin de bu durumu açıkça ortaya koyduğu, bu süreçte örgüt lideri Aziz Yıldırım’ın Sivasspor Başkanı Mecnun Otyakmaz ile 11.05.2011 günü yüzyüze bir görüşme yaptığı, görüşmenin ayarlanma sürecinde Aziz Yıldırım ve Mecnun Otyakmaz’ın birbirleriyle doğrudan irtibat kurmayarak aracı kullandıkları ve birbirlerinden bahsederken de isim kullanmadıkları ve çevrelerindeki bazı şahısların bu buluşmayı öğrenmesini istemedikleri, aynı gün bu görüşmeden kısa süre önce Fenerium isimli şirketten Fenerbahçe kulübü ile birlikte örgütün şike faaliyetlerinin de finansmanını kontrol altında tutan muhasebeci Tamer Yelkovan’a 400.000 TL aktarıldığı, bu durumun dikkat çekici olduğu,

Devam eden süreçte; 13.05.2011 günü Bülent ibrahim işçen’in ilk olarak Aziz Yıldırım’la, ardından Mecnun Otyakmaz’la, akabinde de Sivasspor yöneticisi Ahmet Çelebi ile yüzyüze görüşmeler gerçekleştirdiği, Bülent ibrahim işçen’in görüşmek için Ahmet Çelebi ile buluşmaya çalıştığı sırada Aziz Yıldırım’ın Bülent ibrahim işçen’e hitaben sarfettiği “Sen bak o ...söyle bize yardım etsinler tamam mı, yani belli etmeden yardım etsinler” ve B.işçen’in; Ahmet Çelebi’yle yüzyüze görüşmesinin akabinde Aziz Yıldırım’ı arayarak şifreli olarak sarfettiği "O arkadaş ile görüştüm o hale gelmiş mallar abi o gidecek fiyat konuşacak, gereken neyse işte onları sordu etti ben dedi direk onları kendim görüşeceğim bizzat dedi” şeklindeki söylemlerin Aziz Yıldırım – B.işçen – Mecnun Otyakmaz – B.işçen - Ahmet Çelebi şeklinde cereyan eden görüşme trafiğinin içeriğinin Sivasspor – Fenerbahçe müsabakasında şike yapılması amacıyla anlaşma olduğu, bu görüşme trafiğinde B.işçen’in, Mecnun Otyakmaz’a; Aziz Yıldırım’ın şike teklifini ilettiği, Mecnun Otyakmaz’ın da bu teklifi kabul ederek gerekli şike çalışmaları ile ilgili Ahmet Çelebi’yi görevlendirdiği, ardından Ahmet Çelebi’nin Sivas’a gönderilerek Sivassporlu futbolcular ve diğer yetkililerle fiyat konusunda görüşmesinin kararlaştırıldığı, Ahmet Çelebi’nin de müsabakada yapılacak şikeyle ilgili çalışmalarda bulunduğu,

Aziz Yıldırım’ın ayrıca müsabaka öncesi Mecnun Otyakmaz’la bizzat görüşmeyi planladığı, bu buluşma öncesi bir telefon görüşmesinde ilhan Ekşioğlu’na sarfettiği “Şimdi o bizim, bizim arkadaşla konuşacağımda onla nasıl konuşayım diye şey yapıyordum yani, olmazsa senin oradan geçerim konuşurum” sözlerinden de anlaşılacağı gibi yapacağı şike amaçlı görüşmenin içeriğiyle ilgili ilhan Ekşioğlu’yla fikir alışverişinde bulunduğu,

Ahmet Çelebi’nin Bülent işçen’le yaptığı görüşmede şike anlaşmasına vardığı, aynı gece Sivassporlu futbolcu Mehmet Yıldız’la irtibata geçerek görüşmek istediğini söyleyip istanbul’a gelmesini istediği, şahsın eşinin doğum yapması nedeniyle kararlaştırılan 15.05.2011 günü istanbul’a gelememesi üzerine Ahmet Çelebi’nin ertesi gün Sivasspor yöneticisi Faruk Taşseten’le sabit telefon üzerinden irtibat kurduğu, görüşmeden sonra B.işçen’i arayarak; “Abicim şimdi ben bizimkiyle görüşmeye gideceğimde, anladın mı yani senle konuştuklarımızda mutabık mıyız” dediği, Bülent’in onaylaması üzerine “Tamam ben yani operasyona başladım haberin olsun” diyerek şike faaliyetlerine başladığını haber verdiği,
Bu süreçte; 17.05.2011 günü Aziz Yıldırım ve Mecnun Otyakmaz’ın başbaşa bir görüşme daha gerçekleştirdikleri, görüşme sonrası M.Otyakmaz’ın Fenerbahçe kulübünden ayrıldığı esnada, şahısların civarda bulunan bir araç içerisinden görüntülendiklerinden şüphelendikleri, bunun üzerine Mecnun Otyakmaz’ın muhtemel bir teknik ve fiziki takip çalışmasını hesaba katarak, görüşmenin Sivasspor–Fenerbahçe maçında Fenerbahçe taraftarına satılacak biletler ile ilgili olduğunu belirtir bir görüşme yaptığı, Aziz Yıldırım’ın bu görüşmede Mecnun Otyakmaz’ın kastını ilk anda anlamayarak “Tabi, tabi bir şey olursa öyle, biletlerle ilgili konuştuk” şeklinde karşılık verdiği,

20.05.2011 günü Ahmet Çelebi’nin bizzat Sivas’a giderek şike faaliyetlerini yürüttüğü, Sivas’ta ilk olarak Mecnun Otyakmaz, Faruk Taşseten ve Mehmet Oflaz ile buluştuğu ve bir süre sonra Mecnun Otyakmaz, Ahmet Çelebi ve Faruk Taşseten’in birlikte Sivasspor tesislerine gittikleri, Ahmet Çelebi’nin aynı gün akşam saatlerinde Büyük Otel’de Mehmet Yıldız’la buluşarak bir süre başbaşa konuştuğu, (Sivasspor:3 – Fenerbahçe:4 şeklinde sonuçlanan müsabaka sonrası Ahmet Çelebi’nin daha önce şike amaçlı anlaştığı Mehmet Yıldız’ın yaptığı bir telefon görüşmesinde “Ne yapayım Fenerbahçeyi şampiyon yaptık gidiyorum" ve bir pozisyonda kafa ile vurup golü atabileceğine dair yapılan bir yoruma karşılık ise “ne golü atacağım ya ben oraya gol atmaya gitmedim ki, ben oraya bulunmaya gittim” şeklindeki sözlerinin müsabakada Mecnun Otyakmaz’ın bilgisi dâhilinde Ahmet Çelebi aracılığı ile kendisine yapılan şike anlaşmasına uygun şekilde oynadığını göstermiştir.)

21.05.2011 günü sabah saatlerinde yine Mecnun Otyakmaz, Ahmet Çelebi ve Faruk Taşseten’in buluşup kahvaltı yaptıktan sonra Büyük Otel’e gittikleri, saat: 13.15’de Mecnun ve Faruk’un otelden ayrıldıkları, saat:18.00’de Ahmet Çelebi’nin Sivas Havaalanında Abdullah Başak ve Bülent ibrahim işçen’i karşıladığı, birlikte saat: 18.50‘de Büyük Otel’e gittikleri, bu sırada Abdullah Başak’ta bir çantanın olduğu; ( A.Başak’ın, çantayı teslim ettiği A.Çelebi’yle irtibatlı Nüvit isimli şahsa “O çantayı unutursan beni ömür boyu unut, o, hem senin geleceğin, hem benim, ilhan Ekşioğlu’nun” diyerek tembihte bulunduğu,) çanta içerisinde şike amaçlı Sivasspor yetkililerine verilecek para bulunduğunun değerlendirildiği, şahısların otele girişinin ardından Aziz Yıldırım, ilhan Ekşioğlu ve beraberindeki şahısların da aynı otele gelerek otele giriş yaptıkları, aynı otele Fenerbahçe takımı otobüsünün de geldiği, aynı gün saat:20.29’da otele Mecnun Otyakmaz ve Faruk Taşseten’in birlikte geldikleri, otele geldikleri esnada M.Otyakmaz’ın, Faruk’a çantasını almasını söylediği, Faruk’un da çantayı aldığını söylediği, bu esnada ilhan Ekşioğlu, Ahmet Çelebi, Bülent ibrahim işçen ve Abdullah Başak’ın birlikte otelden çıktıkları, saat:21.44’de Faruk’un otelden çıkarak Mecnun Otyakmaz’la birlikte otele geldikleri araçtan siyah renkli bir spor çanta alarak tekrar otele döndüğü, saat:22.05’te ilhan Ekşioğlu, Ahmet Çelebi, Bülent işçen ve Abdullah Başak’ın tekrar otele döndükleri, 22.05.2011 günü saat:01.00’de; Aziz Yıldırım ve beraberindeki şahısların Mecnun Otyakmaz ve beraberindeki şahısları uğurlamak için bahse konu otelin giriş kapısına çıkıp şahısları uğurladıktan sonra tekrar otele girdikleri, bu esnada Mecnun Otyakmaz’ın yanından ayrılan Faruk Taşseten’in spor çantayı götürerek araca bıraktığı, ardından Faruk Taşseten, Mecnun Otyakmaz ve Mehmet Oflaz’ın birlikte yaya olarak Sivas meydan istikametine gittikleri, müsabakadan bir gün önce Büyük Otel’de iki kulubün yetkililerinin bu buluşması esnasında bir yandan da aracı şahıslar üzerinden şike parasının Sivasspor yetkililerine verildiğinin değerlendirildiği, ilhan Ekşioğlu’nun Abdullah Başak’a emanet ettiği çanta içerisinde bulunduğu değerlendirilen şike parasının önceden Aziz Yıldırım ve Mecnun Otyakmaz arasında gerçekleşen anlaşmaya istinaden Mecnun Otyakmaz’ın, Faruk Taşseten’e taşıttığı siyah renkli spor çantaya aktarılmış olabileceğinin değerlendirildiği,

Aziz Yıldırım’ın talimatıyla ilhan Ekşioğlu tarafından üç farklı koldan yürütülen şike faaliyetlerinin diğer ayağının Abdullah Başak aracılığıyla menajer Yusuf Turanlı üzerinden Sivasspor kalecisi Korcan Çelikay’a ulaşılarak şahısla müsabakada para karşılığı Fenerbahçe lehine olacak şekilde oynaması için anlaşılması olduğu, bu bağlamda; ilhan Ekşioğlu’nun Abdullah Başak’la irtibata geçerek Korcan Çelikay’ın menajeri Yusuf Turanlı’yla irtibata geçip Korcan’la anlaşmasını istediği, Abdullah Başak’ın da Y.Turanlı’yla görüşerek teklifi ilettiği, Y.Turanlı’nın Korcan Çelikay’a şike teklifini iletmeyi kabul ettiği, 13.05.2011 günü akşamı Aziz Yıldırım’la yüzyüze görüşen ilhan Ekşioğlu’nun görüşme sonrası Abdullah Başak’a söylediği “Ben şimdi bizim 1 numara ile buluştum, ben şimdi bütün olup bitenleri anlattım, olayın kilit adamlarının bizim seninkiyle sen olduğunu söyledim” ifadesinden de anlaşılacağı üzere tüm gelişmelerin Aziz Yıldırım’ın gözetiminde ve bilgisi dahilinde gerçekleştiği, A.Başak’ın faaliyetleri sürerken Bülent işçen’in Y.Turanlı’yı arayarak kendisini Aziz Yıldırım’la görüştürmek istediğini söylemesi üzerine yaptığı şike faaliyetinin çok fazla kişi tarafından bilinmesini istemeyen Y.Turanlı’nın A.Başak’ı arayarak durumdan rahatsızlığını dile getirdiği, A. Başak’ın da önce ilhan Ekşioğlu’nu arayarak Bülent işçen’i şikayet ettiği,ardından Bülent işçen’i arayarak “Aynı sularda gezmeyelim Bülentçiğim” deyip şahsı uyardığı, konuyla ilgili şahısların 15.05.2011 gecesi tartıştıkları, ardından Bülent işçen’in,Y.Turanlı’yla irtibat kurmaktan vazgeçtiği,

16.05.2011 günü sabahı A.Başak ve i.Ekşioğlu’nun yüzyüze görüştükleri, görüşme sonrası Yusuf Turanlı’yı arayan Abdullah Başak’ın; “Çıktım şimdi, ilhan abi de şeyi diyor, 300’ü dedi o kardeşe versin 200’ü kendine alsın dedi, ona söyle mutlaka da halletsin diyor” dediği, görüşmenin akabinde Yusuf Turanlı’nın Korcan Çelikay’la Etiler’de buluştuğu, Korcan’a müsabakada Fenerbahçe lehine olacak şekilde oynaması için 300.000 dolar teklif edildiği, Korcan’ın da teklifi kabul ettiği, bu durumu ilhan Ekşioğlu’na bildiren A.Başak’ın, Y.Turanlı’nın bu anlaşmadan Bülent işçen’in bilgisinin olmasını istemediğini söylediği, Sivasspor kalecisi Korcan’la yapılan anlaşma gereği kalecinin etkisiz olacağını bilen ilhan Ekşioğlu’nun müsabakaya az bir zaman kala Alaeddin Yıldırım’ı arayarak “Bol şut ha” diyerek kaleye bol şut çekilmesini istemesinin de bu durumun bir göstergesi olduğu, 22.05.2011 günü saat: 20.00’da başlayan müsabakada Korcan Çelikay yapılan anlaşmaya sadık kalarak Fenerbahçe lehine olacak şekilde kalede başarısız bir oyun sergilediği,

müsabaka sonrası Korcan’ın istanbul’a gelerek Y.Turanlı ile buluştuğu, 31.05.2011 günü ise Abdullah Başak ve Yusuf Turanlı’nın ilhan Ekşioğlu ile ofisinde buluştukları, şahıslar buluşmadan ayrılırken Yusuf Turanlı’nın ceket cebinde dışarıdan fark edilecek derecede kabarık beyaz bir zarfın olduğunun görüldüğü, buluşmadan birkaç saat sonra Yusuf Turanlı’nın Korcan’la buluştuğu, yine 07.06.2011 günü saat:14.40’ta Yusuf ile Abdullah’ın, ilhan Ekşioğlu’nun ofisine giderek buluştukları, saat:14.51’de ofisten ayrıldıkları, şahıslar binadan ayrılırken Abdullah Başak’ın sağ kolu ile göğsü arasında tuttuğu ve üzerinde Güllüoğlu yazılı, içerisinde destelenmiş şekilde para olduğu değerlendirilen beyaz renkli naylon poşetin, Yusuf Turanlı’nın sol kolu ile göğsü arasında bükülmüş vaziyette içi boş beyaz ve yeşil renkli karton çanta olduğunun görüldüğü, bu buluşmalarda Sivasspor – Fenerbahçe müsabakası öncesi varılan şike anlaşması gereği Korcan Çelikay ve Yusuf Turanlı’ya ödenmesi gereken paranın verildiğinin anlaşıldığı, bu süreçte Korcan Çelikay’ın kardeşi ilhan Çelikay’ın yapılan bu görüşmeler sırasında Yusuf Turanlı ile Korcan arasındaki bağlantı ve irtibatı sağladığı, kendileriyle birlikte hareket ettiği,

Aziz Yıldırım’ın talimatıyla ilhan Ekşioğlu tarafından üç farklı koldan yürütülen şike faaliyetlerinin üçüncü ayağının ise; Ali Kıratlı aracılığıyla Bülent Uygun ve şahsın yardımcısı Fatih Akbaba üzerinden bazı Sivasspor futbolcularına ulaşılarak, Sivasspor’un Fenerbahçe ile yapacağı müsabakada, para karşılığı Fenerbahçe lehine olacak şekilde oynamaları için anlaşılması olduğu,

Bu bağlamda; ilhan Ekşioğlu’nun Ali Kıratlı’ya şike amaçlı anlaşılabilecek bazı şahıslara ulaşılmasını istediği, Ali Kıratlı’nın da Sivasspor eski teknik direktörü Bülent Uygun’un yardımcısı Fatih Akbaba ile irtibata geçerek şike amaçlı anlaşılabilecek bazı Sivasspor’lu futbolcu yada yetkililere ulaşılarak şike teklifinde bulunulmasını istediği, 17.05.2011 günü Ali Kıratlı’nın ilhan Ekşioğlu ile yüzyüze görüşerek bilgi aktardığı, görüşmenin ardından ilhan Ekşioğlu’nun Aziz Yıldırım’la görüşerek bu bilgileri kendisine aktardığı ve “olur” aldığı, bu hususla ilgili Ali Kıratlı’yla yaptığı bir telefon görüşmesinde ilhan Ekşioğlu’nun sarfettiği “Beni şimdi ne kadar rahat götürecen oraya biliyormusun, maça,…hayır konuşmamızı anlatsam amuda kalkar, yani sen bana bir şey getirki bende deyimki tamam kardeşim yaptık bak böyle böyle,…Fenerbahçe için ne diyorlar yapmadığın zamanda, yap o zaman yap ki bari desinler” ifadesi, buna karşılık Ali Kıratlı’nın “Son altın vuruşu da yapalım bitsin gitsin bu işte artık” şeklindeki beyanının da şahısların şike faaliyetleri içerisinde bulunduklarını net bir şekilde ortaya koyduğu, bu görüşmeden bir gün sonra ilhan Ekşioğlu’nun Ali Kıratlı’ya 300.000 dolar verdiği, Ali Kırtalı’nın ise bu parayı 19.05.2011 günü Adapazarı’nda Fatih Akbaba’ya verdiği, Fatih Akbaba’nın ise şike konusunda anlaşma sağlanan Sivassporla bağlantılı bir şahsa bu parayı 20.05.2011 günü verdiği (Ali Kıratlı: “Bir aksilik yok değil mi”, Fatih Akbaba: “Yok ben görüştüm onunla tamam her şey, hiçbir şey yok zaten alınca gevşedi”), aynı gün Fatih Akbaba’nın Ali Kıratlı ile yüzyüze görüşerek konuyla ilgili bilgileri aktardığı, A.Kıratlı’nın bu bilgileri yine yüzyüze ilhan Ekşioğlu’na aktardığı, i.Ekşioğlu’nun da Ali Kıratlı ile buluşmasının akabinde Aziz Yıldırım ile yine yüzyüze görüşerek aldığı bilgileri aktardığı, 22.05.2011 günü yapılan müsabakanın ardından Fatih Akbaba’nın yapılan şike faaliyeti ile ilgili ödemeyi alabilmek için Ali Kıratlı’yı aradığı, Ali Kıratlı’nın i.Ekşioğlu’yla yaptığı görüşmede paranın 27.05.2011 günü verilmesine karar verildiği, karar doğrultusunda 27.05.2011 günü Ali Kıratlı’nın i.Ekşioğlu’nun ofisinden 300.000 doları aldığı,paranın bir kısmının (veya tamamının) 29.05.2011 günü Ali Kıratlı tarafından Sivassporla bağlantılı şahsa ulaştırılmak üzere Fatih Akbaba’ya verildiği,

Sonuç olarak; 22.05.2011 günü oynanan Sivasspor – Fenerbahçe müsabakasında Aziz Yıldırım liderliğindeki örgütün faaliyeti çerçevesinde ilhan Ekşioğlu tarafından üç koldan yürütülen şike faaliyetleri kapsamında;
Sivasspor Kulübü başkanı Mecnun Otyakmaz’ın daha önce Aziz Yıldırım’la yaptığı anlaşmaya dayalı olarak Sivasspor yöneticisi Ahmet Çelebi üzerinden futbolcu Mehmet Yıldız’a; müsabakada Fenerbahçe lehine olacak şekilde oynaması için girişimlerde bulunulduğu ve kendisiyle şike amaçlı anlaşıldığı,

Abdullah Başak aracılığı ile Yusuf Turanlı üzerinden Sivasspor kalecisi Korcan Çelikay ile müsabakada Fenerbahçe lehine olacak şekilde oynaması, karşılığında para alması için şike anlaşmasına varıldığı,

Ali Kıratlı aracılığı ile Fatih Akbaba üzerinden bazı Sivassporlu futbolcularla anlaşılarak müsabakada Fenerbahçe lehine olacak şekilde oynamaları, karşılığında para almaları için şike anlaşması yapıldığı anlaşılmaktadır.
--spoiler--
sadece şike'nin değil, aynı zamanda türk futbolunun bazı zat'lar tarafından nasıl pisliğin içine sokulduğunu bizlere gösteren kararlardır.

aziz yıldırım isimli zat'ın tff'den istediği paracıkları, usulüne uydurulan paracıkları, bizim seçtiğimiz adamcıkları falan tek tek okumuştuk...

--spoiler--
"Suç örgütünün Türkiye Futbol Federasyonu üzerinde de etkinliğinin bulunduğu, Federasyon Başkanı Mahmut Özgener’in Aziz Yıldırım’ın futbol camiası içerisindeki gücünden faydalanabilme adına şahsa her türlü desteği verdiği, Fenerbahçe kulübüne Federasyondan usulsüz şekilde paralar aktarıldığı, bu paraların şike faaliyetlerinde kullanıldığı, Federasyon Tahkim Kurulu ve Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu kararlarına örgüt lehine olacak şekilde müdahale edildiği, bazı hakemlerin müsabakanın devre aralarında tehditvari sözlerle baskı altına alınmaya çalışıldığı, (Kl:27, Dizi:54-65 arası)"
--spoiler--
mini cooper meselesi vardı birde. mahkeme heyeti tarafından tamamen açıklığa kavuşmuştur.

--spoiler--
önce tape ;

23.06.2011 günü saat:14.14’de ilhan Ekşioğlu’nun Yusuf Turanlı’yı aradığı görüşmede(tape 3761 Kls 23 Dizi 211 );
YUSUF TURANLI : Efendim
iLHAN YÜKSEL EKŞiOGLU : Alo ilhan ben yalnız mısın Yusuf
Y.T : Efendim
i.Y.E : ilhan ben yalnız mısın
Y.T : Yalnızım yalnızım
i.Y.E : Ha müsait misin
Y.T : Müsait im müsaitim nasılsın abicığim
i.Y.E : iyi sen nasılsın
Y.T : Sağol abicim ne olsun koşturuyoruz ya
i.Y.E : Ya bir şey soracağım sana
Y.T : Buyur abiciğim
i.Y.E : Samimiyetin üzerine şey yapıyorum ha
Y.T : Rica ederim ne demek abicim
i.Y.E : ... konuştuğumuz şeyden her hangi bir şey Apo aldı mı
Y.T : Hangisinden
i.Y.E : Ya her hangi birinden
Y.T : Bu son şey yaptığımızdan mı
i.Y.E : Ya şimdi yani bu son geldin ya bana
Y.T : Evet
i.Y.E : Onlardan her hangi bir şey aldı mı Apo
Y.T : Aldı
i.Y.E : Aldı mı
Y.T : Evet
i.Y.E : Ne kadar aldı
Y.T : E sizinle konuşmuş o zaten ilk başka siz söylemişsiniz ona hani bir kısmını oraya bir kısmını seninle Yusuf diye
i.Y.E : Hayır hiç öyle bir şey demedim ne kadar aldı
Y.T : Ama şimdi şey olmasın ondan sonra ya
i.Y.E :Seninle hemşeriyim diye diyorum en ufak bir şey demem aramızda çünkü bende şüphelendiğim için diyorum
Y.T : HAYIR YÜZ ONA DEDi YÜZ SANA DEDi BENiM iÇiN ÖBÜRÜNÜ DE O TARAFA DEDi
i.Y.E : Ya çok hıyar bu adam ya peki sen ona ne verdin şu ana kadar
Y.T : Ben ona bide fazla verdim yani benim tarafımdan da verdim hani bu kalandan hani o bana gelecekti diye ondan sonra bende hani dedim tamam benim dedi aciliyetim var deyince ben de bir şey demedim ama ban o öyle dedi o zaman yani dedi ki
i.Y.E : Hiç öyle de bana da diyor ki yok abi oğlum dedim bak sen bir şey alıyorsan benim haberim olsun yok abi dedi ... onun dedi ben hiç ...
Y.T : Niye öyle bir şey yani o niye öyle bir şey dedi ki ya acaba ya bende anlamadım şimdi
i.Y.E : Yusuf aramızda kalsın
Y.T : Yok yok
i.Y,E : Hayır niye diyorum biliyor musun
Y.T : Evet
i.Y.E : Bunun dışında bide ona araba aldım
Y.T : Ya nasıl bir sahtekar ya bide bana diyor ki ya ben böyle ... ama abi ya ben artık ne yapayım ya
i.Y.E : ... bak bil yani ben şüphelendim biliyor musun bu ibne devamlı ben ulan bu şüphelendim şüphelendim dedim lan ben şu Yusuf u arayacağım
Y.T : O da kaç gündür beni arıyor abi biliyor musun, seni aradı mı ararsa haberim olsun falan filan işte bana da haber ver bunları söylüyor, ben de diyorum ki ne oluyor çözemedim şeyde yani abi bir şey söyleyeceğim ya yanlış anlamada yani ben bu insanları çözemedim ya, ya ben bu kadar dürüst oynuyorum bu kadar iyi iyi iyi bir şekilde yaklaşıyorum yani bu kadar yapılır mı ya, ya bu nasıl bir insanlık ya, ben valla çözemedim abi ya bana da diyor ki onu kız kardeşime aldık falan diyor Mini Cooper’ı
i.Y.E : Ya yok ya bu dedim ki o zaman sen hiç bir şey yapma ben seni ayrı çözeceğim dedim tamam zaten dedi abi bunların hepsi dedi Yusuf ... dedi tamam ben dedim sana araba alayım dedim ... hatta Selim ile konuştum dedim ki aydan aya dedim 20 bin eurosunu verdim 20 bin euro da kaldı on on veririm dedim yani bu şu ana kadar sana ne aldı yüz mü aldı tamamını aldı mı
Y.T : Yok abi benden şu ana kadar şöyle söyleyeyim altmış altı tabi tabi yok seksen aldı seksen aidi
i.Y.E : Şerefsiz
Y.T : Ama nasıl bir şey bu ya bu nasıl bir iş ya
i.Y.E : Şerefsiz
Y.T : Niye böyle ya abi ben anlayamadım yani şimdi yani ben bu kadar
i.Y.E : ... ce böyle oluyor işte anla ya Yusuf ya para ...
Y.T : Ama ama abi bak yani hepsine karşı ilk baştakinde de biliyorsun abi sen şahitsin yani ben bu kadar temiz dürüst yaklaşıyorum bana şurada yapılana bak ya yani ben size hep yardımcı olmaya çalışıyorum onlar için söylüyorum yani bi de dürüst davranıyorum yani nasıl insanlar ya abi ya yani ben valla çözemedim ya
i.Y.E : Beni arıyor diyor ki beni diyor çok ... yor bu oğlum dedim lan manyak bir hafta geçmiş konuşurum derim ibne demek kendi parasını almak için sıkıştırıyor beni ha
Y.T : Abi biri o bide zaten çoğunu da aldı zaten hani benim şeyim kaldı benim zaten aldığım ortada yani ben hani o sen tabi gözünden de şey biliyorsun tabi öyle biliyorsun hani o diğerinin hepsini ben aldığım için hani bende şuanda çok var gibi zannediyorsun hani şey olarak ben almadım ki abi öbürlerinden
i.Y.E : ... ulan dedim ikı lirayı aldı zaten niye... ya Allah Allah
Y.T : Evet
i.Y.E : Yalnız Yusuf buna bir şey yapmamız lazım ha ben bunu böyle bırakmam bak niye bırakmam biliyor musun lan sen zaten benim normal duygularımla oynadın ibne zaten arabayı aldırdı araba 39 bin Euro 40 bin Euro
Y.T : Yaaa
i.Y.E : Bide buradan hiç almıyorum elediğin yüzü alıyorsun nereden baksan 170 kağıt 160 bin dolar ulan yedirir miyim ben bunu ona
Y.T : Bide benden yani fazla bir şekilde yani abi yani şimdi dürüst birisi olmuş olsa böyle bir şey bile yapsan atıyorum yani bunu kalkıp söylemen lazım yani bana atıyorum yani nasıl bir insan ya
i.Y.E : Şimdi sen akıl ver ne yapalım
Y.T :Valla bilmiyorum ki abi yani bunu bir arada iken şey yapmamız lazım yani üçümüzün olduğu bir ortamda yapmamız lazım ki bide bu şey biliyor musun abi yani bu şimdi bide gider sağda solda falan filan bu böylede bir adam şimdi konuşursa bide ondan sonra zarar vermesin bize yani konuşması onu da düşünüyorum nasıl ama, ben şok alo
i.Y.E : Dinliyorum ...
Y.T :Ha şey yapma şok içinde kaldım abi ya vallah billah şok içinde kaldım yani yalnız bana deyince ya seni arayacak mı hani o gün sen benim telefonumu alınca bu bi şey oldu zaten eee hep bi şeyde kaldı bende hani kötü düşünmüyorum hani kötü düşünmüyorum hiç bir şeyi yani
i.Y.E: Yani buna ne yapmak lazım ... yapmak lazım aslında bak oğlum yaşananları unut ... ne kadar aldı seksen mi aldı senden
Y.T :Yok altmış
i.Y.E :60 ... dolar aldı değil mi senden
Y.T :Yok pardon pardon 70 aldım ben
i.Y.E :Sen mi aldın o mu ne aldı o
Y.T : Ben ben ben 70 aldım o 80 aldım
i.Y.E :Sen 70 aldın 80
Y.T : Yani o 50 den 30 benim olacaktı 20 onun olacaktı
i.Y.E : Ona aslında demek lazım ki yani normal bir insan ... şimdi düşünelim de acele bir şey yapmayalım
Y.T : Abi şöyle şöyle de olabilir abi ben hani sen tabi uygun görürsen ben şey yok da hani ben olurda 30 u alırsam 20 yi abi kes abi 50 yi de bize vermemiş ol abi bende üstüne gitmem abi o ne olacak sana gelip gidecek abi atıyorum hani abi falan filan YA iŞTE BAŞKAN YOK DEDi DERSiN ABi OLUR BiTER ABi
i.Y.E : Anladım yani sen 20 ... kaç kaldı
Y.T : Benim 30 abi onun 20 vardı benim 30 o fazla aldı benden o gün çünkü
i.Y.E :Şimdi
Y.T : Yav şuanda benim benim aldığımı 70 yani 30 du benim kalan o 80 aldı 20 si kaldı yani 50 vardı ya kalan abi şey olarak onun 30 unu ben alayım abi sen bana ödememiş ol abi vermemiş ol ondan sonra yarın bîr gün sallarız abi YARIM BiR GÜN DE BiR ŞEY OLDUĞUNDA SEN DERSiN Ki BAŞKAN VERMEDi DERSiN
i.Y.E : Anladım da şöyle bir durum var peki buna bunu hissettirmezsek ben buna keriz gibi bir daha 20 BiN EURO YU mu ödeyeceğim abi
Y.T :Haa
i.Y.E : ... ben zaten şuanda hani benim aslında yapmam gereken ondaki parayı da alıp sana vermemde
Y.T :Yani
i.Y.E :…
Y.T : Yok gerek yok abi ya kalsın onda abı ya
i.Y.E : Ama şöyle bi biz bi düşünelim düşünelim de seninle bi yarın sen yarın buralarda mısın neredesin
Y.T : Ben istanbul dayım abi bi belediyeye gideceğim bi görüşmem vardı orada çıkınca ararım seni abi olmadı
i.Y.E : Yarın mı gideceksin belediyeye
Y.T : He evet evet istanbul belediyeye
i.Y.E : iyi sen hallet de bende bi düşüneyim bakayım
Y.T :Tamam abi tamam bu numaradan mı ulaşırım abi sana
i.Y.E : Sen normal numaram bu benim ofis numarası da sen beni normal numaradan ara
Y.T : Benim yok abi bi çaldırıp kapatabilir misiniz abi
i.Y.E : Tamam ben seni çaldırıp kapatıyorum
Y.T : Tamam ben siz beni aramadınız abi o beni arayacak çünkü aradı mı seni falan diye ben aramadı diyeceğim
i.Y.E : Tamam oldu Yusufçuğum
Y.T : Tamam mı abiciğim iyi çalışmalar abiciğim sağolun

gerekçeli karar;

Sanık Yusuf Turanlı, duruşmada bir soru üzerine, Abdullah Başak ile müşterek bir ticari faaliyet yürütmediklerini, birlikte Fenerbahçe’ye transfer yapmaya çalıştıklarını ancak yapamadıklarını beyan etmiştir. Oysa yukarıdaki görüşmede, yapılmayan transferler karşılığında alınan paralar değil, yapılan şike faaliyetlerine ilişkin alınan paralar konu edilmiştir. ilhan Ekşioğlu, Abdullah Başak’ın hem kendisinden hem de birlikte şike faaliyetini yürüttüğü Yusuf Turanlı’dan para aldığından şüphe edince bu durumu netleştirmek için Yusuf Turanlı’yı aramıştır. ilhan Ekşioğlu, aldığı onca paranın yanında Abdullah’ Başak’a ayrıca “bunun dışında bide ona araba aldım” sözleriyle dile getirdiği Mini Cooper marka aracı aldığını söylemektedir. Yusuf Turanlı’nın “bana da diyor ki onu kız kardeşime aldık falan diyor Mini Cooper’ı” diyerek kendisini bu şekilde kandırdığını söylediğinde de “Ya yok ya” diye yalan söylediğini otaya koymaktadır.
Yukarıdaki telefon görüşmesi adeta şike faaliyetleri nedeniyle elde edilen kazançların sezon sonu muhasebesini içeren bir değerlendirmeden ibarettir.

Söz konusu Mini Cooper marka aracın suçun işlenmesi ile elde edilen maddî menfaat ürünü olması nedeniyle TCK'nın 55. maddesi uyarınca müsaderesine karar vermek gerekmiştir.
--spoiler--
--spoiler--
kanıt :

AZiZ: “Bunlar söylememişler mi bir şey o Semih öyle söyledi,…Semih bana söyledi şimdi sen söylemişsin ona bir şey bir şey söylememişler diye”, ilhan: “Bizimki aradı başkanım,…bu şey onun var ya orada işçileri bir tane bir iki tane ,…dedi ki yalnız tarladaki işçilerin dedi eğer bir şey yaptıysanız bir ekim yaptıysanız dedi hiçbir şeyden haberi yok dedi bak ben söyleyeyim size dedi,…dedim şimdi o da şeyde bugün gelecekti yanıma da yarın sabah bir gel bir bakarız dedim”, Aziz: “Öğren bir bakayım da çok kötü oynadılar ya,… Ömer Aysan o Diksın tamam mı o Kahe ”,

gerekçeli karar :

Sanık ilhan Ekşioğlu kendi savunmalarında da belirttiği üzere tarım değil inşaat sektöründe faaliyet yürütmektedir. Oysa görüşmede “tarladaki işçilerden”, üstelik ŞUBAT ayında ekim yapıldığından söz edilmektedir. Söz konusu konuşmaların bir tarımsal faaliyete ilişkin olmadığı ortadadır. Nitekim sanık Aziz Yıldırım’ın sonraki cümlede “Öğren bir bakayım da çok kötü oynadılar ya,… Ömer Aysan o Diksın tamam mı o Kahe ” sözleri, tarladaki işçilerin, boş zamanlarında tarım işçiliği yapmıyor iseler Manisasporlu futbolcular olduğunu göstermektedir. Sanık ilhan ise, bu defa ekim değil “dikimden” söz etmektedir. Yapılanın “ekim mi yoksa dikim mi” olduğuna bir türlü karar veremeyen sanık ilhan “ne zaman böyle dikim yapsak olmuyor” diyerek, Trabzonspor’un Manisaspor’u 2-1 yenmesi nedeniyle, yapılan teşvik girişiminin sonuç vermediğini sanık Aziz’e iletmektedir.
--spoiler--
ekim dikim işini bizlere gösteren heyet kararıdır.

sayenizde futbol taraftarı tarlacılığı öğrendi muhteremler...

--spoiler--
02.03.2011 günü saat:15.55’de Aziz Yıldırım’ın, i.Ekşioğlu’nu aradığı görüşme(tape:1459);

… Aziz: “Sabah konuşalım da o herif gelecek, o gelmeden ben seninle bir konuşayım yani…nedir vaziyet ”, ilhan: “Vaziyet gayet iyi… dediğim gibi yani HEPSi iYi BAŞKANIM, ÜÇ TARLAYI DA SÜRDÜK YANi,” Aziz:”Ne iyi iyi inşallah,” ilhan:”inşallah he inşallah YAĞMUR DA YAĞAR HER ŞEY EKiNLER ÇIKAR YANi”, Aziz: “Yalnız bunlar, tabi Trabzon çok şey oldu çok panikteler bugün o Süleyman ile konuştum sesi, sesi şey gibi ölü evi gibi tamam,…dedim sana ne oldu…9 puan öndeyken rahattınız… bir de hiç cevap vermiyoruz ya ondan da rahatsızlar tabi”, … ilhan: “Şuan çok iyi başkanım şuan …gayet iyi”.

Manisaspor müsabakası öncesinde tarımsal faaliyetlere başlayan sanık ilhan, Bursaspor – iBB Spor müsabakası öncesinde de “hepsi iyi başkanım, üç tarlayı da sürdük yani” sözü ile sanık Aziz ile ortak oldukları anlaşılan tarlalar konusunda bilgi verdiği anlaşılmaktadır. Sanıkların aralarında geliştirdikleri bu jargon ile yürüttükleri şike ve teşvik faaliyetlerini gizlemeye çalıştıkları anlaşılmaktadır. Sanık ilhan, “inşallah yağmur da yağar her şey ekinler çıkar yani” diyerek anlaşmaların yapıldığını ve müsabakaların sonucunu beklediklerini söylemektedir. Ancak konuşmanın devamında Aziz Yıldırım’ın, “Yalnız bunlar, tabi Trabzon çok şey oldu çok panikteler” cümlesi ne ile ilgili konuştuklarını göstermekte, konunun tarla olmayıp futbol olduğu herkes tarafından anlaşılabilmektedir.

Sanık Aziz duruşmadaki savunmasında; “Bu tarla bir şeydir, nasıl söyleyim, yani maçla ilgili bir şey değil yani, 3 tane tarla var işte, ekinler diyor suya çıktı, ya kurban kesiyor gidiyor. Her hafta da Eyüp Sultan' a gidiyordu. Her hafta gidiyor, bizim burada konuşmalar da var. Hocaya gittik mi, camiye gittik mi, ne yaptın, Tamer beye söylüyorum; " ne yaptın, gittin mi, hallettin mi?" diyorum. Camiye gidiyor, Eyüp Sultan’a kurban kesmeye. Biz deplasmana gittiğimizde Tamer Bey gidiyor, eğer deplasmanda değil içeride ise beraber gidiyoruz, kurban kesiyoruz. Şimdi buradaki konuşmada da yani bu şeyi, tarla işini; maçları, tarla maçları sürmek de dilek anlamında kullanıyorduk” şeklinde esasen tam da açıklanamayan/anlaşılmayan bir beyanda bulunmuştur.
--spoiler--
güncel Önemli Başlıklar