bugün

tekirdağ, eski adıyla tekfurdağ. bizans'ta sınır valilerine verilen isme tekfur denir, şehir adını oradan alır. cumhuriyet döneminde şehrin adı türkçeleştirilmiş ve ilin güneyinde bulunan tekir dağ'ından adını almıştır.

şehir ile ilgili daha detaylı bilgi için;
http://tr.wikipedia.org/wiki/Tekirda%C4%9F
erzurum:

arz-ı rum dan gelir rum diyarı anlamında. benim bildiğim bu. erzurumlu kardeşlere herhangi bir atıf yoktur.
istanbul - islam bol dan gelmiştir.
malatya-meliddu,maldiye, malatie, melita,.....
Üç bin sene önce Hititler Malatya şehrini kurduklarında buraya Meyve Bahçesi, Bal mânâsına gelen Maldiya ismini vermişlerdir. Asurlular bu şehre ;Milidia,
Romalılar ise ;Melita ve Melitene demişlerdir.
Müslüman Araplar Malatiye ismi ile anmışlardır.
Türkler Malatyayı fethedince bu şehre bugünkü ismi olan Malatya demişlerdir.

EDiT: HAYIR BUNU EKSiLEYENiN AMACI NE?
zamanın birinde Antalya Antalya olmadan önce, şimdi ki Kaleiçi'nin olduğu yerde bir aile yaşarmış. tek geçim kaynağı balıkçılık olan bu ailenin reisi olan ramazan ismindeki adam, yine bir gün balığa çıkmak için sabah 3 civarı kalkıp hazırlanmaya başlamış. eşinin seslerine uyanan karısı, hemen ramazan'ın yanına gidip; "bir rüya gördüm. balığa gidip, dönmüyordun. ne olur gitme" demiş. tek geçim kaynakları balıkçılık olduğu için ramazan karısına sarılıp, vedalaşmış ve "merak etme, akşam döneceğim" demiş.

fakat, akşam karısının korktuğu başına gelmiş ve ramazan denizden dönememiş. karısı ve çocukları günlerce, gecelerce ramazan'ı beklemişler. yıllar boyu karısı sürekli denize doğru haykırmış: ramazaannnnnnn!!! ramazaaaaaannnnn!!!

böyle böyle 50 sene geçmiş. ramazan'ın eşi ve çocukları zamanla ölmüşler. bu sürede Antalya'nın bulunduğu yere küçük küçük yerleşimler başlamış. yerleşenler buraya bir isim düşünürken, Ramazan'ın denizden dönemediği günün 100. yıldönümünde yaşanan büyük bir fırtına sırasında, karısının 50 yıldır denize doğru bağırdığı "ramazan" haykırışları rüzgarla birlikte şehre dönmeye başlamış. olayı bir efsane olarak önceden duyan kişiler hemen durumu kavramışlar ve şehrin adını ramazan koymaya karar vermişler.

işte bu ramazan ismi, halk arasında zamanla değişerek Antalya haline dönüşmüş.
--spoiler--
Binlerce yıllık tarihinde çeşili uygarlıklara beşiklik eden Anadolu, tarihi ve doğal güzelliklerinin yanı sıra mitolojik zenginliğiyle de insanoğlunu hayran bırakacak özellikler taşıyor.

''Rüyaların yaşanacağı'' ülke olarak nitelendirilen Türkiye'de, birçok kentin kuruluşuyla ilgili ilginç efsaneler bulunuyor. Kültür Bakanlığı'nın internetteki sitesinde, Türk Mitolojisi bölümünde şehirlerle ilgili bu ilginç efsaneler yer alıyor.

istanbul, Ankara, gibi büyük şehirlerin yanı sıra 39 kentimizle ilgili efsanelerden bazıları şöyle:

Rüya şehir istanbul : Megaryalı Bizans, kendi kabilesi için bir şehir kurmak ister ve fikrini almak üzere Delf kahinine başvurur. Aldığı cevap kısa ve kesindir: ''Bu şehri, Körler Ülkesi'nin karşısına kur!'' ''Neresidir bu Körler Ülkesi'' diye fazla düşünmez Bizans. Aramaya karar verir. Aylar sonra Sarayburnu'nun bulunduğu yere gelir.

Boğaz'dan Kadıköy'ün yerinde bulunan şehri seyreder ve kendi kendine sorar:

''Bu şehri neden benim bulunduğum güzel yerde kurmamışlar da karşıki çorak topraklar üzerine kurmuşlar? Bu adamlar kör mü?''

Sonra birden, kahinin sözlerini hatırlar: ''Şehrini, Körler Ülkesi'nin karşısında kur!''. O an karar verir. Körler Ülkesi'nin karşısındadır. Kendisi şehri, Boğaz'ın yakasındaki yemyeşil yerde, yedi tepe üzerine kuracaktır. Şehir kısa zamanda Haliç'le Ligos Burnu üzerinde kurulur. Adı, kurucusuna mal ederek Bizans olur.

Ege'nin incisi izmir : Bir zamanlar, Anadolu'yu kasıp kavuran, baskınlar yapan, şehirleri yağma ederek tüm erkekleri kılıçtan geçiren bir Amazonlar çetesi varmış. Bunlar, erkeklerin egemenliğinden kurtulmak için onlara isyan eden savaşçı kadınlarmış.

Dal gibi vücutlu Amazonlar, atlara çıplak biner, oklarının yaylarına daha iyi çekebilmek için sağ göğüslerini kestirirlermiş. Bundan dolayı kendilerine memesiz anlamına gelen 'Amazon' adı verilmiş.

işte böyle bir Amazon çetesi, birgün Ege sahillerinde dört nal at koştururken, izmir Körfezi kıyılarına gelmiş. Burayı çok beğenerek bir şehir kurmaya karar vermişler. Başkanlarının adı 'Zmirna' olduğu için, yeni kurdukları şehre de 'Zmirna' adını vermişler.

Çapa şehri Ankara : Bir zamanlar bölgeye hakim Frigya Kralı Midas'a rüyasında ilahi bir ses ''Durma, kalk. Topraklarında bir gemi çapası ara. Onun bulunduğu yere bir şehir kur. Bu şehir sana mutluluk getirecektir.'' diye seslenir. Sevinçle uyanan Midas, ülkesinin her tarafına adamlar salar, gemi çapasını aramalarını emreder, sonunda, bir gün Ankara Kalesi'nin bulunduğu tepelerde çapayı buldurtur, kısa zamanda da buraya bir şehir kurarak adını, gemi çapası anlamına gelen ''Anker'' ya da ''Ankira'' koyar. Gemi çapası, uzun yıllar bu şehrin tapınağında saklanır.

Dadaşlar diyarı Erzurum : Tarihte, kılıçla, kalkanla alınamayacak gibi görünen Erzurum Kalesi ilginç bir kale kuşatması ve esir mübadelesiyle ele geçirilir.

Bu fetih şu hikayeyle süslenir:

''Türkler, kaleyi önce dört yönden kuşatırlar ve bu kuşatma birkaç hafta savaşla geçer. Bu arada esirler alınır, esirler verilir. Sonra da, bir akşam karanlık bastığı sırada, kale tekfuruna elçi gönderip şöyle derler; (Kuşatmadan vazgeçtik. Hemen gideceğiz. Elimizde kırk kadar esir var. Bir anlaşma yapalım. Biz size esirleri teslim edeceğiz. Siz de bizimkileri bırakın). Bu haber, kalede sıkışıp kalan Bizanslıları çok sevindirir. Hemen Türk esirlerinin zincirlerini çözer, kale kapısı önüne çıkarırlar. Türkler de, kırk yiğit seçer, bunları esir kılığına sokarak, alaca karanlıkta kaleye sokarlar ve burayı fethederler.''

Erzurum Kalesi'nin güneyinde bugün bir Saat Kulesi, kulenin önünde de ''Kırklar Türbesi'' adıyla anılan küçük, sade bir yapı bulunmaktadır.

"Cennet burası" olmuş Bursa : Hazreti Süleyman, birgün Uludağ'ın tepesine koşmuş... Bir de ne görsün, bir yeşil ki bakmaya, bir suyu var ki içmeye, bin türlü meyvası var tatmaya doyum olmaz. Vezirine dönmüş, ''Cennet burası'' demiş. Kulağı ağır işiten vezir, padişahın bu sözünü 'Cennet Bursa' diye anlamış. Hemen mimarlara emir verimş, kısa süre içinde bir şehir kuruvermişler. O günden sonra buraya ''Bursa' denilmiş.

