bugün
- sözlük kızlarının ayakkabıları18
- boşuna yaşıyorum hissi13
- patiswiss20
- 23 nisan ulusal egemenlik ve çocuk bayramı15
- kalbin sadece bir kişiyi seveceği saçmalığı16
- ups boobss nerelerde ramazan da bitti8
- bir kadında ilk baktığınız yer neresi23
- siklememenin getirdiği huzur12
- yakışıklı erkeği çirkin gösterecek şeyler16
- ruh okuzu8
- türk kızlarının beğenmediği erkek tipi20
- anın görüntüsü15
- modern kadinin ucuz ve kolay ulasilabilir olmasi9
- futbolcu ismiyle nick almak14
- escort fiyatlarının güncellenmesi8
- eloande'ye koca buluyoruz kampanyası10
- evlenmezsek yaşlanınca ne yapacağız sorunsalı11
- her yaptığı yemeği paylaşan kızın amacı10
- chp'li o tekin'in öcalan'ın fotosu ile pozu27
- murat kurum kurudu gitti8
- arda güler12
- icardi190511
- icardi1905 silik olsun kampanyası24
- haçta iken sevgili ile sevişmek günah mıdır11
- yunanistan bizden çalsa rahatsız olmayacağınız şey11
- akp seçmeni16
- online olup entry girmeyen yazarlar9
- bebek kokusu10
- fenerbahçe'nin bu sene de şampiyon olamaması23
- sözlük kızlarının don renkleri9
- karınıza range rover alır mısınız18
- susmayan durmayan israile gemi ticareti10
- ali erbaş11
- bülent uygun15
- chp genel merkezi önündeki aşırı üks araçlar10
- güzel kızların size abi demeye başlaması12
- çirkin erkeği yakışıklı gösterecek şeyler10
- belediyeler el değiştirince bütün foyalar döküldü23
- ismail kartal12
- sivasspor'a verilen penaltı27
- sinemaların batma aşamasına gelmesi22
- 22 nisan 2024 sivasspor fenerbahçe maçı31
- trollerin karışması8
- fenerbahçe11
- sözlük yazarlarının pankekleri13
- yoga eğitmeni uzun boylu motorcu şamatacı erkek9
- profesyonel fotoğraf makinası tavsiyeleri10
- inmesi binmesinden daha zor olan şeyler14
- stanleywhite10
- galatasaray9
yazarlıkta karar kılıncaya kadar, boks antrenörlüğünden ressam ve heykeltıraşlara modellik yapmaya, muz plantasyonlarında hamallıktan, gece kulüplerinde garsonluğa kadar çeşitli işlerde çalışan josé mauro de vasconcelos'un 1968 tarihli romanı. kitap, fakir bir aile çocuğu olan zeze'nin yaşadığı olayları anlatır. vasconcelos'a göre "günün birinde acıyı keşfeden küçük bir çocuğun öyküsü"dür. yazar, tam on iki günde yazdığı bu romanı "yirmi yıldan fazla bir zaman yüreğinde taşıdığını" söyler. zeze'nin maceraları, güneşi uyandıralım'la devam edip, 'delifişek' ile son bulur.
çok merak edip de okuyamadığım kitap. bi okusam rahatlıcam ama okuyamadım.
ah be portekizli.
Dünyanın en güzel en sevimli kitabı. Okumayanlara şiddetle tavsiye ederim.
José Maure de Vasconcelos'un en ünlü eseridir.
Gelmiş geçmiş en güzel çocuk kitabıdır, üzerine daha iyisi yazılmamış ve yazıl(a)mayacaktır. Bu kitap yüreği olana hitap eder. Öyle ki yıllar sonra kitabı gördüğünüzde belki kahramanları tam hatırlamazsınız yahut olayları ancak kitabı okurken hissettiğiniz duyguları bin yıl geçse de unutmazsınız.
Çok zeki bir çocuğun mükemmel hayal dünyası, sevgisi, nefreti, hüznü öyle muazzam bir üslupla anlatılmıştır ki okurken Zeze'yi yanıbaşınızda hissedersiniz, sarılmak istersiniz ona.
Kitabın arka kapağında eserin 12 günde yazıldığı belirtilir. Yazar şöyle der: "Ama onu yirmi yıldan fazla yüreğimde taşıdım."
Bir ara yasaklı kitap olarak gündeme gelmişti. Asıl çocuklara okutulmalı ki küçücük şeylerle nasıl mutlu olunduğunu görsünler, sevmenin ne demek olduğunu anlasınlar, kalplerini sevgiyle doldursunlar. ilerde çocuğuma mutlaka okutacağım. Okuyun, okutturun.
--spoiler--
"Hepimiz büyüktük. Küçük küçük parçalarla, aynı üzüntüden payını alan büyük ve üzgün kişiler."
"Yeryüzü sokak çocuklarınındı. Bangu'nun bütün sokaklarındaki çocukların!"
"Öldürmek, Buck Jones'un tabancasını alıp güm diye patlamak değil! Hayır. Onu yüreğimde öldüreceğim, artık sevmeyerek... Ve bir gün büsbütün ölecek."
"Şimdi acının ne olduğunu gerçekten biliyordum. Ayağını bir cam parçasıyla kesmek ve eczanede dikiş attırmak değildi bu. Acı, insanın birlikte ölmesi gereken şeydi. Kollarda, başta en ufak güç bırakmayan, yastıkta kafayı bir yandan öbür yana çevirme cesaretini bile yok eden şeydi."
--spoiler--
Ayrıca devam kitapları için
(bkz: Güneşi Uyandılarım)
(bkz: Delifişek)
Gelmiş geçmiş en güzel çocuk kitabıdır, üzerine daha iyisi yazılmamış ve yazıl(a)mayacaktır. Bu kitap yüreği olana hitap eder. Öyle ki yıllar sonra kitabı gördüğünüzde belki kahramanları tam hatırlamazsınız yahut olayları ancak kitabı okurken hissettiğiniz duyguları bin yıl geçse de unutmazsınız.
Çok zeki bir çocuğun mükemmel hayal dünyası, sevgisi, nefreti, hüznü öyle muazzam bir üslupla anlatılmıştır ki okurken Zeze'yi yanıbaşınızda hissedersiniz, sarılmak istersiniz ona.
Kitabın arka kapağında eserin 12 günde yazıldığı belirtilir. Yazar şöyle der: "Ama onu yirmi yıldan fazla yüreğimde taşıdım."
Bir ara yasaklı kitap olarak gündeme gelmişti. Asıl çocuklara okutulmalı ki küçücük şeylerle nasıl mutlu olunduğunu görsünler, sevmenin ne demek olduğunu anlasınlar, kalplerini sevgiyle doldursunlar. ilerde çocuğuma mutlaka okutacağım. Okuyun, okutturun.
--spoiler--
"Hepimiz büyüktük. Küçük küçük parçalarla, aynı üzüntüden payını alan büyük ve üzgün kişiler."
"Yeryüzü sokak çocuklarınındı. Bangu'nun bütün sokaklarındaki çocukların!"
"Öldürmek, Buck Jones'un tabancasını alıp güm diye patlamak değil! Hayır. Onu yüreğimde öldüreceğim, artık sevmeyerek... Ve bir gün büsbütün ölecek."
"Şimdi acının ne olduğunu gerçekten biliyordum. Ayağını bir cam parçasıyla kesmek ve eczanede dikiş attırmak değildi bu. Acı, insanın birlikte ölmesi gereken şeydi. Kollarda, başta en ufak güç bırakmayan, yastıkta kafayı bir yandan öbür yana çevirme cesaretini bile yok eden şeydi."
--spoiler--
Ayrıca devam kitapları için
(bkz: Güneşi Uyandılarım)
(bkz: Delifişek)
"daha çok anlat” dedim.
“hoşuna gidiyor mu?”
“çok. elimden gelse seninle sekiz yüz elli iki bin kilometre hiç durmadan konuşurdum.”
“bu kadar yola nasıl benzin yetiştiririz?”
“gider gibi yaparız."
“hoşuna gidiyor mu?”
“çok. elimden gelse seninle sekiz yüz elli iki bin kilometre hiç durmadan konuşurdum.”
“bu kadar yola nasıl benzin yetiştiririz?”
“gider gibi yaparız."
Cinsel öğelerle dolu bir kitaptır. Serinin 2. ve 3. Kitabı da öyledir. +18 yaş sınırı getirilmesi gerekir.
Aldığım nickin sebebisin sen güzel kitap.
Fatih portakal'ın kuzenidir.
Agladigim iki uc kitaptan biridir. Sevgiyi yansitan cok basarili bi kitap.
Küçükken okuyup nefret ettiğim kitap.
Bugün 3765865. Kez elime alıp üç dört sayfasını okuduğum, o kadari bile her seferinde de bana iyi gelen kitap.
Orta okuldayken okuduğum ve baya etkileyen kitap.
Bir kitap gerçek anlamda böyle ağlatabilir. Hayat dersi veren nadir kitaplardandır. Okuyun okutturun, pişman olmazsınız.
Hocaların örneklerde bol bol kullandığı kitaptır.
Bir kitaptır.Bu kadar açıklama yeterli.
“Acı, insanın birlikte ölmesi gereken şeydi. Kollarda, başta en ufak güç bırakmayan, yastıkta kafayı bir yandan öbür yana çevirme cesaretini bile yok eden şeydi.”
Çok ağlamıştım.
Çok ağlamıştım.
ölmeden hemen önce bir kez daha okunması gereken kitaplardandır. eğer bir kez okuduysanız ikincisini ne zaman okumanız gerektiğini zeze size söyleyecektir.
Zeze' nin askerleriyiz.
on numara kitaptır zeze baş karakteridir lakin benim anlatacağım bu değildir 7 yaşındaki kuzenimle olan diyalogumuzu yazmak istiyorum
-dayi bu kitabın adı ne
+otomatik portakal
-Dayi bu kitabın adı ne
+şeker portakalı
-dayi sizde neden hep portakal kitapları var
+....
e hakli?
edit: bi de peltek bi yegeniniz varsa muhabbet tadından yenmiyo *.
-dayi bu kitabın adı ne
+otomatik portakal
-Dayi bu kitabın adı ne
+şeker portakalı
-dayi sizde neden hep portakal kitapları var
+....
e hakli?
edit: bi de peltek bi yegeniniz varsa muhabbet tadından yenmiyo *.
Hüngür hüngür ağlatan bir kitap olduğunu hatırlıyorum. Okulda okumuştuk sanırım.
Sigara içseydim portekizliye bir sigara yakardım.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar