bugün

insani kendisine gicik eden bir bagirmadir. ayrica bagirmak baska rock baska brütal baska karpuuuuz kan baska.

yani bagirinca rocker olunmuyo sebnem ve severleri entel gubidikler.
malum kişinin bağırışlarını duyup içten içe sinirleniyorken tam da içimden geçenleri ifade eden başlık. artık bıktım usandım, içimi dökmek istiyorum yahu. sevgili şebnem ferah, değiştir artık şu formatını, bıktım senin bağırışlarını duymaktan. bağırınca daha iyi hissedilmiyo ki söylediklerin. bi de hayranların çok diye güzel falan sanıyosundur, ama yeter artık ya senelerdir aynı şekilde şarkı söylüyosun. şarkılarının içeriği hep aynı. vallahi yetti canıma bu kadın artık.

evet, çok ama çok rahatladım. oh be!
ibrahim tatlıses'in ve bilumum arabeskçi bozmalarının bağırmalarından bin kat anlamlı ve güzeldir denebilir.
bağırmak: insanın yüksek ve gür ses çıkarması. tdk
"ses çıkarması" ifadesinden anlaşılan o ki tek hece ile bağırılır. yani; ahh, vahh, oyyy, vavv vs.

bağıran bir insanın bağırtısında anlam aramak yanlış gibi duruyor. *
anlamlı bağırma nasıl olur acaba. müzik tarzına yeterince uyumlu ve rahatsızlık vermeyen bağırmadır.
(bkz: anlayana)
can kırıkları albümünde biraz fazla bağırmış olsa da şebnem ferah öyle anlamsız falan bağırmıyordur. kadın hissettiklerini avazının yettiğince haykırıyordur.

ha bir de ilk entryyi giren arkadaşım, istiklal caddesi kadar şarkısıyla ziliyetin kaybı konularını nasıl bağdaştırdığına ben bir hukukçu olarak akıl sır erdiremedim. buradan bildiği iki hukuki terimi entry içinde kullanınca arş-ı alaya çıktığını sanan ergenlere selam ederim.

şebnem ferah dinlemeye gideyim ben..
(bkz: şebnem ferah a saldırmanın dayanılmaz hafifliği)
göreceli bir durumdur.

zira şebnem ferah'tan bağırması nedeniyle nefret edenlerin marilyn manson ya da hayko cepkin fanatiği olması da pek bir ironik durur.

şebnem ferah can'dır. anlayana tabii ki.
şebnem ferah ne şarkıcı dır ne rockcı dır. öölesine takmış ardına güya modern güya marjinal bir kaç bin ne idiğü belirsizi nara ata ata giden bişeydir kendisi. tek eksikleri jilettir.

arabesk rock!
insana aşırı derecede itici gelen bağırmadır. türk standartlarına göre hoş olan bir şarkıda hanım kızımız öyle manasız ruhsuz bir ses çıkarır ki, insan bu durumdan kızımızın konser performansından daha çok nefret eder.
şebnem ferah severlere çok sevmediğimi söylediğimde kabul ettikleri tek nedendir. ''çokunda değilim boş bağırıyor bir de..'' diyorum sözlükçüğüm..

(bkz: Onun ceaaan kırıkları var!)
(bkz: az daha bağır belki hissederim duyguyu)
bağırabilmenin cesaret isteyen bir durum olduğunu, çoğu zaman yaşayarak öğrendiğim için, takdirle izlediğim durum.
esas olan özgürlük, şarkı,ses,ahenk bahane. kadın özgür kardeşim.
sesi güzel olabilir fakat çok garip şekilde bağırışları vardır. anırmak ile şarkıyı hissettirmek arasında fark vardır.
ronnie james dio da bağırır şarkı söylerken. fakat o bağırırken şarkıyı iliklerinizde hissedersiniz, boyut atlarsınız. dio örneği abzürd kaçtıysa o zaman buyrun janis joplin, onun çığlıklarında da boyut atlarsınız, kendinizden geçersiniz. sonuçta bu aşmış müzisyenler de bağırıyor şebnem ferah da, hayko cepkin de, emre aydın da...
(bkz: eşek hoşaftan ne anlar)
kulaklıkları çıkarıp acaba çevredeki sesleri hala duyabiliyor muyum demeye yol açan tiz bağırış.
(bkz: şarkı söylüyodur o şarkı)
geçen gün yine oturuyoruz şebo'yla.. çay koyma sırası da bendeydi. ama enayi miyim, dünden kalma bulaşıkları yıkamamış daha şebo hanım, evde bir çay bardağı kalmamış.. bu birden 'bsg, çay koy' diye bağırmaz mı avaz avaz.. kuyruğumu kıstırıp gitmişim mutfağa..
bazen böyle kalbimi kırıyor sözlük, anlam veremiyorum. ama yinede onu seviyorum.
o duyguya giremeyenlerin anlamsız olarak karşıladığı bağırmadır. aslında o bağırma sırasında yaşattığı duyguyu binlerce kelime kullansa o kadar iyi yaşatamaz. tabi bunu anlamak herkes için mümkün olmuyor. aslında güzel yanı da bu. herkes anlasa pop olurdu, değerini kaybederdi. tabi en koyu şeboist bile o moda giremeyebilir bazen, ona da kulak tırmalayıcı gelebilir. dert etmeyin, olur öyle.