Konya : Bir zamanlar bu şehre 'Medüz' denen canavar musallat olmuş. ilahi Zeus'un kahraman oğlu Perse, Medüz'ün başını keserek şehri kurtarmış. Halk da Perse'nin bir heykelini şehrin meydanına dikmiş. Bundan sonra, şehrin adı, heykel ya da put şehri demek olan 'ikonium' olmuş. Selçuklu Türkleri, şehri zaptedip başkent yapınca 'ikonium' adı önce 'Kunniye' sonra da 'Konya' olarak değişmiş.

Antakya : Makendonya kralı Büyük iskender'in ölümünden sonra, O'nun şöhretli generallerinden Antiokos'un oğlu Selefkos, bir devlet kurmak üzere bugünkü Hatay iline gelmiş, devletin başkenti için münasip bir yer aramaya başlamış. Her taraf güzelmiş, bir türlü karar veremeyince Tanrı Zeus'a dua ederek bir mucizeyle şehrin yerini seçmesini dilemiş.

Tam kurbanını kesip, mabede bıraktığı sırada, gökyüzünden bir kartal gelerek, kurbanın bir parçasını kapıp, deniz kenarına bırakmış. Kartal tekrar gelmiş, bu sefer de kurbanın geri kalan büyük parçasını kaparak Silpios dağının eteklerinden, Orante yani bugünkü Asi Nehri'nin sol kıyısına götürmüş. Selefkos, kartalın ilahi Zeus tarafından gönderildiğine hükmederek, önce deniz kenarında bir liman, sonrası Asi Nehri'nin sol kıyısını başkent yapmaya karar vermiş. Kısa zamanda şehrin inşaatını tamamlatmış ve şehre babasının adına 'Antiohia' demiş.

Kütahya : Dul bir kadının, çanak çömlek pazarına getirdiği, birbirinden güzel testiler, tabaklar, vazolar hem çok zarif hem de çok sağlammış. Pazara gelen alıcılar, kadının yolunu gözler, onun pişirdiği toprak kapları satın alabilmek için etek dolusu para harcarlarmış. Çanak çömlek esnafı nerdeyse iflas edecek duruma düşmüş. Toplanıp karar vermişler, ''Bu ince işçilik, bu sağlam çanak-çömlek, kadının hüneri değil, kullandığı çamurun eseri. Bizim çamurumuz iyi değil. Kadını izleyelim, nerden toprak alıyorsa biz de oradan toprak alalım'' demişler.

Bir pazar dönüşü, yaşlı kadını gizlice izlemişler. Kadın gide gide, bugünkü Kütahya'nın bulunduğu yere gelmiş, küçücük bir tepeden heybesine toprak doldurmuş, geri dönmüş. Ondan sonra tüm çömlekciler buraya üşüşmüş ve atölyeler kurmuş, bir şehir yapmışlar. Adı, o günden sonra 'Seramorum' yani Seramik şehri olmuş.

Uşak : Çocuk veya genç adının halk dilinden söylenişidir. Bazı rivayetlere göre ise uşak (ayınla söylenişi) aşık kelimesinden geldiği söylenmiştir.

Urfa : Eski adı "Orhoe veya Orhai"dir. Daha sonra Araplar tarafından "R"ya çevrilmiştir.

Tekirdağ : Adını, kıyı boyunca uzanan Tekirdağlarından almıştır.

Tokat : Eski adı "komana Pontika"idi. Tokat adının Pontika adının halk arasında değişmiş şeklidir.

Trabzon : "Trapezus" sözcüğünden gelir. Anlamı dörtköşe'dir.

Tunceli : Burada bazı maden yataklarının bulunmasından dolayı şehre Tunceli adı verilmiştir. Yani tunç ülkesi demektir.

Sakarya : Adını sınırları içinden geçen Sakarya nehrinden alır.

Samsun : Eski adı "Amisos"dur. Samsun ismi bu kelimenin halk arasından değiştirilmişidir.

Sivas : adının nereden geldiği konusunda her hangi bir kayda rastlanmamıştır.

Siirt : Rivayete göre Sert kelimesinin bozulmuş şeklidir.

Rize : Kafkas kökenli bir kelime olduğu sanılmaktadır.

Ordu : Eski adı "Kotyora"dır. Halk tarafından bu isim değişikliğe uğramıştır.

Niğde : ilkçağda bölgede Nagdoslular adlı bir kavim yaşadığından bu şehre isimlerini vermişler. Arap kaynakları şehre "Nekide veya Nikde" demişlerdir. Halk ise şehre Niğde adını vermiştir.

Nevşehir : On sekizinci yüzyıla kadar şehir bir köydü ve adı "Muşkara" idi. Daha sonra Nevşehirli Damat ibrahim Paşa köyünü geliştirdi ve yeni şehir anlamında Nevşehir adını verdi.

Malatya : Hititler döneminde buranın adı "Meliddu"dur. Halk tarafından Malatya olarak değiştirilmiştir.

Manisa : Yunanca Magnesya'dan gelmiştir. Türkler burayı alınca Manisa olarak şehrin ismini değiştirdiler.

Mardin : Mardin adı Süryanice'de Marde'den geldiği rivayet edilir. Romalılar "Maride" Araplar ise "Mardin" adını vermişlerdir.

Muğla : Eski adı "Mobolla"dır. Türkler buraya daha sonra Muğla demişlerdir.

Muş : Bir rivayete göre Süryanice'deki suyu bol anlamına gelen Muşa'dan diğer bir rivayete göre ise Şehrin kurucusu "Muşet"den gelmiştir.

Karaman : ilk ismi Laranda'dır. Selçuklu ve Osmanlılarda ki ismi Larende idi. Karamanoğullarının başkenti olduğundan buraya daha sonra Karaman adı verildi.

Kahramanmaraş : Asıl adı Markasi'dir. Halk dilinde Maraş olarak değişmiştir. Kurtuluş savaşında Fransızlara karşı şehirlerini kahramanca savunduklarından Meclis tarafından 11 Şubat 1922'de "Kahraman" ünvanı verildi.

Kars : MÖ: 130-127 yılında buraya yerleşen Karsak oymağından dolayı şehre Kars adı verilmiştir. Kars kelimesinin anlamı ise deve ya da koyun yününden yapılan elbise veya şal kuşağı anlamına gelir.

Kastamonu : Şehrin eski adı "Tumana"dır. Buraya daha sonra Gas-Gas isimli bir kavim yerleşmiştir. işte Kastamonu Gas ve Tuman'ın birleşmesinden meydana gelmiştir.

Kayseri : Romalılar Mazaka adlı şehiri alınca buraya Kaysarea adını verdiler. Yani imparator şehri anlamına gelir. Daha sonra Kayseri olarak halk arasında yayılmıştır.

Kırşehir : Kır ve Şehir kelimesinin birleşmesinden oluşmuştur.

Kocaeli : Orhan gazi döneminde bu bölgeyi feth eden Akçakoca isimli komutandan dolayı buraya Kocaeli denildi.

Konya : isa'dan önce 47-50 ve 53 yıllarında hristiyan azizlerinden St. Paul burayı ziyaret etti ve şehir önemli bir dinsel merkez olarak gelişti. Bu nedenle hristiyanlar ona, "isa'nın tasviri" anlamına gelen "ikonyum" adını verdiler. Abbasiler burayı alınca "Kuniye"ye çevirdiler. Türkler bu ismi Konya olarak değiştirdi.

Kütahya : Frigler buraya "Katyasiyum veya Katiation" adını vermişlerdir. Daha sonra yöre halkı buraya Kütahya demiştir.

istanbul : MÖ. 658 yılında Megara kralı Byzas tarafından kurulduğundan bu şehre kurucusundan dolayı Bizantion adı verilmiştir. Roma imparatoru Marcus Avrelius döneminde imparatorun manevi babasının adıyla "Antion" olarak anıldı. Bizans imparatoru Konstantin bu şehri yeniden kurunca buraya kendi adını verdi. Şehre "Konstantin veya Konstanpolis" adı verildi. Araplar "Kostantiniye" Romalılar "Konstantinopolis" demişlerdir. Daha sonra bu ismin kısaltılmış şekli olan "Stin-polis" deyimi kullanıldı. işte istanbul bu "Stin-Polis" şehrinden türetildi. Türkler burayı alınca Müslüman şehir anlamında "islambol" adını verdiler. Fakat daha sonra istanbul olarak değiştirildi.

izmir : Şehrin asıl adı "Smyrna"dır. izmir kelimesi Smyrna'nın halk arasındaki kullanış şeklidir. Homeros destanlarında bu kent ismini Kıbrıs Kralı Kinyras'ın kızı Smyra'dan alır ve tanrıça Artemis izmirli'dir. Kimi kaynaklara göre de, izmir şehrini ilk kuran Hititler değil, Amazonlar'dır. (Hititler de buraya Navlühun adını vermişlerdir.)

Gaziantep : Şehrin eski adı Ayıntab'dır. Kelime anlamı, pınarın gözü demektir. Halk bunu Antep olarak değiştirmiştir. Halk Kurtuluş Savaşında Fransızlara karşı başarılı bir savaş verince 6 Şubat 1921'de çıkartılan bir yasayla Gazi ünvanı verildi.

Gümüşhane : Burada daha önceleri gümüş madenleri olduğundan, bu şehre Gümüşhane denilmiştir.

Edirne : Romalılar döneminde imparator Hadrianus tarafından kurulduğu için şehir "Hadrianopolis" adını alır. Hadrianus'un şehri anlamına gelen bu sözcuk, sonradan değişimlere uğrayarak Edirne halini aldı.

Elazığ : Erzincan ovasından adını alır. Ezirgan diye halk tarafından söylenir. Buranın eski adı Eriza'dır.

Erzurum : Ardı Rum kelimesinden gelir. Yani Rum toprağı demektir. Diğer bir rivayete göre de Selçuklular buraya Erzen-Rum demişlerdir. Erzen darı demektir. Şehir o zamanlar bir tahıl ambarı olarak kullanılmıştır.

Eskişehir : Eski adı Doylaion'dur. 1080 yılında Türkler burayı ele geçirdi. 1175 yılında burasını Bizans geri aldı. Kılıçarslan bu şehri daha sonra geri alınca, ona "Bizim eski Şehrimiz" anlamına gelen Eski Şehir adını verdi.

Denizli : deniz-ili kelimelerinin birleşmesinden oluşmuştur. il eski Türkçe'de ülke, memleket anlamına gelir. Yeni deniz memleketi denilir. Bir diğer rivayete göre de kelimenin aslı domuz-ili'dir. Bu da bölgede domuz çokluğundan kaynaklanmaktadır.

Çanakkale : Marmara ve Ege denizlerini birleştiren Boğaz'daki şehir ve kasabaların en büyüğü ve il merkezidir. Boğazın doğu kıyısında ve en dar yerinde kurulmuştur. Burada denizin şekli tıpkı bir çanağı andırır. Bugünkü ismini buradan alır.

Çankırı : ilkçağda "Gangra" kalesinin eteğinde kuruldu. ismini Gangra kalesinden alan Çankırı'ya yakın zamana kadar Çangırı ve Çenğiri deniliyordu.

Çorum : Rivayete göre Çoğurum kelimesinden türetilmiştir. Bu da bölgede zamanında Rumların çoğunluğu oluşturmasından kaynaklanmaktadır.

Bursa : Eski çağlardaki Bitinya bölgesinin başkentidir. Buraya kurucusu Bitinya kralı Prusias'ın adı verildi. (MÖ:IIyüzyıl)

Burdur : Eski adı Askaniya'dır. ismini yanında kurulmuş olduğu Burdur gölünden alır.

Bolu : Önceleri Bithynion Romalılar döneminde ise Claudiopolis adı verildi. Türkler burayı alınca Claudiopolis sözcüğünü kısaltıp sadece polis dediler. Daha sonra bu da halk dilinde değişeret Bolu oldu.

Bitlis : Kimi tarihçilere göre, "Bageş" ya da "Pagiş" sözcüklerinden türemiştir. Kimilerine göre de Büyük iskender'in komutanı "Lis" ya da "Badlis" burada bir kale kurmuş. Bitlis sözcüğü bu komutanın isminden kaynaklanıyormuş.

Bingöl : Burada bulunan bir çok gölden dolayı bu isim kendisine verilmiştir.

Bilecik : Bizanslılar döneminde burada Bilekoma adlı bir kale vardı. Osman bey burayı alınca bu adı Bilecik olarak değiştirdi.

Bayburt : Eldeki kaynaklara göre kasabanın ortaçağdaki adı "Paypert" ya da "Pepert" idi. Bayburt adı buradan gelmektedir.

Balıkesir : Şehrin adının eski hisar anlamına gelen Qaleokastio'dan türediği sanılmaktadır. Halk arasında dolaşan bir söylentiye göre de balı çok anlamına gelir. Çünkü Kesir Arapça'da çok anlımana gelmektedir.

Aksaray : Selçuklu Sultanı izzettin Kılıçarslan, şehirde cami, medrese, kümbetler ve büyük ve beyaz bir saray yaptırdı. Şehir "Aksaray" adını işte bu beyaz saraydan aldı.

Amasya : Amasya şehrini tarihçi Strabon'a göre Amazon kralı Amasis kurdu ve ona Amasis kenti anlamına gelen "amesesia" ismini verdi.

Aydın : ilk olarak Argoslar tarafından kuruldu. Anadolu beylerinde Aydınoğlu Mehmet bey'den aldı. Aydın, Mehmet beyin babasının ismidir.

Artvin : iskitler tarafından kuruldu. Artvin sözü iskitçe'dir.

Ankara : islam kaynaklarında Ankara'nın adı Enguru olarak geçer. Kimilerine göre Ankara sözü Farsça "Üzüm" anlamına gelen Engür'den, ya da Yunanca'da Koruk anlamına gelen "Aguirada'dan türemiştir. Bazılarına Hint-Avrupa dillerindeki "Eğmek" anlamına gelen Ank ya da Sankskritçe de; "Kıvruntı", anlamına gelen ankaba'dan veya Latince'den çengel anlamına gelen uncus'dan türediği ileri sürülmektedir. Frig dilinde Ank "engebeli, karışık arazi anlamına gelir." Şehrin diğer isimleri; Ankyra, Ankura, Ankuria, Angur, Engürlü, Engürüye, Angare, Angera, Ancora ve son olarak Ankara şeklini almıştır.

Antakya : MÖ 300 yıllarında Makedonya Kralı Seleukoz bu yörede Antakya'yı kurdu ve şehre babasının ismi olan Antiokhia adını verdi. Zamanla büyüyen kent, başkent halini aldı.

Afyonkarahisar : Afyon türklerinde sık sık "hisor" sözcüğü geçer. "hisarın bedenleri çevirin gidenleri" Bu hisar sözcüğünün Afyon türklerinde sık sık yinelenmesi nedensiz değildir. Eski adı Akroenos olan şehri Selçuklular uzun süren bir kuşatmadan sonra ele geçirdiler. "Hisar" kuşatma anlamına gelir. Acılarla elde edilen yere "Karahisar" dediler ve orada, kara taşlardan bir kale kurdular. Onaltıncı yüzyılda bölgede afyon yetiştirilmeye başlayınca, Karahisar'ın başına bir de Afyon eklendi ve şehir "Afyonkarahisar"adını aldı.

Adapazarı : Bu ilimize Adapazarlılar kısaca Ada der. Çünkü Sakarya ve Çark suyu arasında yer alan şehir, tıpkı bir adayı andırır. "Pazar sözüne gelince: Burası onyedinci yüzyılda yörenin Pazar yeriydi. işte Adapazarı bu iki sözcüğün "ada" ve "pazar" sözcüklerinin birleşmesinden oluştu. Adapazarı, Sakarya ilimizin merkezidir.

--spoiler--

kaynak; http://www.guncelmeydan.c...erinin-kokeni-t14502.html
............................................................................................

diğer iller ise şöyle;

adana -> uru adaniyya ("ada'nın bölgesi", hitit)
adıyaman -> türkçe
afyonkarahisar -> afyon -> opium (yunan) -> hapanuwa (hitit)
ağrı -> ararat ("kral ara'nın dağı", urartu)
aksaray -> türkçe
amasya -> amaseia (yunan)
ankara -> ankyra ("çapa", hitit) (hitit döneminde belediye başkanlığına çapa atan bir figüre istinaden)
antalya -> attaleia ("kral attalos'un beldesi", yunan)
ardahan -> arta-han ("han ülkesi", ermeni) (huseyin sevki topuz)
artvin -> arta-vani ("verimli ülke", ermeni) (huseyin sevki topuz)
aydın -> türkçe
balıkesir -> balak hisar (türkçe)
bartın -> parthenia (yunan)
batman -> batman nehrinden gelen bu ismin kökeni kesin bilinmiyor (bruce wayne)
bayburt -> baydbert (ermeni)
bilecik -> belekoma (hitit) (arjantin ovalarini sulayan nehir)
bingöl -> türkçe
bitlis -> bedlis (büyük iskender'in makedon komutanı)
bolu -> muhtemelen "şehir" anlamına gelen polis, istanbul ve safranbolu gibi
burdur -> polydoro/polydorion ("taşlık yer", bizans) (@onurder)
bursa -> prusia ("kral prus'un beldesi", yunan)
çanakkale -> türkçe (çanak kalesi)
çankırı -> gankira ("tiftik keçisi", hitit) (arjantin ovalarini sulayan nehir)
çorum -> çoğurum (türkçe) (arjantin ovalarini sulayan nehir)
denizli -> türkçe
diyarbakır -> diyar-ı bekir ("arap ailesi bekir'lerin diyarı", arap) şehrin arap işgalinden önceki ismi amid+amed (asur)
düzce -> türkçe
edirne -> hadrianapolis ("kral hadrian'ın şehri", yunan)
elazığ -> mamüretülaziz ("aziz inşaası", bu arapça isim osmanlı tarafından konmuş)
erzincan -> yerznka (ermeni)
erzurum -> arzan ar-rum ("rumların arzan'ı", türkçe) -> arzan/artsan (ermeni)
eskişehir -> "eski" (türkçe), "şehir" (farsça)
gaziantep -> aintap ("kral yolu", hitit)
giresun -> kerasus ("kiraz", yunan) -> keras ("boynuz / yarımada", yunan) (millikan)
gümüşhane -> gümüş (türkçe) hane (farsça) (ilginç bir şekilde bu şehrin adını yunanlar da "kioumioushane" olarak türkçesini kullanmışlar)
hakkari -> ("hakkar aşiretine ait", farsça) (huseyin sevki topuz)
hatay -> türkçe / antakya -> antiochia ("antioch beldesi", yunan) -> attic ionia ("attis'e tapan ionyalılar", hitit/yunan)
ığdır -> türkçe
ısparta -> yunan
istanbul -> konstantinopolis ("imparator konstantin'in şehri", yunan) -> eis stinpoli ("iç şehire", yunan)
izmir -> smyrna (yunan)
kahramanmaraş -> "kahraman" (farsça) "maraş" (bulamadım??)
karabük -> türkçe
karaman -> türkçe
kars -> kari (gürcü)
kastamonu -> kastra komnenon ("komnenos'un şatosu", yunan)
kayseri -> caesareae ("sezar'ın (kayzer'in) yeri", roma) (arjantin ovalarini sulayan nehir)
kilis -> kilseh ("kireç", arapça)
kocaeli -> türkçe / izmit -> eis medeia ("nikomedeia'ya", yunan)
konya -> iconium / iconia ("resim", yunan)
kütahya -> kotyaion ("yunan tanrıçası kotys'in şehri", yunan)
kırklareli -> kırk kilise (türkçe) -> saranta ekklisses ("kırk kilise", yunan)
kırıkkale -> türkçe
kırşehir -> kır şehri (kır türkçe, şehir farsça)
malatya -> malidiya (hitit) melid (asur)
manisa -> magnesia ("yunan kabilesi magnetlerin beldesi", yunan)
mardin -> marde (süryani) (huseyin sevki topuz)
mersin -> mersin kelimesinin kendisi yunan kökenli ama bu ismin kökeni o kelime mi bulamadım
muğla -> mobolla (hitit/karya)
muş -> muşa ("suyu bol", süryani) (arjantin ovalarini sulayan nehir)
nevşehir -> ("yeni şehir", farsça)
niğde -> magida (hitit?)
ordu -> türkçe
osmaniye -> osmanlıca
rize -> riza/rizaeus ("dağ yamacı", yunan)
sakarya -> zakharion ("saldırgan", yunan) -> sangarios (yunan) -> sangari (hitit)
samsun -> "eis amisos" ("amisos'a", yunan)
siirt -> sirte (yunan) / saird (ermeni)
sinop -> sinope (yunan) -> sinowa (hitit)
sivas -> sebaste/sebastia ("fem. agustus", latin)
şanlıurfa -> urfa (hitit)
şırnak -> şehr-i nuh gibi bir isim uydurulmuş ama ikna olmadım.
tekirdağ -> türkçe
tokat -> dokeia (bizans) (orjinnal)
trabzon -> trebizond -> trapezous ("masa", miletli yunan tacirlerin koyduğu isim)
tunceli -> türkçe
uşak -> uşşak ("aşık", arapça)
van -> biaina (urartu)
yalova -> türkçe
yozgat -> ??
zonguldak -> zone geul-dagh ("göldağı bölgesi", fransız)

kaynak; ekşi sözlük.