şeriat sisteminin allah a şirk koşmak olması

(bkz: sıçtım tüyü nereye dikeyim)

kuran da devlette geçmez ama hiç kimsede inançlarının dışında bir devlet istemez. bu anlamda deriz ki kuran ferdi(insanı) öncelikli hedef alır, insan şekillenince toplumda, yaşadığı devlette ona göre şekillenir.
mesela bizim devletimizin yasaları düzeltilmeye çalışılsada (bkz: fert)i değil devleti öncelikli görür. böyle oluncada "insan için devlet" değil "devlet için insan!" olur. ve böylesi ortamlarda her türlü kargaşa kendine yer bulur (bkz: terör).

örneğin kuran namazı emreder gerekliliğini anlatır, müslümana düşen de hayatına namazı entegre etmesidir. hayatta bütün unsurlarıyla gerçek hayattır. yani hayat hem evdir hem iştir, hem uçaktır hem otobüstür, hem kenttir hem köy, hem dağdır hem ovadır vs. yani hayatı bölümlere ayırarak birşeylerden izole etmeye kalkmamalıdır. "şu işleri" "bu işleri" diyerek haşa (bkz: allah)tan bağımsız hayat bölümleri peydahlayarak kimse kendini kandırmamalıdır. yarın öldüğümüzde hayatımız bir bütün olarak hesaba çekilecek, devlet işi din işi diye bir ayrım olmayacaktır.
israiloğulları böyle yaptıkları için (bkz: seküler hayat) yahudi oldular, isevilerde sekülerleştiği için hıristiyan oldular. yahudiler dine zam yaparken, hristiyanlar indirime gittiler. (bkz: ifrat ve tefrit) yahudiler allah'ı kendilerine mal edip şirke bulaşırken, hıristiyanlar dini kiliseye hapsederek kurtulmaya çalıştılar.

insanın tasavvuru yamulunca her baktığını yanlış görür.
(bkz: dini ceza)

adam kısaca diyor ki:
arapça bilmiyorum,
hadis ilmi desen nerdeee.
islam tarihinden haberim yok.
tefsir dediğini de duymadım hiç.
meal okuyup fetva,ahkam yumurtlamak mı?
işte o konuda pirlik bende.

(bkz: üstüne bastın ayağını kaldır)
(bkz: adam haklı beyler)