bugün

islamda şehitlik kavramı apaçıktır. başka isim altındaki şehitlikten bahsetmek bize kemalizmin attığı kazıklardandır.
Şu kavram bile onca insan ın öldüğünde üzülmemeye yada az üzülmeye bazı ailelerde sevinmeye bile neden oluyor.

Gazetelerde haberlerde ölüler çok daha rahat söyleniyor. insanlar iehit ailesi olmaktan gurur duyuyor.

Vatanı için ölmek elbette bir gururdur ama dini bir kavram olan bu şehitlik dimi kullanmaya yöneliktir.

Şehit olmak sadece savaşmakla olmamalı. Ben hayatım boyunca dürüst bir şekilde vatanıma faydalı olacak şekilde çalıştıysam bende en az bir asker kadar hatta bazen şehit olan askerden bile fazla fayda sağlamış olabilirim.

Eskiden arbistanda ganimet peşinde koşulurken, insanların birbirini öldürdüğü dönemde, ölümden korkmamaları sağlanmak üzere ortaya atılmış bir kavramdır. Aksi halde bu insaları savaştıramazdınız. Günümüzde aynı sistem devam ediyor. Yazık gerçekten. Şehitlik diye bir kavram olmasa ölümler daha ciddi ele alınabilirdi.
en yüksek mertebelerden biridir herkesin anlamasını bekleyemeyiz zaten Rabbim inşaallah nasip eder.
türk silahlı kuvvetleri bünyesinde ölen askerler için sayılmaması gereken kavram. türkiye cumhuriyeti bir islam devleti değildir, ve islam adına savaş vermemektedir. onun askeri de şehit sayılmaz, sayılamaz. ölen kişilerin müslüman olması bu konuda etkisiz elemandır.
Üçe ayrılan kavramdır:
1- Tam şehit,
2- Dünya şehidi,
3- Ahiret şehidi.

Savaşta düşman, barışta eşkıya tarafından öldürülenler, tam şehit olur.
Dünya menfaati için harpte ölenler, dünya şehidi olur.
Ahiret şehidi çoktur. ilim öğrenirken, abdestli iken ölenler gibi.
dini simgelerin en önde gideniyken bizim ülkemizde dini simge hassasiyeti dillere destan olanların işlerine geldiğinde dillerinden düşürmedikleri kavramdır.
masum insanları kandırmanın en kolay yolu. tertemiz insanlar, köyünde, şehrinde, okulunda, işinde, ailesiyle yaşayan, 'halkın iradesi' adı altında ülkeyi yönetme yetkisine sahip bugünün ve dünün yöneticilerinin hataları yüzünden ve uluslararası örgütlerin çıkarları uğuruna canını veren güzel insanların kandırıldığı sembolik mertebe. herşeyden önce şunu söylemek lazım; bizim bugünlerde üzülerek andığımız şehitler dini şehitler değildir. milli şehitlik ise mesele; şekil olarak öyle gözükse de aslında öyle de değil çünkü mevcut iç savaş düzeni bir kısım dış güçlerin(bu lafı söylemekten nefret ediyorum aslında var oldukları ve kim oldukları herkes tarafından bilinmesine rağmen o kadar klişe oldu ki bu laf kimse iplemiyor artık) düzenlediği bir tiyatro.

şimdi akıllarımıza ve vicdanlarımıza sormamız gereken şu; bütün bunların, ölen kardeşlerimizin fedakarlığını bir gram bile azaltmıyor bunu biliyoruz, ancak kanın durması için ne yapıyoruz? kürlerin türkleri öldürmesi ya da türklerin kürtleri öldürmeye devam etmesi ile bunun bitmeyecek olduğunu artık öğrendik değil mi?

o zaman yapılacak şey şu; bu oyunun senaristlerini yok etmek, hayatlarımızdan onları atmak ve insanın insan olduğunu hatırlatacak, insanların köle olmadığı ideasını yaşatacak yeni bir sistem kurmak. bu kanı akıtanların TSK ya da PKK olduğunu söylemek, 1. dünya savaşının sebebinin avusturya-macaristan imparatorluğu'nun veliahtının bir sırp genç tarafından öldürülmesi olduğunu söylemek gibidir. bu kanı akıtan kapitalist emellerdir. bu kanı akıtan uyuşturucu ağıdır. bu kanı akıtan silah sanayisidir. bu konu akıtan iç savaşlardan nemalanan herkesin bildiği batılı örgütlerdir.

bernard shaw der ki; 'barışı yaratmak istiyorsanız, politikacıları ortadan kaldırın, halklar birbirleriyle anlaşır' .
(bkz: sünnetsiz pkklılar)
günümüzde farklı değerlendirilen bir kavramdır. asıl olarak ise bir müslümanın imanı ve ibadetleri tam, allah'ın razı olacağı bir kul olarak ölmesi olayıdır. bu savaşta olur, depremde olur, uçak kazasında olur, yolda yürürken olur vs... bunun takdiri allah'a aittir. bir de devlet nezdinde şehitlik vardır ki bir yere kadar islam'da anlatılan şehitlikle paralel gider bir yerden sonra ise ayrılır. mesela bir asker silahlı saldırı sonucu vefat etmiştir. vatan, millet ve devlet nezdinde şehittir. ancak imanı tam değilse allah katında şehit değildir. devlet nezdinde bu kelimenin kullanımı aslında şehit olan kişinin ailesine yardım yapmak ve vatan uğruna yüce bir görev üzerine öldüğünün tam olarak vurgulanması amaçlıdır bir yerde.
vatan toprağını veya vatandaşların haklarını savunarak ölendir. semra teyzenin oğlu ata şehit değildir.
evrensel boyutta insanlık için yapılan herhangi bir işi, bir görevi yerine getirmeye çalışırken yaşamını yitiren herkes şehittir. buna vatan topraklarını savunmakda dahildir.
göreceli kavram değildir. kesin ve nettir. müslümanlıkta ülkesi uğruna ölene şehit denir.
şehitlik mutlaka din icin ölmek değil, kendi vatan toprağınıda savunurken ölenede verilen mertebedir. çünkü vatan toprağı insanların namusudur. nasıl ki ailemize tecavüz edeni öldürmek caiz ise vatan toprağıda aynıdır.
farklı dinden biriyle savaşma koşulu yoktur. allah yolunda öldürülme koşulu vardır. o mantığa göre hz ali de şehit değildir.
şehitlik kavramı hemen hemen tüm milletlerde ve inançlarda vardır. adına "şehadet" demeselerde, milletleri uğruna ya da davaları uğruna ölenleri tüm inanç ve insan toplulukları kutsal olarak görür ve ona diğer ölülerden farklı bir muamele yapar.

islam, her konuda dengeyi ve ihlası önceleyen bir dindir. barışı, savaşa tercih ederken; azizane bir ölümü, zelilane bir yaşama tercih eder. kur'an-ı kerim'de cihad, savaş ve şehadet kavramlarının vurgulandığı ayetlere dikkatle bakıldığı ve allah resulünün -sahih rivayetlerle bizlere ulaşan- yaşantısına göz atıldığı vakit görülmektedir ki, ölüme korkusuzca yürüyenler "şehit" olarak nitelenmemektedir! allah'ın rızasını kazanmaya korkusuzca yürüyenlere şehitlim makamı işaret edilmektedir.

özet olarak islam, şehitlik kavramını bir ölüm sonucunda dinilmiş hak olrak değil; allah yolunda mücadele sonucunda allah'ın lutfettiği bir hediye olrak görür. göz göre göre ölümün kucağına atlayıp, islam'ı ve müslümanları tehlikeye atmak; kur'an-ı kerim'de şehitlik olarak vasıflandırılmaz! şartlar olgunlaşmış ve başka çare kalmamışsa, allah yolunda mücadele etmeyi ve -zamanı geldiğinde- can vermeyi şehadet sayar.

not: ilahiyat sözlük için yazdığım yazıdır, link: http://www.ilahiyatsozluk.org/sozluk.php?id=127281
bir hadis-i şerifte buyuruluyor;

"Kim sabahleyin üç defa "E'ûzü billâhissemîil alîmi mineş-şeytânirrâcîm" dedikten sonra Haşr sûresinin sonundaki üç âyeti okursa, Allah kendisine yetmiş bin melek vazifelendirir. Bunlar akşama kadar o kişiye duâ ve istigfâr ederler. Eğer o gün vefât ederse şehid olarak ölür. Bu âyetleri akşamleyin okuyan da aynı şeylere kavuşur."

gördüğünüz gibi illaki savaşın olması gerekmiyor şehitlik için. aynı zamanda hadislerde akrep ve yılan sokması, yanarak ölmek, boğularak ölmek gibi durumlarındada şehitlik mertebesi verildiği belirtiliyor. ancak sevgili ülkemde şehit olmak sadece düşmana karşı savaşmaktır ve bu anca bizim ülkemizdekiler için geçerlidir. " ırakta abd askerlerinin açtığı ateşte 3 ıraklı sivil öldü. " ölen bizim ülkemizden olmadığı için öldü şehit olmadı yani.
güneşi gördüm filmiyle insanın içine kurt düşüren kavramdır.
efenim bilindigi gibi şehit kelimesi arapça şahadet kelimesinden gelmektedir. yani farklı bir dinden kişiyle savaşan müslüman öldügünde şehit kabul edilmektedir. bunu kuranda yazan bazı ayetlerde "siz şehitleri ölü bilirsiniz hayır onlar diridirler" türünden açıklamalar vardır.

kısacası bir müslüman kendi dininden olmayan birisiyle savaşıp öldügünde şehitlik mertebesine ulaşıyor ya iki müslüman birbirini vurdugunda hangisi şehit olacak işte bu tam bir sorun.

burda aslında ikisine de şehit denmemesi lazım çünkü sonuçta ikiside din kardeşini vurmuş. ikiside allah katında günah işlemiş oluyor.