bugün
- bir kadında ilk baktığınız yer neresi19
- bülent uygun11
- ismail kartal8
- 22 nisan 2024 sivasspor fenerbahçe maçı32
- akp seçmeni8
- sivasspor'a verilen penaltı25
- trollerin karışması8
- belediyeler el değiştirince bütün foyalar döküldü20
- fenerbahçe13
- anın görüntüsü20
- sinemaların batma aşamasına gelmesi20
- sözlük yazarlarının pankekleri13
- yoga eğitmeni uzun boylu motorcu şamatacı erkek9
- her yaptığı yemeği paylaşan kızın amacı8
- profesyonel fotoğraf makinası tavsiyeleri10
- patiswiss15
- türk kızlarının beğenmediği erkek tipi13
- inmesi binmesinden daha zor olan şeyler14
- 23 nisan ulusal egemenlik ve çocuk bayramı13
- stanleywhite10
- kalbin sadece bir kişiyi seveceği saçmalığı9
- junkman8
- siklememenin getirdiği huzur9
- icardi190511
- fenerbahçe'nin bu sene de şampiyon olamaması8
- yazarların en rum özelliği11
- galatasaray9
- bakire misin diye soran erkek12
- xdearm8
- johnny bellington17
- nihavend longa9
- icardi1905'in adam gibi adam olması15
- chp genel merkezi önündeki aşırı üks araçlar9
- icardi1905 silik olsun kampanyası16
- binali yıldırım'ın servet15
- mersinden kıbrısa yüzmek12
- evlenmezsek yaşlanınca ne yapacağız sorunsalı9
- sözlükte fake alacak kadar ezik olmak8
- güzel kızların size abi demeye başlaması11
- arda güler9
- türk kızlarının zenci sevdası13
- susmayan durmayan israile gemi ticareti8
- bir insan sizi ne kadar kırabilir13
- şu anda çalan şarkı11
- sevgili kendim12
- afrika ülkeleri ve türkiyedeki enflasyon oranları29
- abberline tarzı saçma sapan başlıklar açmak8
- icardinin bir haftada 600 üzeri entry girmesi8
- ekşi sözlük14
- türk kızlarının beğendiği erkek tipi16
yaklaşın açıklıyorum.
şaka tabi. böyle konunun şakası olmaz esasında ama idare ediverin.
son bir kaç yıldır kısık sesle, son bir kaç aydır da yüksek sesle soruluyor. "neden hep fakirlerin çocukları şehit oluyor?" diye...
birileri çıkıp hemen "zengin çocukları zaten bedelli yapıyor" deyip milleti salak yerine koymaya devam ediyor.
"bedelli" yapan zengin çocukları, "süper" zengin çocukları. ancak memlekette öyle ortadan bir çizgi yok. sen zenginsin, sen fakir diyemiyoruz. dikkat edin. şehitler genellikle, "en alt" ekonomik tabakasından çıkar bu memleketin. ortadan, ortanın biraz üstünden bile şehit sayısı çok çok azdır.
nedeni aslında çok "karmaşık" değil. çünkü her ülkede, her devirde, sesi en az çıkanlar, ekonomik gücü en az olanlardır. bin tane işçi çocuğunun ölmesi ile, bin tane doktor, mühendis çocuğunun ölmesi aynı şey değil. taaa fabrikatörlere gitmeye gerek yok. doktorların, mühendislerin çocukları şehit olmaya başlarsa; o doktorlar, o mühendisler cenaze töreninde televizyona çıkıp kendisine "öğretilen" şekilde "vatan sağolsun" deyip geçmezler. "kesik elektriğini açarak" o doktorun, mühendisin acısını hafifletemezsiniz. "vatan sağolsun" oldu bittisinin yerini; "bizim çocuklarımız neden ölüyor?" sorusu almaya başlar ki; bu da memleketi yönetenler için hiç mi hiç iyi olmaz. kimse için iyi olmaz. ne hükümet için, ne asker için ne de bürokrasi için...
hep fakir çocuklarının şehit olmasının sebebi; seslerinin az çıkması, daha az soru sormaları, soracak olsalar bile kimsenin onları pek dinlememesinden kaynaklı bir durumdur. bu memlekette şehit aileleri işçi, köylü, işsiz tabakasından oluşuyor olmasaydı; her şey çok farklı olurdu. bırakınız fabrikatörleri. öyle bir kaç taneye gerek yok. bir tane holding patronunun çocuğu güneydoğu'da şehit düşseydi; terör sorunu, pkk sorunu, kürt sorunu (adına her ne diyorsanız) 1 ay içinde çözülürdü. "bıçak kemiğe dayanmaz", kemik kırardı... sıranın kendi çocuklarına geldiğini farkeden fabrikatörler, tv sahipleri, gazete sahipleri; milleti gazlamak, boş nutuklar atmak yerine çoktan icraata geçmişti. bir tane holding patronun çocuğunun şehadeti bu sorunları kökünden çözer. binlerce doktorun, mühendisin çocuğunun şehadeti de büyük problem yaratır. en alt tabakanın çocuklarının "dikkat çekmesi" içinse onbinlerce gerekli. bir kaç on bin arkadaşımız daha şehit olsun; ondan sonra o "kemiğe dayanan bıçak", çatırdatmaya başlar o kemiği... idare ediverin...
çatışma bölgelerinde, "ölüm" kokan sınırlarda neden "gecekondu çocuklarının" fazlaca yer aldığını düşünürken, bir de bu bakış açısını hesaba katın bakalım. belki biraz "netlik" kazanır görüntü...
not: yazıdan doktor, mühendis vb veya çocuklarını suçladığım sonucunu çıkaracak kadar beyinsiz varsa sözlükte; yazıyı tekrar okusun. onlara yönelik bir itham yok. bu durumu onların "tercih" ettiğini iddia ve/veya ima etmiyorum. onların "sesinin" çıkmasından hoşlanmayacak olan kimse, ona dikkat etmek lazım...
şaka tabi. böyle konunun şakası olmaz esasında ama idare ediverin.
son bir kaç yıldır kısık sesle, son bir kaç aydır da yüksek sesle soruluyor. "neden hep fakirlerin çocukları şehit oluyor?" diye...
birileri çıkıp hemen "zengin çocukları zaten bedelli yapıyor" deyip milleti salak yerine koymaya devam ediyor.
"bedelli" yapan zengin çocukları, "süper" zengin çocukları. ancak memlekette öyle ortadan bir çizgi yok. sen zenginsin, sen fakir diyemiyoruz. dikkat edin. şehitler genellikle, "en alt" ekonomik tabakasından çıkar bu memleketin. ortadan, ortanın biraz üstünden bile şehit sayısı çok çok azdır.
nedeni aslında çok "karmaşık" değil. çünkü her ülkede, her devirde, sesi en az çıkanlar, ekonomik gücü en az olanlardır. bin tane işçi çocuğunun ölmesi ile, bin tane doktor, mühendis çocuğunun ölmesi aynı şey değil. taaa fabrikatörlere gitmeye gerek yok. doktorların, mühendislerin çocukları şehit olmaya başlarsa; o doktorlar, o mühendisler cenaze töreninde televizyona çıkıp kendisine "öğretilen" şekilde "vatan sağolsun" deyip geçmezler. "kesik elektriğini açarak" o doktorun, mühendisin acısını hafifletemezsiniz. "vatan sağolsun" oldu bittisinin yerini; "bizim çocuklarımız neden ölüyor?" sorusu almaya başlar ki; bu da memleketi yönetenler için hiç mi hiç iyi olmaz. kimse için iyi olmaz. ne hükümet için, ne asker için ne de bürokrasi için...
hep fakir çocuklarının şehit olmasının sebebi; seslerinin az çıkması, daha az soru sormaları, soracak olsalar bile kimsenin onları pek dinlememesinden kaynaklı bir durumdur. bu memlekette şehit aileleri işçi, köylü, işsiz tabakasından oluşuyor olmasaydı; her şey çok farklı olurdu. bırakınız fabrikatörleri. öyle bir kaç taneye gerek yok. bir tane holding patronunun çocuğu güneydoğu'da şehit düşseydi; terör sorunu, pkk sorunu, kürt sorunu (adına her ne diyorsanız) 1 ay içinde çözülürdü. "bıçak kemiğe dayanmaz", kemik kırardı... sıranın kendi çocuklarına geldiğini farkeden fabrikatörler, tv sahipleri, gazete sahipleri; milleti gazlamak, boş nutuklar atmak yerine çoktan icraata geçmişti. bir tane holding patronun çocuğunun şehadeti bu sorunları kökünden çözer. binlerce doktorun, mühendisin çocuğunun şehadeti de büyük problem yaratır. en alt tabakanın çocuklarının "dikkat çekmesi" içinse onbinlerce gerekli. bir kaç on bin arkadaşımız daha şehit olsun; ondan sonra o "kemiğe dayanan bıçak", çatırdatmaya başlar o kemiği... idare ediverin...
çatışma bölgelerinde, "ölüm" kokan sınırlarda neden "gecekondu çocuklarının" fazlaca yer aldığını düşünürken, bir de bu bakış açısını hesaba katın bakalım. belki biraz "netlik" kazanır görüntü...
not: yazıdan doktor, mühendis vb veya çocuklarını suçladığım sonucunu çıkaracak kadar beyinsiz varsa sözlükte; yazıyı tekrar okusun. onlara yönelik bir itham yok. bu durumu onların "tercih" ettiğini iddia ve/veya ima etmiyorum. onların "sesinin" çıkmasından hoşlanmayacak olan kimse, ona dikkat etmek lazım...
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar